Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Bölünmeye İlişkin Yenilikler – I
Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni TTK”), Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) kapsamında yer almayan ve 13.06.2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda (“KVK”) ve Anonim ve Limited Şirketlerin Kısmi Bölünme İşlemlerinin Usul ve Esaslarının Düzenlemesi Hakkında Tebliğ’de düzenlenen bölünme kurumu için ayrıntılı hükümler getirdi. Bölünme, Yeni TTK kapsamında İsviçre Federal Birleşme, Bölünme, Tür Değiştirme ve Malvarlığı Devri Hakkında Kanun (“LFus”) esas alınarak düzenlendi. Yeni TTK’daki düzenlemelerde, tıpkı LFus’ta olduğu gibi, halka açık sınırlı sorumlu şirketlerin bölünmesi hakkında 82/891/AET sayı ve 17 Aralık 1982 tarihli 6. Yönerge esas alındı. Böylece bölünme, vergi mevzuatı dışında da, somut bir hukuki zemine oturtuldu. Yeni TTK’daki bölünme hükümleri, detaylı düzenlemeler içermeleri bakımından, iki ayrı makale halinde ele alınacaktır.
Bölünme Türleri ve Geçerli Bölünmeler
Yeni TTK m. 159/1, tam ve kısmi bölünme olmak üzere iki tür bölünme öngörür. Tam bölünmede, malvarlığının tümü bölünerek, mevcut veya kurulacak olan bir şirkete geçer. Bölünen şirket ortadan kalkar ve şirket ortakları, devralan şirketin ortağı haline gelirler.
Kısmi bölünme ise ikiye ayrılır: Kısmi bölünme ve yavru şirket kurma. Kısmi bölünmede, şirket malvarlığının bölümleri, diğer şirketlere devredilir. Bölünen şirket ortakları, devralan şirketin ortağı haline gelir. Kısmi bölünen şirket ortadan kalkmaz, elinde kalan malvarlığı değerleriyle varlığını sürdürür. Yavru şirket kurma yoluyla kısmi bölünmede ise, bölünen kısım ayni sermaye olarak konulur ve bölünen şirket yavru şirketin paylarına sahip olur. Bu şekilde bölünme, LFus’te düzenlenmemiş olup, KVK’da bölünmenin esas türü olarak öngörülmektedir.
Yeni TTK m. 160, geçerli olarak gerçekleştirilebilecek bölünmeleri düzenler. Bu madde uyarınca, sermaye şirketleri ve kooperatifler, yine sermaye şirketleri ve kooperatiflere bölünebilir. Geçerli olmayan bölünmelerin tür değiştirme yoluyla aşılması mümkündür.
Şirket Paylarının ve Haklarının Korunması
Yeni TTK, bölünmede şirket payları ve haklarının korunması hususunda, birleşmeye ilişkin m. 140’a atıf yapar. Bu madde uyarınca, şirket paylarının devamlılığı ilkesi gözetilir. Bölünen şirket ortaklarının, bölünmeden sonra ortaya çıkan şirket yapısı içinde de, mevcut pay sahipliği haklarının karşılanması gerekir. Bu kapsamda, bölünen şirketlerin malvarlıksal değeri ve oy haklarının dağılımı gibi önemli hususlar dikkate alınır.
Pay sahiplerinin paylarının değişim oranları saptanırken, pay sahiplerine denkleştirme akçesi ödenmesi öngörülebilir. Denkleştirme akçesi, malvarlıklarının değerlendirilmesinde oluşan küsuratların atılması amacını taşımakta olup, bölünmenin kolaylaştırılmasına hizmet eden bir araçtır. Yeni TTK m. 140/2 uyarınca, bölünen şirket ortaklarına tahsis edilecek payların gerçek değerinin onda birini aşamaz.
Simetrik ve Asimetrik Bölünme
Yeni TTK m. 161/2, simetrik (pay oranlarının korunduğu) ve asimetrik (pay oranlarının korunmadığı) bölünme türlerini düzenler. Simetrik bölünmede, ortaklar bölünen şirkette sahip oldukları pay oranını korur.
Yeniden yapılandırma sırasında büyük kolaylık sağlayan asimetrik bölünmede ise, bölünen şirketin pay sahiplerine devralan veya yeni kurulan şirketlerde mevcut pay oranları değiştirilerek pay verilir. Devralan veya yeni kurulan şirkette payları azalan pay sahiplerinin, devreden şirketteki payları artar. Devralan veya yeni kurulan şirkette daha çok pay almak suretiyle devreden şirketten tamamen çıkılabileceği gibi, devreden şirketin pay sahiplerinin devralan veya yeni kurulan şirketlerin bazılarına veya tümüne katılmamaları da mümkündür.
Bölünmenin Uygulanması
Bölünmenin uygulanması esnasında sermayenin azaltılması, Yeni TTK m. 162’de düzenlenir. Sermayenin azaltılması, kısmi bölünmede devreden şirkette bölünen malvarlığının neden olacağı sermaye kaybının önüne geçilmesi ve sermayenin yeni duruma uygunluğunun sağlanması için gerekli olabilir. Hangi koşullarda sermayenin azaltılabileceği ve oranı hakkında, Yeni TTK’da herhangi bir açıklık bulunmaz. Sermayenin azaltılmasının gerekip gerekmediği, yönetim organı tarafından belirlenir ve işlem denetçisi tarafından denetlenir.
Yeni TTK m. 163 ise, bölünmedeki sermaye artırımını düzenler. Bu madde uyarınca devralan şirket, sermayesini bölünen şirketin pay sahiplerinin haklarını koruyacak ölçüde artırır. Sermaye artırımı kararının, esas sözleşme değişikliklerine ilişkin usule göre alınması gerekir. Burada ayni sermaye konulmasına ilişkin hükümler uygulanmayacak olup, kayıtlı sermaye sisteminde müsait olmasa bile, tavan değiştirmeden sermaye artırılabilir.
Bölünme kapsamında yeni bir şirketin kurulması durumunda, Yeni TTK’nın ilgili hükümleri, asgari ortak sayısı ve ayni sermaye konulmasına ilişkin hükümler hariç olmak üzere, uygulama alanı bulur. Ayrıca, Yeni TTK m. 165 uyarınca, bilanço günüyle bölünme sözleşmesinin imzası veya bölünme planının düzenlenmesi arasında altı aydan fazla bir zaman bulunması veya son bilançonun çıkarılmasından itibaren, bölünmeye katılan şirketlerin malvarlıklarında önemli değişiklikler meydana gelmesi durumunda, ara bilanço çıkarılır.
Bölünme Sözleşmesi, Bölünme Planı ve Bölünme Raporu
Yeni TTK m. 166/1 uyarınca, bölünme yoluyla şirket malvarlığının var olan bir şirkete devredilmesi durumunda, her iki şirketin yönetim organları tarafından bölünme sözleşmesi yapılır. Ayrıca, Yeni TTK m. 166/2 uyarınca, şirket malvarlığının bölümleri yeni kurulacak şirketlere devredilecekse, yönetim organının bir bölünme planı hazırlaması gerekir. Bu iki belgenin yazılı şekilde yapılması ve genel kurul (“GK”) tarafından onaylanması gerekir. Bu belgelerin zorunlu içeriği, Yeni TTK m. 167’de sayılmış olup, payların değişim oranı, denkleştirme tutarı, malvarlığı değerlerinin bölümlendirilmesi ve tahsisi gibi önemli hususları içerir. Bölünme sözleşmesi veya bölünme planında tahsisi yapılmayan malvarlığı, Yeni TTK m. 168 uyarınca, tam bölünme söz konusuysa devralan şirketlere paylı mülkiyet çerçevesinde tahsis edilir, kısmi bölünmede ise devreden şirkette kalır.
Yeni TTK m. 169, bölünme raporunu düzenler. Bölünme raporu, şirketlerin yönetim organları tarafından ayrı ayrı veya birlikte hazırlanabilir. Raporun zorunlu içeriği, maddenin 2. fıkrasında ayrıntılı şekilde açıklanır. Yeni kuruluş söz konusu ise, rapora yeni şirketin esas sözleşmesi de eklenir. Küçük ölçekli şirketlerde, tüm pay sahiplerinin onayı üzerine rapor düzenlenmeyebilir.
Bu üç belge ve bölünmeye esas bilanço, Yeni TTK m. 170’in birleşme hükümlerine yaptığı atıf uyarınca denetlenir. Denetleme, işlem denetçisi tarafından gerçekleştirilir; bölünen şirketlerin ilgili her türlü bilgi ve belgeyi sunmaları zorunludur. İşlem denetçisi, bir “denetleme raporu” hazırlar. Küçük ölçekli şirketler, tüm pay sahiplerinin onayı üzerine denetlemeden vazgeçebilir.
Pay sahiplerinin inceleme hakkını düzenleyen m. 170 uyarınca, bölünmeye ilişkin sözleşmeler, raporlar ve finansal tablolar, bölünmeye ilişkin GK toplantılarından iki ay önce, pay sahiplerinin incelemesine sunulur. Burada da kü
çük ölçekli şirketler, tüm pay sahiplerinin onayı üzerine inceleme hakkının kullanılmasından vazgeçebilir.
Bölünme Kararı, Alacaklıların Korunması ve Sorumluluk
Yeni TTK m. 173 uyarınca, şirket alacaklılarına teminat verilmesinden sonra bölünme sözleşmesi veya bölünme planı, GK’ya sunulur. Kararın alınabilmesi için, anonim şirketler bakımından, esas veya çıkarılmış sermayenin çoğunluğunun temsil edilmesi şartıyla, GK’da mevcut bulunan oyların dörtte üçüyle karar alınır. Bölünme ile şirketin işletme konusunda değişiklik öngörülmüşse, esas sözleşme değişiklikleri için öngörülen nisabın sağlanması zorunludur. Asimetrik bölünmelerde, devreden şirkette ortakların %90’ının olumlu oyu gerekir.
Yeni TTK m. 174 ve 175, alacaklıların korunmasına ilişkin düzenlemeler içerir. Şirket alacaklıları, yapılacak ilanlarla, bölünme işleminden önce olmak üzere, alacaklarını bildirmeye ve teminat verilmesi için istemde bulunmaya çağrılır. Teminat isteminde bulunan alacaklıların bu istemleri, ilanların yayımından itibaren üç ay içinde karşılanmalıdır. İşlem denetçisi raporu ile, teminat verme zorunluluğunun olmadığı saptanabilir.
Bölünme işlemine ilişkin sorumluluk hükümleri, Yeni TTK m. 176 ve 177’de düzenlenir. Buna göre, bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirket birinci derecede sorumludur. Bu şirketin sorumluluklarını ifa etmemesi durumunda, bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede ve müteselsilen sorumlu olurlar. İkinci derecede sorumlu şirketlerin takip edilebilmeleri, bazı şartlara bağlıdır. Bu şartlar arasında, birinci derecede sorumlu şirketlerin iflası ve şirket merkezinin yurt dışına taşınması yer alır. Pay sahiplerinin kişisel sorumlulukları konusunda, Yeni TTK m. 177’nin yaptığı atıf uyarınca, Yeni TTK m. 158 uygulanır. Ortakların, bölünme kararının ilanından önce doğan sorumlulukları, bölünmeden sonra da devam eder. Sorumluluklar, bölünme kararının ilanından itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Sonuç
Yeni TTK, bölünme bakımından güncel gereksinimlere cevap veren ayrıntılı bir düzenleme benimsedi. Bölünmenin gerçekleştirilmesi ile menfaat sahipleri arasındaki denge gözetildi. Geçerli bölünmeler konusunda sınırlı sayım ilkesi benimsenerek, simetrik ve asimetrik bölünme kavramları ile bölünmede oluşabilecek farklı durumlar için esnek bir yapı öngörüldü. Böylece bölünmenin yeniden yapılandırma yönü de vurgulandı. Ağırlaştırılmış nisaplarla, pay sahiplerinin hakları korundu ve küçük ölçekli şirketlerin korunması bakımından istisna hükümleri getirildi. Tüm bu değişikliklerle, Yeni TTK ile vergi mevzuatı dışında da düzenlenen bölünme kurumunun daha kolay ve etkin olarak işleyeceği tartışmasızdır.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...