Ticari İşletme Rehninde Güncel Sorunlar
Giriş
Teşebbüslerin artan finansman gereksiniminin teminat altına alınmasında, teşebbüsün makine, araç ve motorlu taşıma araçları gibi menkul mal varlığının ve marka, model veya lisans gibi sınaî mülkiyet haklarının rehni önemlidir. Ancak bu unsurlardan menkul malların rehin için teslim edilmesi, işletmenin faaliyet gösterememesi ve dolayısıyla finansmanın işlevsiz kalması sonucunu doğurur. Ticari işletme rehni bu sakıncayı gidermek üzere yaratıldı. Ticari işletme rehninde teslimli rehne tabi olan malvarlığı unsurları bir bütün halinde ve tek bir rehin sözleşmesiyle, teslimsiz olarak rehnedilir. Bu rehin türü 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu (“TİRK”) ve kanunun uygulanmasına ilişkin tüzük ve yönetmelik ile düzenlenir.
Rehnin Konusuna ve Kapsamına İlişkin Temel Kurallar
Ticari işletme rehni, ticari işletme veya esnaf işletmesine özgülenen malvarlığı unsurları üzerinde kurulur. Kapsama dâhil unsurlar “zorunlu unsurlar” ve “ihtiyari unsurlar” olarak gruplandırılabilir.
Kural olarak rehnin zorunlu unsurları, ticaret unvanı, işletme adı ve menkul işletme tesisatıdır. Ticari işletmeye özgülenen ihtira beratları, markalar, modeller, resimler ve lisanslar gibi sınaî haklar ise ihtiyari unsurlardır; zira bunların biri veya birkaçı rehnin kapsamı dışında bırakılabilir. Bu unsurlar dışında kalan ve rehin sözleşmesinde belirtilmeyen tüm malvarlığı unsurları, rehin sözleşmesinin kapsamı dışındadır. İşletmeye ithal edilen yeni unsurların rehnin kapsamına alınması için ise bu unsurların listeye alınması ve ayrıca Ticaret veya Esnaf ve Sanatkârlar Siciline tescili gerekir.
Ticari işletmeye ilişkin taşınmazlar rehin kapsamında değildir. Bunların üzerinde ayrıca ipotek kurulması gerekir. Gemi ipoteğine ilişkin hükümler de saklıdır.
TİRK’de 4952 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda, sanayi işletmelerinin taraf olduğu ticari işletme rehni sözleşmelerinde, sadece ilgili krediyle satın alınan menkul işletme tesisatı da rehnedilebilir. Ancak sadece bu unsurların rehnedilmesinin kredi verenin gereksinimini karşılamadığı durumlarda rehin, sözleşme özgürlüğüne dayanarak, bundan fazlasını da kapsayabilir.
Rehin Sözleşmesinin Kuruluşu
Ticari işletme rehni sözleşmesinin tarafları, bir tarafta kredi alan tacir veya esnaf; diğer tarafta da kredi verendir.
Kredi verenler ise TİRK’da (i) kredi müesseseleri, (ii) kredili satış yapan müesseseler ve (iii) kooperatifler ile sınırlıdır. Bu sınırlamanın amacı, istisnai nitelikteki bu rehnin ancak belirli kişiler arasında kurulmasını sağlamaktır.
Kredili satış yapan müesseseler, vadeli satış esasına göre taşınır eşya satan işletmelerdir ve sadece yaptıkları vadeli satışa konu olan menkul işletme tesisatı üzerinde rehin hakkını kazanabilirler.
Ticari işletme rehni sözleşmesi, şekil açısından ticari işletmenin sicil çevresindeki noter tarafından düzenleme yoluyla yapılır. Bu şekil rehin açısından bir geçerlilik koşuludur. Yargıtay da bu şekil şartını geçerlilik koşulu olarak yorumlar ve şekle uyulmadığı hallerde rehin sözleşmelerini geçersiz sayar.
Rehin sözleşmesine ayrıca rehne dâhil tüm unsurları ve bunların ayırt edici özelliklerini gösteren bir liste eklenir.
Rehnin Tescili ve Hükümleri
Rehin hakkının doğumu için ticari işletme rehni sözleşmesinin 10 gün içinde tescili gerekir. Tescil, ticari işletmeler için ticaret siciline, esnaf işletmeleri içinse Esnaf ve Sanatkârlar Siciline yapılır. Tescil, bir geçerlilik şartıdır ve rehin için kurucu niteliktedir. Tescil için gerekli olan sürenin hukuki niteliği ise öğretide tartışmalıdır. Yargıtay’ın da kabul ettiği bir görüşe göre hüküm emredicidir; 10 günlük sürenin kaçırılması halinde yapılacak tescil geçersizdir ve geçerli bir rehin işlemi için rehin sözleşmesinin baştan yapılması gerekir. Bizim de katıldığımız diğer görüşe göre ise bu sürenin emredici niteliğinin hukuki dayanağı yoktur ve süre geçtikten sonra dahi rehin tescil edilebilir. Önemli olan rehnin tescilidir.
Rehne konu unsurlar üzerinde rehin hakkı tescille doğar. Ticari işletme rehni, bir teslimsiz rehin modeli olduğundan, rehnin kurulması için rehinli malların rehin alana teslimi gerekmez. İşletme sahibi zilyetliğinde kalan rehinli malları, sadece olağan bir biçimde, ticari faaliyetinin yürütülmesinde kullanmaya yetkilidir. Rehin konusu malların devredilmesi, ayni hakla sınırlandırılması, başka bir yere nakledilmesi veya başkaları ile değiştirilmesi gibi olağan olmayan işlemler için rehin alanın rızası alınır. İşletme sahibinin rehinli mallar üzerindeki tasarruf yetkisi bu şekilde ciddi anlamda kısıtlandığı gibi, tacire, rehin konusu malvarlığı unsurlarının değerini koruma yükümlülüğü de getirilir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi ise ayrıca cezai yaptırıma bağlanmıştır.
Ticari işletme rehninin sicile kaydedilmesinin bir diğer etkisi, rehin hakkının üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesidir. Rehin hakkı, ticari işletmeyi devralan herkese karşı ileri sürülebilir. Bu hak sadece ticari işletmeyi devralanlara karşı değil, rehinli malvarlığı unsurlarını sicil bölgesi içinde edinen kimselere karşı da kullanılabilir. Buna karşılık, münferit rehinli malvarlığı unsurlarını sicil bölgesi dışında edinen iyiniyetli üçüncü kişilerin edinimleri korunur.
Ticaret veya esnaf siciline tescil edilen rehin ilgili diğer sicillere de bildirilir. Rehne dâhil unsurlar arasında motorlu taşıt araçları varsa trafik siciline, markalar için marka siciline, patentler için patent siciline, maden cevherleri için maden siciline ve şubenin tescil edildiği ticaret siciline bildirim yapılır. İşletmenin üzerinde kurulduğu taşınmaz işletme sahibine aitse, ticari işletme rehni, taşınmazın tescil edildiği tapu siciline de bildirilir.
Ticari İşletme Rehni ile İlgili Bazı Sorunlar
Sicil bölgesindeki noter. TİRK, rehin sözleşmesinin işletmenin sicil bölgesi içindeki bir noter tarafından yapılmasını öngörür. Yargıtay da bu konuyu bir geçerlilik koşulu olarak kabul eder. Sicil bölgesindeki noter tarafından yapılmayan sözleşmeyi geçersiz sayar. Bu görüşün haklı gerekçesi yoktur. Önemli olan rehnin noter tarafından yapılmasıdır. Noterin sicil bölgesi içinde veya dışında olması önemsizdir. Zira Türkiye’deki tüm noterler aynı yetki ve sorumluluklara sahiptir. Sözleşmenin herhangi bir noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması yeterli olmalıdır.
Listede yer almayan unsurlar. Rehin sözleşmesinin yapıldığı sırada mevcut olan menkul işletme tesisatının tamamının listede yer almaması halinde ne olacaktır? Bu konuda öğretide hâkim olan yaklaşıma göre bu eksiklik bir ihmalden kaynaklanıyorsa rehin sözleşmesi sakatlanmaz; ancak tarafların bilinçli olarak menkul işletme tesisatının bir kısmını rehin sözleşmesinin kapsamı dışında bırakmaları halinde, rehin sözleşmesi geçersiz olur.
Ticari işletmeye rehnin kurulmasından sonra dâhil edilen unsurların rehnin kapsamına girebilmesi için ise bunların listeye alınması ve sicile kaydedilmesi zorunludur.
Merkez veya şube üzerinde rehin. Kanımızca ticari işletmenin sadece merkezinde veya şubesinde bulunan malvarlığı unsurlarının rehnedilmesi de mümkündür. Şubenin bu işlemi gerçekleştirebilmesi için ise bu konuda şubeye özel bir yetki verilmelidir.
Üçüncü kişi lehine rehin. Kanunda, rehin alan tarafların sınırlı sayıda olarak sayılması sebebiyle, rehnin üçüncü kişi lehine kurulup kurulamayacağı da öğretide tartışılır. Kanımızca üçüncü kişi lehine ticari işletme rehni kurulabilir. Bir başka ifadeyle, işletme sahibi, bir başkasının borcu için işletmesine dâhil unsurları ticari işletme rehnine konu edebilir. Rehin hukukunda temel kural, üçüncü kişi lehine rehin kurulabilmesidir. TİRK’da üçüncü kişi lehine rehin kurmayı yasaklayan bir hüküm yoktur. Konu ultra vires açısından incelendiğinde de tüzel kişi tacirin ticari işletmesini rehnetmesi için ana sözleşmesinde bir hüküm bulunması gerekmeyeceği kabul edilmelidir. Tüm bu sebeplerle ticari işletme rehninin üçüncü kişi lehine kurulabileceği sonucuna varılmalıdır.
Rehinli alacağın devri. Rehin alan tarafların kanunda sınırlı sayılmasından kaynaklanan bir diğer tartışma konusu rehinli alacağın devri halinde rehnin akıbetidir. Öğretideki baskın görüş, rehin alan tarafa ilişkin bu sınırlamanın sadece rehnin kurulması anında geçerli olduğunu kabul eder. Dolayısıyla rehinli alacağın devrinin rehnin akıbeti üzerinde bir etkisi yoktur. Öğretideki bir diğer görüş ise, rehin hakkının serbestçe geçeceğinin kabulü halinde ticari işletme rehninin konuluş amacına aykırı biçimde yaygınlaşacağını da gerekçe göstererek, alacağın temlik edilebileceğini, ancak rehin hakkının bu takdirde sona ereceğini savunur. Kanaatimizce, ticari işletme rehni, bir kez kanunun öngördüğü taraflar arasında akdedildiği zaman, bu ihtiyaç karşılanmış olur. Rehin asıl alacağa bağlı, feri bir hak olduğundan, asıl alacak devredilebildiği ölçüde, feri nitelikteki ticari işletme rehni de devredilebilir.
Yabancı para üzerinden rehin. Rehnin kurulması sırasında, rehin sözleşmesinde “Türk Lirası olarak alacak miktarının” belirtilmesi koşulu aranır. Bu koşul nedeniyle ticari işletme rehninin yabancı para üzerinden kurulup kurulamayacağı da tartışmalıdır. Bu konudaki farklı görüşlere rağmen, TİRK m. 20 hükmü aracılığıyla MK m. 851/II hükmünün uygulama alanı bulacağı ve bu hükmün aradığı koşulların varlığı halinde yabancı para üzerinden ticari işletme rehni kurulabileceği görüşündeyiz.
Sonuç
Görüldüğü üzere ticari işletme rehni, tacir ve esnafların finansman ihtiyacının karşılanması için oluşturulan bir kurumdur. Ancak hukuki esasların düzenlenmesindeki özensizlikler ve eksiklikler, pek çok tartışmalı konuya neden olur. Düzenlemelerdeki ifade tarzlarının düzeltilmesi ve eksikliklerin tamamlanması, öğretide tartışmalı konuları açığa kavuşturacak şekilde yeni hükümler getirilmesi kurumun daha sağlıklı bir şeklide işlemesini sağlar.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...