Anonim Şirketlerin Kuruluşunda Yenilikler
Bilindiği gibi, Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni TTK”), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 14 Ocak 2011 tarihinde kabul edildi. Yeni TTK çerçevesinde, köklü değişikliğe uğramış bölümlerden biri de hiç kuşkusuz Ticaret Şirketleri kitabıdır. Bu kapsamda; gerek yaygın kullanılmaları, gerek uygulamadaki önemleri nedeniyle, Yeni TTK’nın anonim şirketler için öngördüğü değişikliklerin incelenmesi yerinde olur. Ancak, tüm yeniliklerin ve değişikliklerin tek bir makalede ele alınması mümkün olmadığından, konu bir dizi halinde ele alınacaktır.
Ultra Vires ilkesinin yumuşatılması
Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) uyarınca, diğer tüm ticaret şirketlerinde olduğu gibi, A.Ş.’lerin hak ehliyeti bakımından ultra vires ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, konu ve amaç maddesinin kapsamı dışında yapılan herhangi bir işlem yok hükmündedir. Bu kapsamda, A.Ş.’lerin ehliyetinin sınırlarını, amaç ve konu maddesi oluşturur.
Yeni TTK m.125/2 uyarınca; “Ticaret şirketleri, Türk Medenî Kanununun 48 inci maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler.” Yeni TTK ile, Medeni Kanun’un ilgili hükmüne gönderme yapılarak, ticaret şirketlerinin cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehil oldukları vurgulandı. Bu nedenle, anonim şirketlerin hak ehliyetinin sınırlarını artık amaç ve konu maddesi oluşturmaz. Dikkat edilmelidir ki amaç ve konu maddesi, Yeni TTK kapsamında, anonim şirketin işlemi yapan kişiye rücu edebilmesinin sınırlarını oluşturması bakımından, önem taşır.
Yeni TTK’nın 371/2 maddesi uyarınca; üçüncü kişilerin işlemin işletme konusunun dışında bulunduğunu bildiği veya bilebilecek durumda bulunduğunun ispat edilmesi durumunda, şirket o işlemle bağlı olmaz. Böylece şirkete, söz konusu işlemin devre dışı bırakılması yönünde bir olanak sağlanır.
Ultra vires ilkesine ilişkin değişiklik, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) Yönergesi dikkate alınarak gerçekleştirildi. Yeni TTK ile, Yönerge’deki amaç doğrultusunda, üçüncü kişiler korunur; şirketi temsile yetkili kişilerin, şirket adına yaptıkları işlemlerin şirketi bağlayacağına üçüncü kişilerin güveni korunarak işlem ve pazar güvenliği sağlanır.
Sermaye koyma borcu
Yeni TTK ile, A.Ş.’ye sermaye olarak konulabilecek değerler genişletildi. Yeni TTK m.127/1/h uyarınca; haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, sermaye olarak konulabilir. Söz konusu hüküm, Yeni TTK’nın teknolojik gelişmelere uyum sağlamayı amaçladığını gösterir. Maddedeki “…gibi değerler” ifadesi ile, teknolojik gelişmeler kapsamında ortaya çıkabilecek yeni değerlerin de şirkete sermaye olarak konulabilmesinin önü açıldı.
Kayıtlı sermaye sisteminin yaygınlaştırılması
Yeni TTK m.332/1 uyarınca, halka açık olmayan A.Ş.’lerin de kayıtlı sermaye sistemini seçmesinin önü açıldı. Kayıtlı sermaye sistemini halka açık anonim şirketlere özgülemenin herhangi bir teorik temelinin olmaması ve halka açık ve halka açık olmayan A.Ş.’ler arasındaki hüküm farklarını en aza indirme çabası bakımından, söz konusu düzenleme olumlu karşılanmalıdır. Kayıtlı sermaye sistemini seçecek A.Ş.’lerin sahip olmaları gereken asgari sermaye tutarı, 100.000 TL’dir. Böylece halka açık olamayan A.Ş.’ler de, kayıtlı sermaye tavanına kadar, alınacak Yönetim Kurulu kararı ile, sermaye artırımını gerçekleştirebilir ve esas sözleşme değişikliği yapmaya gerek kalmaz.
Kuruluş Belgeleri Sistemi
Yeni TTK m.336 uyarınca; “Esas sözleşme, kurucular beyanı, değerleme raporları, ayın ve işletme devralınmasına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, kurulmakta olan şirketle, kurucular ve diğer kişilerle yapılan ve kuruluşla ilgili olan sözleşmeler ile işlem denetçisi raporu, kuruluş belgeleridir. Bunlar, sicil dosyasına konulur ve birer nüshaları şirket tarafından beş yıl süreyle saklanır.” Kuruluş belgeleri sistemi, Türk hukukunda yenidir. Hükmün amacı, aleniliği sağlamak ve gizli sözleşme yapılmasını olabildiğince önlemektir. Söz konusu hüküm, bilgi edinme ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Kurucular beyanı, kuruluş belgeleri içinde yer alan belgelerden biridir. Bu beyanda; konulan ayni sermayeye verilecek karşılığın uygunluğu ve bu tür sermayenin gerekliliği gibi hususlar yer alır. Ayrıca, şirket tarafından iktisap edilen menkul kıymetlerle, bunların iktisap fiyatları, şirketin yüklendiği önemli taahhütler, makine ve benzerleri malların ve herhangi bir aktif değerin alımına ilişkin bağlantılar, fiyatlar, komisyonlar ile her türlü borçlar, emsalleriyle karşılaştırılarak, açıklanır. Beyan; bunların dışında, kuruluş yönünden bütün olayları, işlemleri ve gelişmeleri kapsamalıdır. Beyanın bütün kurucularla birlikte hazırlanıp verilmesi ve kurucularca imzalanması gerekir.
Kuruluş belgeleri içinde yer alan bir diğer önemli belge, işlem denetçisi raporudur. Yeni TTK çerçevesinde, A.Ş. bünyesinde gerçekleştirilen bazı önemli işlemler, işlem denetçisi tarafından denetlenir. Kuruluş işlemleri de bu işlemlerden biridir. Payların tamamının taahhüt edildiği, pay bedellerinin en az tutarlarının kanuna uygun olarak bankaya yatırıldığı ve diğer kuruluş belgelerinin mevcut olduğu gibi hususlar, işlem denetçisi tarafından denetlenir.
Tek kişilik anonim şirket
Yeni TTK m. 338/1 ile, tek kişilik A.Ş. kurulması, Türk hukuku bakımından da kabul edildi. Bu madde uyarınca, anonim şirketin kurulabilmesi için pay sahibi olan bir veya daha fazla kurucunun varlığı şarttır. Tek kişilik A.Ş.’nin hizmet edeceği amaçlardan bazıları, şu şekilde sıralanabilir:
- “Saman adam” adı verilen ortaklara gerek kalmaması
- Pay sahipliğinin şeffaflaştırılması
- KOBİ’lerin sınırsız sorumluluktan kurtulması
- Yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarına girmelerinin kolaylaştırılması
- Vakıf ve derneklerin başka ortaklara gerek kalmaksızın A.Ş. kurabilmeleri
Tek kişilik A.Ş.’lerin yerine getirmesi gereken bazı bildirim yükümlülükleri bulunur. Bir A.Ş.’nin tek kişilik A.Ş. olarak kurulması ve birden fazla ortaklı bir şirketin tek kişilik A.Ş. haline gelmesi, ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Böylece, ilgililerin bu konuda bilgilenmeleri sağlanır.
Tedrici kuruluş sisteminin kaldırılması
TTK’da A.Ş.’lerin kuruluş hükümleri, ani ve tedrici kuruluş başlıkları altında toplanmıştı. Tedrici kuruluş, uygulamada sıkça başvurulan bir yöntem olmamasına rağmen, daha ayrıntılı hükümlerle düzenlenmişti. Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri, TTK hükümlerinin önüne geçmekteydi. Yeni TTK ile, tedrici kuruluş sistemi kaldırıldı. Yeni TTK m.346’da “Halka açık kurulma” imkânı düzenlendi. Buna göre, halka arz edilmesi düşünülen nakit karşılığı paylar bir, birkaç veya tüm kurucular tarafından taahhüt edilir. Payların şirketin tescilinden itibaren en geç iki ay içinde halka arz edileceği esas sözleşmede belirtilir. Halka arz edilip de süresinde satılmayan payların bedellerinin tamamı, süresinde halka arz edilmeyen payların bedellerinin ise, yüzde yirmi beşi, iki aylık süreyi izleyen üç gün içinde ödenir. Bu düzenleme ile, kolay anlaşılabilecek ve uygulanabilecek bir sistem getirildi.
Esas sözleşmenin tescil ve ilanı
TTK döneminde, ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesi zorunlu olan esas sözleşme hükümleri, TTK’da sayılmıştı. Ancak, bu hükme rağmen, esas sözleşmenin tamamının ilan edilmesi şeklinde bir uygulama gelişmişti. Yeni TTK, bu konuda, uygulamanın kanuna aktarılması yönünde bir düzenleme öngördü. Yeni TTK m.354 uyarınca, esas sözleşmenin tamamının ilan edileceği, kanunda açıkça düzenlendi. Ancak, önemli bir değişiklik olarak, esas sözleşmenin tüm hükümlerinin üçüncü kişilerin iyiniyetini ortadan kaldırmak bakımından rol oynamayacağı açıklığa kavuşturuldu. Bu hükme göre esas sözleşme, yalnızca ilgili maddede sayılan kayıtlar bakımından tescilin olumlu etkisinden faydalanabilecektir.
Fesih davası açılması imkânı
Şirketler hukukunda, tescilin her türlü hukukî sakatlığı onarması ilkesi hâkimdir. Bu ilke uyarınca, kuruluştan sonra, anonim şirketin butlanına veya yokluğuna karar verilemez. Bu durum, işlem güvenliğinin korunması yönünden önem taşır. Ancak, fesih yoluna başvurulması menfaatlerin dengelenmesi açısından daha elverişlidir. TTK’da, kuruluş işlemlerindeki önemli sakatlıklardan dolayı şirketin feshine karar verilebilmesini öngören bir hüküm yoktur. Bu boşluk, TTK m.299/5’te düzenlenen fesih davasının, 24 Haziran 1995 tarih ve KHK/559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılmasıyla doğdu.
Yeni TTK m.353, fesih davasına imkân vererek söz konusu boşluğu doldurdu. Bu madde uyarınca, kuruluşta ve sermaye artırımında bazı önemli sebeplerin varlığında şirketin feshine karar verilebilir. Ancak, fesih davası açılabilmesi için, şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle, alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatlerinin önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilmiş olması şarttır.
Fesih davasının davacıları numerus clausus olarak sayılır. Buna göre; Yönetim Kurulunun, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın, ilgili alacaklının veya pay sahibinin istemi üzerine, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince şirketin feshine karar verilebilir. Mahkeme, şirketin feshine karar vermek yerine, eksikliklerin giderilebilmesi ve aykırılıkların düzeltilebilmesi için süre verebilir. Burada, feshin son çare olması ilkesi göz önünde bulundurulur.
Sonuç
Yeni TTK ile, A.Ş.’lerin kuruluşuna ilişkin hükümlerinin; TTK’daki eksikliklerin giderilmesi, uygulama kapsamında gerekli uyarlamaların yapılması ve işleyişin kolaylaştırılması kapsamında değerlendirilmesi uygun olacaktır. Tek kişilik A.Ş. ve fesih davası ile, uygulamadaki ihtiyaçları karşılayacak düzenlemeler, kanun kapsamına alınmıştır. Kayıtlı sermaye sistemi ve halka açık kurulma konusundaki düzenlemeler, işleyişi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, kuruluş işlemleri hakkında bilgi verme yükümlülükleri ile de, A.Ş.’lere hâkim olan ilkelerden olan bilgi edinebilme ve şeffaflık ilkeleri vurgulanmaktadır.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...