Taksitle Satış Sözleşmeleri
Giriş
Taksitle satım adı altında adi satıma nazaran farklı bir tür satım sözleşmesinin doğuş sebebi, satım bedelinin tamamını tek seferde ödeme imkanı bulamayan kişileri satın almak istedikleri şeyden derhal faydalandırmak suretiyle piyasayı canlandırarak üretime katkıda bulunmaktır[1].
Taksitli satışlar Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) madde 253-263 arasında düzenlenir. Satış sözleşmesinin bir türü olduğundan satış sözleşmesinin tüm yapısal unsurlarını içermesi gerekir. Tüketici işlemi niteliğindeki taksitle satış sözleşmeleri bakımından Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Hükümleri (“TKHK”) uygulama alanı bulur.
TBK madde 253/I bir taksitle satış tanımı içermektedir: “Taksitle satış, satıcının, satılan taşınırı alıcıya satış bedelinin ödenmesinden önce teslim etmeyi, alıcının da satış bedelini kısım kısım ödemeyi üstlendikleri satıştır.”
TBK’nın yürürlüğe girdiği dönemde halihazırda TKHK yürürlükte olduğundan, Borçlar Kanunu’nda taksitle satışa ilişkin getirilen ve tüketici pozisyonundaki alıcıyı koruyan hükümler, TKHK’daki aynı durumları –taksitle satışı- düzenleyen hükümlerden daha ayrıntılı ve daha koruyucudur. Bu da ilginç bir durumu ortaya çıkarmaktadır. TBK’daki hükümler tüketici lehine olduğu ölçüde TKHK’deki hükümlere göre öncelikle uygulanacaktır[2].
Bunun yanında TKHK ile TBK madde 253 vd. hükümlerinin çatıştığı noktada TBK’daki taksitle satış hükümleri uygulanır[3].
Taksitle Satış Sözleşmesinin Konusu
Giriş bölümünde Kanun’dan alınan tanımdan anlaşılacağı üzere taksitle satış sözleşmesinin konusu “taşınır eşyadır”. Türk Borçlar Kanunu’nun sisteminde bir alacak hakkının, ekonomik değerin, maddi olmayan malın taksitle satılması durumunda bir taşınır satışının varlığından bahsedilse bile, teknik anlamda bir taksitle satış sözleşmesinin varlığından bahsedilemez[4]. Aynı şekilde maddi olmayan malların (marka, patent, endüstriyel tasarım vb.) taksitle satışlarında, TBK madde 253 vd. uygulanmaz[5]. Ek olarak TKB madde 253/I, taksitli iş görme edimlerini de kapsamaz.
Unsurlar
Satış Bedeli Ödenmeden Önce Satılanın Alıcıya Teslimi: TBK m. 253 taşınır eşyanın “teslim”inden bahsetmektedir, zilyetliğin teslimi dışında bir yolla devri konusunda tarafların anlaşmaları, sözleşmenin taksitle satış niteliğini etkilemeyecektir. Satıcının satış bedeli tamamen ödenmeden önce ifa etmekle yükümlü olduğu borç satılanın teslimidir. Mülkiyeti devir borcunun satış bedelinin tamamı ödenmeden önce ifası, taksitle satış sözleşmesi için yapısal bir unsur değildir.
Satış Bedelinin Kısmi Edimlerle Ödenmesi: TBK m. 253/III (7) uyarınca taksit sayısı ikiden az olamaz. Taksitlerin tutarının veya vadeler arasındaki sürenin eşit olması şart değildir; taksitin vadesi geldiğinde objektif olarak belirlenebilir olması yeterlidir.
Taksitlerin Ödeme Süresi: TBK m. 256/I uyarınca, alıcı peşin satış bedelinin en az onda birini en geç teslim anında peşin olarak, satış bedelinin geri kalan kısmını da sözleşmenin kurulmasını izleyen üç yıl içinde ödemekle yükümlüdür. Bu maddenin emredici niteliği sebebiyle tarafların üç yılın üzerinde bir ödeme süresi öngördüğü taksitle satış sözleşmesi, batıl sayılır.
Öğretide, TBK m. 256/III hükmüne kıyasen satıcının yasal ödeme süresini aşan döneme ilişkin taksit alacaklarını talep hakkını yitirmesinin daha uygun bir çözüm olacağı, bu durumda sözleşme süresinin sonunda ödenen taksitlerin sebepsiz zenginleşme ile iadesinin istenebileceği ileri sürülmektedir.
Aynı zamanda alıcının ekonomik durumunda, sözleşme kurulduktan sonra aleyhte esaslı bir değişiklik olması halinde, yasal ödeme süresini aşan taksit erteleme sözleşmelerinin de geçerli sayılması gerekir. Bu tür esaslı değişikliklere; işsiz kalma veya mücbir sebep örnek gösterilir.
Satış Bedelinin Kredilendirilmesi: Taksitle satış sözleşmesinin alıcıya kredi sağlama amacı vardır. Yukarıda giriş bölümünde de bahsedildiği üzere, alıcının satış bedelini taksitlerle ödemesi alıcıya bir ek alım gücü, kredi sağlamak için kabul edilmişse taksitle satım sözleşmesinin varlığından söz edilir.
Ön Ödeme Yükümü: Alıcı taksitle satış bedelinin değil, peşin satış bedelinin en az onda birini en geç teslim anında peşin olarak (kredi kartı/nakden) ödemek zorundadır. Taraflar daha yüksek bir ön ödeme tutarı da kararlaştırabilir. TBK m. 256/II uyarınca Bakanlar Kurulu, satılanın türüne göre peşinat miktarı ile yasal ödeme sürelerini yarıya kadar indirebileceği gibi, iki katına kadar da çıkarabilir.
TBK m. 255 uyarınca taksitle satış sözleşmesi ancak cayma süresinin sona ermesi ile yürürlüğe girer. Bu nedenle cayma süresi sona ermeden satıcı alıcıdan ön ödemenin ifasını talep edemez. Taksitle satış sözleşmesi, alıcı bakımından, taraflarca imzalanmış sözleşmenin bir nüshasının eline geçmesinden yedi gün sonra hüküm ve sonuçlarını doğurur. Alıcı, bu süre içinde irade açıklamasını geri aldığını satıcıya yazılı olarak bildirebilir.
Peşinattan vazgeçilmesi karşılığında, satış bedelinde yapılacak artırma TBK m. 256/IV uyarınca hükümsüzdür. Bu durumun bir kısmı butlan hali oluşturur. Bu nedenle taksitle satış sözleşmesi, ön ödeme yükümü üzerinden varlığını korur. Ön ödeme tutarını almadan satılanı alıcıya teslim eden satıcı, sözleşmede kararlaştırılan ön ödeme tutarının ödenmeyen kısmı üzerindeki talep hakkını yitirir (TBK m. 256/III).
Asgari peşinat kuralı ve sözleşme süresinin sınırlandırılması, alıcıyı koruma amacı taşımaktadır. Asgari ön ödeme yükümlülüğü ile alıcının en azından satış bedelinin belirli bir kısmını ödeyebilecek durumda olması güvence altına alınır. Sözleşme süresinin sınırlandırılması ise uzun süreye yayılan taksitle satım sözleşmelerinde taksitlerin düşük gösterilerek alıcının psikolojik olarak yanıltılması tehlikesine karşı alıcıyı korumaktadır[6].
Şekil Şartları ve İçeriği
TBK madde 253/II uyarınca taksitle satış sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı düzenlenmiştir. Sözleşmede her iki taraf da borç altına girdiğinden, her iki tarafın da imzası olması gerektiği kabul edilir; dolayısıyla sözlü olarak kurulmuş bir taksitle satış sözleşmesinin taraflarca onaylanması veya sözleşmeyi taraflardan sadece birinin imzalaması yeterli olmayacaktır[7].
TBK m. 253/III kapsamında kanun koyucu, taksitle satılan şeyin satıcının “ticari faaliyet alanına giren bir mal” olması durumunda, sözleşmenin adi yazılı şekilde kurulmasını yeterli görmemiş, ayrıca sözleşmede yer alması gereken zorunlu unsurların neler olduğunu da düzenlemiştir. Bu zorunlu unsurlar aşağıda listelenmiştir.
- Tarafların adı ve yerleşim yeri.
- Satışın konusu.
- Satılanın peşin satış bedeli.
- Taksitle ödeme sebebiyle belirtilecek ilave bedel.
- Toplam satış bedeli.
- Alıcının nakden veya aynen üstlendiği diğer bütün edimler.
- Peşinat ve taksitlerin tutarı ile vadesi ve ikiden az olmamak üzere taksit sayısı.
- Alıcının yedi gün içinde sözleşme yapılması konusundaki irade açıklamasını geri alma hakkı.
- Öngörülmüşse, mülkiyetin saklı tutulmasına veya satış bedeli alacağının devrine ilişkin anlaşma kayıtları.
- Temerrüt veya vadenin ertelenmesi durumunda, yasal faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere ödenecek faiz.
- Sözleşmenin kurulduğu yer ve tarih.
Belirtilen bu hususlar, satıcının “ticari faaliyet alanına giren bir mal”ı konu alan taksitle satış sözleşmeleri açısından geçerlilik şartıdır ve bunlardan herhangi biri veya birkaçının sözleşmede yer almaması sözleşmeyi kesin hükümsüz kılacaktır[8].
Temerrüt Hali ve Sözleşmeden Dönme
TBK madde 259’da alıcının temerrüdü halinde satıcının seçimlik hakları düzenlenmektedir. Buna göre ilk olarak, Alıcı peşinatı ödemede temerrüde düşerse satıcı, sadece peşinatı isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmenin geçerli bir şekilde kurulmasını takiben, alıcı taksitleri ödemede temerrüde düşerse satıcı, muaccel olmuş taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada ödenmesini isteyebilir ya da sözleşmeden dönebilir. Satıcının geri kalan satış bedelinin tamamını isteyebilmesi veya sözleşmeden dönebilmesi, ancak bu hakkı açık biçimde saklı tutmuş olmasına ve alıcının kararlaştırılan satış bedelinin en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksidi veya en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ya da en son taksidi ödemede temerrüde düşmüş olmasına bağlıdır. Ancak, satıcının dönme dolayısıyla isteyebileceği miktar, ödenmiş olan taksitlerin tutarına eşit veya daha fazla ise satıcı sözleşmeden dönemez.
Satıcı, satış bedelinin geri kalan kısmının tamamen ödenmesini isteme veya sözleşmeden dönme haklarını kullanmadan önce, alıcıya en az on beş günlük bir süre tanımak zorundadır.
Taksitle satış sözleşmesinden dönme hakkı TBK madde 260 uyarınca sadece satıcıya tanınmış bir haktır. Maddeye göre, satıcı, alıcının taksitleri ödemede temerrüde düşmesi sebebiyle satılanın alıcıya devrinden sonra sözleşmeden dönerse, her iki taraf aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satıcı, ayrıca hakkaniyete uygun bir kullanım bedeli ve satılanın olağandışı kullanılması sebebiyle değerinin azalması halinde tazminat da isteyebilir. Ancak satıcı, sözleşme zamanında ifa edilmiş olsaydı elde edecek olduğundan fazlasını isteyemez.
Satıcı, alıcının peşinatı ödemede temerrüde düşmesi yüzünden satılanın devrinden önce sözleşmeden dönerse, alıcıdan sadece ödenmeyen peşinat üzerinden, sözleşmeden döndüğü tarihe kadar işleyecek yasal faiz ile sözleşmenin kurulmasından sonra, satılanın uğramış olduğu değer kaybı sebebiyle tazminat isteyebilir. Ceza koşulu kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu aşamaz.
Bunların yanında TBK madde 258 uyarınca, taksit borcu kambiyo senedine bağlanmış olmadıkça, alıcı, satış bedelinin kalan kısmını her zaman bir defada ödeyerek borcundan kurtulabilir. Bu durumda, peşin satış bedeline ilave edilen bedelin ödenmemiş taksitlere isabet eden kısmı, yarısından az olmamak üzere ödeme süresinin kısaltılmasına uygun olarak indirilir.
Yetkili Mahkeme ve Tahkim
TBK madde 262 uyarınca yerleşim yeri Türkiye’de olan alıcı, tarafı olduğu taksitle satış sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklarda yerleşim yerindeki mahkemenin yetkisinden önceden feragat edemez ve tahkim anlaşması yapamaz.
TBK’nın 264 ila 273’üncü maddeleri arasında taksitle satış sözleşmesi şekillerinden biri olan “ön ödemeli taksitle satış” düzenlemesi yer almaktadır. Bu satışta alıcı teslimden önce belirli bir miktar satış bedelini taksitlerle ödemekle yükümlüdür, belirlenen ödeme tutarına ulaşılınca satıcı alıcıya malı teslim eder. Taksitle satışta “bugün al yarın öde” fikri varken bu satışlarda “bugün öde yarın al” düşüncesi hakimdir. Uygulamada oldukça sınırlı kullanım alanı bulan bu düzenlemeler ayrıca bir çalışma konusu olarak ele alınabilir.
Sonuç
Kredili satış türlerinden birisi olan taksitle satış sözleşmesi, önceki kanunda sadece iki maddede düzenlenmişken; TBK’da 253 ila 263’üncü maddeler arasında ayrıntılı bir düzenleme alanı bulmuştur. Kredili satış niteliğine bağlı olarak alıcı için içerdiği sakıncalara rağmen taksitle satış sözleşmesinin ekonomik ihtiyaçlara dayalı olarak uygulamada kazandığı yaygınlık, bu satış türünün ayrıntılı emredici kurallarla düzenlenmesi ihtiyacını doğurmuştur[9].
Taksitle satış hükümleri de TBK’nın temel felsefelerinden birini oluşturan zayıf tarafı koruma düşüncesinin yansımalarını içermektedir. Bu bağlamda düzenlenen detaylı hükümlerle alıcıyı koruyucu önlemler alınmıştır.
[1] DEVELİOĞLU Hüseyin Murat Yard. Doç. Dr., 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler, Legal Hukuk Dergisi, Y.9, S. 525, Şubat 2011.
[2] ÖZ, Turgut Prof. Dr., Yeni Türk Borçlar Kanunu’nda Satım Sözleşmesine İlişkin Temel Değişiklikler ve Yenilikler, Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, s.14, XII Levha, İstanbul , Kasım 2012.
[3] ZEVKLİLER Aydın, GÖKYAYLA Emre, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, S. 75, 11.B, Ankara 2010.
[4] GÜMÜŞ, Mustafa Alper Prof. Dr., Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Cilt-I, S.178, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2012.
[5] GÜMÜŞ, Mustafa Alper Prof. Dr., Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Cilt-I, S.178, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2012.
[6] YAVUZ Cevdet, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 10. Bası, İstanbul 2014, s. 288.
[7] DEVELİOĞLU Hüseyin Murat Yard. Doç. Dr., 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler, Legal Hukuk Dergisi, Y.9, S. 531-532, Şubat 2011.
[8] DEVELİOĞLU Hüseyin Murat Yard. Doç. Dr., 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler, Legal Hukuk Dergisi, Y.9, S. 533, Şubat 2011.
[9] GÜMÜŞ, Mustafa Alper Prof. Dr., Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Cilt-I, S.178, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2012.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...