Taşınır Rehni Kanunu ve Getirdiği Yenilikler

Kasım 2016 Alper Uzun
% 0

6750 Sayılı “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu” (“Kanun”), 28 Ekim 2016 tarihli 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olup, 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girecektir. Kanunun; küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) dünya ekonomisindeki rolünün küreselleşme ile birlikte her geçen gün artması, KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal kalkınmanın önemli unsurlarından olmaları, KOBİ’lerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, büyük işletmeler karşısında rekabet güçlerinin arttırılması ve ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlaması gerekçesiyle hazırlandığı ifade edilmiştir.

Kanun, işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırırken teminat olarak kullanabilecekleri alternatif unsurları düzenlemektedir. İşletmeler tarafından temin edilmesi planlanan müstakbel varlıklar ile taşınır varlıkların getirileri de rehin edilebilecek unsurlar arasında sayılmıştır. Kanun ile birlikte oluşturulan “Rehinli Taşınır Sicili” ile taşınır rehinlerinin aleniyetinin ve takibinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca rehnin paraya çevrilmesinde daha etkin bir mekanizma öngörülmüştür.

Kanun’un, yürürlüğe girmesiyle birlikte 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu da yürürlükten kaldırılacaktır.

Amaç ve Kapsam

Kanun, teslimsiz taşınır rehin hakkının teminat olarak kullanımının yaygınlaştırılmasını, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesini, taşınır rehninde aleniyetin sağlanmasını ve rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yollar sunarak finansmana erişimi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Kanun, bir borca güvence teşkil etmek üzere kurulan ve konusu Kanun’da sayılan taşınır varlıklar olan rehinli işlemlere uygulanacaktır. Öte yandan, sermaye piyasası araçları ile türev araçlara ilişkin finansal sözleşmeleri konu edinen rehin sözleşmeleri ile mevduat rehnine uygulanmayacaktır. Keza tapu kütüğüne herhangi bir nedenle tescil edilen taşınırlar da Kanun kapsamında değildir.

Kanun, Rehin Hakkı’nı şöyle tanımlamaktadır: “Taşınır varlığın türünden, rehin verenin veya rehinli alacaklının durumundan, rehinle güvence altına alınan borcun niteliğinden veya tarafların onu rehin hakkı olarak adlandırmasından bağımsız olarak; bir borcun ödenmesini veya ifa edilmesini güvence altına almak amacıyla, alacağın devrinde devralanın alacak hakkı da dâhil olmak üzere, taşınır varlık üzerinde zilyetliğin devrine gerek olmaksızın tesis edilen sınırlı aynî haktır.”

Kanun, Rehinli Taşınır Sicili’ne tescil edilecek rehin sözleşmesinin noter onaylı, resmi şekilde veya güvenli elektronik imza ile onaylanmış elektronik şekilde düzenlenebileceğini öngörmektedir. Ayrıca bu rehin sözleşmesinin, kredi kuruluşları ile tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler arasında yapılabileceği gibi, tacir ve / veya esnaflar arasında da yapılabileceğini öngörmektedir.

Hâlihazırda bir nedenle tapu kütüğüne tescil edilmiş olan taşınırlar, sermaye piyasası araçları ile türev araçlara ilişkin finansal sözleşmeler ve mevduat rehni Kanun’un kapsamına dâhil edilmemiştir.

Kanunun Getirdiği Yenilikler ve Düzenlemeler

Kanun’un getirdiği en büyük yenilik; teslimsiz taşınır rehninin, ticari işletme rehni şeklinde külli bir rehin olarak kurulmasına ek olarak, taşınır mallar üzerinde kurulması imkânı getirmesidir. Diğer bir deyişle, Kanun kapsamında rehinli taşınır siciline tescil yoluyla taşınır mallar üzerinde teslimsiz rehin kurulabilmesine olanak sağlanmaktadır.

Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte taşınır rehinlerinin aleniyetinin ve takibinin sağlanması ve üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edebilmesi için, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından “Rehinli Taşınır Sicili” (“Sicil”) kurulacak olup, bu sicilde gerçekleştirilecek tüm işlemler de elektronik aracılığıyla yapılacaktır. Böylece Sicil, bir işletmenin veya tacirin rehin durumunun öğrenilebilmesi amacıyla üçüncü kişilere de bilgi alma imkânı tanıyacaktır. Başka bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinlerine ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Bu taşınır varlıklar üzerinde işbu Kanun kapsamında Sicil’e tescil edilmek suretiyle rehin tesis edilemeyeceği emredilmiştir.

Kanun’un 4. maddesi, rehin hakkının nasıl kurulacağını düzenlemektedir. Buna göre rehin hakkı, rehin sözleşmesinin Sicil’e tescil edilmesiyle kurulmaktadır. Bununla birlikte Kanun açık bir şekilde rehin hakkının Sicil’e tescil ile birlikte üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edeceğini de belirtmektedir.

Kanun’da sayıldığı üzere rehin hakkı, şu varlıklar üzerine kurulabilecektir: Alacaklar, çok yıllık ürün veren ağaçlar, fikri ve sınai mülkiyete konu haklar, hammadde, hayvan, her türlü kazanç ve iratlar, kira gelirleri, kiracılık hakkı, sarf malzemesi, stoklar, tarımsal ürün, ticaret unvanı veya işletme adı, ticari işletme veya esnaf işletmesi, ticari plaka ve ticari hat, ticari proje; vagon, makine ve teçhizat, araç, ekipman, iş aleti vb. menkul işletme tesisatı, başka bir sicile kaydı öngörülmeyen ve idari izin belgesi niteliğinde olmayan her türlü lisans ve ruhsatlar… Kanun ile işletmeler için, mevcut ve müstakbel varlıkları da kapsayıcı nitelikte, birçok varlığın üzerine rehin kurulması imkânı getirilmiştir. Ayrıca Kanun kapsamında tesis edilen bir sözleşme uyarınca, üzerinde rehin kurulan bir varlık üzerinde ikinci bir rehin kurulması imkanı da sağlanmaktadır. Dolayısıyla Kanun, rehinler arasında bir derece sistemi de getirmektedir. Rehnin sağladığı teminat, tescilde belirtilen tutar ve derecesi ile sınırlı olmaktadır. Aynı taşınır varlık üzerinde derece belirtilmesi halinde derece sırası esas alınır, derece sırası belirtilmeden birden fazla rehin hakkı tesis edilmiş ise; öncelik, rehnin kurulma anına göre belirlenecektir.

Kanun, rehin sözleşmesi taraflarına, rehin hakkı kurulması öncesinde rehne konu taşınırın değerinin tespiti amacıyla değer tespiti (ekspertiz) yapılabilmesi imkanı tanımaktadır. Bu düzenleme ile birlikte, ekspertiz hizmeti sunacak gerçek ve tüzel kişilerde aranacak niteliklerin ne olacağının da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği ifade edilmiştir.

Tarafların Hak ve Yükümlülükleri

Kanun, rehin sözleşmesinin taraflarına bazı hak ve yükümlülükler öngörmektedir. Buna göre taşınır malın zilyedi, rehinli taşınırın değerini koruyacak gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Eğer değeri düşüren davranışlarda bulunursa, alacaklı mahkemeye başvurarak bu davranışların yasaklanmasını isteyebilecektir. Rehin alacaklısına, rehne konu taşınır varlığı denetleme imkanı tanınmıştır. Rehin veren, rehin konusu taşınırın değerinin azalması halinde, rehin alacaklısının uğrayacağı zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Başka hak ve yükümlülükler de Kanun’a aykırı olmayacak şekilde rehin sözleşmesi ile belirlenebilecektir.

Kanun kapsamında teminat altına alınan borcun zamanında ifa edilmemesi halinde alacaklıya rehnin paraya çevrilmesinde üç alternatif yol sunulmaktadır. Buna göre, (i) birinci derece alacaklılar bakımından icra müdürlüğüne başvurularak taşınır mülkiyetinin devri, (ii) alacağın varlık yönetim şirketine devri ve (iii) zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklarda kiralama ve lisans hakkının kullanılması. Alacak bu yollarla tahsil edilemezse, genel hükümler çerçevesinde takip yapılabilecektir.

Kanun ayrıca çeşitli hallerde taraflara uygulanacak müeyyideler öngörür. Örneğin, alacağın son bulması durumunda, rehin alacaklısı; alacağın son bulduğu tarihten itibaren üç işgünü içinde Sicil’e başvurarak rehin kaydının terkinini talep etmelidir. Bu yükümlülüğün ihlali halinde, alacaklıya borç tutarının onda biri tutarında idari para cezası uygulanacaktır.

Buna ek olarak rehin veren veya taşınırı rehinli olarak devralan kişiler; rehinli varlığı bu Kanun’a aykırı kullanırsa, borcu ödemediği halde rehinli varlığın mülkiyetini devretmezse, rehinli varlığı alacaklıya zarar vermek kastıyla tahrip veya imha ederse, rehinli taşınır varlığın devri ile alacağın devrini Sicil’e tescil ettirmezse, Sicil’i yanıltmaya yönelik eylemlerde bulunursa, alacağını tahsil edemeyen rehin alanın şikâyeti üzerine borç tutarının yarısına kadar idari para cezası uygulanacaktır.

Sonuç

Taşınır Rehni Kanunu, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sahip oldukları her türlü varlıklar üzerine rehin konulmasını ve bu sayede bu işletmelerin finansman ihtiyaçlarına katkı sağlamak amacıyla düzenlenmiştir ve taşınır rehin hakkının teminat olarak kullanımının yaygınlaşmasını ve bunun için bir güven ortamı sağlanmasını amaçlayan bir yasal düzenlemedir. Yürürlüğe girmesi ile birlikte kurulacak olan Rehinli Taşınır Sicili ile de taşınırlara konulacak rehinlerin aleni olması ve üçüncü kişiler nezdinde hüküm ifade etmesi öngörülmektedir. Kanun 1 Ocak 2017 itibariyle yürürlüğe girecek olup, yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan davalar ve icra takiplerine uygulanmayacaktır.

Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.

Diğer İçerikler

Kira Sözleşmelerinde Dövizle Ödeme Yasağı
Hukuk Postası
Kira Sözleşmelerinde Dövizle Ödeme Yasağı

Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar (“32 Sayılı Karar”) ve 2008-32/34 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ ile bazı sözleşmelerin sözleşme bedelleri ile bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize...

Borçlar Hukuku 31.03.2023
Munzam Zararın İspatına Dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Postası
Munzam Zararın İspatına Dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

Munzam (aşkın) zarara ilişkin davalarda zararın ispatlanması meselesi sıkça gerek Anayasa Mahkemesi’nin gerek Yargıtay’ın farklı dairelerinin inceleme ve değerlendirmesine konu olmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“YHGK”) 29.03.2022 tarihinde verdiği 2021/928 E. 2022/401 K. sayılı kararıyla bir kez daha...

Borçlar Hukuku 31.01.2023
Sorumsuzluk Antlaşmalarının Hükümsüzlüğü
Hukuk Postası
Sorumsuzluk Antlaşmalarının Hükümsüzlüğü

Sözleşmeler hukuku bakımından genel prensip sözleşme serbestisi veya diğer bir deyişle irade serbestisi olmasına rağmen, sorumsuzluk antlaşmaları bakımından, tarafların iradelerine tamamen bir serbesti tanınmamış ve sorumsuzluk antlaşmalarının geçerliliği Türk Borçlar Kanunu’nun...

Borçlar Hukuku 30.09.2022
Anayasa Mahkemesi’nin Mülkiyet Hakkı’nın İhlaline İlişkin Cahide Demir Başvurusu
Hukuk Postası
Anayasa Mahkemesi’nin Mülkiyet Hakkı’nın İhlaline İlişkin Cahide Demir Başvurusu

Anayasa Mahkemesi 14.09.2021 tarihli ve 2018/25663 başvuru numaralı kararında (“Karar”) yaptığı inceleme sonucunda, başvurucu Cahide Demir’in üçüncü kişinin borcunun teminatı olarak kendi taşınmazı üzerinde tesis edilen ipoteğin, söz konusu üçüncü kişi borçlunun kredi borcunu...

Borçlar Hukuku Mayıs 2022
Yargıtay Kararları Işığında Adi Ortaklıkların Tasfiyesi
Hukuk Postası
Borçlar Kanunu Hükümleri Uyarınca Sorumsuzluk Anlaşmaları
Hukuk Postası
Genel İşlem Koşullarında Yazılmamış Sayılma Yaptırımı
Hukuk Postası
Genel İşlem Koşullarında Yazılmamış Sayılma Yaptırımı

Genel işlem koşulları, yalnızca tüketici işlemlerinde değil; otomotiv, bankacılık, sigortacılık, telekomünikasyon ve enerji gibi belirli sektörlerdeki ticari işlemlerde de yaygın olarak kullanılır. Nitekim, genel işlem koşulları...

Borçlar Hukuku Ocak 2022
Türk Hukukunda Bitcoin’in Yeri
Hukuk Postası
Türk Hukukunda Bitcoin’in Yeri
Borçlar Hukuku Kasım 2020
EFET Elektriğin Teslimi ve Kabulüne İlişkin Genel Sözleşmesi
Hukuk Postası
Sorumluluk Hukuku Alanında Yeni Bir Oyuncu: Yapay Zeka
Hukuk Postası
EPC Sözleşmelerinde Beklenmeyen Hal Uygulamaları
Hukuk Postası
Kira Sözleşmelerinde Yeni Dönem
Hukuk Postası
Kira Sözleşmelerinde Yeni Dönem
Borçlar Hukuku Haziran 2020
Türk Hukukunda Paralel Borçluluk ve Hukuki Niteliği
Hukuk Postası
Grup İçi Borçlanma
Hukuk Postası
Grup İçi Borçlanma
Borçlar Hukuku Aralık 2018
Banka Teminat Mektupları
Hukuk Postası
Banka Teminat Mektupları
Borçlar Hukuku Eylül 2017
Türkiye’de Elektronik Sözleşmeler
Hukuk Postası
Türkiye’de Elektronik Sözleşmeler
Borçlar Hukuku Temmuz 2017
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sözleşmeleri
Hukuk Postası
Kiralayanın Hapis Hakkı
Hukuk Postası
Kiralayanın Hapis Hakkı
Borçlar Hukuku Nisan 2017
Gelecekteki Olgularda Yanılma Temelde Yanılma Oluşturur mu?
Hukuk Postası
Türk Hukuku’nda Ceza Koşulu (Cezai Şart)
Hukuk Postası
Türk Hukuku’nda Ceza Koşulu (Cezai Şart)
Borçlar Hukuku Eylül 2016

Yaratıcı hukuk çözümleri için iletişime geçin.