Temsil Yetkisinin Devri ve Sınırlı Yetkili Temsilci Tayini
Giriş
Yönetim Kurulu’nun organizasyonu açısından dünyada iki tip sistem bulunur: Tekli Sistem (One-Tier Board System) ve İkili Sistem (Two-Tier Board System). İkili sistemde yönetim kurulu, gözetim kurulu ve yönetici kurulu olmak üzere ikili bir organizasyon yapısına sahip olup, bu sistem Almanya, Avusturya, Polonya gibi sosyal piyasa ekonomisine sahip Doğu Avrupa ülkeleri tarafından tercih edilir. Tekli Sistem ise Türkiye’nin de benimsediği organizasyon sistemi olup serbest piyasa ekonomisine sahip ülkeler tarafından tercih edilir. Bu sistemde yönetim kurulu gözetim ve yönetim fonksiyonlarının ikisini de gerçekleştirir. Fakat büyük ortaklıklarda iş yükünden dolayı iki fonksiyonu da yerine getirmek zorlaştığı için YK, yönetim ve temsil yetkilerini devredip gözetim organı olarak hareket eder.[1] 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunundaki (“TTK”) temsil yetkisine ilişkin hükümler de bu prensipler etrafında şekillenmiştir.
Bu makalede öncelikle temsil yetkisinin devrine ilişkin genel açıklamalarda bulunulacak, ardından 10.09.2014 tarihinde kabul edilen 6552 Sayılı “İş Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun” ile gelen sınırlı yetkili temsilci kavramı üzerinde durulacaktır. Belirtmekte yarar vardır ki, anonim şirketler altında düzenlenen bu hükümler, TTK m. 629 hükmü uyarınca limited şirketlere de kıyasen uygulanır.
Temsil Yetkisinin Devri
TTK m. 370/2 uyarınca şirket yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. İkinci durumda en az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şartı öngörülmüştür.
Şartları
Eski ticaret kanununun aksine mevcut kanunda temsil ve yönetim yetkilerinin devri ayrı maddelerde düzenlenmiştir. Bu nedenle doktrinde yönetimin devrini düzenleyen madde 367’deki şartların temsil yetkisinin devrine uygulanıp uygulanmaması konusunda tartışma bulunmaktadır. Baskın görüş bu şartların her iki durum için de geçerli olacağını savunur[2].
Buna göre temsil yetkisinin hukuka uygun devri için:
- Esas sözleşmede temsil yetkisinin devrine izin veren bir hüküm bulunması,
- Yönetim kurulu tarafından iç yönerge düzenlenmesi ve
- Yönetim kurulunun bir devir kararı vermiş olması gerekmektedir.
Bu şartların sağlanması açısından dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar bulunur. Örneğin, esas sözleşmede temsil yetkisinin devredileceği kişiler belirlenemez veya kişilerin nitelikleri konusunda sınırlama yapılamaz, yetkinin devredileceği kişilerin atanması genel kurul onayına tabi tutulamaz. Aksi takdirde, yönetim kurulunun TTK m. 375 uyarınca devredilemez ve vazgeçilemez görevlerinden olan yönetim teşkilatının belirleme yetkisinin genel kurula devri anlamına gelir ve batıldır. Bu tarz hükümlerin bulunduğu bir esas sözleşme ticaret siciline tescil edilemez, edilse bile sicilin olumlu etkisi doğmaz[3].
Temsil yetkisinin devrindeki ikinci adım olan iç yönerge ise şirketin yönetim ve temsilini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Hükümde, iç yönerge için herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir, fakat yönetim kurulu kararları TTK m. 390 gereği yazılılık koşuluna tabi olduğundan yazılı olarak yapılır. İç yönerge düzenleme yetkisi, yönetim kurulunun yönetim teşkilatını belirleme yetkisine dâhil olduğundan devredilemez. İç yönergede temsil yetkisinin devredileceği kişiler belirlenmemelidir. Zira bu durum temsile yetkili kişilerin değişmesi durumunda yeni bir iç yönerge hazırlanması anlamına geleceğinden iş yükü artışına yol açacaktır.
İç yönergenin tescil ve ilanı gerekmez; yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında yazılı olarak bilgilendirir. Kanun pay sahiplerinin korunmaya değer menfaati olduğu karinesini benimsemiştir. Pay sahiplerinin bu hakkı kullanmasının tek sınırı hakkın kötüye kullanılması yasağıdır[4].
Sınırlı Yetkili Temsilci Tayini
Yukarıda da belirtildiği üzere, 6552 Sayılı Kanun, TTK’nın 371. Maddesinin sonuna yeni bir fıkra eklemiştir:
“MADDE 371
(7) Yönetim kurulu, yukarıda belirtilen temsilciler dışında, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir. Bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkileri, 367 nci maddeye göre hazırlanacak iç yönergede açıkça belirlenir. Bu durumda iç yönergenin tescil ve ilanı zorunludur. İç yönerge ile ticari vekil ve diğer tacir yardımcıları atanamaz. Bu fıkra uyarınca yetkilendirilen ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları da ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Bu kişilerin, şirkete ve üçüncü kişilere verecekleri her tür zarardan dolayı yönetim kurulu müteselsilen sorumludur.
Bu düzenlemeyle, ticari vekil ve diğer tacir yardımcısı sıfatıyla atanacak temsilcilerin gerek eski gerek yeni TTK döneminde kanunen tesciline izin verilmeyen bazı yetki sınırlamalarının tescil ve ilanı mümkün hale gelmiştir. Anılan düzenlemeden önce temsil yetkisi ancak şube veya çift imza ile sınırlanabilirken[5], maddenin yeni hali ile işlemin konusu veya tutarı ile ilgili sınırlar içeren temsil yetkileri artık mümkündür.
Bu düzenlemede kısıtlama, sınırlı yetkili temsilci olarak atanabilecek kişiler bakımından getirilmiştir. Ancak TTK m. 371/1 ve 370/2 hükümlerinde öngörülen temsilcilerin (kanun gereği temsil yetkisi bulunan ve bu yetkilerinde herhangi bir değişiklik yapılmayan yönetim kurulu üyeleri ve murahhas üye/müdürler) dışında kalan, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyeleri veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanlar sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atanabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta, sınırlı yetkili temsilcilerin ancak söz edilen iki sıfatla atanabileceğidir; Türk Borçlar Kanununda (“TBK”) düzenlenen diğer bir temsilci türü olan ticari temsilci madde kapsamında değildir. Belirtmek gerekir ki, “hizmet akdi ile bağlı olmak” ile kastedilen teknik anlamda bir hizmet sözleşmesi değildir. Şirkete sürekli ve bağlı olarak iş gören bir kişi de teknik anlamda bir hizmet sözleşmesi var olmasa dahi bu hüküm kapsamındadır[6].
Usul
Sınırlı yetkili olarak atanacak temsilcilerin görev ve yetkileri, 367’nci maddeye göre hazırlanan, tescil ve ilanı zorunlu iç yönergede açıkça belirlenir. Yine belirtilmelidir ki, bu yönergede atanacak kişilerin isimleri belirlenmez, bunlar ayrıca alınacak bir yönetim kurulu kararı ile belirlenir. Bu yönetim kurulu kararının da tescil ve ilanı gerekmektedir. Doktrine göre[7], iç yönergenin ilanı açıklayıcı niteliktedir.
TTK m. 371/7 Hükmüne İlişkin Eleştiriler
Yeni TTK’nın genel prensibi işlem güvenliğini ve şirketle hukuki ilişkide olan üçüncü kişileri korumaktır, bu nedenle, şirket temsilcilerinin yetkilerinin sınırlandırılması olabildiğince dar tutulmuş, sınırlandırma yalnızca temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerin özgülenmesi veya birlikte imza olmak üzere iki durumla sınırlı bırakılmıştır. Hâlbuki TTK m. 371/7 hükmü ile işlemin konusu veya tutarı gibi hususlarda sınırlandırma yapılması mümkün hale getirilmiştir[8]. Bu nedenle, anılan hüküm doktrinde kanunun genel prensibine aykırı bir rejim benimsediği gerekçesiyle oldukça eleştirilmektedir.
Şunu da belirtmekte fayda var ki, miktar veya konu gibi sınırlandırmalar içeren yetkiler daha önce de bazı ticaret sicilleri tarafından uygulamada tescil ediliyordu. Fakat doktrin ve yargı kararlarında kabul edildiği üzere, birlikte imza ve şube işlemleri dışında kalan temsil yetkisi sınırlandırmaları tescil edilmiş olsa bile iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemiyordu. TTK m. 371/7 hükmü, uygulamadaki bu tescilleri hukuka uygun hale getirmiştir.
Sonuç
Temsil yetkisinin devri, iş hacmi büyük anonim şirketlerdeki işleyişi kolaylaştırmak için bir gereklilik haline geldi. TTK da bu gerekliliğe uyumlu bir şekilde temsil yetkisinin devrini düzenlemektedir. Hatta 6552 Sayılı Kanun ile gelen 371/7 hükmü ile bu uyumluluğu bir adım ileriye götürmüş, adeta pratikte işleyişi kanunlaştırma yoluna gitmiştir. Bu durum doktrinde oldukça eleştirilmekte olup, TTK’nın şirketle hukuki ilişki içerisinde olan üçüncü kişileri korumaya yönelik genel prensibinden sıyrıldığı ileri sürülmektedir.
[1] Cenkci, Esra: Anonim Ortaklıkta Yönetim Kurulunun Temsil Yetkisinin Devri, Ankara, 2018, s. 21-23.
[2] Cenkci, s. 51.
[3] Cenkci, s. 56-57.
[4] Kırca, İsmail / Şehirali Çelik, Feyzan Hayal /Manavgat, Çağlar: Anonim Şirketler Hukuku, C. 1, Ankara, 2013, s. 608.
[5] Kırca / Şehirali Çelik / Manavgat, s. 645.
[6] Yanlı, Veliye / Okutan Nilsson, Gül: “Anonim ve Limited Şirketlerde Sınırlı Yetkili Temsilci Tayini”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Aralık 2014, C. 30, S. 4, s. 13.
[7] Yanlı / Okutan Nilsson, s. 24.
[8] Yanlı / Okutan Nilsson, s. 8.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...