Ticaret Şirketlerinin Bakanlıkça Denetimi
Giriş
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının şirketleri denetleme yetkisi ilk defa anonim şirketlerle sınırlı olarak 6762 sayılı Kanunun (“Eski TTK”) 274üncü maddesinde düzenlendi. Bu denetimin kapsamı 1 Temmuz 2012′de yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanunun (“Yeni TTK”) 210uncu maddesi ile genişletildi ve denetim artık tüm ticaret şirketlerinin tabi olduğu bir yükümlülüğe dönüştürüldü.
Yeni TTK yürürlüğe girmeden önce Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda (“Yürürlük Kanunu”) 6335 sayılı Kanun ile (Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“6335 sayılı Kanun”)) bazı değişiklikler yapıldı. 6335 sayılı Kanun Yeni TTK ve Yürürlük Kanununda iş dünyasının ve akademik çevrelerin eleşirdiği hükümlerde yeni düzenlemeler getirdi. Bu konuda ayrtıntılı bilgi Temmuz ayı makalemizde bulunabilir.
6335 sayılı Kanunla değiştirilen Yeni TTK’nın 210uncu maddesine “denetimin ilkeleri ve usulü ile denetime tabi işlemler Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle düzenlenir” ibaresi eklendi.
Yeni TTK’ya uygun olarak 28 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazetede Ticaret Şirketlerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) yayınlandı.
Yönetmelik şirketler üzerinde gerçekleşecek olan denetimin kapsamını ve usulünü belirler ve beş bölümden oluşur.
Denetimin kapsamı
Bu Yönetmeliğin amacı denetimin, hangi ilkelerle yönetilerek, ne şekilde gerçekleşeceğini ve hangi işlemlerin denetime tabi olacağını belirlemektir. Bu doğrultuda Yönetmelik belirli tanımlar verir.
Yönetmelik uyarınca denetimi gerçekleştirecek olan kamu kurumu Gümrük ve Ticaret Bakanlığıdır (“Bakanlık”). 6335 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce de Yeni TTK’nın 210uncu maddesinde yer alan Sanayi ve Ticaret Bakanlığına yapılan tüm yollamaların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na yapıldığı zaten kabul edilirdi. Yönetmelik 6335 sayılı Kanunun gerçekleştirdiği değişikliğe uygun olarak bu terminolojik değişikliği gerçekleştirdi.
Yeni TTK m. 210, Eski TTK’dan farklı olarak denetimin kapsamına sadece anonim şirketleri değil, tüm ticaret şirketlerini alır. Bu doğrultuda Yönetmeliğin tanımlar bölümünde tüm ticaret şirketlerine atıfta bulunulur. Ayrıca, Yönetmeliğin 13. maddesinde tüzel kişiliği sona eren ticaret şirketlerinin de Bakanlıkça denetlenebileceği düzenlenir.
Denetime tabi işlemler
Denetime tabi işlemler Yönetmeliğin 5inci maddesinde sayılır. Bunlar kuruluş işlemleri, ticari işletmenin varlığı için gerekli işlemler (ticaret siciline tescil ve ilan işlemleri, ticaret unvanına ve işletme adına ilişkin işlemler, ticari defterlere ilişkin işlemler) olduğu gibi, şirketlerin birleşmesi, bölünmesi ve tür değiştirmesi işlemleri, şirketler topluluğuna ilişkin işlemlerdir. Bunlara ek olarak şirketin genel kurulu ve yönetimine ilişkin işlemler, denetçinin seçilmesine ilişkin işlemler ve esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin işlemler de denetim kapsamındadır. Paya ve sermaye koyma borcuna ilişkin işlemler, menkul kıymet işlemleri, sermaye değişikliklerine yönelik işlemler, şirketin finansal tablolarına, yıllık faaliyet raporlarına ve yedek akçelere yönelik işlemlerle birlikte kar, kazanç ve tasfiye payına ilişkin işlemler de denetime tabi işlemlerin yer aldığı uzun listenin parçalarıdır. Elektronik ve bilgi toplumu hizmetlerine ilişkin işlemler de Yeni TTK’nın elektronik şeffaflık anlayışına uygun olarak denetime tabidir. Şirketin sona ermesine yönelik işlemler ve son olarak kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemler de Bakanlık tarafından denetlenir.
Bu şekilde denetimin aslında bir şirketin kuruluş anından itibaren bütün faaliyetlerini kapsadığı anlaşılır. Bu geniş denetim yetkisi sayesinde Kanun ticari işlerde hesap verebilirliği ve şeffaflığı sağlamayı hedefler.
Denetimin amacı
Denetimin amacı Yönetmeliğin 4üncü maddesinde açıklanır. Denetim ticaret şirketlerinin işlemlerini kanuna uygun olarak gerçekleştirmelerini amaçlar. Yönetmelik bu yönde “Bakanlıkça ticaret şirketlerinin kuruluşundan sona ermesine kadar gerçekleşen tüm işlemlerinin Kanuna ve Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlere” uygunluğunun denetleneceğini belirtir. İlk olarak denetimin iyileştirici yönü ortaya konulur. Bu şekilde, Bakanlığın uygunsuzlukların giderilmesi için rehberlik edeceği belirtilir. İkinci olarak denetimin yaptırım yönü söz konusudur. Denetim sonucunda cezai sorumluluğu saptananların yetkili makamlara sevk edileceği hüküm altına alınır. Hukuki sorumluluğu doğanlar ise genel kurul gündemine alınıp yönetim organına bildirilir. Son olarak da denetimin önleyici yönü vurgulanır. Yönetmelik uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi için önlemler alınacağını belirtir.”
Denetimde Benimsenen ilkeler
Denetim tarafsızlık, eşitlik, dürüstlük, gizlilik ve mesleki özen ilkeleri üzerine yapılanır. Bu ilkeler denetimin her aşamasında, başka bir deyişle, kanıtlarının toplanmasından ulaşılan sonuçların değerlendirilmesine kadar geçerlidir. Ayrıca denetimden çıkan sonuç kesinleşinceye kadar gizlilik ilkesi hâkimdir.
Denetim Usulü
Yönetmeliğin Üçüncü bölümünde denetimin ne şekilde gerçekleştirileceği belirlenir. Denetim kararı Bakanlığın tasarrufundadır ve Bakanlık bünyesindeki denetim elemanlarınca şirket merkezinde, ticari işletmede ve gerekirse şubede gerçekleştirilir. Ancak şirketin teknolojik altyapısı kuvvetli ise ve denetim elemanı şirket merkezinde yapılacak bir denetime gerek görmüyorsa Bakanlığın uygun görüşü alındıktan sonra sadece dosya üzerinde inceleme yapılabilir. Bakanlık denetim kararını kendiliğinden alabileceği gibi ortakların yahut üçüncü kişilerin istem, ihbar veya şikâyetleri üzerine de alabilir. Ancak denetim elemanlarının denetimi hakim, iştirak veya bağlı şirket ilişkisinde olan ticaret şirketlerini de kapsayacak şekilde genişletebilmesi için Bakanllıktan ayrıca izin almaları gerekir.
Denetleyen denetimi belirli bir usule bağlı kalarak gerçekleştirmekle yükümlüdür. Buna karşılık denetlenenlerin de belirli yükümlülükleri vardır. Bunlardan biri denetçilere çalışma kolaylığı sağlama yükümlülüğüdür. İkinci yükümlülük ise denetim esnasında talep edilen yazılı veya elektronik her belgenin gizli dahi olsalar denetçilere uygun süre içinde ulaştırılmasıdır. Bu yapılmadığı takdirde denetlenenler uyarılır. Buna rağmen istenilen belgelerin süresinde ulaştırılmama veya eksik ulaştırılma durumu karşısında Yönetmelik Yeni TTK m. 562. (4)’e atıfta bulunur ve bu davranışların cezai sorumluluğa yol açtığını belirtir. Buradaki yaptırım, eylem daha ağır bir cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıdır. Denetlenenin yanında kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamuya yararlı dernekler, noterler, bankalar, sigorta şirketleri ile diğer gerçek ve tüzel kişiler de denetim sebebiyle istenilen belgeleri sağlamakla yükümlülerdir.
Denetim Teknikleri
Denetim teknikleri yönetmelikte sınırlı olarak sayılmamıştır. Önerilen tekniklerin ne ölçüde kullanılacağına denetçile
r koşullara göre karar verirler ancak bu yetki teknikler konusunda sınırsız bir seçim hakkı vermez. Kullanılan çeşitli teknikler sonucunda yeterli ve gerekli denetim kanıtlarının toplanması gereklidir. Bu kapsamda Yönetmelikte, gözlem, doğrulama gibi teknikler önerilir.
Denetim Raporlarının Düzenlenmesi
Denetim sonunda Yönetmeliğin belirlediği raporlar düzenlenir. Bu raporların neler olduğu 9 uncu maddede belirtilir. Teftiş raporu, şirketin işlemlerinin kanuna uygunluğunun değerlendirmesini içerir. Soruşturma raporu, sadece cezai sorumluğu gerektiren bir suçun varlığı halinde düzenlenir. Son olarak inceleme raporu yer alır ve diğer raporlarda düzenlenmeyen bütün konuları kapsar.
Yeni TTK m. 210 (3) da belirtildiği üzere Bakanlık “kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı veya bu yönde hazırlıklarda ya da muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunduğu belirlenen ticaret şirketleri hakkında” faaliyetin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde fesih davası açabilir. Bu yönde faaliyetler saptandığında fesih davasının açılabilmesi için inceleme raporu düzenlenmesi şarttır. Ayrıca inceleme raporunda ilgililerin hukuki sorumluluğunu gerektiren durumların genel kurul gündemine alınarak ortakların bilgisine sunulması, idari para cezalarının uygulanması; diğer bakanlık, kurum ve kuruluşların yetkilerine giren ve onların önlem almasını gerektirecek konulara yönelik saptamalar ve görüşler de gösterilir.
Sonuç
Yönetmelik son derece kapsamlı olarak tüm ticaret şirketlerinin tabi olduğu denetimin gerçekleşeceği ölçütleri düzenler. Bir ticaret şirketinin kuruluşu, çalışmalarını sürdürmesi ve sona ermesi belli usuller çerçevesinde artık denetime tabidir. Bu denli kapsamlı bir denetim kayıt dışı ekonomi ile savaşta büyük bir etken olacağı gibi, şeffaflık ve kayıt edilebilirliği de arttıracaktır. Ancak Bakanlığın sayıları her geçen gün artan ve işlemleri ve hesapları gittikçe karmaşık hale gelen ticaret şirketlerinin etkin denetimi için hem büyük şehirlerde hem de taşrada iyi yetişmiş ve deneyimli kadrolara gereksinimi vardır. Bu kadrolar olmadan etkin bir denetim beklemek ancak iyimser bir temenni olabilir.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...