İki Kişilik Limited Şirketlerde Çıkma Ve Çıkarılma
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hukuk sistemimize birçok yenilik getirdi ve birçok yeni kurumlar oluşturdu. Bu yeniliklerden biri de tek kişiden oluşan anonim ve limited şirketlerdir. Mülga olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanun’un (eTTK) 504. maddesi uyarınca limited şirketlerin ortak sayısı ikiden az ve elliden fazla olamazdı. Ortak sayısındaki asgari sınır terkedildi ve tek kişilik limited şirketler kurulabilir hale geldi.
eTTK Uyarınca İki Kişilik Limited Şirketlerde Çıkarılma
eTTK’daki ortak sayısı sınırı sorunlara neden olurdu. Örneğin iki kişilik limited şirketlerde, ortaklığın çekilmez hale gelmesi halinde, eTTK tek kişilik limited şirkete izin vermediğinden, başvurulabilecek tek yol mahkemeden ortaklığın haklı nedenle feshini istemekti. Böylece belli bir potansiyele, dinamiğe sahip şirket ortakları arasındaki uyuşmazlık yüzünden feshedilerek ticari hayattan silinmekteydi. Yargıtay, tek kişilik limited şirkete izin verilmediğinden, iki kişilik limited şirketlerde, ortağın haklı nedenle ihracını kabul etmiyordu. Yerleşmiş görüşü, iki kişilik limited şirkette çıkma veya çıkarılma olmayacağı, haklı bir neden olsa dahi çıkma veya çıkarma sonucu şirketin tek ortakla devam edemeyeceği ve şirketin feshinin istenmesi gerektiğiydi. Yargıtay’a göre eTTK’da tek ortakla devama ilişkin hüküm olmadığından, eTTK m. 504/II’de yer alan “Ortakların sayısı sonradan bire iner veya şirketin zaruri organlarından biri mevcut olmazsa münasip bir müddet içinde bu eksiklikler tamamlanmadığı takdirde ortaklardan birinin veya şirket alacaklısının talebi üzerine mahkeme şirketin feshine karar verir. Mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine gerekli ihtiyati tedbirleri alabilir” hükmü ancak şirketin normal süresi içinde bir ortağın ölümü, bütün payların tek ortağa devri gibi zorunlu nedenlerle ortak sayısının bire düşmesi halinde uygulanabilirdi. Yargıtay eTTK m. 551/II’deki çıkma hakkının da ancak ikiden fazla ortaklı limited şirketlerde söz konusu olacağı görüşündeydi.
eTTK çerçevesinde oluşan Yargıtay’ın yerleşik görüşü çerçevesinde iki kişilik limited şirketin çekilmez hale gelmesi halinde bir ortağın çıkarılması yerine şirketin haklı nedenle feshine karar veriliyor; bu durum ticari sürekliliği sekteye uğratıyor, şirketlerin büyümesine engel oluyordu.
TTK Uyarınca İki Kişilik Limited Şirketlerde Çıkarılma
6102 sayılı TTK limited şirketlerin ortak sayısını bir ila elli olarak düzenleyince iki kişiden oluşan limited şirketlerde de ortaklar arası uyuşmazlık halinde haklı nedenle fesih yerine, ortağın çıkarılmasına olanak tanındı. Dolayısıyla iki kişiden oluşan limited şirketin çekilmez hale gelmesi durumunda bir ortağın çıkarılarak şirketin tek ortakla devam etmesine izin verildi. Yargıtay da bu sistem sayesinde görüşünü haklı nedenle fesih yerine, ortağın çıkarılarak şirketin tek kişiyle devamı yönünde değiştirdi.
Yürürlük Kanunu m. 3
Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 3. maddesi (Yürürlük K) taraf iradelerinden bağımsız olarak getirilen yeni kurumların, TTK’nın yürürlüğe girmesinden önceki ilişkilere de uygulanmasına olanak sağladı. Yürürlük K m. 3 uyarınca “Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukukî ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır”. Limited şirketlerde bu tür hukuki ilişkilere örnek olarak tek kişilik limited şirket (TTK m. 573-574), denetim ve özel denetim (TTK m. 635), sona erme nedenleri ve sona ermenin sonuçları (TTK m. 636), çıkmaya katılma (TTK m. 639), ayrılma akçesi (TTK m. 641-642) sayılabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin de bu bağlamda, 13.06.2013 tarihli, 2011/14131 esas, 2013/12400 sayılı kararıyla “dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6103 Sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 3. maddesi uyarınca tek kişilik limited şirketin varlığını kabul eden 6102 Sayılı TTK’nın işbu hükümlerinin yürürlükten önceki olaylara uygulanmasını mümkün kıldığından, dava dilekçesinde yer alan davalının şirket ortaklığından çıkarılması şeklindeki talebinin anılan yasa hükümleri uyarınca değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.” şeklinde bir içtihat oluşturmasıyla bu yeni kurumların uygulanmasının önü açıldı.
eTTK Döneminde Kurulan Limited Şirketlerde TTK Hükümlerinin Uygulanması
TTK hükümleri uyarınca artık ortağın şirketten çıkarılabilmesi için iki seçenek bulunur. Bunlardan birincisi, şirketin ana sözleşmesinde yer alan düzenlemeyle bir ortağını şirketten çıkarabileceği (sözleşmesel çıkarma hakkı) sebeplerin öngörülmüş olmasıdır. Bu durumda ortaklar, şirket sözleşmesinde öngörülen nedenler oluştuğunda o ortağın şirketten çıkarılmasına karar verebilirler. TTK’nın 640. maddesi uyarınca çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Sözleşmede düzenlenen çıkarılma nedenlerinin TTK m. 640/3 hükmü çerçevesinde haklı neden oluşturması gerekmez. Sözleşmesel çıkarma nedenleri, sözleşme serbestisi uyarınca, ortaklarca belirlenir.
İkinci seçenek ise, haklı bir nedenin varlığı halinde mahkemeden ortağın şirketten çıkarılmasını istemektir. TTK m. 616/1/c uyarınca bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması Genel Kurul’un devredilemez yetkilerinden biridir. Bu durumda şirket o ortağın şirket bünyesinde kalmamasını gerektirecek haklı bir nedenin var olduğunu düşünüyorsa Genel Kurul kararı alarak mahkemeye başvurur, hakim talebi yerinde görürse o ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verir.
eTTK döneminde kurulmuş iki kişiden oluşan limited şirketlerde her ne kadar Yürürlük K m 3 uyarınca TTK hükümleri uygulanacak olsa da yukarıda açıklanan birinci seçeneğin doğrudan hayat bulması söz konusu olmaz. eTTK döneminde kurulan bir limited şirkette sözleşmesel çıkarma hakkı tanınmamışsa, bu hak ancak esas sözleşmenin bu yönde değiştirilmesi halinde kullanılabilir. Ancak, ikinci seçeneğin uygulanması olasıdır. Şirket mahkemeye başvurarak haklı nedeni kanıtlarsa, ortağın şirketten çıkarılmasını talep edebilir. eTTK zamanında kurulmuş bir şirket dahi olsa, Yargıtay eski kararları doğrultusunda şirketin feshedilmesi yerine Yürürlük K m 3 ve TTK hükümleri sayesinde ortağın ortaklıktan çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözümlere karar verebilir.
Çıkma
Limited ortaklık ilişkisinin çekilmez hale gelmesinin çıkarılma veya şirketin feshi dışında bir çözümü de şirket sözleşmesiyle tanınmış çıkma hakkı (TTK m. 638/1) veya haklı nedenin varlığı halinde ortağın çıkmasına mahkemece karar verilmesidir (TTK m. 638/2). eTTK döneminde kurulmuş iki kişilik limited şirketler için yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda esas sözleşmede sözleşmesel çıkma hakkı tanınmış değilse, şirket sözleşmesinde yapılacak değişiklikle sözleşmesel çıkma hakkının uygulanması sağlanabilir. Gerekli nisaplara uyularak şirket sözleşmesinde yapılacak düzenlemeyle çıkma hakkı tanınabilir, haklı sebep bulunmaksızın ve mahkemeye başvurulmaksızın öngörülen sebepler gerçekleştiği an ortak limited şirketten çıkarak, şirketin tek ortakla devam etmesi sağlanabilir. Bu yolun seçilmemesi halinde, haklı nedenlerin varlığını iddia eden davacı mahkemeye başvurabilir ve şirketten çıkmasına karar verilmesini isteyebilir. Bu durumda mahkeme haklı nedenlerin varlığı, özellikle davacının kusurlu olup olmadığını araştırmalıdır. Yargıtay’ın yerleşmiş görüşü, kusurlu ortağın haklı neden ileri süremeyeceği yönündedir.
Fesih
Limited şirketin sona erme nedenlerini düzenleyen TTK m. 636 uyarınca haklı nedenlerin varlığı halinde her ortak mahkemeden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir. Ancak şirketin feshi en son çaredir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir. Takdir yetkisi mahkemenindir. Diğer çözümlere örnek olarak, somut olayın özelliklerinin değerlendirilerek, kar dağıtımına karar verilmesi, şirketin bölünmesi ve çıkmak isteyen ortaklara bölünme sonucu yeni kurulan şirkette pay verilmesi, muhalif ortağın müdür olarak atanması gösterilebilir.
Haklı nedenler
Mahkemeye başvurma şartı olan haklı nedenlerin neler olduğu kanunda belirtilenlerle sınırlı değildir. Çoğunluk gücünün kötüye kullanılması, organların çalışamaz hale gelmesi, güven ilişkisinin zedelenmesi, ortaklara haksız menfaatler sağlanması, mali hakların ihlali, pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme haklarının ihlali, pay sahipleri arasında önemli husumet bulunması, şirketin kötü yönetilmesi ve ortakların zarara uğratılması ortaklığın çekilmez hale gelmesine neden olarak kabul edilebilir. Nitekim Yargıtay da TTK’da gösterilen ve şirketin feshine yol açan haklı nedenlerin sınırlı sayıda olmadığını belirtir.
Fesih talebinde husumet
Haklı sebebin varlığı halinde şirketin feshi için mahkemeye başvurulduğunda husumetin kime yöneltileceği konusu başka bir soruna işaret etmektedir. Yargıtay’ın bu konudaki kararları tutarsızdır. Kimi kararlarında husumetin tüm ortaklara yöneltilmesi aranırken, daha yeni tarihli kararlarında ortak hasım gösterilerek açılan davada şirketin feshine karar verildiğinde dava dışı bir tüzel kişi aleyhine karar verilmiş olacağından husumetin sadece şirkete yöneltilmesi gerektiğini belirtir. İki kişilik ortaklıklarda Yargıtay’ın her iki yönde de kararları vardır.
Sonuç
TTK, iki kişilik limited şirketlerde şirketin feshedilmesi yerine ortağın ortaklıktan çıkarılmasına ya da somut olayın özelliklerine uygun başka çözümlerin uygulanabilmesine izin verir. Yürürlük Kanunu m. 3 uyarınca bu hükümler eTTK döneminde kurulmuş şirketlere veya eTTK döneminde açılmış davalara dahi uygulanabilir. Şirketlerin sürekliliği, hem kendi dinamizmi hem de ticari hayatın akışı açısından önemlidir. eTTK döneminde iki ortaklı limited şirketlerin ortakları arasındaki uyuşmazlık halinde başvurulabilecek tek yolun şirketin feshi olması eksik bir düzenlemeydi ve amaca hizmet etmemekteydi. TTK bu düzeni değiştirdi ve boşlukları doldurdu. Yargıtay da yeni kararlarında bu sisteme ayak uydurdu ve böylece TTK’nın getirdiği yeni düzenlemelerin yerleşmesine katkı sağladı.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...