Türk Hukukunda Oy Sözleşmeleri
Giriş
Kural olarak, pay sahipleri, oy haklarını genel kurulda paylarının toplam itibari değeriyle orantılı olarak kullanır. Her pay sahibi sadece bir paya sahip olsa da en az bir oy hakkını haizdir. Şirket yönetiminde önemli bir role sahip olabilecek düzeyde yeterli paya sahip olmayan pay sahipleri diğer pay sahiplerinin desteğine ihtiyaç duyarlar. Diğer pay sahipleri tarafından bu destek genel kurul toplantılarında söz konusu pay sahibiyle aynı yönde oy kullanmak suretiyle sağlanabilir. İşte bu diğer pay sahiplerinin oy desteğini güvence altına almak için, taraflar arasında genellikle oy sözleşmeleri yapılır. Oy sözleşmesi, şirketlerin genel kurul toplantılarında, oy hakkının belirli bir yönde kullanılması, belirli bir temsilci aracılığıyla kullanılması, kısmen veya tamamen kullanılmaması veya kullanımda çekimser kalınması taahhüdünü içeren sözleşmeler olarak tanımlanabilir[1]. Bu Hukuk Postası makalesi oy sözleşmelerinin hukuki nitelikleri, türleri, geçerliliği ve sınırları ile sözleşme hükümlerine uyulmamasının sonuçlarını inceler.
Oy Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği ve Türleri
Oy sözleşmeleri borçlar hukuku hükümlerine tabidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu[2] (“TTK”) m. 480 uyarınca pay sahibine, pay bedelini veya payın itibari değerini aşan primi ifa dışında borç yükletilemeyeceği için, oy sözleşmelerini esas sözleşmede düzenlemek doğru olmaz[3].
Oy sözleşmeleri öğretide genellikle tarafların yükümlülükleri, taraflarının sıfatları ve oy kullanma taahhüdünün sürekliliği bakımından çeşitli gruplarda sınıflandırılırlar[4]:
- Tarafların yükümlülükleri bakımından:
- Tek taraflı oy sözleşmeleri: Taraflardan sadece biri oy hakkına ilişkin bir taahhütte bulunur.
- Karşılıklı oy sözleşmeleri: Her iki taraf da birbirlerine belirli bir yönde oy kullanacaklarına dair taahhütte bulunur.
- Çok taraflı oy sözleşmeleri: İki veya daha fazla pay sahibi belirli bir yönde oy kullanmaya dair taahhütte bulunur.
- Tarafların sıfatları bakımından:
- Pay sahipleri arasında yapılan oy sözleşmeleri
- Pay sahipleri ile üçüncü kişiler arasında yapılan oy sözleşmeleri
- Pay sahipleri ile şirket arasında yapılan oy sözleşmeleri
- Oy kullanma taahhüdünün sürekliliği bakımından:
- Sürekli olmayan (tek seferlik) oy sözleşmeleri: Taraflar belirli bir genel kurul toplantısı veya bir genel kurul toplantısının belirli bir gündem maddesi için oy kullanma taahhüdünde bulunurlar.
- Sürekli oy sözleşmeleri: Taraflar belirli bir genel kurul toplantısı veya bir genel kurul toplantısının belirli bir gündem maddesi ile sınırlı olmaksızın oy taahhüdünde bulunurlar. Bu tür taahhütler genellikle belirli bir zaman dilimi için verilir.
Oy Sözleşmelerinin Geçerliliği ve Sınırları
Oy sözleşmeleri herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Sözleşme özgürlüğünün sınırları oy sözleşmelerinin geçerliliğini belirler[5]. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu[6] (“TBK”) m. 27 uyarınca kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan oy sözleşmeleri kesin olarak hükümsüzdür.
Bir pay sahibinin paylarının tamamı veya bir bölümüne bağlı oylara ilişkin olarak oy sözleşmeleri yapılması mümkündür. Oy hakkı pay sahibine değil de payın kendisine bağlı olduğu için, pay sahipleri her bir paylarına ait oy hakkını farklı yönlerde kullanmak ve dolayısıyla yalnızca belirli paylara ilişkin oy taahhüdünde bulunmakta serbesttirler.
Aşağıda, belirli türdeki oy sözleşmeleri geçerlilikleri bakımından incelenir:
- Belirsiz Süreli Oy Sözleşmeleri: Öğretide bazı yazarlar çok uzun süreli veya süresiz olarak yapılan oy sözleşmelerini kişilik haklarına aykırı oldukları gerekçesiyle geçersiz sayarken[7], bazı yazarlar ise oy sözleşmesinin süresinin uzun olmasının tek başına sözleşmenin geçersiz sayılmasını gerektirmeyeceğini, sözleşmenin aynı zamanda somut olayda söz konusu pay sahibinin ekonomik özgürlüğünü yok eden veya önemli ölçüde kısıtlayan nitelikte olması gerektiğini savunur[8].
- Yönetim Kurulu/Müdürler Kurulu Toplantılarında Kullanılacak Oylara İlişkin Oy Sözleşmeleri: Anonim şirketlerde yönetim kurulu ile limited şirketlerde müdürler kurulu toplantılarında kullanılan oylara ilişkin oy sözleşmeleri yapılıp yapılamayacağı konusunda öğretide farklı görüşler vardır. Çamoğlu’na göre, yönetim kurulu üyesi ile şirket arasındaki vekâlet sözleşmesi ile yönetim kurulu üyesinin özen ve bağlılık yükümlülüğü böyle bir taahhüde engel oluşturacağı için, yönetim kurulu üyelerinin oy hakları oy sözleşmelerine konu olamazlar[9]. Öte yandan Moroğlu ise, özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak yapılan oy sözleşmeleri ile bu sözleşmelere göre kullanılan oyların geçerli olacağını, bunun yalnızca söz konusu yönetim kurulu üyesinin şirkete karşı hukuki sorumluluğuna neden olabileceğini savunur[10].
- Pay Sahipleri ile Şirket Arasındaki Oy Sözleşmeleri: Bir şirketin pay sahibi tarafından şirketin kendisine verilen bir oy taahhüdü, şirket tüzel kişiliğinin bizatihi kendi iradesinin oluşumuna oy sözleşmeleri yoluyla katılıp etki yapması anlamına gelir. Bu durum şirketin karar ve yönetim organları arasındaki kuvvetler ayrılığı ilkesine de aykırılık oluşturur. Bu nedenle, bir şirketin pay sahibi ile şirketin kendisi arasında yapılan oy sözleşmeleri geçersiz sayılmalıdır[11].
Oy Sözleşmesine Uyulmamasının Sonuçları
Oy sözleşmelerinin hükümlerine uyulmaması, bu hükümler esas sözleşmeye de yazılmış olsun veya olmasın, şirketler hukuku anlamında herhangi bir sonuca yol açmaz. Sözleşmeye aykırılık şirkete karşı ileri sürülemez, verilen oylar oy sözleşmesini ihlal etmelerine rağmen verildikleri şekilde geçerlidirler ve bu oylara dayanılarak alınan genel kurul kararının iptali istenemez[12].
Borçlar hukuku anlamında ise, bir pay sahibi tarafından oy taahhüdüne uyulmaması halinde, karşı taraf borçlar hukukunun genel hükümleri uyarınca, koşullarının oluşması şartıyla, maddi veya manevi tazminata veya her ikisine de hak kazanır.
Oy taahhüdünün verildiği tarafın, belirli bir yönde oy kullanılmasına ilişkin taahhüdün aynen ifasını talep edip edemeyeceği ise tartışmalı bir konudur. Taahhüdün muhatabının TBK m. 113/1 hükmü uyarınca aynen ifa talep edip, mahkemeden edimin kendisi tarafından ifasına izin verilmesini isteyebileceği görüşüne karşılık[13], karşıt görüş ise tazminattan başka bir yasal yol bulunmadığını, zira tek seferlik oy sözleşmelerinde aynen ifanın imkansızlık nedeniyle talep edilemeyeceğini, sürekli sözleşmelerde ise oyunu sözleşmeye aykırı kullanan pay sahibinin ileriki genel kurul toplantılarında oyunu ne yönde kullanacağının bilinmediğini öne sürer[14]. Türk hukukunda bugüne kadar Yargıtay kararına konu olmuş bir emsal yoktur.
Sonuç
Oy sözleşmeleri uygulamada pay sahipleri tarafından genellikle diğer pay sahipleri veya üçüncü kişilerle yapılır. Bu sözleşmeyle pay sahibi, çeşitli amaçlarla belirli bir yönde oy kullanmayı taahhüt eder. Oy sözleşmeleri borçlar hukuku hükümlerine tabidir ve sözleşmeye uyulmaması, sözleşme hükümleri esas sözleşmeye de yazılmış olsun veya olmasın, şirketler hukuku anlamında herhangi bir sonuca yol açmaz. Oy sözleşmeleri öğretide genellikle tarafların yükümlülükleri, taraflarının sıfatları ve oy kullanma taahhüdünün sürekliliği bakımından çeşitli gruplarda sınıflandırılırlar. Pay sahibi tarafından oy sözleşmesine uyulmaması halinde taahhüdün muhatabının borçlar hukukunun genel hükümleri uyarınca tazminata hak kazanacağı açıkken, belirli bir yönde oy kullanılacağına dair taahhüdün aynen ifasını talep edip edemeyeceği ise hala tartışmalı bir konudur.
[1] Erdoğan Moroğlu, Oy Sözleşmeleri, Gözden Geçirilmiş ve Güncellenmiş 5. Baskı, s. 3; Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), Ortaklıklar Hukuku I, Yeniden Yazılmış 13. Bası, İstanbul 2014, s. 507.
[2] TTK (RG, 14.02.2011, S. 27846) 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[3] Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Değişiklikler ve İkincil Düzenlemelerle Güncelleştirilmiş 4. Bası, s. 372.
[4] Oy sözleşmelerinin türleri hakkında daha fazla bilgi için bkz. Moroğlu, s. 34 vd.
[5] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), s. 508.
[6] TBK (RG, 04.02.2011, S. 27836) 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[7] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), s. 509.
[8] Moroğlu, s. 77.
[9] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), s. 507.
[10] Forstmoser/Meier Hayoz/Nobel, Schweizerisches Aktienrecht § 31 N. 36-40 (s. 360-361), naklen Moroğlu, s. 31-32.
[11] Moroğlu, s. 62.
[12] Gül Okutan Nilsson, Anonim Ortaklıklarda Paysahipleri Sözleşmeleri, İstanbul 2004, s. 289.
[13] Moroğlu, s. 108 vd.
[14] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), s. 509.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...