Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Ve Getirdiği Yenilikler
Giriş
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“E-Ticaret Kanunu”) 01.05.2015 tarihinde yürürlüğe girmek üzere 05.11.2014 tarihli ve 29166 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Gelişmekte olan piyasalar arasında e-ticaret potansiyeli en yüksek dokuzuncu ülke olan Türkiye için E-Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi, alandaki düzenleme boşluğunun tüketicilerin ve tacirlerin menfaatleri birlikte dikkate alınarak karşılanması ihtiyacı açısından önem taşır.[1] E-Ticaret Kanunu’nun düzenleme alanı ticari iletişimi, hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluklarını, elektronik iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmeler ile elektronik ticarete ilişkin bilgi verme yükümlülüklerini ve uygulanacak yaptırımları kapsar.
Kanunun Amacı
E-Ticaret Kanunu’nun gerekçesinde de belirtildiği üzere, bilgi teknolojisinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan erişim, içerik sağlayıcı, hizmet sağlayıcı gibi kavramların eski mevzuat ile düzenlenmesi mümkün olmamaktadır. Bu sorunun çözülmesi ve Avrupa Birliği (“AB”) mevzuatı ile uyumun sağlanabilmesi amacıyla çıkarılan ve ilgili AB düzenlemesi olan 2000/31/AT Bilgi Toplumu Hizmetlerinin, Özellikle Elektronik Ticaretin Ortak Pazardaki Bazı Yönleri Hakkında Direktif’i (“Direktif”)[2] esas alan E-Ticaret Kanunu, ticaret hukukumuzda önemli bir boşluğu doldurmayı hedefler.
Hizmet Sağlayıcının Yükümlülükleri
E-Ticaret Kanunu m. 2/1(ç) uyarınca “Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri…” ifade eden hizmet sağlayıcı, m. 3/1 gereğince elektronik iletişim araçları yoluyla bir sözleşmenin kurulmasından önce birtakım bilgileri alıcılara sunmakla yükümlüdür. Söz konusu bilgiler m. 3/1’de alıcıların kolayca ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak tanıtıcı bilgiler, sözleşmenin kurulabilmesi için izlenecek teknik adımlara ilişkin bilgiler, sözleşme metninin sözleşmenin kurulmasından sonra, hizmet sağlayıcı tarafından saklanıp saklanmayacağı ile bu sözleşmeye alıcının daha sonra erişiminin mümkün olup olmayacağı ve bu erişimin ne kadar süreyle sağlanacağına ilişkin bilgiler, veri girişindeki hataların açık ve anlaşılır bir şekilde belirlenmesine ve düzeltilmesine ilişkin teknik araçlara ilişkin bilgiler, uygulanan gizlilik kuralları ve varsa alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarına ilişkin bilgiler olarak belirtilmiştir.
Bu hükme göre, sözleşme ilişkisinin kurulmasından önce alıcı, satım prosedürünün tamamından haberdar olur ve kararını bu doğrultuda verir. Dolayısıyla hizmet sağlayıcının bu yükümlülüğü sözleşmenin kurulmasından öncesine ilişkindir. E-Ticaret Kanunu m. 3/3 ise, tarafların tüketici olmadığı durumlarda, yukarıda söz edilen bilgilerin ve buna ek olarak alıcıya sağlanması öngörülen hizmet sağlayıcının meslek odası ve meslek davranış kurallarına ilişkin bilgilerin sağlanmasının zorunlu olmadığını ifade eder. Ancak her halükarda satıcı, sözleşme hükümlerinin ve genel işlem şartlarının alıcı tarafından saklanmasına olanak sağlamak zorundadır. Böylece söz konusu sözleşme hükümlerinin satıcı tarafından sözleşmenin kurulmasından sonra tek taraflı değiştirilmesine engel olmak ve alıcının sözleşme hükümlerini incelemesine olanak sağlamak amaçlanır.
Sipariş Aşamasına İlişkin Düzenlemeler
E-Ticaret Kanunu’nun “Sipariş” başlıklı 4. Maddesinde elektronik iletişim araçlarıyla verilen siparişlere ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Söz konusu hüküm, siparişin verilmesi aşamasına ilişkindir. Bu aşamada hizmet sağlayıcının ilk yükümlülüğü, ödeme bilgilerinin girilmesinden önce, bedel de dâhil olmak üzere, sözleşme şartlarının alıcı tarafından açıkça görülmesini sağlamaktır. Bunu takiben, hizmet sağlayıcı alıcıya siparişin alındığına ilişkin gecikmeksizin bir teyit gönderir. Bunun yanı sıra hizmet sağlayıcı, alıcıya, verdiği siparişin verilerine ilişkin hataları düzeltebilmesi için uygun teknik imkânları sunar. E-Ticaret Kanunu gerekçesine göre, burada söz konusu olan bir bilgilendirme yükümlülüğü değil, bir ifa yükümlülüğüdür. Dolayısıyla hizmet sağlayıcının verilerin hatalı olduğunu alıcıya bildirmesi yeterli görülmez, verilerin düzeltilmesi için uygun ortamı sağlamış olması aranır. Yine tarafların tüketici olmadığı durumlarda, sözleşme şartlarının alıcıya açık olarak sağlanması ve teyide ilişkin hüküm ile veri kontrolüne ilişkin hüküm uygulanmaz.
Ticari İletişime İlişkin Düzenlemeler
Ticari iletişime ilişkin düzenlemeler E-Ticaret Kanunu’nun 6. maddesinde yer alır. Bu hükümde, insan müdahalesi olmadan çalışan faks, elektronik posta, kısa mesaj gibi otomatik arama sistemleri vasıtasıyla kişinin önceden izni olmaksızın doğrudan pazarlama veya reklam amacıyla istenmeyen elektronik ileti gönderilemeyeceği belirtilir. Ancak eklenmelidir ki, yukarıda sözü geçen hüküm, E-Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce ticari elektronik ileti gönderilmesi amacıyla onay alınarak oluşturulmuş olan veri tabanları hakkında uygulanmaz.
İstenmeyen e-postaların denetimine ilişkin dünya çapında kabul edilen iki sistem bulunur. Bunlardan ilki E-Ticaret Kanununda kabul edilen “opt-in” sistemidir. Bu sisteme göre hizmet sağlayıcının alıcıyla elektronik iletişim yöntemlerini kullanarak iletişime geçmesinin şartı önceden alıcının onayının alınmış olmasıdır. Buna göre, hizmet sağlayıcıları, potansiyel alıcının önceden alınmış rızası olmadan ona faks, e-posta veya kısa mesaj gönderemez. Ayrıca, E-Ticaret Kanunu m. 7’ye göre alıcıya gönderilen iletinin içeriği de alınan rızaya uygun olmalıdır.
İkinci sistem, “opt-out” sistemi olarak adlandırılmakta olup, Amerika Birleşik Devletleri ve Uzak Doğu ülkeleri tarafından kabul edilmektedir.[3] Bu sistem uyarınca, alıcının kullanılan elektronik iletişim yollarını reddetme hakkı vardır. Başka bir deyişle, hizmet sağlayıcı gönderdiği ilk e-posta için alıcının rızasına ihtiyaç duymaz ancak alıcı istediği zaman hizmet sağlayıcının kendisine başka e-postalar göndermesini engelleyebilir.
E-Ticaret Kanunu m. 8 göz önüne alındığında, E-Ticaret Kanununda opt-out sisteminin tamamıyla reddedilmiş olmadığı anlaşılır. İlgili madde uyarınca alıcılar önceden rıza göstermiş olsalar dahi hiçbir gerekçe göstermeksizin ticari elektronik ileti almayı reddedebilirler. Hatta aynı hüküm altında hizmet sağlayıcının ret bildirimini kolay ve ücretsiz yapma, gönderdiği iletide ret bildirimine ilişkin bilgilere yer verme ve ret bildiriminin tarafına ulaşmasını müteakip üç iş günü içinde ileti göndermeyi durdurma yükümlülükleri düzenlenir. Buna ek olarak, E-Ticaret Kanunu md. 6/1 uyarınca esnaf ve tacirlere gönderilecek ticari elektronik iletiler bakımından opt-out sistemi asli sistem olarak kabul edilir.
Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Düzenleme
E-Ticaret Kanunu m. 10 kişisel verilerin korunmasına ilişkin hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcının yükümlülüğünü düzenler. Buna göre, hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcılar, E-Ticaret Kanunu çerçevesinde yapmış oldukları işlemler nedeniyle elde ettikleri kişisel verilerin saklanması ve güvenliğinden sorumludur, bunları ilgili kişinin izni olmadan üçüncü kişilere iletemezler ve başka amaçlarla kullanmazlar. Hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcı bakımından objektif özen yükümlülüğü söz konusudur. Bu hüküm ile Türk mevzuatının 2002/58/AT sayılı Direktif ile uyumlaştırılması amaçlanır.
Sonuç
E-Ticaret Kanunu, Türk ticaret hukuku ve uygulamasında özellikle internet erişiminin yaygınlaşmasından sonra ortaya çıkan hizmet sağlayıcı, elektronik ticari ileti, alıcı gibi kavramları tanımlamak ve bunların birbirleriyle ilişkilerini AB mevzuatıyla uyum için düzenlemek amacını taşır. Hizmet sağlayıcının bilgi verme yükümlülükleri, bu yükümlülüklerin içeriği ve istisnaları düzenlenir. Buna ek olarak, birçok internet kullanıcısı için günlük bir problem olarak ortaya çıkan istenmeyen e-postaları düzenleyerek, esnaf veya tacir sıfatı taşımayan alıcılar bakımından elektronik ileti gönderilmeden önce izin alınma şartını getirir. Kişisel verilerin korunması hususu ise, kişisel verilerin saklama, güvenliğini koruma, üçüncü kişilere iletmeme ve başka amaçlarla kullanmama yükümlülükleri şeklinde ve hizmet sağlayıcılar ve aracı hizmet sağlayıcılar bakımından öngörülür. Ülkemizde giderek yaygınlaşan ve ileride daha da gelişeceği öngörülen e-ticaretin kanuni bir düzenlemeye kavuşması, hizmet sağlayıcılar ve alıcılar arasında güven algısının oluşumu ve geliştirilmesi açısından da büyük önem arz eder.
[1] Afra, Sina. Dijital Pazarın Ortak Noktası E-Ticaret: Dünya’da Türkiye’nin Yeri, Mevcut Durum ve Geleceğe Yönelik Adımlar, TÜSİAD Yayınları, Haziran 2014, syf. 35. http://www.tusiad.org.tr/__rsc/shared/file/eTicaretRaporu-062014.pdf (Son erişim tarihi: 20.01.2015)
[2] 2000/31/EG Bilgi Toplumu Hizmetlerinin, Özellikle Elektronik Ticaretin Ortak Pazardaki Bazı Yönleri Hakkında Direktif, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32000L0031&from=DE (Son erişim tarihi: 20.01.2015).
[3] 6563 sayılı Kanun Genel Gerekçesi, sf. 7.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...