Türk ve Alman Hukukunda Elektronik İmza
Giriş
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın geçerliliği konusunda belirli ortak hükümler mevcuttur. Bu hukuk postası makalesinde, elektronik imzaya ilişkin Türk ve Alman hukukundaki hükümler ele alınır.
Türk Hukuku Bakımından Elektronik İmza Tanımı
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu (“EİK”) m.3/b uyarınca elektronik imza “başka bir elektronik veriye eklenen veya elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama amacıyla kullanılan elektronik veri” olarak tanımlanır. Güvenli elektronik imza ise EİK m. 4 uyarınca;
- Münhasıran imza sahibine bağlı olan,
- Sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan,
- Nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimliğinin tespitini sağlayan,
- İmzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan,
elektronik imza olarak tanımlanır.
Kanun koyucunun elektronik imzaları basit ve güvenli olarak ikiye ayırdığı ve güvenli elektronik imzalar için özel koşullar aradığı görülür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m. 14/2 hükmü uyarınca; kanunda aksi öngörülmedikçe, güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinler yazılı şekil yerine geçer. Anılan hükme paralel olarak, EİK m. 5 uyarınca da güvenli elektronik imzanın, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğurduğu hükme alınır. Bu sebeple, elektronik imzanın “güvenli” olması koşulu yazılı şekil şartı bakımından önem arz eder.
EİK m. 4’te sayılan koşullar arasında, “nitelikli elektronik sertifikaya dayanma” hükmü dikkat çeker; zira bu koşulu sağlamayan elektronik imzalar, güvenli nitelikte sayılmayacak ve dolayısıyla yazılı şekil şartını da sağlamayacaktır. Elektronik sertifikalar ve elektronik imza, EİK m. 14 uyarınca elektronik sertifika hizmet sağlayıcıları tarafından sağlanır. Elektronik sertifika hizmet sağlayıcıları, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (“BTK”) bildirimde bulunarak faaliyete geçer. Bundan dolayı, elektronik sertifika ve elektronik imzanın BTK tarafından kabul görmüş bir elektronik sertifika hizmet sağlayıcıdan temin edilmiş olması önem arz eder.
Türk Hukuku Bakımından Elektronik İmzanın Uygulama Alanı
Yukarıda bahsedildiği üzere TBK m. 14 ve EİK m. 5 uyarınca güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğur ve yazılı şekil şartını sağlar. Buradan hareketle genel kural olarak kanunların yazılı şekil şartı aradığı sözleşmelerde güvenli elektronik imzanın kullanılabileceğini söylemek mümkündür. Bununla birlikte, mevzuatın öngördüğü istisnai hallerde güvenli elektronik imzanın şekil şartını sağlayamayabileceği haller de bulunur.
EİK m. 5/2 uyarınca; kanunların resmî şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukukî işlemler ile banka teminat mektupları dışındaki teminat sözleşmeleri, güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez. Örnek vermek gerekirse; TBK m. 583 uyarınca kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini ise kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Bu sebeple kefalet sözleşmesine atılan güvenli elektronik imza, bu sözleşmenin şekil şartı bakımından tek başına yeterli olamayacaktır. Özetle, bir sözleşmenin basit veya güvenli elektronik imza ile imzalanmasından önce somut olay bazında değerlendirme yapılması ve ilgili sözleşmeye ilişkin özel hükümlerin değerlendirilmesi önem arz eder. Aksi takdirde şekle aykırılık söz konusu olabilir.
Elektronik imzanın niteliğinin önem arz ettiği diğer bir husus ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) nezdindeki senetle ispat kuralıdır. HMK m. 205/2 uyarınca usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler, senet hükmünde sayılır. Bu sebeple olası bir uyuşmazlıkta, elektronik imzanın niteliği ispat bakımından önemli rol oynayacaktır.
Alman Hukuku Bakımından Elektronik İmza Tanımı
Alman hukukunda elektronik imza hem Avrupa Birliği’nin düzenlemeleriyle hem de ülke mevzuatıyla hüküm altına alınır. Elektronik Kimlik Belirleme ve Güven Hizmetleri Düzenlemesi (EU Regulation 910/2014- Electronic Identification, Authentication and Trust Services) (“eIDAS”)[1], Avrupa Tek Pazarı’ndaki elektronik ortamdaki işlemler için elektronik kimlik tanımlama ve güven hizmetleriyle ilgili AB Yönetmeliği’dir. eIDAS, Avrupa Birliği içinde elektronik işlemleri kolaylaştırmak amacıyla yürürlüğe girmiştir.
Elektronik imzalar, eIDAS’ın Dördüncü Bölüm’ünde düzenlenir. Bu kapsamda eIDAS’ta öngörülen üç tip elektronik imza vardır: basit elektronik imza, gelişmiş elektronik imza ve nitelikli elektronik imza. Basit elektronik imzalara ilişkin olarak eIDAS m. 25 uyarınca, elektronik imzaların yalnızca elektronik biçimde olması ve nitelikli elektronik imza koşulu taşımaması nedeniyle yasal olarak kabulü reddedilemez. Bu sebeple, basit elektronik imzaların belirli koşullarda kabul görebildiği; ancak gelişmiş veya nitelikli elektronik imzalarla aynı güce sahip olmadığı anlaşılır. Gelişmiş elektronik imzalar ise eIDAS m. 26 uyarınca belirli koşullar taşımalıdır (imza sahibine bağlı olma ve imza sahibinin kimliğini tespit etmeye yarama vb.). Islak imza ile aynı hükme sahip olan tek imza türü ise eIDAS m. 24 uyarınca; nitelikli elektronik imzadır. Nitelikli elektronik imzanın taşıması gereken şartlar ise eIDAS m. 32’de düzenlenir. Buna göre nitelikli bir sertifikaya dayanması ve bu sertifikanın da nitelikli ve güvenilir bir hizmet sağlayıcıdan temin edilmiş olması gereklidir.
Alman mevzuatı bakımından ise Alman Medeni Kanunu (Bürgerliches Gesetzbuch) (“BGB”)[2] konuyu düzenler. BGB m. 126/1 uyarınca kanunun yazılı şekil öngördüğü hallerde, bizzat imza sahibinin eliyle imzalanmalı veya noter tasdikli el işareti ile imzalanmalıdır. Kanunda aksi belirtilmedikçe, yazılı şekil yerine elektronik şekil kullanılabilir. BGB m. 126/a uyarınca; kanunen öngörülen yazılı şeklin yerini elektronik şeklin alması gerekiyorsa, düzenleyenin beyana adını eklemesi ve elektronik belgeyi nitelikli elektronik imza ile imzalaması gerekir. eIDAS’a paralel olarak bu düzenlemede de ıslak imzaya eş tutulan elektronik imza türü, nitelikli elektronik imzadır. Alman mevzuatındaki diğer bir mevzuat ise Güven Hizmetleri Yasası’dır (Vertrauensdienstegesetz).[3] Bu yasa, eIDAS düzenlemesinin etkin bir şekilde uygulanması için hükümleri içerir ve yalnızca 21 maddeden oluşur.
İspat hukuku bakımından ise Alman Medeni Usul Kanunu (Zivilprozessordnung) (“ZPO”)[4] önem arz eder. Katı delil sistemini benimsemiş olan Alman hukukunda, kanunda belirtilen deliller dışında başkaca bir delilin kabul edilmesi mümkün değildir[5]. “Keşif delilleri” başlığı altındaki ZPO m. 371a uyarınca; özel belgelerin delil değerine ilişkin düzenlemeler, nitelikli elektronik imza ile sağlanan özel elektronik belgeler için de geçerlidir. Basit elektronik imzalı elektronik belgeler bakımından ise bir hüküm yer almamaktadır.
Sonuç
Türk ve Alman mevzuatında elektronik imza çeşitli kriterlere bağlı olarak sınıflandırılır. Avrupa Birliği uygulamasında Türk hukukundan farklı olarak ara bir kademe olarak gelişmiş elektronik imza tanımı yer alır. Her iki sistemde de ıslak imza ile eşdeğer tutulan imza türü nitelikli elektronik imzadır. Yine her iki sistemde de bu imza türü, yetkili bir hizmet sağlayıcıdan temin edilebilmektedir. Delil gücü bakımından da iki sistemde de basit ve nitelikli/güvenli elektronik imza arasında bir ayrım yapıldığı ve nitelikli/güvenli elektronik imzanın daha güçlü bir ispat aracı olduğu görülür.
- https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=CELEX:32014R0910&from=EN (Erişim tarihi: 19.12.2021).
- https://www.gesetze-im-internet.de/bgb/ (Erişim tarihi: 19.12.2021).
- https://www.gesetze-im-internet.de/vdg/ (Erişim tarihi: 19.12.2021).
- https://www.gesetze-im-internet.de/zpo/ (Erişim tarihi: 19.12.2021).
- PEKCANITEZ Hakan, ATALAY Oğuz, ÖZEKES Muhammet, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayıncılık, Ankara 2016, s.408.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...