Şirketin Kendi Paylarını Edinmesinde Çeşitli Pay Sahipliği Hakları
Giriş
Şirketlerin kendi paylarını edinmesi 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) uyarınca birtakım sınırlamalara tabi tutulur. Söz konusu sınırlamalara ek olarak, TTK madde 389 şirketin devraldığı kendi paylarının, bedelsiz payları iktisabı hariç olmak kaydıyla, hiçbir pay sahipliği hakkı vermediğini hükme bağlar. Buna göre; “Şirketin iktisap ettiği kendi payları ile yavru şirket tarafından iktisap edilen ana şirketin payları, ana şirketin genel kurulunun toplantı nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz. Bedelsiz payların iktisabı hariç, şirketin devraldığı kendi payları hiçbir pay sahipliği hakkı vermez. Yavru şirketin iktisap ettiği ana şirket paylarına ait oy hakları ile buna bağlı haklar donar.”
Şirketin kendi paylarını edinmesinde pay sahipliği haklarının akıbeti, payların kanuni sınırlamalar içerisinde veya bunlara uygun şekilde edinilip edinilmediğinden bağımsızdır[1]. Madde gerekçesinde de şirketin kanuna uygun veya aykırı bir şekilde iktisap ettiği payların şirkete hiçbir pay sahipliği hakkı vermediği; şirketin sadece, söz konusu paylardan kaynaklanan bedelsiz payları iktisap edebileceği; anılan bedelsiz payların da şirkete pay sahipliği hakları sağlamayacağı açıklanmıştır[2].
Çalışma kapsamında öncelikle düzenlemenin kapsam ve amacı incelenecek olup daha sonra çeşitli pay sahipliği haklarına ilişkin durumlara değinilecektir.
Şirketin Edindiği Kendi Payları ve Pay Sahipliği Haklarının Akıbeti
Yukarıda değinildiği üzere, TTK madde 389, şirket tarafından edinilen kendi paylarına ilişkin herhangi bir sınırlamaya gitmemiştir. Buna ek olarak madde gerekçesinde, şirketin edindiği payların kanuna uygun veya aykırı şekilde edinilmesinin pay sahipliği haklarının akıbeti bakımından önem arz etmediği açıkça ifade edilir. Bu kapsamda, şirketin, TTK madde 382’de belirtilen istisnalara dayanarak kendi paylarını iktisap etmesi durumunda, her ne kadar madde 379’da belirtilen şartlardan muafiyet söz konusuysa da bu payların iktisap edilmesi dolayısıyla madde 389 kapsamında ortaya çıkacak sonuçlardan (iktisap dolayısıyla payların bürüneceği hukuki durumdan) muafiyet söz konusu olamayacaktır[3].
Bu kapsamda söz konusu düzenleme esas itibariyle şirketin kendi paylarını hukuka aykırı biçimde edinmesinin yaptırımı mahiyetinde değildir. Öğretide düzenlemenin amacı farklı şekillerde değerlendirilir.
Düzenlemenin amacının şirket yöneticilerinin, hukuka uygun şekilde iktisap ettiği paylar üzerindeki hakların kötüye kullanılması sonucunda yönetim kurulu ile genel kurul arasındaki güç dengesinin haksız bir şekilde yönetim kurulu lehine bozulmasının önlenmesi olduğunu değerlendiren bir görüş bulunur[4].
Diğer bir görüş ise, şirketin devraldığı paylardan doğan, bedelsiz payların iktisabı hariç, pay sahipliği haklarının donmasının anonim şirketin kendisine ortak olamamasına dayandırır. Buna göre, anonim ortaklığa karşı pay sahipliği sıfatının kazanılabilmesi için anonim ortaklığa ve payı iktisap edecek üçüncü bir kişiye ihtiyaç vardır; şirketin kendi paylarını edinmesi halinde, aynen üçüncü bir kişi gibi, pay sahipliği haklarını kazandığının kabul edilmesi, pay sahipliği sıfatının niteliği gereği olanaklı değildir[5].
Şirketin iktisap ettiği kendi paylarının, bedelsiz payları iktisap dışında hiçbir hak vermeyeceğini, giderek bu payların toplantı nisabının hesaplanmasında dikkate alınmayacağını açıkça hükme bağladığı gibi, yavru şirket tarafından iktisap edilen ana şirket paylarına ait oy hakları ile buna bağlı diğer hakların donacağını da maddede açıkça vurgulamıştır[6]. TTK madde 389’da düzenlenen yavru şirket tarafından ana şirketin paylarının edinilmesi halinde söz konusu paylara ilişkin hakların donacağı düzenlenmişken, şirketin kendi paylarını edinmesi halinde söz konusu hakların akıbetine, diğer bir deyişle bunların donacağı veya ortadan kalkacağına, ilişkin bir düzenlemeye gidilmemiştir. Bu anlamda, maddede söz konusu haklar bakımından bilinçli susma olduğu değerlendirilebilir. Buna paralel olarak madde gerekçesinde de bu konunun öğreti ve yargı kararlarına bırakıldığına işaret edilir. Yine madde gerekçesinde bu kapsamda ortaya çıkabilecek konular, (i) söz konusu payların tutarınca toplantı nisabının azalıp azalmadığı; (ii) tahakkuk eden temettünün kanunî yedek akçelere alınıp şirketin malvarlığı haline mi geldiği, yoksa özel bir hesaba konulup payın devri ile birlikte devralana mı verileceği; (iii) rüçhan hakkının kullanılmasının bedelsiz paylara kıyaslanıp kıyaslanamayacağı şeklinde örneklendirilir. Yine madde gerekçesinde, yabancı öğretide pay sahipliği haklarına ilişkin durumun geçici olduğu ve payların devri ile bu hakların tekrar canlanacağı görüşünün savunulduğu açıklanır[7].
Genel Kurul Toplantı Nisabı
TTK madde 389 açık bir biçimde genel kurulunun toplantı nisabının hesaplanmasında şirketin iktisap ettiği kendi paylarının dikkate alınmayacağını açıkça düzenler. Buna ek olarak madde gerekçesinde, şirketin iktisap ettiği paylara ilişkin hamiline hisse senetlerinin inancı bir işlem ile devredilse dahi genel kurulda temsil ettiremeyeceği de açıklanır.
Öğretide, şirketin edindiği kendi paylarına ilişkin oy haklarının akıbeti, TTK madde 198’de yer alan “donma” kavramı ile ilişkilendirilerek, ilgili paylara ait oy haklarının donacağının öngörüldüğü kabul edilir. Hakları donan payların toplantı nisabına katılmamasının, bu payların, esas sermayeyi oluşturan toplam pay sayısından düşüleceği ve toplantı nisabının, kalan paylar dikkate alınarak hesaplanmasını ifade ettiği; hakları donan payların sanki hiç yokmuş gibi değerlendirileceği ve toplam pay havuzunun küçüleceği açıklanır[8].
Karar nisabı bakımından ise, oy hakları donan payların, karar nisabında da dikkate alınmayacağı ve aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmuyorsa, genel kural uyarınca karar nisabının, toplantıda kullanılabilen oyların çoğunluğu ile oluşacağı açıklanmaktadır[9].
Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı
Pay sahibine tanınan haklardan bir diğeri olan pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı TTK madde 437’de düzenlenir. Bu kapsamda şirket pay sahiplerine genel kuruldan belirli bir süre önce birtakım belgelerin incelenmesi ve genel kurul hakkında sırasında bilgi alma hakkı tanınır. TTK madde 389 kapsamında şirketin kendi paylarını elinde tutması halinde, pay sahiplerine tanınan inceleme ve bilgi alma hakkı da şirket tarafından kullanılamayacaktır. Bu, söz konusu hakkın amacına da uygun düşer.
Bilgi alma ve inceleme hakkı şirket ve yönetimi ile pay sahipleri arasında menfaatler çatışmasının yaşandığı alanlardan biridir. Dolayısıyla şirket kendi paylarına malik olsa da TTK madde 437’yi kullanan bir pay sahibi konumunda değildir. Bu durumda pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı da kullanılamayacaktır[10].
Sonuç
TTK madde 389, şirketin kendi paylarını edinmesi halinde, bunların hukuka uygun veya aykırı şekilde edinilmiş olmasından bağımsız olarak şirketin pay sahipliği haklarından faydalanamayacağını öngörülür. Bununla birlikte madde söz konusu pay sahipliği haklarının akıbetine ilişkin bir belirlemede bulunmaz. Maddenin gerekçesinde de bu hususun yargı kararları ve öğretiye bırakıldığı açıklanır.
- Çapa, Mehmet Sadık: Anonim ve Limited Şirketlerin Kendi Paylarını İktisap Etmesi, İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, Kasım 2013.
- TTK madde 389 gerekçesi.
- Çapa, s. 108.
- Çapa, s. 107.
- Yıldırım, Ali Haydar: “Anonim Ortaklık Genel Kurul Kararları Aleyhine Toplantıda Hazır Bulunan Pay Sahibinin İptal Davası Açmasının Şartları ve Özellikle Muhalefet Şerhi.” İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 7. cilt, S. 2, 2016, ss. 383-430. DergiPark, http://dergipark.gov.tr/inuhfd/issue/22944/291308
- Kendigelen, Abuzer: Yeni Türk Ticaret Kanunu: Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, Mayıs 2016.
- TTK madde 389 gerekçesi.
- Yanlı, Veliye: Prof. Dr. Hamdi Yasaman"a Armağan. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, Ocak 2017, s. 779. Ayrıca bu yönde bkz. Nilsson, Gül Okutan: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı"na Göre Şirketler Topluluğu Hukuku. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, Ağustos 2009 ve Pulaşlı, Hasan. “Anonim Şirketlerde Esas Sözleşme ile Oy Hakkının Sınırlandırılması, Buna İlişkin Yöntemler ve Oyun Donduğu Haller.” Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, 33. cilt, S. 3, 2017, ss. 34-36.
- Yanlı, s. 780.
- Dolu, Ali Murat: Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, Ekim 2017.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...