Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Esas Sözleşme Değişikliklerine İlişkin Yenilikler – II
Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni TTK”) kapsamında önemli değişikliklere uğrayan konulardan biri de esas sözleşme değişiklikleri oldu. Esas sözleşme değişikliklerine ilişkin düzenlemelerin bir kısmı, geçen ayki yazımızda ele alınmıştı. Bu ayki yazımızda, esas sözleşme değişikliklerine ilişkin Yeni TTK kapsamında yapılan değişikliklerin incelenmesine devam edilecek ve özellikle esas sermayeyi ilgilendiren esas sözleşme değişiklikleri ele alınacaktır.
Sermayenin Arttırılmasına İlişkin Esas Sözleşme Değişiklikleri
Yeni TTK m. 456, sermayenin arttırılmasına ilişkin genel ilkeleri belirler. Yeni TTK m. 456/1 uyarınca, iç kaynaklardan yapılan artırım hariç, payların nakdî bedelleri tamamen ödenmediği sürece sermaye artırılamaz. Bu düzenleme, Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 391’deki ana kural ile aynı doğrultudadır. Ancak, Yeni TTK m. 456/1’in 2. cümlesi uyarınca, sermayeye oranla önemli sayılmayan tutarların ödenmemiş olması sermaye artırımını engellemez. Bu yeni hüküm, uygulamada çok sorun yaratan ödenmemiş küçük miktarlı sermaye borçları nedeniyle yapılamayan yeni sermaye artırımlarının da önünü açtı. Bundan böyle, ihmal edilebilir nitelikte olan ve önem arz etmeyen sermaye borçlarının ödenmemiş olması sermaye artırımını engellemeyecektir.
Yeni TTK m. 456/3 uyarınca, sermaye artırımı, genel kurul (“GK”) veya yönetim kurulu (“YK”) kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilemediği takdirde, GK veya YK kararı ve alınmışsa izin geçersiz olur. Bu düzenlemeyle uygulamadaki başka bir soruna çözüm getirildi. Sermaye artırımının belli bir zaman dilimi içerisinde tescil edilmemesi halinde geçersiz olacağı düzenlenerek, sermaye artırımlarının sürüncemede bırakılması engellendi.
Yeni TTK m. 456/4, tüm sermaye artırımlarına uygulanacak hükümler olarak, fesih davasını düzenleyen m. 353’e ve tescil ve ilana ilişkin temel ilkeleri düzenleyen m. 354 ve m. 355/1’e atıf yapar. Böylece, Yeni TTK uyarınca, sermaye artırımında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatleri önemli ölçüde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilirse, fesih davası açılabilir.
Yeni TTK m. 457 uyarınca YK, sermaye artırımının türüne göre bir beyan hazırlar. Bu beyan, şirketin kuruluşunda hazırlanan kurucular beyanı ile paralellik göstermekle beraber, sermaye artırımı hakkında bilgi vermesi ve sermaye artırımının denetime tabi tutulmasını sağlaması bakımından büyük önem taşır. Beyanda, artırılan kısmın tamamen taahhüt edildiği ve kanun uyarınca ödenmesi zorunlu olan oranın ödendiği gibi, sermaye artırımına ilişkin temel konular yer alır.
Yeni TTK m. 458 ile sermaye artırımının işlem denetçisi tarafından denetlenmesi öngörülür. Sermaye artırımının, şirket ve pay sahipleri için önemli kararlardan biri olması nedeniyle işlem denetçisi raporu ile denetlenmesi yerinde bir düzenlemedir.
Sermaye Taahhüdü Yoluyla Artırım
Yeni TTK m. 459, sermaye taahhüdü yoluyla sermaye artırımını düzenler. Bu madde uyarınca, artırılan sermayeyi temsil eden payların tamamı, esas sözleşmede ya da iştirak taahhütnamelerinde taahhüt edilir. Yeni TTK m. 460 ise, kayıtlı sermaye sisteminde sermaye artırımını düzenler ve halka açık olmayan anonim şirketler bakımından çok önemli bir yenilik getirir. Halka açık olmayan bir anonim şirkette, YK’ya esas sözleşmede belirlenen kayıtlı sermaye tavanına kadar sermayeyi artırma yetkisi tanınırsa, YK sermaye artırımını, kanun ve esas sözleşme hükümleri çerçevesinde gerçekleştirebilir. Bu yetki YK’ya en çok beş yıl için tanınabilir.
Yeni TTK ile pay sahiplerinin rüçhan hakkı, koruyucu hükümler getirilerek genişletildi. Yeni TTK m. 461/2 uyarınca, pay sahibinin rüçhan hakkı, ancak haklı sebepler varsa ve en az esas sermayenin yüzde altmışının olumlu oyu ile sınırlandırılabilir veya kaldırılabilir. Maddede, haklı sebepler örnekseme yolu ile sayılır: Halka arz, işletmelerin, işletme kısımlarının, iştiraklerin devralınması ve işçilerin şirkete katılmaları haklı sebep olarak kabul edilir. Yine aynı madde uyarınca, YK, rüçhan hakkının sınırlandırılmasının veya kaldırılmasının gerekçelerini, yeni payların primli ve primsiz çıkarılmasının sebeplerini ve primin nasıl hesaplandığını bir rapor ile açıklar. Bu rapor da tescil ve ilan edilir. Görüldüğü gibi, YK tarafından hazırlanacak rapor ile pay sahiplerine ilgili konu hakkında bilgi verilmesi amaçlanır. YK, yeni pay alma hakkının esaslarını bir karar ile belirler ve bu kararda pay sahiplerine söz konusu hakkın kullanılması için en az on beş günlük süre verir. Bu süre, hakkın kullanılabilmesi için elverişli bir süre olmalıdır.
İç Kaynaklardan Sermaye Artırımı
Yeni TTK, TTK döneminde kanun kapsamında yer almayan ve vergi mevzuatı çerçevesinde düzenlenmiş olan iç kaynaklardan sermaye artırımı konusunu da düzenler. Yeni TTK m. 462/1 uyarınca, esas sözleşme veya GK kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar (örneğin yeniden değerleme değer artış fonu) sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilir. Bu maddede sayılan sermayeye dönüştürülebilecek değerler, sınırlı olarak sayılmamış olup, maddede yer almayan değerler de iç kaynaklardan sermaye artırımına konu olabilir. İç kaynaklardan yapılan sermaye artırımı, işlem denetçisi tarafından denetlenir.
Yeni TTK m. 462/3, bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bunların sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamayacağını emreder. Böylece, sermaye artırımının pay sahiplerine zarar verme amacı ile kullanılması engellenir. Ayrıca, sermaye artırımının tescili ile pay sahiplerinin bedelsiz payları kendiliğinden elde edecekleri düzenlenerek, iktisabın kanun uyarınca (ipso iure) gerçekleştiği açığa kavuşturuldu.
Şarta Bağlı Sermaye Artırımı
Yeni TTK’nın getirdiği önemli yeniliklerden bir diğeri de, TTK döneminde düzenlenmemiş olan şarta bağlı sermaye artırımı (“ŞBSA”) sistemini düzenlemesidir. ŞBSA, tahvil veya benzeri borçlanma araçlarının alacaklılarının şirketin pay sahiplerine dönüşmelerini amaçlayan ve bu yolla şirkete sermaye sağlayan bir sermaye artırımı şeklidir. ŞBSA’da, sermaye, ortakların yeni sermaye taahhüdü yoluyla değil, değiştirme ve alım hakkı sahiplerinin bu haklarını kullanmalarıyla gerçekleşir. Böylece, söz konusu artırım şekli, sermayenin belirli olması ilkesine istisna oluşturur.
Yeni TTK m. 463/1 uyarınca, ŞBSA’nın gerçekleştirilebilmesi için, esas sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunması ve GK’nın da yine bu yönde bir karar alması gerekir. Esas sözleşmede yer alması gereken hüküm, yapılacak tüm ŞBSA’ları kapsayacak genişlikte değil, belirli bir ŞBSA’ya ilişkin olmalıdır. ŞBSA’ya dayanak oluşturacak esas sözleşme maddesi, ŞBSA’nın itibari değeri, payların sayısı ve türleri, değiştirme veya alım hakkından yararlanabilecek gruplar gibi ayrıntıları içerir. Değiştirme ve alım haklarını kullanabilecek kişiler, şirket alacaklıları veya çalışanlarıdır.
Yeni TTK’da düzenlenen değiştirme veya alım hakkı, yenilik doğurucu bir haktır. Bunun anlamı, hak sahiplerinin tek taraflı iradeleriyle ve irade beyanının şirkete ulaşması ile değiştirme veya alım haklarını kullanabilmeleridir. Sermaye, yenilik doğurucu hakkın kullanılması ile sermaye borcunun takas veya ödeme yoluyla yerine getirildiği anda kendiliğinden artar.
Yeni TTK, istisnai nitelikte olan bu sermaye artırımı yolu için bir sınır öngörür. Yeni TTK m. 464 uyarınca, şartlı olarak artırılan sermayenin toplam itibarî değeri sermayenin yarısını aşamaz.
ŞBSA kurumunun işletilmesinde Yeni TTK, mevcut pay sahipleri ve değiştirme veya alım hakkı sahiplerini koruyucu hükümler öngörür. Yeni TTK m. 466 uyarınca, değiştirme veya alım hakkını içeren senetler ihraç edildiğinde, bunlar ilk önce mevcut pay sahiplerine önerilir. Böylece, şirketin mevcut pay sahiplerinin hak kaybına uğraması engellenir. Öte yandan, Yeni TTK m. 467 uyarınca, nama yazılı payları iktisap etme hakkını elde etmiş olan alacaklılar veya çalışanların, bu payların devrinin sınırlandırılmış olduğu gerekçesiyle, söz konusu hakları kullanmaları engellenemez. Ancak bu konu, esas sözleşmede ve izahnamede saklı tutulabilir.
Yeni TTK’nın 468 ve devamı maddeleri, ŞBSA kapsamındaki değiştirme veya alım haklarının kullanılmasına ilişkin usulü düzenler. Bu haklar, şirkete yöneltilecek bir yazılı beyan ile esas sözleşmenin ilgili hükmüne gönderme yapılarak kullanılır. Yeni payların ihracının kanuna ve esas sözleşmeye uygunluğu, işlem denetçisi tarafından denetlenir. YK, sermaye artırımı beyannamesinde, yeni çıkarılan paylara ilişkin detaylara yer verir ve esas sözleşme, YK tarafından mevcut duruma uyarlanır. Söz konusu değişiklik, YK tarafından hesap döneminin sonundan itibaren en geç 3 ay içinde ticaret siciline tescil edilir. Değiştirme ve alım haklarının kullanılmasının ardından, ilgili esas sözleşme hükmü, esas sözleşmeden çıkarılır.
Sonuç
Sermayenin artırılmasına ilişkin hükümler, Yeni TTK kapsamında önemli değişikliklere uğradı. Sermaye artırımına ilişkin kararın belirli bir sürede tescil edilmediği takdirde sermaye artırımının geçersiz olacağı düzenlenerek, sermaye artırımlarının sürüncemede bırakılması engellendi. Sermaye artırımının, işlem denetçisi tarafından denetlenecek olan işlemler kapsamında olacağı düzenlendi. İç kaynaklardan yapılan sermaye artırımı, kanun kapsamına alındı. TTK döneminde mevcut olmayan şarta bağlı sermaye artırımı kurumu, Yeni TTK ile Türk hukukuna girmiş oldu. Tüm bu yeniliklerin, sermayenin artırılmasına ilişkin esas sözleşme değişikliklerinin daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacağı kuşkusuzdur.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...