Anonim Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma, Çıkma Ve Ayrılma
Giriş
Bir anonim şirket ile pay sahibi arasındaki ortaklık ilişkisi, kural olarak pay sahibinin payını devretmesi ile sona erer. Bir anonim şirketin payını elinde bulunduran kişi iradi olarak payını üçüncü bir kişiye devrederek ortaklık ilişkisini sonlandırabilir.
Bununla beraber iradi pay devri her zaman istenen sonucu vermemektedir. Şirketin, şirkette huzursuzluğa yol açan pay sahibi ile ortaklık ilişkisini, pay sahibinin iradesi olmasa dahi, başka yöntemlere başvurarak sona erdirmesi gerekebilir. Bu nedenle, şirketlerin pay sahiplerini şirketten çıkarma hakkı önemli bir çözüm sağlayabilir. Keza, bir şirkette kontrol yetkisi bulunmayan pay sahibi, etki edemediği kararların sonuçlarına katlanmak istemeyebilir ve payı için müstakbel bir alıcı olmasa dahi ortaklık ilişkisinin devam etmemesini isteyebilir. Pay sahibinin paylarını başka bir pay sahibine satarak şirketten çıkma veya paylarını bizzat şirkete satarak ayrılma hakkı bu nedenle önem arz eder.
Bu makalemizde anonim şirketlerde ortaklık ilişkisini sona erdiren çıkma, çıkarma ve ayrılma haklarına ilişkin kanuni düzenlemeler ele alınacaktır.
TTK Hükümleri
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu[1] (“TTK”) ile pay sahibinin anonim şirketten çıkarılması (squeeze-out) ilk defa düzenlenir. TTK ayrıca şirketler topluluğu hükümlerinde, belirli hallerin varlığında kontrolü elinde bulundurmayan pay sahibine tanınan çıkma haklarını da düzenler.
Şirketin Çıkarma Hakkı (Squeeze-out)
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda pay sahibinin pay bedelini ödeme borcunu yerine getirmemesi halinde söz konusu payın ıskatı düzenlenmişti. TTK, ıskata ilişkin bu düzenlemeyi muhafaza eder. Ancak bu durumda dahi, pay sahibinin yalnızca pay bedelini tamamen ödemediği paylardan ıskatı söz konusu olur. Örneğin, sermaye artırımı öncesi mevcut paylarının bedelini ödeyen, ancak artırım sonrası yeni taahhüt ettiği payları ödemede temerrüde düşen pay sahibi, yalnızca sermaye artırımı ile elde ettiği paylardan mahrum bırakılabilir. Iskat her durumda ortaklık ilişkisinin sona ermesine yol açmaz.
Anonim şirketlerde pay sahibinin çıkarılması TTK ile getirilen önemli bir yeniliktir. Squeeze-out, TTK kapsamında üç hale özgü olarak düzenlenmiştir.
Birleşme işleminin tarafı olan şirketler, birleşme sözleşmesinde ortaklara pay iktisap etmek veya ayrılma akçesi almak arasında seçim hakkı tanıyabilir. TTK, birleşme sözleşmesinde ortaklara sadece ayrılma akçesi verilmesinin öngörülebileceğini de düzenler. Böylelikle, birleşen şirketler, birleşme sözleşmesinde ortaklara pay vermek yerine sadece ayrılma akçesi verileceğini düzenleyerek, bu kişilerin birleşen şirkette ortak olmamasını sağlayabilir. Ancak TTK m. 141 uyarınca, birleşme sözleşmesinde ortaklara sadece ayrılma akçesi verilmesi imkânı tanınıyorsa, bu sözleşme devreden şirket tarafından ancak o şirkette mevcut oyların yüzde doksanının olumlu oylarıyla onaylanabilir.
TTK’da m. 208’de düzenlenen ikinci çıkarma hali şirketler topluluğuna özgüdür. Bir şirketler topluluğundaki hâkim şirket, bağlı şirket paylarının en az yüzde doksanına sahip ise, kalan azınlığın dürüstlüğe aykırı davranması, sıkıntı yaratması veya pervasızca hareket etmesi halinde, azınlığın paylarını satın alarak azınlık pay sahibini şirketten çıkarabilir. Burada öngörülen çıkarma hakkı ancak haklı sebebin bulunması halinde kullanılabilir. Gerekçede maddenin getiriliş amacı, şirkette alınacak kararlara çeşitli sebeplerle karşı çıkan pay sahiplerinin şirketi bunaltan hareketlerine son vermek ve şirket içi barışı sağlamak olarak belirtilmiştir.
TTK’da öngörülen üçüncü çıkarma hali, pay sahibinin, şirketin haklı nedenle feshini talep hakkı ile birlikte TTK m. 531’de düzenlenir. Azınlık pay sahibi, haklı sebeplerin olması halinde (azlık hakkı, bilgi alma hakkı gibi hakların sürekli olarak ihlal edilmesi gibi) şirketin feshini talep ederek dava açabilir. Bu davaya bakan asliye ticaret mahkemesi hâkimi, şirketin feshi yerine davacı pay sahibine pay bedeli ödenerek pay sahibinin şirketten çıkarılmasına karar verebilir. Bu son hal, şirketlere tanınan bir çıkarma hakkı değildir. Pay sahibinin çıkartılması ancak haklı sebeple fesih davasının açılması halinde ve hâkim kararı ile söz konusudur.
Şirketler Topluluğunda Pay Sahibinin Çıkma Hakkı
TTK, şirketler topluluğu hükümleri arasında, hâkimiyetin hukuka aykırı olarak kullanılmasına bir takım sonuçlar bağlar. Bu sonuçları düzenleyen hükümlerinde, bağlı şirketin pay sahiplerine belli durumlarda ortaklıktan çıkma hakkı da tanınır.
TTK uyarınca hâkim şirket, bağlı şirket üzerindeki hâkimiyetini, kaybı ilgili faaliyet yılı içerisinde denkleştirmeden veya ne zaman denkleştireceğini belirtmeden, bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. TTK m. 202/1/b uyarınca, denkleştirmenin faaliyet yılı içerisinde yerine getirilmemesi halinde, bağlı şirket pay sahipleri hâkim şirketin bağlı şirketin zararı tazmin etmesini talep edebilir. Hâkim bu durumda tazminata, talepte bulunan pay sahibinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına veya duruma uygun düşen başka bir çözüme karar verebilir. Ancak söz konusu düzenleme uyarınca bağlı şirket pay sahibi de hâkim şirketten paylarını satın almasını talep edebilir. Dolayısıyla pay sahibine çıkmayı talep etme hakkı tanınmıştır.
Hâkimiyetin uygulanması sonucunda, bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılır haklı bir sebep olmaksızın, bağlı şirketin birleşme, bölünme, tür değiştirme, menkul kıymet çıkarma ve esas sözleşme değişikliği gibi işlemleri gerçekleştirmesi halinde de çıkma hakkı düzenlenmiştir. TTK m. 202/2 uyarınca, bu işlemlere ilişkin genel kurul kararına ret oyu veren ve muhalefetini tutanağa geçirten, yönetim kurulunun kararlarına yazılı olarak itiraz eden pay sahibi, söz konusu karardan itibaren iki yıl içerisinde, şirketteki hâkim teşebbüsten paylarının en az borsa değeri, gerçek değer veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek değer ile satın alınmasını mahkemeden isteyebilir.
SerPK Hükümleri
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu[2] (“SerPK”), 2499 sayılı mülga Sermaye Piyasası Kanununda (“Mülga SerPK”) yer alan genel bir yetki maddesine göre Sermaye Piyasası Kurulu (“Kurul”) tebliğlerinde düzenlenen zorunlu pay alım teklifi (zorunlu çağrı) kurumunu yeniden ele alır. Ancak bu düzenlemeye ek olarak SerPK ayrıca halka açık anonim şirketlerde çıkarma, çıkma ve ayrılma haklarını da düzenler. Dolayısıyla SerPK, halka açık anonim şirketlere ve pay sahiplerine, TTK’da düzenlenen ve yukarıda kısaca incelenen imkânlara ek olarak bir takım yeni imkânlar tanır. Aşağıda, SerPK ile yeni düzenlenen çıkarma, çıkma ve ayrılma hakları kısaca ele alınacaktır.
Çıkarma ve Satma Hakkı
SerPK m. 27 uyarınca, gerek pay alım teklifi sonucunda, gerekse birlikte hareket etmek de dâhil olmak üzere başka şekilde, sahip olunan payların, Kurul’un belirleyeceği bir orana veya daha fazlasına ulaşması halinde, bu oranda paya sahip olan kiş
ilerin, azınlıkta kalan pay sahiplerini çıkarma hakkı doğar. Maddenin ifadesinden, TTK’da tanımlanan azınlığın değil, Kurul’un belirlediği oranda veya daha fazla payı haiz pay sahipleri bakımından azınlıkta kalan pay sahiplerini çıkarma hakkı düzenleneceği anlaşılmaktadır. Henüz bu orana ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Çıkarma hakkını haiz olan pay sahipleri, Kurul’un belirlediği sürede, halka açık ortaklığın genel kurulundan, azınlıkta kalan pay sahiplerinin paylarının iptal edilmesini ve bu payları temsil eden yeni payların çıkarılarak kendilerine satılmasını talep edebilir. Payın bedeli hakkında SerPK m. 24’e atıf yapılmıştır. Aşağıda incelenen ve ayrılma hakkını düzenleyen bu madde uyarınca, pay bedeli, ilgili genel kurul kararının alınacağı toplantı gündeminde belirtilir. Payları borsada işlem görmeyen ortaklıkların satım fiyatının hesaplanmasına ilişkin usul ve esasları Kurul belirler.
Çıkarma hakkını düzenleyen madde, Kurul’un belirleyeceği orana göre çıkarma hakkının doğduğu hallerde, azınlıkta kalan pay sahibinin de çıkma hakkını haiz olacağını düzenler. Söz konusu hükme göre azınlıkta kalan pay sahipleri, Kurul’un belirlediği süre içerisinde, Kurul’un belirleyeceği oranda veya daha fazla payı haiz pay sahiplerinden paylarını adil bir bedel karşılığında almasını talep edebilir. Dolayısıyla, belirli oranda payı elinde bulunduran pay sahibinin çıkarma hakkı ile azınlıkta kalan pay sahibinin satma hakkı birlikte düzenlenmiştir.
Madde, TTK’nın şirketler topluluğu hükümleri arasında yer alan m. 208’in halka açık ortaklıklara uygulanmayacağını düzenler. Söz konusu madde, yukarıda incelenmiş olup, hâkim şirketin bağlı şirkette sıkıntı yaratan azlığı çıkarma hakkına ilişkindir. SerPK’nın gerekçesinde, bu düzenlemelerin benzer olduğu, SerPK’da özel düzenleme yapıldığı için TTK’nın m. 208 hükmüne istisna getirildiği belirtilmiştir.
Ayrılma Hakkı
TTK’da şirketler topluluğu hükümlerinde düzenlenen çıkma hakkında pay sahibi ortaklık ilişkisini, payını hâkim şirket veya hâkim teşebbüse satarak kullanır. Yukarıda incelenen satma hakkında da pay sahibi paylarını halka açık ortaklıkta payları belirli bir oranı aşan pay sahibine satar. Bu haklar pay sahibinin “çıkma hakkı” veya “satma hakkı” olarak adlandırılır. Ancak SerPK, pay sahibinin belirli durumlarda paylarını doğrudan pay sahibi olduğu halka açık anonim şirkete satma hakkını da düzenler. SerPK’da öngörülen bu hak ise “ayrılma hakkı” olarak adlandırılır.
Pay sahibine ayrılma hakkı, halka açık anonim şirketin önemli nitelikli işlemlerinde tanınır. SerPK m. 23’e göre halka açık ortaklıkların birleşme, bölünme işlemlerine taraf olması, tür değiştirme veya sona erme kararı, malvarlığının tümünü veya önemli bir bölümünü devretmesi veya üzerinde bir ayni hak tesis etmesi veya kiralaması, faaliyet konusunu tümüyle veya önemli ölçüde değiştirmesi, imtiyaz öngörmesi veya mevcut imtiyazların kapsam veya konusunu değiştirmesi ile borsa kotundan çıkması, önemli kararlardır. Ayrılma hakkı, pay sahibi sayısı sebebiyle halka açık sayılan ortaklıkların SerPK kapsamından çıkma kararında da söz konusu olabilir. Zira SerPK m. 33 uyarınca, pay sahibi sayısı beş yüzü aştığı için halka açık sayılan ortaklıklar, paylarının borsada işlem görmesini istememeleri halinde, pay sahibi sayısının en az üçte ikisi ve toplam oyların en az dörtte üçü ile alınacak bir genel kurul kararı ile SerPK kapsamı dışına çıkabilir.
Yukarıda belirtilen işlemlere ilişkin genel kurul toplantısına katılan, olumsuz oy kullanan ve muhalefet şerhini tutanağa işleten pay sahipleri, paylarını halka açık ortaklığa satarak ayrılabilir. Pay sahibinin genel kurul toplantısına katılımına haksız şekilde engel olunması, davet veya gündemin ilanının usulüne uygun olarak yapılmaması hallerinde ise olumsuz oy ve muhalefet şerhi aranmaksızın ayrılma hakkı tanınır.
Ayrılma hakkında, TTK’da düzenlenen şirketin kendi paylarını iktisabına ilişkin azami sınırın uygulanıp uygulanmayacağı tartışma konusudur. Ayrılma hakkına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenecektir.
Sonuç
Şirketin pay sahibini çıkarma hakkı TTK ile getirilen ve SerPK’da da özel düzenlemeye tabi tutulan önemli bir yeniliktir. Buna ek olarak yeni yürürlüğe giren bu kanunlarla pay sahibine ortaklık ilişkisini sona erdirmesine ilişkin çıkma ve ayrılma hakları da tanınmaktadır. Bu haklar, uygulamada ortaya çıkan önemli ihtiyaçlara hizmet etmektedir.
SerPK’da düzenlenen çıkarma, çıkma ve ayrılma haklarına ilişkin usul ve esaslar, Kurul’un çıkaracağı düzenlemeler ile netleşecektir.
[1] RG, 14 Şubat 2011, S. 27846. TTK 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[2] RG, 30 Aralık 2012, S. 28513. SerPK yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...