Anonim Şirketlerde Genel Kurul Toplantılarının Ertelenmesi
Giriş
Türk hukukunda anonim şirketlerin genel kurul toplantılarının usul ve esasları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu[1] (“TTK”) ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik[2]’te (“Yönetmelik”) düzenlenir. Bu hükümler arasında genel kurulun toplantıya çağrı usulü, ilan, gündem, toplantının açılması ve yönetilmesi, toplantı ve karar nisapları gibi konuların yanı sıra toplantının hangi hal ve şartlarda ertelenebileceği ve ertelenmesi halinde yapılacak ikinci toplantılarda uygulanacak kurallar da yer alır. Bu Hukuk Postası makalesinde, toplantının ertelenebilmesi için TTK ve/veya Yönetmelik’in aradığı şartlar ile ertelenme halinde uygulanacak hükümler ele alınır.
Genel Kurul Toplantısının Erteleneceği Haller
- Toplantı veya Karar Nisabının Sağlanamaması
Toplantı veya karar nisabının sağlanamaması nedeniyle toplantının ertelenmesi TTK’da açıkça düzenlenmese de, m. 418/1 hükmünde, nisaba ulaşılamadığı takdirde yapılacak ikinci toplantıdan söz edilerek ertelemeye olanak tanınmış olur. Bununla birlikte, Yönetmelik m. 28/1 uyarınca, toplantı başlamadan önce, kanun ve esas sözleşmede öngörülen asgari toplantı nisabının sağlanamaması veya toplantı sırasında yapılan yoklama sonucunda toplantı açılmadan önceki hazır bulunan pay listesine göre hesaplanan karar nisabı kadar payın temsil edilmediğinin anlaşılması halinde toplantı ertelenir. Yönetmelik ertelemeye kimin tarafından karar verileceğine ilişkin bir düzenleme getirmez. Bu durumda toplantının, toplantı başkanlığı tarafından erteleneceğini kabul etmek gerekir.
- Genel Kurulun Kararıyla
Yönetmelik m. 28’in ikinci fıkrası, yine TTK’da düzenlenmeyen bir olanak tanır. Maddeye göre, kanun ve esas sözleşmeye uygun olarak çağrılmış genel kurul toplantısı ancak gündeme geçilmeden önce ve genel kurul tarafından alınacak bir karar ile ertelenebilir[3]. Burada sözü edilen toplantı, toplantı nisabının sağlandığı bir toplantıdır. Zira aksi halde, toplantı nisabı bulunmadığından genel kurulun bir erteleme kararı alması da mümkün olmaz. Madde hükmü, erteleme yapılabilmesi için bir gerekçe gösterilmesini aramaz[4].
- Finansal Tabloların Müzakeresine İlişkin İstemler
TTK m. 420, azlığa finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesini talep hakkı tanır. Buna göre, halka kapalı şirketlerde sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde ise yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, bu konuların görüşülmesi bir ay sonraya bırakılır. Hangi konuların “finansal tabloların müzakeresine bağlı konular” olduğunun tespitinde TTK m. 413/3 yol gösterici olur. Madde hükmüne göre, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yılsonu finansal tablolarının müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır.
Hüküm uyarınca yapılacak erteleme için genel kurul tarafından karar alınmasına gerek yoktur; istem üzerine toplantı başkanının kararıyla toplantı ertelenir. Yönetmelik m. 28/3, istem üzerine toplantı başkanı tarafından erteleme yapılmasının zorunlu olduğunu açıkça belirtir. Azlık pay sahipleri tarafından finansal tablolar hakkında ileri sürülecek tüm itirazların ilk toplantıda yapılması ve bunların tutanağa yazılması zorunludur.
Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra yapılacak ikinci toplantıda aynı veya farklı gerekçelerle azlık pay sahipleri tarafından finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi için, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması gerekir. Bu halde azlık tarafından yapılacak erteleme talebi üzerine toplantı yeniden bir ay sonraya ertelenir. Dürüst hesap verme ilkesi, hem özenli hem de gerçek hesap verme ilkelerini kapsayan bir aydınlatmadır; denetlemeye ve dolayısıyla pay sahiplerinin haklarını bilinçli bir şekilde kullanmalarına olanak sağlayacak olguların ve sonuçların özenli, doğru ve gerçeğe uygun olarak sunulmasını ifade eder[5].
- Güvenlik Gerekçesiyle
Yönetmelik m. 28/5, TTK’da sayılmayan bir erteleme halini düzenler. Madde uyarınca, kolluk güçlerinin ve varsa Bakanlık temsilcisinin görüşü alınmak suretiyle toplantının güvenlik açısından sağlıklı bir şekilde yapılamayacağının anlaşılması üzerine genel kurul, toplantı başkanlığı tarafından ertelenebilir. Bunun için genel kurulun ayrıca karar alması gerekmez. Nitekim maddede düzenlenen hal genel kurul toplantısının fiilen yapılamayacağının anlaşılmasıdır. Böyle bir durum da genel kurulun bu kararı alması da beklenemez.
- Elektronik Genel Kurul Sisteminin Sağlanamaması
TTK m. 1527 genel kurul toplantılarının elektronik ortamda yapılabilmesine olanak verir. Bu kapsamda çıkarılan Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik[6] (“EGK Yönetmeliği”) uyarınca, elektronik genel kurul sistemini uygulayan anonim şirketlerin yapılacak tüm genel kurul toplantılarında, hak sahiplerinin ve temsilcilerinin toplantıya katılma, öneride bulunma, görüş açıklama ve oy verme gibi haklarını kurulmuş olan sistem üzerinden kullanabilmesi sağlanır.
Yönetmelik m. 28/6 da, bu sistemi benimsemiş şirketlere özgü bir erteleme hali düzenler. Maddeye göre, genel kurul toplantılarına elektronik ortamda katılma sistemini uygulayan şirketlerin genel kurul toplantılarında EGK Yönetmeliği hükümlerine uygun şartların sağlanmadığının tespit edilmesi halinde, toplantı başkanlığı, Bakanlık temsilcisinin görüşünü almak kaydıyla toplantıyı ertelenebilir. Yönetmelik m. 32/1-b uyarınca genel kurula elektronik ortamda katılım sistemini uygulayan şirketlerin genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulunması zorunlu olduğunu belirtmekte yarar vardır.
İkinci Toplantının Usul ve Esasları
Yönetmelik m. 21/2 uyarınca, gündemin değiştirilmemesi kaydıyla, nisabın yokluğu, azlığın talebi veya genel kurulun kararıyla yahut herhangi bir nedenle toplantının ertelenmesi halinde yapılacak toplantılar hukuken önceki toplantının devamı sayılır. Bu toplantıların usul ve esaslarına ilişkin olarak Yönetmelik’in çeşitli maddelerinde kapsamlı düzenlemeler yer alır.
Toplantının Zamanı
Azlığın istemi üzerine finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi halinde yapılacak ikinci toplantılar bir ay sonraya bırakılır. Çamoğlu’na göre, bu süre azınlık lehine tanınmış asgari süredir ve toplantı bir aydan uzun süreye ertelenebilir[7]. Esas sözleşme değişikliklerinin görüşüldüğü toplantılarda toplantı veya karar nisabının sağlanmaması halinde yapılacak ikinci toplantıların ise en geç bir ay içinde yapılması gerekir.
Toplantıya Çağrı
Toplantının ertelenmesi halinde yapılacak ikinci toplantı için genel kurul kanunda ve/veya esas sözleşmede öngörülen çağrı usullerine uygun olarak yeniden toplantıya çağrılır. Yönetmelik m. 11/1-e uyarınca, bu amaçla yapılacak ilanlarda ve pay sahiplerine gönderilecek mektuplarda erteleme sebebi ile yapılacak toplantıda yeterli olan toplantı nisabının da belirtilmesi gerekir. Yönetmelik m. 10/3, ilk toplantının ilan metnine, nisabın sağlanamaması halinde yapılacak ikinci toplantının çağrısına dair konulan hükümlerin geçersiz olduğunu açıkça düzenler.
Yönetmelik’in çağrıya ilişkin 10. maddesinin 4. fıkrası, azlığın istemi üzerine finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi hali için özel bir düzenleme içerir ve internet sitesi açmakla yükümlü olan şirketlerin internet sitelerinde yapılacak ilanın, erteleme kararının tarihinden itibaren en geç beş gün içinde yayımlanması gerektiğini belirtir.
Uygulanacak Nisaplar
Genel kurul toplantılarında olağan toplantı nisabını düzenleyen TTK m. 418/1 uyarınca, ilk toplantıda sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunmaması halinde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. Yapılacak ikinci toplantıda hazır bulunan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin temsil ettikleri sermayenin miktarı ne olursa olsun, müzakere yapmaya ve karar vermeye yetkilidir. Kararlar toplantıda hazır bulunanların oylarının çoğunluğu ile alınır.
Buna karşın, esas sözleşme değişikliklerinde uygulanacak toplantı ve karar nisaplarını düzenleyen TTK m. 421’e göre, ilk toplantıda şirket sermayesinin en az yarısı temsil edilmediği takdirde, ikinci toplantı için toplantı nisabı, şirket sermayesinin en az üçte birinin toplantıda temsil edilmesidir. Kararlar toplantıda hazır bulunanların oylarının çoğunluğu ile alınır. İkinci toplantının yapılması için maddede öngörülen bir aylık sürenin sona ermesinden sonra yapılan toplantı ikinci toplantı değil, ilk toplantıdır; bu nedenle toplantı nisabı yine sermayesinin yarısı olur[8].
Son olarak, TTK m. 421/2 ve 421/3’te sayılan esas sözleşme değişikliği kararlarının görüşüldüğü genel kurul toplantılarında söz konusu fıkralarda öngörülen nisaplara ilk toplantıda ulaşılamadığı takdirde izleyen toplantılarda da aynı nisap aranır. Yönetmelik m. 22 de ikinci toplantıda aynı nisabın aranacağı tüm genel kurul kararlarını tek tek listeler.
Diğer Hususlar
Yönetmelik m. 15/1-h, yapılacak ikinci toplantıda, toplantı yerinde bulundurulması gereken belgeler arasında bir önceki toplantıya ilişkin toplantı tutanağını da sayar. Söz konusu erteleme tutanağının eksiksiz bir biçimde toplantı yerinde bulunup bulunmadığını tespit etmek ve bu durumu toplantı tutanağında belirtmek, toplantı başkanlığının görev ve yetkileri arasındadır. Bu hükmü de göz önünde bulundurarak, ertelemenin mutlaka tutanak altına alınması gerektiğini belirtmekte yarar vardır.
Sonuç
TTK ve Yönetmelik’te anonim şirketlerin genel kurul toplantılarının ertelenmesinin şu hallerde mümkün olduğu düzenlenir: (i) toplantı veya karar nisabının sağlanamaması halinde, (ii) genel kurulun bu yönde alacağı bir kararla, (iii) azlığın finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesini talep etmesi üzerine, (iv) güvenlik gerekçesiyle, ve (v) elektronik genel kurulun sisteminin sağlanamaması halinde. Bu durumlarda yapılacak erteleme üzere, genel kurulun yetkili organ tarafından çağrı usullerine uygun olarak yeniden toplantıya çağrılması gerekir. Yapılacak ikinci toplantılar için TTK’da özel nisaplar öngörülür. Yönetmelik’te bu toplantıların usul ve esaslarına ilişkin olarak düzenlenen ayrıntılı hükümlerin göz ardı edilmemesi gerekir.
[1] TTK (RG, 14.02.2011, S. 27846) 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[2] Yönetmelik (RG, 28.11.2012, S. 28481) m. 19/2-b ve internet sitesinde ilan yükümlülüğünü düzenleyen hükümleri hariç yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.
[3] Kararın ancak gündeme geçilmeden önce verilebileceğine dair hükmün eleştirisi için bkz. Çamoğlu (Poroy/Tekinalp): Ortaklıklar Hukuku I, Güncelleştirilmiş 13. Bası, İstanbul 2014, s. 521.
[4] Gerekçe gösterme gerekliliği hakkında farklı görüşler için bkz. Pulaşlı, Hasan: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna Göre Şirketler Hukuku Şerhi, C. I, Ankara 2011, s. 749, dn. 246. Bu istemin hakkın kötüye kullanılması teşkil edip etmeyeceği hakkında bkz. Pulaşlı, s. 749, dn. 347.
[5] TTK m. 200 ve m. 437 Gerekçeleri; Pulaşlı, s. 749.
[6] Yönetmelik (RG, 28.08.2012, S. 28395) 01.10.2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[7] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), s. 521.
[8] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), s. 514.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...