Nama Yazılı Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı
Giriş
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda[1] (“TMK”) düzenlenen intifa hakkı, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayan bir haktır. Taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda[2] (“TTK”) pay üzerinde intifa hakkı kurulmasına ilişkin hükümler yer alsa da, özel olarak düzenlenmez. Bu makalede intifa hakkına ilişkin genel açıklamalar, anonim şirket nama yazılı payları üzerinde intifa hakkı kurulması, intifa hakkı kurulmasının anonim şirket tarafından sınırlandırılması ve hakkın kapsamı ele alınır.
Genel Olarak İntifa Hakkı
İntifa hakkı TMK m. 794 vd. hükümlerinde düzenlenir. Bu hak, aksine düzenleme olmadıkça sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. İntifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer. Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir. İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkilerine sahiptir ve bu yetkilerini kullanırken iyi bir yönetici gibi özen göstermek zorundadır. Malik de, hakkın konusu olan malın hukuka aykırı ya da niteliğine uygun düşmeyen kullanılış biçimine itiraz edebilir. Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilir. Bu takdirde malik, haklarını, devralana karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.
Nama Yazılı Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması ve Pay Defterine Kayıt
TMK m. 795/1 uyarınca, intifa hakkı taşınırlarda zilyetliğin, alacaklar ise alacağın devri ile kurulur. Buna göre, nama yazılı pay üzerinde intifa hakkı, pay senedi basılmış olması halinde, intifa amaçlı ciro ve teslimle kurulur. Senet ciro edilmeksizin sadece intifa amaçlı yazılı bir temlik beyanı ve senedin zilyetliğinin devri ile de hakkın kurulması mümkündür[3]. İntifa hakkı kurulabilmesi için payın senede bağlanmış olması şart değildir; çıplak pay üzerinde de alacağın devri hükümleri izlenerek yazılı bir intifa hakkı sözleşmesi ile intifa hakkı kurulabilir.
TTK m. 499/1 uyarınca, intifa hakkı sahibi şirket pay defterine kaydedilir. Bu kural, hem paya bağlı kar payının ne oranda payın malikine ne oranda intifa hakkı sahibine ait olduğu açısından, hem de oy hakkı bakımından şeffaflık sağlar[4]. Kanunda açıkça belirtilmemiş olmasına rağmen, intifa hakkının kanundan mı yoksa sözleşmeden mi doğduğu ve intifa hakkı sahibinin pay üzerindeki hakkının oranı da pay defterine yazılır; bu gereklilik, TTK m. 499’un amacından ve açıklık ilkesinden kaynaklanır[5]. Aynı şekilde, oy hakkının kime ait olduğunun belirtilmesi de doğru olur[6]; zira aşağıda inceleneceği üzere, oy hakkı intifa hakkı sahibi tarafından kullanılabileceği gibi, payın sahibine de bırakılabilir.
TTK m. 499/4, şirketle ilişkilerde sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kimsenin intifa hakkı sahibi olarak kabul edileceğini belirtir. Bu hüküm, intifa hakkı hukuken mevcut ve geçerli olsa bile, pay defterine kaydedilmediği sürece şirket tarafından tanınmayacağı anlamına gelir[7]. Bu kayıt açıklayıcıdır ve intifa hakkı sahibine kolaylık sağlar; şöyle ki, intifa hakkı sahibi bu kaydın varlığı halinde genel kurulda oy kullanırken ve kar payını tahsil ederken her defasında hakkını ispat etmek zorunda kalmaz[8].
Son olarak, TTK m. 499/2 uyarınca, payın üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece, intifa hakkı sahibin pay defterine yazılamaz. Senede bağlı paylarda, pay defterine kaydın yapıldığı şirket tarafından pay senedinin arkasında belirtilir; çıplak paylarda ise, intifa hakkı sahibinin, şirketten, kendisine kaydın yapıldığını gösteren bir belge verilmesini istemesi mümkündür[9].
İntifa Hakkı Kurulmasının Sınırlandırılması
Oy hakkının kural olarak intifa hakkı sahibine ait olması, bağlam hükümlerinin intifa hakkına uygulanmaması halinde, bağlamdan beklenen yararı etkisiz hale getirir[10]. Bu nedenle, TTK m. 492/2 ile, esas sözleşmede, nama yazılı paylar üzerinde ancak şirketin onayıyla intifa hakkı kurulabileceğinin düzenlenmesi mümkün kılınır. İntifa hakkının kurulmasında böyle bir sınırlamanın geçerli olacağı hükmü ile şirketin, payın mülkiyetinin geçmesine hangi sebeplerle karşı koyabiliyorsa, aynı sebeplere dayanarak payın üzerinde intifa hakkı kurulmasını da reddedebileceği kastedilir[11].
TTK m. 491’de yer alan ve bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı payların ancak şirketin onayı ile devrolunabileceğini ve şirketi devralanın ödeme yeterliliği şüpheli ise ve şirketçe istenen teminat verilmemişse onay vermeyi reddedebileceğini öngören kanuni bağlam hükümlerini intifa hakkı kurulurken ileri sürmek ve bu hükümlere dayanarak işleme onay vermemek doğru olmaz[12]. Bunun nedeni, TTK m. 492/2’nin, yalnızca TTK m. 491/1’de düzenlenen esas sözleşmesel bağlama atıf yapıyor olması ve kanuni bağlamı kapsamamasıdır. Payların bedelinin tamamen ödenmemiş olması veya intifa hakkı kazananın ödeme yeterliliğinden şüphe edilmesi, intifa hakkı sahibi olacak kişiye onay verilmemesini haklı göstermez[13].
Hakkın Kapsamı
İntifa hakkı sahibi kural olarak, kar payı hakkı, genel kurul toplantılarına katılma hakkı, oy hakkı, genel kurul toplantılarına karşı iptal davası açma hakkı, bilgi alma ve inceleme hakkı gibi malvarlıksal ve yönetimsel haklara sahip olur. Bunlardan oy hakkı, genel kurul toplantılarına katılma ve bunlara karşı iptal davası açma hakkı aşağıda ayrıca incelenir.
Oy Hakkı
TTK m. 432/2 uyarınca bir payın üzerinde intifa hakkı bulunması halinde, aksi kararlaştırılmamışsa, oy hakkı, intifa hakkı sahibi tarafından kullanılır. Ancak, intifa hakkı sahibi, pay sahibinin menfaatlerini hakkaniyete uygun bir şekilde göz önünde tutarak hareket etmemiş olması dolayısıyla pay sahibine karşı sorumludur. Bu kural, aksine düzenleme olmadıkça intifa hakkının, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayacağını öngören TMK m. 794/2 ve intifa hakkı sahibinin yetkilerini kullanırken iyi bir yönetici gibi özen göstermek zorunda olduğunu öngören TMK m. 803/2 hükmüyle paralellik gösterir.
Genel Kurul Toplantılarına Katılma Hakkı
İntifa hakkı sahibi, oy hakkına sahip olmasının tabi bir sonucu olarak, genel kurul toplantılarına katılma hakkına da sahiptir. Öğretide, intifa hakkı sahibinin yanı sıra pay sahibinin de, oy hakkına sahip olmamak koşulu ile genel kurul toplantısına katılabileceği savunulur[14]. İntifa hakkı sahibinin genel kurula katılma ve oy hakkına sahip olması, pay sahibinin de genel kurula katılma ve alınan kararlara muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmesine engel değildir[15].
Genel Kurul Toplantılarına Karşı İptal Davası Açma Hakkı
İntifa hakkı sahibinin genel kurul toplantılarına karşı iptal davası açma hakkına sahip olduğu öğretide çoğunluk tarafından kabul edilir. TTK m. 446’da iptal davası açma hakkının pay sahibine ait olduğu belirtilse de, kuru mülkiyet hakkı sahibinin yanı sıra intifa hakkı sahibinin de tek başına iptal davası açmaya yetkili olduğunu ve kuru mülkiyet hakkı sahibi ile intifa hakkı sahibi arasında ihtiyari bir dava arkadaşlığı bulunduğunu kabul etmek gerekir[16]. İntifa hakkı sahibine oy hakkı verip bu hakkı koruyacak iptal davası açma hakkını tanımamak oy hakkının içeriğini daraltır[17]. Üzerinde intifa hakkı bulunan payda hem pay sahibinin hem de intifa hakkı sahibinin çıkarları söz konusudur. Örneğin, genel kurulun kar dağıtmama kararına karşı iptal davası açmakta intifa hakkı sahibinin menfaati varken, sermaye azaltılmasına ve bazı payların itfasına yönelik bir karara karşı dava açmakta ise pay sahibinin menfaati bulunur[18].
Çamoğlu ise, iptal davası açma hakkının kural olarak pay sahibine ait olduğunu, toplantıya katılmış ve muhalefetini zapta geçirmiş olmak koşulu ile iptal davası açabileceğini, pay sahibinin toplantıya katılmadığı hallerde ise bu hakkın intifa hakkı sahibine ait olduğunu belirtir[19].
Sonuç
İntifa hakkı, aksine düzenleme olmadıkça, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Nama yazılı anonim şirket payı üzerinde intifa hakkı, pay senedi basılmış olması halinde, intifa amaçlı ciro ve teslimle veya senet ciro edilmeksizin sadece intifa amaçlı yazılı bir temlik beyanı ve senedin zilyetliğinin devri ile kurulur. Çıplak pay üzerinde ise alacağın devri hükümleri izlenerek yazılı bir intifa hakkı sözleşmesi ile intifa hakkı kurulabilir. İntifa hakkı şirket pay defterine kaydedilir; şirketle ilişkilerde sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kişi intifa hakkı sahibi olarak kabul edilir. Şirket esas sözleşmesinde, nama yazılı paylar üzerinde ancak şirketin onayıyla intifa hakkı kurulabileceği düzenlenebilir. İntifa hakkı, sahibine, kural olarak, kar payı hakkı, genel kurul toplantılarına katılma hakkı, oy hakkı, genel kurul toplantılarına karşı iptal davası açma hakkı, bilgi alma ve inceleme hakkı gibi malvarlıksal ve yönetimsel haklar sağlar.
[1] TMK (RG, 08.12.2001, S. 24607) 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girdi.
[2] TTK (RG, 14.02.2011, S. 27846) 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[3] Pulaşlı, Hasan: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna Göre Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt I, Ankara 2011, s. 740.
[4] Tekinalp, Ünal: Anonim Ortaklıkta Yeni Bağlam Sisteminin Esasları – Pay Defteri Hukuku İle, İstanbul 2012, s. 93.
[5] Tekinalp, s. 92.
[6] Tekinalp, s. 94.
[7] Tekinalp, s. 100.
[8] Tekinalp, s. 100.
[9] Tekinalp, s. 23.
[10] Tekinalp, s. 22.
[11] TTK m. 492 Gerekçesi.
[12] Tekinalp, s. 23.
[13] Tekinalp, s. 23.
[14] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), Ortaklıklar Hukuku I, Yeniden Yazılmış 13. Bası, İstanbul 2014, s. 486.
[15] Moroğlu, Erdoğan: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 6. Bası, İstanbul 2012, s. 233.
[16] Moroğlu, s. 231.
[17] Pulaşlı, s. 847, Moroğlu, s. 232.
[18] Moroğlu, s. 233.
[19] Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), s. 540.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...