Deniz Yolu ile Eşya Taşımasında Fiili Taşıyan
Giriş
Taşıma faaliyetinin bu işi taahhüt eden kimse yerine bir başkası tarafından icra edilmesi, iç taşıma ve uluslararası taşımalarda sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Deniz yolu ile eşya taşımaları bakımından, bu taşıma türünün kendine has özellikleri ve zaman içerisinde gelişen ihtiyaçları, fiili taşıyan kavramının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu makalede deniz yolu ile eşya taşımaları bakımından fiili taşıyan kavramı ve fiili taşıyanın sorumluluğu incelenir.
Fiili Taşıyan Kavramı
Türk deniz ticaret hukukunda taşıyan, belirli bir ücret karşılığında (bu ücret “navlun” olarak adlandırılır) denizde eşya taşımayı üstlenen kimse olarak tanımlanır. Bir kimsenin taşıyan olarak nitelendirilebilmesi için taşıma işini fiilen icra etmesi zorunlu değildir, taşımanın taahhüt edilmesi yeterlidir. Bu kapsamda taşıyan, denizde taşıma (navlun) sözleşmesi uyarınca üstlendiği taşıma işini bizzat gerçekleştirebileceği gibi, akdedeceği yeni bir navlun sözleşmesi ile bu işi kısmen veya tamamen bir başkasına da devredebilir. Taşıyanın üstlendiği taşıma işinin icrasını kısmen veya tamamen kendisine bıraktığı bu kimse fiili taşıyan olarak nitelendirilir[1]. Bu halde, üstlendiği taşıma işini devreden taşıyan da, akdi taşıyan olarak kabul edilir.
Bir taşıma ilişkisinde fiili taşıyandan söz edebilmek için, navlun sözleşmesi uyarınca taşıma işini üstlenmiş olan taşıyanın üstlendiği işi, başka bir navlun sözleşmesi uyarınca bir başkasına devretmiş olması gerekir. Bu halde, iki ayrı navlun sözleşmesi ve iki ayrı taşıma ilişkisinin varlığı söz konusu olur; bunlardan ilki, eşyasını taşıtmak üzere taşıyana başvuran taşıtan ile taşıma taahhüdünde bulunan taşıyan arasında akdedilen navlun sözleşmesi çerçevesinde kurulur. İkinci ise, taşıtan ile akdettiği navlun sözleşmesi uyarınca taşıma işini üstlenen ancak taşımanın tamamını ya da belirli bir kısmını fiilen gerçekleştirmeyecek olan taşıyan ile taşıma işinin icrasının üstlenen (fiili) taşıyan arasında kurulur. Akdi taşıyan ile fiili taşıyan arasında akdedilen bu ikinci navlun sözleşmesinin konusu kısmen veya tamamen aynı olup, akdi taşıyanın üstlendiği taşımanın kısmen veya tamamen icrasına yöneliktir.
Birden fazla taşıma sözleşmesinin ve bu kapsamda birden fazla taşıyanın söz konusu olduğu hallerde, eşyanın hasara uğraması veya teslimin gecikmesi halinde, taşımanın hangi safhasından kimin sorumlu olduğunu tespit edebilmek açısından önem arz eder.
Fiili Taşıyanın Sorumluluğu
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 1192/2 uyarınca, TTK’nın taşıyanın sorumluluğuna ilişkin tüm hükümleri, fiili taşıyanın bizzat gerçekleştirdiği taşımalarda da uygulama alanı bulur. Bu kapsamda fiili taşıyan, TTK m. 1178/2 uyarınca eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin, eşyanın fiili taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur.
Fiili taşıyanın sorumluluğu, akdi taşıyan gibi, prensipte kusur sorumluluğudur. Bu kapsamda, zarar gören taraf, zıya veya hasara sebebiyet veren olgunun eşyanın fiili taşıyanın hakimiyetinde iken meydana geldiğini ortaya koyarsa, fiili taşıyanın kusurlu olduğu kabul edilir. Kusur ve ihmalin bulunmadığını ispat yükü taşıyan üzerindedir.
Fiili taşıyanın sorumluluğu, akdi taşıyan için kanunda öngörülen sorumlulukla sınırlıdır. TTK m. 1191/3 uyarınca, taşıyanın kanunen kendisine yüklenmeyen bir borç veya yükümlülüğü üstlenmesi veya kendisine tanınan bir haktan vazgeçmesi sonucunu doğuran özel anlaşmalar, açık ve yazılı onayı olmadıkça, fiilî taşıyan hakkında hüküm ifade etmez. Düzenlemenin amacı, akdi taşıyanın, taşıtan ile akdettiği navlun sözleşmesi çerçevesinde yükümlülüklerini genişleten veya sahip olduğu hakları daraltan hükümlerin yalnızca akdi taşıyan için bağlayıcı olması, bunların fiili taşıyanı etkilememesidir.
Taşıyan, üstlendiği taşımanın gerçekleştirilmesini kısmen veya tamamen bir fiili taşıyana bıraksa dahi, taşıtan ile akdettiği navlun sözleşmesi kapsamında taşımanın tamamından sorumlu olmaya devam eder. Bu kapsamda taşıyan, fiili taşıyanın ve onun taşıma borcunun ifasında kullandığı ve görevi ile yetkisi sınırı içinde hareket eden adamlarının fiil ve ihmallerinden TTK’da düzenlenen sorumluluk hükümleri çerçevesinde sorumludur.
Fiili taşıyan yük ilgilisine karşı bir taşıma taahhüdünde bulunmadığından, yük ilgilisi veya taşıtan ile arasında bir sözleşme yoktur. Bununla birlikte kanun koyucu, zararın ortaya çıkması halinde yük ilgilisinin doğrudan fiili taşıyana başvurmasına imkân tanır. Bu kapsamda zararın, fiili taşıyanın sorumluluk süresi içerisinde oluşması veya bu süre içindeki bir eylem nedeniyle ortaya çıkması halinde, yük ilgilisi zararın tazmini için hem fiili taşıyan hem de akdi taşıyana başvurabilir.
Fiili taşıyanın sorumluluğu, TTK’da taşıyanın sorumluluğun için öngörülen esaslara tabi olduğundan, taşıyanın sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemeler ve TTK m. 1182’de öngörülen taşıyanın kusursuz kabul edildiği ve sorumluluktan kurtulduğu hallere ilişkin hükümler, fiili taşıyanın sorumluluğu açısından da geçerlidir.
Sonuç
Gerek uluslararası gerekse iç sularda yapılan taşımalarda, taşıma işinin farklı aktörler tarafından yerine getirilmesi, fiili taşıyan kavramının ortaya çıkmasına sebep olmuş ve fiili taşıyanın sorumluluğunun belirlenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Deniz yolu ile yapılan eşya taşımaları bakımından kanun koyucu fiili taşıyanın sorumluluğuna ilişkin olarak TTK’da ayrıntılı düzenlemelere yer vermekle, fiili taşıyanın hak ve sorumluluk alanını belirlemiş ve aynı zamanda yük ilgililerin haklarını da koruma altına almıştır.
[1] Kender, Rageyan; Çetingil, Ergon; Yazıcıoğlu, Emine: Deniz Ticareti Hukuku Temel Bilgiler Cilt 1, XII Levha Yayıncılık, Ekim 2012, s. 139.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...