Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Oy Hakkına İlişkin Yenilikler
Anonim şirketlerde oy hakkı, pay sahibinin yönetime katılmasını sağlaması bakımından büyük önem taşır. Pay sahibi, oy hakkını kullanarak organlara üye seçmek, bu üyeleri denetlemek, azlık haklarını kullanmak gibi olanaklardan faydalanarak, şirket faaliyetlerinde söz sahibi olur. Bilgi alma hakkı, genel kurulu toplantıya çağırma ve kararların iptalini isteme gibi imkânların tümü, temelde oy hakkının daha etkin bir şekilde kullanılmasını amaçlar. Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni TTK”) oy hakkına ilişkin konularda Türk Ticaret Kanunu’ndan (“TTK”) farklı ilkeler benimser. Söz konusu düzenlemelerde, İsviçre Borçlar Kanunu esas alındı. Oy hakkının doğumu, kullanılması ve oy hakkına ilişkin genel hususlarda, pay sahibi demokrasisini sağlayacak yeni düzenlemeler kabul edildi. Bu düzenlemelerle birlikte oy hakkına ilişkin hükümler, kurumsal yönetim ilkeleri ile uyumlu hale getirildi.
Oy hakkının Genel Kurul’da kullanılması ve pay sahibine bağlanması
Yeni TTK m. 434 uyarınca pay sahipleri, oy haklarını Genel Kurul’da (“GK”) kullanır. Bu madde, aynı ilkeyi içeren TTK m. 360 ile örtüşür. Ancak Yeni TTK m. 434/1’in son cümlesi, elektronik ortamda yapılacak GK toplantılarını saklı tutar. Yeni TTK m. 1527 uyarınca, GK toplantılarına elektronik ortamda katılmak mümkün olduğundan, oy hakkı da elektronik ortamda kullanılabilir. Söz konusu madde, “1527 nci maddenin beşinci fıkrası hükmü saklıdır.” ifadesiyle, bu düzenlemeye atıf yapar. Elektronik ortamda oy verme, GK’ya fiziki olarak katılıp oy vermeyle aynı sonuçları doğurur. Bu hükmün uygulanabilmesi için, şirketin esas sözleşmesinde GK’nın elektronik ortamda yapılabileceğine dair bir hüküm bulunması gerekir. Oy hakkının elektronik ortamda kullanılabilmesi, Yeni TTK’nın teknolojik gelişmelere ayak uydurma çabasına bir örnektir. Böylece, pay sahipleri fiziki olarak aynı ortamda bulunmayan şirketler, GK toplantılarını daha etkin bir şekilde düzenleyebilir.
Yeni TTK, oyun pay sahibine bağlanması şeklinde bir tercih yaparak, TTK’daki ilkeden ayrılır. Oy hakkı konusunda TTK’nın kabul ettiği ilke, oy hakkının pay sahibine değil, paya bağlanmasıdır. TTK m. 373/1, her hisse senedinin en az bir oy hakkı verdiğini düzenler. Ayrıca, söz konusu hükümde yer alan “…hisse senetlerinin maliklerine vereceği rey hakkının sayısı esas mukavele ile tayin olunur” şeklindeki ifade de, oy hakkının paya bağlandığı yönündedir. TTK’nın aksine Yeni TTK, oy hakkının paya değil, pay sahibine bağlanması yönünde bir düzenleme getirir. Yeni TTK m. 434/2, “Her pay sahibi sadece bir paya sahip olsa da en az bir oy hakkını haizdir” ifadesini içerir. Bu düzenleme ile oy hakkına ilişkin düzenlemelerin temeline pay sahibi konulur. Bu yeni kural payın anonim şirketlerdeki hakların temel taşını oluşturması kuralına önemli bir istisnadır.
Oy hakkının payın itibari değeri ile orantılı olarak kullanılması
TTK m. 373/1, “Her hisse senedi en az bir rey hakkı verir” hükmünü içerir. Bu hüküm, payların itibari değeri ne olursa olsun, eşit sayıdaki payın sahiplerine eşit oy hakkı verdiğinin savunulmasına yol açar. Ancak, payların farklı itibari değerlere sahip olması söz konusu olabileceğinden, öğretide oy hakkının payların itibari değeriyle orantılı olması gerektiği savunulur.
Yeni TTK m. 434 ile pay sahiplerinin oy haklarını paylarının toplam itibarî değeriyle orantılı olarak kullanacakları düzenlenir. Bu hükümle TTK’ya hâkim olan pay sisteminden, pay sahibinin sahip olduğu payların toplam itibari değeri sistemine geçilir. Böylece, sermaye şirketi olan anonim şirketlerde, sermaye ile orantılı olarak yönetime katılma ilkesi pekiştirilir.
Pay sahibine tanınacak oy hakkı ile ilgili ilkeler
Yeni TTK m. 432/1 uyarınca, bir pay birden fazla kişinin ortak mülkiyetindeyse, oy hakları ancak ortak bir temsilci tarafından kullanılabilir. Bu hüküm TTK’ya paralel bir düzenleme öngörür. Yeni TTK m. 432/2 uyarınca, pay üzerinde intifa hakkı bulunuyorsa, aksi kararlaştırılmamışsa, oy hakkı intifa hakkı sahibi tarafından kullanılır. Ancak, intifa hakkı sahibi, pay sahibinin menfaatlerini hakkaniyete uygun bir şekilde göz önünde tutarak hareket etmelidir. Aksi halde pay sahibine karşı sorumlu olur. Bu hüküm de TTK m. 360/5 ile aynı doğrultudadır. Yeni TTK, TTK’dan farklı olarak, taraflar arasında yapılacak bir sözleşme ile oy hakkının malik tarafından kullanılmasına izin verir.
Yeni TTK m. 434/2 ile her pay sahibinin sadece bir paya sahip olsa da en az bir oy hakkını haiz olduğu düzenlenir. Bu madde ile “oysuz pay sahibi olmaz” ilkesi, TTK’ya paralel olarak korunur. Ancak, Sermaye Piyasası Kanunu (“SPK”) m. 14/A’da düzenlenen oy hakkından yoksun paylar, bu kuralın istisnasını oluşturur. SPK uyarınca, anonim şirketler esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak şartıyla, kâr payı imtiyazı sağlayarak, oy hakkından yoksun paylar ihraç edebilir ve bunları temsil eden hisse senetlerini halka arz edebilirler.
Yeni TTK m. 434/2’nin ikinci cümlesi uyarınca birden fazla paya sahip olanlara tanınacak oy sayısı esas sözleşme ile sınırlandırılabilir. Böylece, TTK döneminde tartışmalı olan oy hakkının pay sahibi temelinde sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı konusu açıklığa kavuşturuldu. Bu düzenleme doğrultusunda, payların çoğunluğuna sahip olmak oyların çoğunluğuna sahip olmak anlamına gelmez; esas sözleşme ile bu duruma istisna getirilebilir.
Oy hakkının doğumu
Yeni TTK m. 435 uyarınca oy hakkı, payın kanunen veya esas sözleşmeyle belirlenmiş bulunan en az miktarının ödenmesiyle doğar. Bu hüküm TTK’da bulunmayan yeni bir düzenlemedir. Bu düzenlemeye göre pay sahibi, Yeni TTK m. 344/1 doğrultusunda, nakden taahhüt edilen payların yüzde yirmi beşini veya esas sözleşmede daha yüksek bir oran kararlaştırılmışsa bu bedeli ödeyerek oy hakkını kazanır. Esas sözleşmede daha yüksek bir bedelin kararlaştırılmamış olması durumunda, yüzde yirmi beş oranındaki ödeme oy hakkının doğması için yeterli olur.
Oyda imtiyazlı paylara ilişkin düzenlemeler
Yeni TTK’nın imtiyazlı payları düzenleyen m. 478/2 hükmünde oyda imtiyaz da pay sahiplerine tanınabilecek imtiyazlar arasında sayılır. Oyda imtiyazlı paylar, ayrıca m. 479’da özel olarak düzenlenir. Bu düzenlemeye göre oyda imtiyaz, eşit itibarî değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek tanınabilir. Böylece Yeni TTK döneminde, farklı itibari değerdeki paylara eşit oy hakkı verilerek imtiyaz tanınmasına izin verilmez.
Yeni TTK ile oyda imtiyazlı paylara ilişkin getirilen bir diğer yenilik, bir paya tanınabilecek oy hakkının sınırlandırılmasıdır. TTK, bu konuda herhangi bir sınırlama öngörmez. Yeni TTK m. 479/2 uyarınca, bir paya en çok on beş oy hakkı tanınabilir.
Öte yandan Yeni TTK, bir paya tanınabilecek azami oy hakkına ilişkin kuralın uygulanmayacağı bazı durumlar öngörür. Yeni TTK uyarınca söz konusu üst sınır, kurumlaşmanın gerektirmesi veya haklı bir sebebin ispatlanması durumunda uygulanmaz. Oyda imtiyaz bakımından öngörülen üst sınırın uygulanmamasına ilişkin talep, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi tarafından incelenip karar bağlanır. Mahkemenin bu yönde karar vermesi
durumunda, bir paya tanınabilecek oy hakkına ilişkin üst sınır uygulanmaz. Yeni TTK uyarınca, kurumlaşmanın gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması veya haklı sebebin ortadan kalkması durumunda, sınırlamanın uygulanmaması yönündeki karar, mahkeme tarafından geri alınabilir.
Yeni TTK m. 479/3 oyda imtiyazın etkili olmadığı kararları sayar. Esas sözleşme değişikliği, işlem denetçilerinin seçimi ve ibra ve sorumluluk davası açılması yönündeki kararlarda oyda imtiyaz etkisizdir. Söz konusu kararlar, içerikleri itibariyle şirket bakımından önem arz eden kararlardır. Ayrıca bu kararlar, şirketlerde hâkimiyet kurulması amacını elde etmeye yönelik olarak kullanılabilir. Yeni TTK’daki söz konusu düzenleme, oyda imtiyazların şirketlerde hâkimiyet kurulmasına yol açabilecek şekilde kullanılmasını engelleme amacını taşır.
Sonuç
Yeni TTK ile oy hakkına ilişkin köklü değişiklikler öngörülür. Oy hakkının GK’da kullanılması ilkesi pekiştirilerek, elektronik ortamda yapılan GK da bu kapsama alındı. Oy hakkı pay sahibine bağlandı ve her pay sahibine en az bir oy hakkı verilmesi zorunluluğu düzenlendi. Oy hakkının payın itibari değeri ile orantılı olarak kullanılacağı kuralı benimsendi. Oy hakkının doğumu, TTK’dan daha farklı kurallara bağlandı. Oyda imtiyazlı paylara ilişkin düzenlemeler, kurumsal yönetim ilkelerini hayata geçirecek şekilde yeniden düzenlendi.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...