Yargıtay Kararları Çerçevesinde Yönetim Kurulu Üyelerinin İbrası
Giriş
Anonim şirketlerde, şirketi yönetmek ve temsil etmekle görevli olan organ yönetim kuruludur. Yönetim kurulu üyeleri, görevlerini yerine getirirken kusurlarıyla sebep oldukları zararlardan şirkete karşı sorumludurlar. Ancak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 408 kapsamında genel kurulun ibrasına karar verdiği yönetim kurulu üyelerinin, şirkete karşı olan sorumluluklarından kurtulması mümkündür.
İbra Kararının Hukuki Niteliği ve Etkisi
Kurucu yenilik doğuran nitelikte olan ibra kararı, daha sonradan alınacak bir genel kurul kararı ile kaldırılamaz. Aksi yönde bir genel kurul kararı batıldır. Ancak, ibra kararının konu olduğu genel kurul kararına ilişkin iptal davası açma hakkı saklıdır.
Şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldırır. İbra kararına rağmen şirket tarafından yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılmışsa, davalılar ibra hususunu def’i olarak ileri sürebilir. İbra kararına katılmayan pay sahipleri, ibrasına karar verilen yönetim kurulu üyelerine altı ay içinde sorumluluk davası açabilirler. İbra kararından bağımsız olarak, alacaklıların yönetim kuruluna karşı sorumluk davası açma hakları saklıdır. Yönetim kurulu üyeleri, alacaklılara karşı ibra kararını ileri süremezler.
Anonim Şirketlerde İbra Kararı ve Kapsamı
TTK m. 408 uyarınca, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararlar genel kurulun devredemeyeceği görev ve yetkiler arasında sayılır. Bu kapsamda, bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararı, kararda aksine açık bir düzenleme bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetçilerin ibrası sonucunu doğurur. Öğretide, bilançonun onaylanması şeklinde oluşan ibra kararı ötürü ibra olarak kabul edilir. Bilançonun onaylanmasından bağımsız olarak gündemde ayrıca ibraya yer verilmesiyle açık ibra kararı da alınabilir. Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik kapsamında yönetim kurulu üyelerinin ibrası, olağan genel kurul toplantısının gündeminde yer alsa da TTK m. 424/1 lafzında da anlaşılacağı üzere, genel kurul gündeminde olmak zorunda olmadığı gibi olağanüstü genel kurul toplantısının konusunu da oluşturabilir.
Gündemde ibraya ayrıca yer verilmemiş olmasına rağmen, TTK m. 424 uyarınca eğer bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse, bilançonun onanması ibra etkisini doğurmayacaktır. Bu düzenleme öğretide de benzer şekilde karşılık bulur. Tekinalp, yönetim kurulu üyelerinin, bilançonun onaylandığını belirterek, bilançoda doğrudan veya dolaylı olarak yer almayan fakat hukuki sorumluluk doğuran (ciddi bir pazar araştırması yapılmadan yatırım kararı alınması, rakip ancak hâkim pay sahibi ile ilişkili firmanın lehine ihaleye girilmemesi veya ihaleden anonim ortaklığın çekilmesi vs. gibi) olaylardan ibra edildiklerini ileri süremeyeceğini ifade eder[1].
Genel kurul, ibra kapsamını zaman, kişi ve konu bakımından sınırlayıp veya genişleterek özel bir ibra kararı alabilir. Bununla birlikte, herhangi bir sınırlama yapmadan ilgili hesap dönemi için bütün yönetim kurulu üyelerine yönelik genel nitelikli bir ibra kararı da alınabilir. Yargıtay incelemesine konu olan bir davada, ibra edilen bir yönetim kurulu üyesinden zarar talep edilmiştir[2]. Davalı yönetim kurulu üyesi ibra edildiğini dolayısıyla bir sorumluluğunun olmadığını ileri sürmüştür. Buna karşın, Yargıtay, yönetim kurulu kararı olmaksızın bütçeyi kişisel harcamaları için kullanan davalının sorumlu olmadığına karar vermiş ve kararın davalı lehine bozulmasına hükmetmiştir.
İbra Edilmeyen Yönetim Kurulu Üyesinin Dava Hakkı
Yönetim kurulu üyelerinin ibrası çokça Yargıtay kararına da konu olmuştur. Bu makalenin konusunu oluşturan bir karar[3] , bir şirkette %10 pay sahibi olan yönetim kurulu üyesinin ibra edilmemesine ilişkindir. Söz konusu olayda, yönetim kurulu üyesi olan davacı, katılamadığı bir olağan genel kurul toplantısında ibra edilmemiştir.
Davacı, ibra edilmemesinin makul bir gerekçesi olmadığını, genel kurul tarafından alınan bu kararın keyfi olduğunu ve şirketin büyük hissedarının haksız menfaat sağlamak için kendisini ibra etmediğini beyan etmiştir. Davacı, alınan kararın, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptalini talep etmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi, şirketin yıllık faaliyet raporu, gelir gider tablosu ve bilançosu ile denetçi raporları dahil olmak üzere defter ve belgelerinde herhangi bir usulsüzlük tespit edilemediğinden genel kurulun finansalların onaylanmasına ilişkin kararının iptaline gerek olmadığına karar vermiştir. İbra kararının ise iyi niyet kuralına aykırılıktan iptaline karar vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacı dışındaki diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerini, şirket kayıtlarında davacının herhangi bir usulsüzlüğünün tespit edilmemesini ve genel kurulda alınan olumsuz bir kararının gerekçesinin açıklanmasının kanuni bir zorunluluk olmasa da söz konusu kararda davacının ibra edilmemesi konusunda herhangi bir açıklamanın yer almamasını gerekçe göstermiştir.
Davalı ise savunmasında Asliye Ceza Mahkemesi önündeki dosyasını delil olarak ileri sürmüştür. Asliye Ceza Mahkemesi önündeki dava, davacı yönetim kurulu üyesinin vekaletname yetkisini kötüye kullandığı iddiasıyla ve görevi kötüye kullanmak suçundan dolayı açılmıştır. Asliye Ticaret Mahkemesi ise bu davanın açılmasının yeterli olmadığını, zira, şüphelinin yetkilerinin özel bir vekaletnameye dayandığı, şüphelinin şirketi zarara sokacak bir eyleminin söz konusu olmadığı, şirketin mali incelemesinde şirket defter ve belgelerinde herhangi bir usulsüzlük olmadığını tespit etmiştir. Davanın, davalı tarafından temyiz edilmesiyle ibra konusu Yargıtay tarafından incelenmiştir.
Yargıtay, genel kurulun ibra konusunda geniş bir takdir yetkisi olduğunu ancak bu yetkinin sınırsız olmadığının altını çizmiştir. Genel kurulun sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporla faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren bir yönetim kuruluna ibra vermekle yükümlü olduğunu ve ortada somut nedenler yokken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edeceğini belirtmiştir.
Sonuç
İbra, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu sona erdiren bir kurumdur. Ancak ibra, yönetim kurulu üyeleri için her türlü sorumlulukları kaldıran bir güvence olmamalıdır. Bilançonun onaylanmasının ibra kararı sayılmayacağı olasılıklar ve ibra kararının sınırlı alınabileceği haller yönetim kurulu üyeleri tarafından dikkate alınmalıdır. İbra kararı, kural olarak şirketin ve ibraya oy veren pay sahiplerinin yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk dava açmasına engel olur ancak alacaklıların dava açmasını hiçbir şekilde engellememektedir.
- Tekinalp Ünal: Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013, s. 413.
- 4. HD., E. 2016/5104 K. 2017/7925 T. 5.12.2017.
- 11. HD., E. 2015/10277 K. 2016/5229 T. 9.5.2016.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Satım sözleşmeleri, ticari hayatın en yaygın ve en önemli sözleşmeleridir . Satışa konu mallarda karşılaşılan ayıplar neticesinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi ise ticari satışlarda en sık karşılaşılan hukuki problemlerden biridir...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 365 uyarınca, bir anonim şirketin idaresi ve temsilinden sorumlu organı olan yönetim kurulunun her bir üyesi, kanundan ve esas sözleşmeden doğan görevlerini, kanun ve esas sözleşmede belirlenen sınırlar ve esaslar çerçevesinde yerine getirmekle yükümlü olup aksi...
27.12.2020 tarihli 7262 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler çerçevesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) hamiline yazılı payların çıkarılması ve devrine ilişkin Merkezi Kayıt Kurumuna (“MKK”) bildirim yükümlülüğü getirilirken, bu yükümlülüklerin ihlaline ilişkin olarak da TTK m. 486/2 uyarınca bildirimde...
2024 yılı, birleşme ve devralma (“M&A”) işlemleri küresel ekonomik dinamiklerin, jeopolitik risklerin ve teknolojik yeniliklerin etkisi altında şekillenmeye devam ediyor. 2023 yılı, M&A işlemlerinde küresel düşüşün yaşandığı bir yıl olarak dikkat çekti. Bu dönemde yüksek faiz oranları, ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik...
Bir şirketin sermayesine katılarak pay sahibi olan veya yönetim organına katılarak yöneticisi olan kişilerin (ideal dünyada) ortak gayesi, şirketin en iyi şekilde yönetilmesi ve ekonomik açıdan azami menfaati elde etmesidir...
Temsilcilik sözleşmelerinin en sık rastlanan görünümleri üç ana başlık altında toplanabilir. Bunlar Acentelik Sözleşmesi, Distribütörlük Sözleşmesi ve Franchise Sözleşmesi olarak sıralanabilir...
Halka açık veya kapalı bir şirketin sermayesinin bir kısmına ya da tamamına çalışanların sahip olması anlamına gelen çalışanların sermayeye ortaklığı, ülke ekonomisine, uygulayan şirketlere ve çalışanlara sağladığı avantajlar nedeniyle başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde...
Yeni kurulan şirketlerin ticari faaliyetlerine başlarken dikkate alması ve uyum sağlaması gereken pek çok farklı kural vardır. Bu kurallar arasında gözetilmesi gerekenlerden biri de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 356'da düzenlenen "Kanuna Karşı Hile" maddesidir. İlgili kural, TTK'nın ayni sermaye...
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...