Avrupa Birliği Ödeme Hizmetleri Direktifi ve Türk Ödeme Sistemleri Mevzuatına Etkileri
Avrupa Birliği’nin 2007/64/EC sayılı Ödeme Hizmetleri Direktifi (Payment Services Directive, “PSD1”) olarak adlandırılan ve 01.11.2009 tarihinde yürürlüğe giren birinci düzenlemesi ile etkin, hızlı, güvenli ve rekabetçi bir ödeme piyasası amaçlanmış ve Avrupa çapında yeknesak kurallara tabi büyük bir piyasanın oluşması sağlanmıştı. Yine bu kapsamda ödeme hizmeti sağlayıcısı olan FinTech şirketleri de bankaların yanında yeni aktörler olarak finans sahnesine çıkmıştı.
Avrupa Birliği müktesebatı ve ülke uygulamaları dikkate alınarak, Türk hukukunda 27.06.2013 tarihli ve 28690 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun (“6493 sayılı Kanun”) ile PSD1’e paralel olarak ödeme hizmeti sağlayıcısı ve ödeme sistemlerinin kurulması ve benzeri yenilikçi girişimlere imkân tanınmıştı. PSD1’in ardından ödemeler dünyasında yenilikçiliği, rekabeti ve güvenliği arttırmak amacıyla daha geniş ve kapsamlı hâliyle Avrupa Birliği’nin 2015/2366 sayılı Direktifi (“PSD2”); 12.01.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş, verilen iki yıllık uyum süresi 14.09.2019’a kadar uzatılmıştı. Finans sektöründe devrim niteliği taşıyan PSD2 ile birlikte ödeme hizmetleriyle sınırlı olmayan birçok yenilik getirilerek piyasanın kuralları değiştirilirken, pek çok farklı hizmet tipini kapsama alan uygulamalar da devreye konulmuştur.
PSD2 ile; ödeme ilişkisinde üçüncü kişi olan servis sağlayıcıların önündeki engelleri azaltarak yaratıcı uygulamalara destek vermek; yenilikçi çevrimiçi ve mobil ödeme uygulamalarının geliştirilmesini ve kullanılmasını desteklemek; mevcut elektronik ödeme uygulamalarına standartlar getirmek ve kuralları belirlemek; üçüncü parti servis sağlayıcıların haklarını ve tabii oldukları hukuki kuralları belirlemek, tüketicilerin hem işlem güvenliği hem de düşük maliyetlerle korunmasının ve optimizasyonun teşvik edilmesi hedeflenmekteydi.
PSD2 bu sayılanları, ödeme işlemlerinin tüm taraflarını, başta bankalar gelmek üzere ödeme ve elektronik para kuruluşları ve tüketiciler yani tüm finans sektörünü etkileyen yeni kuralları ve çerçeveyi belirleyerek sağlamayı hedefliyordu.
Burada getirilen en önemli yenilik API’lerin (Uygulama Programlama Arayüzü) kullanımı vasıtasıyla yeni hizmetlerin geliştirilmesi imkanı oldu.
Finansal kuruluşlar açısından bakıldığında, PSD2 ödeme sektöründeki diğer oyuncular açısından fırsat eşitliği yaratmayı hedefliyor. Böylece ödeme ve elektronik para kuruluşları, FinTech’ler ve bankacılık verileriyle inovasyon yapabilecek tüm kurumlar, tüketicilere yenilikler sunma olanağına sahip olması ve buna ek olarak bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan kitleleri de finansal sisteme dahil etmesi hedefleniyordu.
PSD2 ile gündemimize Açık Bankacılık veya API Bankacılığı girmiş oldu. API'ler, banka hesaplarındaki işlemler gibi kullanıcı verilerinin üçüncü taraflarca görülebilmesini ve bu şekilde oluşturulabilecek ortak müşteri platformu ile tüm banka hesaplarına tek noktadan erişim; transfer ve işlem bilgilerinin görülebilmesi; kredi kartlarının yönetimi; banka ve kredi kartı üzerinden çevrimiçi ödemeler yapılması; diğer ödeme hizmetlerinin yönetimi; sanal asistan ile yatırım tavsiyeleri alma; bitcoin vb. kripto paralar için cüzdan yönetimi ve kişisel finans yönetim özelliklerinin sunulması gibi hizmetlerin kişi özelinde verilebilmesine imkan sağlayan bir uygulama.
PSD2 ile banka müşterilerine yeni hizmetler sunulabilmesinin önü açılırken, finansal kuruluşlar ve finans teknolojisi şirketleri (FinTech'ler) için de inovasyon fırsatı yaratılıyor.
PSD2 Düzenlemesi ile Paralel Türk Hukuku Düzenlemeleri
6493 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelerin AB Ödeme Hizmetleri Yönergesi’ne (PSD1) karşılık geldiği söylenebilir. Yine bu kapsamda 13.01.2018’de yürürlüğe giren PSD2’de yer alan bir kısım düzenleme paralelinde 7192 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“7192 sayılı Kanun”) 22.11.2019 tarihli ve 30956 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı ve 2019 yılı sonunda yürürlüğe girdi.
7192 sayılı Kanun’la getirilen değişiklik iki yeni ödeme hizmeti tanımlandı bu çerçevede yeni Kanun ile aşağıdaki hizmetler T.C. Merkez Bankası’nın denetimine tabi birer “ödeme hizmeti” olarak düzenlendi:
- Müşterinin isteği üzerine başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısında bulunan ödeme hesabıyla ilgili sunulan ödeme emri başlatma hizmeti,
- Müşteri onayının alınması koşuluyla, müşterinin ödeme hizmeti sağlayıcıları nezdinde bulunan bir veya daha fazla ödeme hesabına ilişkin konsolide edilmiş bilgilerin çevrim içi platformlarda sunulması hizmeti.
Böylelikle “ödeme emri başlatma” ve “hesap bilgileri sağlama” hizmetleri PSD2’deki “Hesap Bilgisi Servis Sağlayıcısı” (“Account Information Service Providers”) ve “Ödeme Başlatma Hizmet Sağlayıcısı” (“Payment Initiation Service Providers”) hizmetlerine paralel bir şekilde mevzuatımızda tanımlanmış oldu.
Bunun yanı sıra T.C. Merkez Bankasına bir ödeme hizmeti sağlayıcısındaki verilerin söz konusu hizmetler kapsamında başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısı ile paylaşılmasına ilişkin her türlü usul ve esası belirleme yetkisi verildi.
Ayrıca bu hizmetleri sağlamak isteyenler ile halihazırda bu hizmetleri sağlayan kuruluşların, T.C. Merkez Bankası tarafından çıkarılacak ilgili düzenlemelerin yayımı tarihinden başlayarak en geç bir yıl içinde lisans / izin alması düzenlendi.
Bir ödeme hizmeti sağlayıcısındaki verilerin, ödeme emri başlatma ve hesap bilgileri sağlama hizmetleri kapsamında başka bir ödeme hizmeti sağlayıcı ile paylaşılmasına ilişkin düzenlemeleri yapmak üzere T.C. Merkez Bankası yetkilendirilerek, açık bankacılık konusunda PSD2’ye paralel düzenleme ile 15.03.2020 tarihli ve 31069 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) ile API ve API bankacılığına ilişkin ayrıntılı düzenleme getirildi.
Yazılımların birbirleri ile iletişim altyapısını sağlayan uygulama programlama arayüzleri (API) ile bankalar ve FinTech girişimleri arasındaki izinli veri paylaşımına imkân veren açık bankacılık servisleri Yönetmelik’te “Müşterilerin ya da müşteriler adına hareket eden tarafların API, web servis, dosya transfer protokolü gibi yöntemlerle bankanın sunduğu finansal servislere uzaktan erişerek bankacılık işlemlerini gerçekleştirebildikleri veya gerçekleştirilmesi için bankaya talimat verebildikleri elektronik dağıtım kanalı” olarak tanımlandı.
Bu bakımdan bilhassa bankacılıktaki API geliştirme çalışmalarının, bankacılığın çehresini değiştireceği öngörülmektedir. Bu doğrultuda özellikle Bankaların API stratejisi geliştirmeleri, API arayüzlerini düzenlemeleri, Banka içinde API yönetişim mekanizmalarını ve sahipliğini belirlemeleri ve bu sayede katma değerli hizmetlerin sayısını artırmayı hedeflemeleri söz konusu olacaktır.
Son olarak, her ne kadar Ödeme Sistemlerine ilişkin Tebliğ’in yayımlanması beklenmekteyse de hızla ikincil mevzuat düzenlemeleri çıkarılmaktadır.
Bunlardan Yönetmelik, 21.08.2020 tarihli ve 31220 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ödeme Hizmetlerinde TR Karekodun Üretilmesi ve Kullanılması Hakkında Yönetmelik ve 01.04.2021 tarihli ve 31441 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine Ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik PSD2 paralelinde önem arz eder.
Sonuç
Ödeme sistemleri alanında bugüne kadar Türk hukukunda yapılan düzenlemeler Avrupa Birliği ödeme sistemleri mevzuatına paraleldir. Ayrıca, PSD2 ile Avrupa Birliği ödeme sistemleri mevzuatına getirilen yenilikler de iç hukukumuza yansıtılmıştır. Ödeme sistemleri alanında çıkarılması beklenen ikincil düzenlemeler ile ülkemizde özellikle açık bankacılık alanında gelişmelerin artması ve uygulamaya yönelik soru işaretlerinin ortadan kalkması beklenmektedir.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...