TTK Hükümleri Uyarınca Ön Şirket
Giriş
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu[1] (“TTK”), anonim şirketin kurulması ile şirketin tüzel kişilik kazanması safhalarını ayrı ayrı düzenlemektedir. Anonim şirket, kurucuların, imzalarının noter tarafından onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamaları ile kurulur. Ancak şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır.Bu düzenleme tüzel kişiliğe kadar bir ön anonim şirketin varlığına işaret etmektedir. Bu Hukuk Postası makalesinde TTK ile ilk defa düzenlenen ön anonim şirket incelenecektir.
Mülga Kanun Dönemi
6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu (“mTTK”) döneminde baskın görüş, anonim şirketin tescil ile tüzel kişilik kazanmasından önce kurucular arasında adi ortaklık oluştuğu yönündeydi. Hatta ön kuruluş ortaklığı ile adi şirket ayırımı yapılarak, ortakların şirket kurma ve şirket sözleşmesinin hazırlanarak kurucular tarafından imzalanması amacıyla bir araya gelmesinin bir “ön kuruluş ortaklığı” oluşturacağı; şirket sözleşmesinin imzalanması ile şirketin tescili arasında ise bir adi şirketin oluştuğu kabul ediliyordu[2].
Uygulanacak Hükümler
Adi ortaklık, mTTK’da ticaret şirketleri hakkındaki genel hükümlerde düzenlenmemiştir. Adi ortaklığın iç ilişkisinde şirketin esas sözleşmesi hükümleri ve mTTK’nın kurulacak şirket tipine ilişkin kanuni düzenlemelerin, dış ilişkide ise 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun adi ortaklık hükümlerinin uygulanacağı kabul ediliyordu. Ancak iki kanundaki düzenleme arasında uyum olmaması, mTTK hükümlerinin geriye etkili uygulanması gibi bir takım sorunlara yol açıyordu[3].
Anonim Şirketin Kurulmasının Adi Ortaklığa Etkisi
Tüzel kişiliği kazanması ile anonim şirket, adi ortaklığın taahhütlerini üstlenir. Kurucular, kuruluş genel kurulunda onaylanan masraflarını şirketten alabilir.
Adi ortaklığın ortak amacı (affectio societatis) anonim şirketin kurulmasıdır. Herhangi bir sebeple (izne tabi anonim şirketlerde iznin alınamaması, tedrici kuruluşta esas sermayenin karşılanamaması gibi) anonim şirketin kurulamaması halinde, adi ortaklık konusunu elde edememiş sayılır. Bunun sonucunda adi ortaklığın da infisah ettiği ve tasfiye olacağı kabul edilir. Bu durumda şirket kurucuların taahhüt veya masraflarını üstlenemez. Ortaklar, şirket adına yaptıkları işlemlerden şahsen ve müteselsilen sorumlu kalır[4].
TTK’da Ön Şirket
TTK ilk defa ön şirketin varlığına işaret eden bir hüküm getirir. TTK m. 335/1 “Şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur” düzenlemesini içerir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, ön şirketin tüzel kişiliği yoktur, bu madde şirketin kuruluş anını açıklığa kavuşturur.
Her ne kadar bu düzenleme anonim şirkete ilişkin hükümlerde bulunsa da, bir görüşe göre tüm sermaye şirketleri (limited şirket dâhil), başka bir görüşe göre tüm ticaret şirketleri (şahıs şirketleri dâhil) bakımından uygulama alanı bulur. Bu nedenle aşağıda “esas sözleşme” ifadesi, kurulacak şirketin türüne göre “şirket sözleşmesi” olarak anlaşılmalıdır.
Hukuki Niteliği
Madde gerekçelerinde belirtilen hâkim görüşe göre ön şirket adi ortaklık veya dernek değil, bir elbirliği mülkiyeti oluşturur. Ancak gerekçe, ön şirketin niteliği ve hukuki durumunun öğreti ve mahkeme kararlarında açıklığa kavuşacağını belirtir.
Ön şirketin hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Gerekçe, hakim görüşün ön şirketin adi ortaklık olmadığı yönünde bir açıklama içerir. Bu, Alman hukukunda geçerli görüşü kabul etme amacını gösterir[5]. Almanya’da kabul edilen görüş, ön şirketin büyük ölçüde kurulmakta olan şirkete denk düşen, kuruculardan soyutlanmış, kendi hak ve borçları olan ve kendine özgü bir kişi birliği olduğu yönündedir. Ancak Tekinalp, ön şirketin bir adi ortaklık olduğunu belirtir. Zira 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu[6] (“TBK”) m. 620/2 uyarınca kanunda düzenlenen ortakların ayırt edici özelliğini taşımayan ortaklıklar, adi ortaklık sayılır[7].
Karşı görüşe göre, Tekinalp’in dayandığı TBK m. 620, İsviçre hukukundan alınmış bir hükümdür, İsviçre hukuku ise Alman hukukunun aksine ön şirkete ve kuruluşa ilişkin ayrıntılı düzenlemeler içermez. Nitekim mTTK döneminde şirketin kurulmasından önce adi ortaklığın kabulü de İsviçre hukukundaki prensiplerin benimsenmesinden kaynaklanır. Ancak TTK m. 335’in madde gerekçeleri Alman hukukundaki modelin ve hâkim görüşün benimsendiğini açıklar. Ön şirket, korporatif yapıya sahip, meydana gelmekte olan bir anonim ortaklık olarak kabul edilmelidir. Nitekim Almanya’da da hak ve fiil ehliyetine sahip bir elbirliği ortaklığının (Gesamthandsgesellschaft) varlığı ile korporatif yapının birbiriyle uyumsuz olmadığı savunulmaktadır[8].
Ön Şirketin Özellikleri
Alman hukukunda benimsenen görüşün kabul edilmesi halinde ön şirket, kendine ait malvarlığı olan, hak ve borçları olan bir hukuk süjesidir. Dava ehliyeti vardır, kendi adına banka hesabı açtırabilir, markaya sahip olabilir[9].
İç ilişkide, şirketin esas sözleşme hükümleri, bu hükümlerde düzenleme olmaması halinde ise kurulacak şirkete ilişkin hükümler uygulanır. Ön şirketin kurulacak şirketin organlarına (örneğin yönetim kurulu) sahip olduğu kabul edilir.
Alman hukukuna göre ön şirket borçlarından dolayı tüm malvarlığı ile sorumludur. Ancak ön şirkete ek olarak kurucular ve şirket adına hareket edenlerin de sorumluluğu söz konusu olabilir. Kurucuların, kuruluş aşamasında sermayenin itibari değeri ile şirket malvarlığı değeri arasındaki açıktan ve tescilden önce anonim şirketin yükümlülük altına sokulmasından dolayı şirkete karşı sorumlu kabul edilir. Tescilden önce şirket adına hareket ederek işlemde bulunanlar ise şahsen ve müteselsilen sorumludur[10].
İsviçre hukukundaki görüşlerin benimsenmesi halinde ise ön şirketin adi ortaklık olduğu ve adi ortaklık hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmelidir.
Ön Şirkete Neden İhtiyaç Duyuldu?
Ön şirket, Alman hukukundan alınmış bir müessesedir. Zira Alman hukukunda kuruluş aşamaları ayrıntılı düzenlemelere tabidir ve kuruluş işlemleri altı ay ila bir yıl sürebilir. Tescil ve tüzel kişiliğin kazanımına dek bir takım işlemlerin yapılması zorunludur ve bu işlemlerin bir “ön şirket” çatısı altında yapılmasında önemli fayda vardır[11].
TTK’nın kanunlaştığı haliyle kuruluşun uzun sürmesi muhtemeldi. Zira kuruluş işlemleri arasında işlem denetçisinin raporu bulunmaktaydı. İşlem denetçisi, kanuna uygunluğu, kuruluş belgelerinin tam, doğru ve amaca uygun olup olmadıklarını, değerlemelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını incelemekle yükümlüydü[12]. 6335 sayılı Kanun[13] ile işlem denetçisi kaldırılmıştır. Artık kuruluş işlemleri esas sözleşmenin hazırlanması ve imzaların noter tasdiki, kurucular beyanı, asgari sermayeye tekabül eden pay bedellerinin ödenmesi, bakanlık iznine tabi olan şirketler için izin alınması, tescil ve ilandan ibarettir. mTTK döneminden daha uzun bir kuruluş süreci düzenlenmemiştir. Dolayısıyla ön şirket düzenlemesinin gerekli olmadığı ileri sürülebilir.
Özellikle ön şirketin adi ortaklık olduğunun kabul edilmesi halinde bu hükmün gerekliliği tartışılabilir. Ancak Tekinalp, şirketin hangi aşamada kurulduğunun açıklığa kavuşturulması, kurucular arasında adi ortaklık olmakla beraber bir “şirket”in kurulması, kurucular arası uyuşmazlıklara esas sözleşmenin, esas sözleşmede hüküm olmayan hallerde adi ortaklık hükümlerinin uygulanması, tüzel kişiliğin kurulmaması halinde ön şirketin tasfiye olması ve “tescilden önce şirket adına işlem yapanlar” ibaresinin netlik kazanması sebebiyle ön şirketin faydalı olduğu görüşündedir[14].
Sonuç
Anonim şirket, kurucuların, anonim şirket kurma iradesini belirttiği esas sözleşmede imzalarının noter tarafından tasdik edilmesi ile kurulur. Böylelikle TTK uyarınca şirketin kurulması ve tescil sonrası tüzel kişilik kazanması iki ayrı aşama olarak düzenlenmiştir. Artık tescilden önce bir ön şirketin varlığı kabul edilmektedir. Ancak, bu ön şirketin tabi olduğu hukuki rejim doktrinde tartışmalıdır.
Ön şirketlere ilişkin hüküm, TTK’da düzenlenen diğer şirketlere kıyasen uygulanabilir; ancak şahıs şirketlerinin de bu hükümden yararlanıp yararlanamayacağı hakkında tartışma bulunmaktadır.
[1] 14 Şubat 2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[2] KERVANKIRAN, Emrullah, “Ön Şirket ve Hukuki Niteliği”, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu Beklerken 10-11-12 Mayıs 2012, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi Özel Sayı, C:18, Sa:2, Yıl: 2012 (Anılış: Kervankıran), s. 350-352.
[3] Kervankıran, s. 352; POROY, Reha, TEKİNALP Ünal, ÇAMOĞLU Ersin, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 9. Bası, İstanbul 2003 (Anılış Poroy (Tekinalp/Çamoğlu), Ortaklıklar), par. 71.
[4] Poroy (Tekinalp/Çamoğlu), Ortaklıklar, par. 500-503.
[5] Kervankıran, s. 366.
[6] 4 Şubat 2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[7] TEKİNALP Ünal, Yeni Anonim ve Limited Ortaklıklar Hukuku ile Tek Kişi Ortaklığının Esasları, Gözden geçirilmiş ve Genişletilmiş 2. Bası, İstanbul 2011 (Anılış Tekinalp, Ortaklıklar), par. 10-26.
[8] Kervankıran, s. 366-367, 355; PULAŞLI, Hasan, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Güncelleştirilmiş 2. Bası (Anılış: Pulaşlı), s. 244.
[9] Kervankıran, s. 356; Pulaşlı, s. 244.
[10] Kervankıran, s. 356-362.
[11] Kervankıran, s. 353.
[12] Tekinalp, Ortaklıklar, par. 10-39.
[13] Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 30 Haziran 2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
[14] Tekinalp, Ortaklıklar, par. 10-28.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...