Viyana Satım Anlaşması (CISG) Çerçevesinde Sözleşmenin Kurulması
Giriş
Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması veya uygulamadaki diğer adıyla Viyana Satım Anlaşması (“CISG”), sözleşmenin kurulmasını, Bölüm II Madde 14 ile Madde 24 arasında düzenler. Madde 11, 13 ve 29 da sözleşmelerin kurulması kapsamında düzenlemeler içerir. Genel anlamda CISG, Türk ve İsviçre Borçlar Hukuku kurallarına benzer şekilde, sözleşmesel yükümlülükler için “geleneksel” yaklaşımı benimser. Hem Türk hem de İsviçre kurallarına göre sözleşme, iki irade beyanı, icap ve kabul ile kurulur.
Doktrinde, karmaşık müzakereler barındıran ve icap ile kabulün birbirinden ayrılmasının kolay olmadığı durumlarda, karşılıklı iradelerin esaslı biçimde uyuşması ilkesinin uygun çözümler ortaya koyabileceği ve CISG’nin uygulama alanı bulabileceği kabul edilir.[1]
İcap
İcap hukuki bir işlem olduğundan, CISG’nin yanı sıra tabi olduğu milli hukuka da uygun olması gerekir. CISG Madde 14 uyarınca, “bir veya birden çok belirli kişiye sözleşmenin kurulması için yöneltilen bir teklif, yeterince kesin olması ve icapta bulunan kimsenin karşı tarafın kabulüyle bağlanma niyetine işaret etmesi halinde icap sayılır”. Bu tanımdan, icabın yapılabilmesi için gereken iki koşulun, yeterince kesin bir teklif ve icapta bulunanın bağlanma niyeti olduğu çıkarımı yapılabilir.
İcabın Yeterince Kesin Olması
Madde 14’e göre, “malların saptandığı ve açık veya örtülü olarak miktar ve bedelin belirlendiği veya belirlenmesi için gerekli düzenlemenin yapıldığı teklifler yeterince kesin sayılır”. İcabın bir diğer unsuru ise icapta bulunanın malı satma yönündeki iradesidir. İcap, her zaman bir teklif gibi görünmeyebilir; bir fatura veya teyit mektubu niteliğinde de olabilir.
Madde 8 ve Madde 9 da sözleşmenin kurulması ile ilgili ilkeleri düzenler. Genel anlamda, Madde 8, tarafın beyanının onun niyeti çerçevesinde yorumlanması gerektiğini düzenler. Madde 9 ise tarafların, uygulanmasını kabul ettikleri teamüller ve aralarında yerleşmiş olan alışkanlıklarla bağlı olduklarını belirtir.
CISG’nin diğer hükümlerinin de Madde 14 ile alakalı olduğu söylenebilir. Doktrinde, Madde 14 ve Madde 55 arasındaki bağ, geniş ölçüde tartışılmıştır. Madde 14, bedelin belirli olmadığı icapların kabul edilmeyeceği şeklinde yorumlanabilir. Bununla beraber, Madde 55’e göre, sözleşme, açıkça veya örtülü olarak bedel belirlenmeksizin geçerli olarak kurulmuşsa, bedel benzer koşullarda satılan aynı türden mallar için uygulanan fiyatlar göz önünde bulundurularak belirlenir. Doktrinde ise bedel, hal ve şartların tümü hesaba katıldığında belirlenebiliyorsa icabın geçersizliğinden bahsetmenin mümkün olmayacağı kabul edilmektedir.
İcapta Bulunanın Bağlanma Niyeti
Bir veya birden çok belirli kişiye yöneltilmemiş teklifler, icaba davet olarak kabul edilir. Katalogların ve broşürlerin toplu olarak dağıtılması ve internet siteleri, icap teşkil etmeyecek ve fakat aksi açıkça belirtilmediği takdirde icaba davet olarak kabul edilecektir.
İcapta bulunanın niyetinin tespit edilmesinin güç olduğu durumlarda Madde 8 dikkate alınmalıdır. Madde 8’in üçüncü fıkrası uyarınca, “taraflardan birinin iradesini veya makul bir kişinin anlayışını tespit edebilmek için özellikle taraflar arasındaki sözleşme görüşmeleri, aralarında oluşmuş alışkanlıklar, teamüller ve tarafların sonraki davranışları da dâhil olmak üzere olayın ilgili tüm koşulları dikkate alınır”.
İcabın Etkisi
İcap muhataba varmasıyla hüküm ifade etmektedir. Madde 24’e göre icap, sözlü olarak muhataba yöneltildiğinde veya başka bir şekilde muhatabın şahsına, işyerine ya da posta adresine tevdi edildiğinde, muhataba varmış olur. Sözleşmenin elektronik ortamda kurulduğu durumlarda, Milletlerarası Ticaret Odası eTerms 2004 Madde 2 uyarınca, icap muhatabın iletişim sistemine girmesi ile muhataba varmış sayılır. Bu hükmün uygulanması için muhatabın bir iletişim sistemi bulunması gerekir. Elektronik mesajın, muhatapça belirlenen başka bir iletişim sistemine gönderilmesi halinde, söz konusu elektronik mesaj muhatabın mesajdan haberdar olmasıyla muhataba varmış sayılır[2].
İcaptan Cayma ve İcabın Geri Alınması
Madde 15 uyarınca, geri alma beyanının muhataba, icaptan önce veya icapla aynı anda varması halinde icap geri alınabilir. İcabın geri alınması ve icaptan cayma terimlerinin CISG bağlamında farklı anlamları olduğuna dikkat edilmelidir.
İcaptan cayma CISG Madde 16 hükmünde düzenlenir. Muhatap, kabul beyanı göndermeden önce icaptan cayılabilir. İcapta kesin süre öngörülmesi veya icabın geri dönülemez olduğunun belirtilmesi veya icabın cayılamaz olduğuna güvenmenin muhatap açısından makul sayılması gibi durumlarda icaptan cayılamaz.
İcabın Reddi
İcabın reddi Madde 17’de düzenlenir. Buna göre, icap geri alınamaz olsa bile, bir ret beyanının geçerli olabilmesi için icapta bulunana varması gerekmektedir.
Kabul
Kabul, Türk ve İsviçre Borçlar Hukuku düzenlemelerine paralel olarak, Madde 18 ila Madde 22’de düzenlenir. Kabul bir beyan ile veya herhangi başka bir davranışla gerçekleştirilebilir. Madde 18 kapsamında, susma ya da eylemsizlik kabul anlamı taşımaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, icap ve kabulün yorumlanmasında Madde 8 ve Madde 9 önemli rol oynamaktadır. Taraflar arasındaki uygulamalar veya teamüller çerçevesinde susma veya eylemsizlik farklı olarak da yorumlanabilir.
Kabulün Etkisi
Kabul, icapta bulunana varması ile hüküm doğurur. Sözlü icabın söz konusu olduğu durumlarda kabul, hal ve şartlardan aksi anlaşılmadığı sürece, derhal gerçekleştirilmelidir. Bazı hallerde icabın kabul edilmesi için belirli bir süre bulunmaktadır. Madde 20 uyarınca, bir telgraf veya mektupta belirlenmiş olan kabul süresi, telgrafın gönderilmek üzere verildiği tarihten veya mektupta gösterilen tarihten veya bu yoksa zarf üzerindeki tarihten itibaren işlemeye başlar. Resmi tatil veya iş günü dışındaki günler bu sürenin hesabına dâhil edilir. Ancak, kabul bildirim süresinin son gününün resmi tatil veya işgünü dışındaki günlerden birine rastlaması halinde süre, takip eden ilk iş gününe uzar. Böyle bir kabul süresinin öngörülmemesi halinde kabul, makul bir süre içinde yapılacaktır. Geç kalmış bir kabul, muhataba aksi yönde bir sözlü beyan yapılmadıkça hüküm doğurmaz.
CISG Madde 23 çerçevesinde bir sözleşmenin kurulabilmesi için bir kabul beyanının geçerli olması gerekir. Sözleşme kurulduktan sonra yapılan her türlü iletişim, sözleşmeyi değiştirme amaçlı yapılan teklifler olarak yorumlanır.
Karşı İcap
Eklemeler sınırlamalar veya değişiklikler içerir bir cevap icabın reddi olarak kabul edilir ve karşı icap olarak adlandırılır. Fakat kabul beyanı oluşturması düşünülen, icabın şartlarını esaslı olarak değiştirmeyen eklemeler, sapmalar veya sınırlamalar içeren icaba yönelik cevap olup, kabul sayılır; meğerki icapta bulunan, haklı bir gecikme olmaksızın bu uyumsuzluklara sözlü olarak itiraz etmiş veya bu yönde bir bildirim göndermiş olsun. Madde 19’un üçüncü fıkrasında esaslı değişiklik sayılabilecek durumlar, semene, ödemeye, malların kalite ve miktarına, teslimin yeri ve zamanına, taraflardan birinin diğerine karşı sorumluluğunun kapsamında ya da uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin değişiklikler olarak sıralanmıştır.
Sonuç
CISG çerçevesinde geçerli bir sözleşme kurabilmek için karşılıklı iki adet irade beyanı gerekir; icap ve kabul. Bu geleneksel yaklaşım İsviçre ve Türk borçlar hukuku hükümlerine paralellik göstermektedir. İcapta bulunan, kesin bir teklifte bulunmalı ve bu teklife bağlanmaya ilişkin bir niyete sahip olmalıdır. Buna karşılık, muhatap, söz konusu icabı bir beyan veya davranışla kabul edebilir. İcap ve kabulün yorumlanmasında Madde 8 ve Madde 9 önemli rol oynar. Belirtilmelidir ki, sözleşmenin kurulması hususunda yorumlama yapılırken CISG bir bütün halinde değerlendirilmelidir.
- Schwenzer, Mohs, Sözleşmenin Kurulması in Yeşim M., Atamer (eds), Milletlerarası Satım Hukuku, I. Bası, 2008, s. 85.
- Lütfen ayrıca bkz. Elektronik İletişim Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu Madde 10.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...