2016 York Anvers Kuralları
Giriş
2016 York Anvers Kuralları’na ilişkin tebliğ, 19 Şubat 2019 tarihli, 30691 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdi. York Anvers Kuralları, deniz yolculuğunda karşılaşılan ani bir tehdit karşısında yapılan fedakârlığın hakkaniyetli bir biçimde paylaşılmasına dair “müşterek avarya” esaslarını belirler. Müşterek avarya, deniz yolculuğunda gemi ve yükün karşılaştığı normal dışı bir tehlike halinde, gemi ve yükün bu tehlikeden kurtarılması amacıyla yapılan bir fedakârlığın sonucu olan zarar ve masrafların paylaşılması olarak tanımlanır.
Müşterek avarya ilk olarak milli kanunlarda düzenlenmiştir. Deniz taşımalarında taşıma ile ilgili tarafların (gemi ve yük ilgililerinin) genellikle farklı tabiiyete mensup olması ve milli kanunlar arasında farklılıklar bulunması, müşterek avarya konusunda yeknesak bir kurallar bütünün oluşması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. ILA tarafından 19. yüzyılın sonuna doğru başlatılan çalışmalar sonucunda, York Anvers Kuralları olarak adlandırılan müşterek avarya kurumunun esaslarını ve kapsamını belirleyen kurallar hazırlanmıştır. York Anvers Kuralları, Milletlerarası Denizcilik Komitesi tarafından uluslararası ticaretin gereksinimlerine ve güncel sorunlara uygun olarak aralıklarla yenilenmektedir. 2016 yılında yapılan değişiklikler sonucunda Kurallar, tavsiye edilen en güncel halini almıştır.
York Anvers Kuralları milletlerarası bir sözleşme niteliğinde değildir; deniz taşımacılığında tarafların iradesine uygun olarak navlun sözleşmesi veya konşimentolara şart olarak eklenebilen tavsiye kurallar olarak niteliğindedir. Uygulamada, tarafların sözleşme ve konşimentolara konan kayıtlarla kanun hükümleri yerine hangi tarihteki olduğu belirtilerek (2004, 2016) York Anvers Kuralları’nın uygulanmasının öngörüldüğü görülmektedir[1].
York Anvers Kurallarının Uygulanması
Türk Hukukunda müşterek avaryaya ilişkin hükümler Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 1272 ile 1285 maddeleri arasında düzenlenir. TTK’nın 1273. maddesi uyarınca “Taraflarca başka bir husus kararlaştırılmamış olduğu takdirde, müşterek avarya garamesi, Milletlerarası Denizcilik Komitesi tarafından hazırlanarak, bu madde hükmüne göre Türkçe’ye çevrilip yayımlanmış olan en son tarihli York-Anvers Kurallarına tabidir.”
Bu kapsamda kanun koyucunun, müşterek avarya bakımından hangi kurallarının uygulanacağına ilişkin olarak sözleşme serbestisini benimsediği ve uygulanacak kuralları tarafların iradesine bıraktığı görülmektedir. Dolayısıyla, taraflar, York Anvers Kuralları’nın hangi metninin uygulanacağını (1996, 2004 vb.) diledikleri şekilde kararlaştırabilirler. Bununla birlikte, tarafların bu hususa ilişkin olarak herhangi bir anlaşma yapmadığı ve Türk Hukuku’nun uygulama alanı bulduğu hallerde, TTK’nın 1273. maddesi hükmü belirleyici olacaktır. İlgili düzenleme uyarınca müşterek avaryanın söz konusu olduğu durumlarda, taraflarca aksine bir düzenleme kabul edilmediği takdirde, Resmi Gazete’de yayımlanan en son tarihli York Anvers Kuralları uygulanır.
Kanun koyucu, York Anvers Kuralları’nın aralıklarla yenilendiğini dikkate alarak, Kuralları kanun maddesi olarak düzenlemekten kaçınmıştır. Böylelikle, müşterek avaryaya ilişkin olarak Milletlerarası Denizcilik Komitesi tarafından kabul edilen ve Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren en son tarihli Kurallar, TTK’da herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek kalmaksızın uygulama alanı bulacaktır.
York Anvers Kuralları Uyarınca Müşterek Avarya
Hangi durumların müşterek avarya olarak nitelendirileceği, bir başka deyişle müşterek avarya tipleri, York Anvers Kuralları’nın numaralı kurallarında (Kural I – XXIII) düzenlenir. A – G arasında belirtilen harfli kurallarda ise müşterek avaryaya ilişkin genel prensipler düzenlenir. Bir istisna öngörülmediği takdirde, harfli kurallarda belirtilen genel prensipler, numaralı kurallar için de geçerli olacaktır[2].
York Anvers Kuralları’nın başında bir Yorum Kuralı ve Üstün Kural bulunur. Yorum Kuralı uyarınca müşterek avarya paylaştırmasında Kurallar, kendileriyle bağdaşmayan mevzuat ve uygulama dikkate alınmaksızın uygulanır. Üstün Kural ve numaralı Kurallarda aksi öngörülmedikçe, müşterek avarya paylaştırması harfli Kurallara göre yapılacaktır. Bu kapsamda, taraflar York Anvers Kuralları’nın uygulanmasını kararlaştırdığı durumda, ilgili kuralların milli kanunlardan üstün olacağı kabul edilir.
Üstün Kural uyarınca, makul ölçüler içinde yapılmayan fedakârlık ve masraflar için hiçbir halde paylaştırma yapılmaz.
Müşterek Avarya Şartları
Müşterek avaryadan söz edilebilmesi için; (i) bir geminin kısmen veya tamamen yüklü olması, (ii) gemi ve yükün müşterek bir tehlike ile karşılaşmış olması, (iii) müşterek tehlikeden gemi ve yükü korumak için fevkalade bir fedakârlık veya masraf yapılmış olması, (iv) fedakârlığın makul olması ve iradi şekilde yapılması ve (v) fedakârlığın faydalı bir netice ile sonuçlanması, bir başka deyişle gemi veya yükün kısmen veya tamamen kurtulmuş olması gerekir[3]. Müşterek avarya sisteminde masraflara ilişkin paylaşım, gemi ve yükün kurtarılmasında yararı olan taraflar arasında yapılır.
Başlıca Müşterek Avarya Halleri
- Denize Yük Atılması
Müşterek bir tehlikeden kurtulmak için denize yük atıldığı durumda müşterek avarya söz konusu olur. Yüklerin atılması amacıyla açılan ambar kapaklarından veya başka yerlerden giren suların sebep olduğu ziya veya hasar müşterek avarya olarak kabul edilir. Bununla birlikte, ticari teamüllere uygun olarak taşınmayan yükün denize atılması müşterek avarya kabul edilmez.
- Yangın Söndürme
Yangının sebep olduğu zararlar hususi avarya teşkil eder ve paylaşılmaz[4]. Bununla birlikte, gemide yangın söndürmek amacıyla alınan tedbirler sonucu gemi ve yük üzerinde ortaya çıkan zararlar müşterek avarya olarak kabul edilir.
- Karaya Oturtma
Bir gemi, müşterek selamet uğruna bilerek karaya oturtulursa, gemi ve yükün bu yüzden uğradığı zarar ve hasar müşterek avarya kabul edilir.
- Kurtarma Ücreti
Müşterek bir deniz sergüzeştine girmiş tarafların sözleşmeye dayalı veya sözleşme dışı olsun, kurtarmayla ilgili olarak yaptıkları harcamalar, kurtarma faaliyetlerinin müşterek deniz sergüzeştine katılan malvarlıklarını tehlikeden korumak amacıyla yapılmış ve Kuralların VI maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde müşterek avarya kabul edilir.
- Hafifletme Giderleri ve Hafifletme Sonucu Oluşan Hasar
Karaya oturmuş bir geminin yük, yakıt ve kumanyası veya bunlardan herhangi biri müşterek avarya hareketi olarak boşaltılmışsa, hafifletmenin olağan dışı masrafları, layter kirası ve eğer yapılmışsa yeniden yükleme masrafları ve bunlardan doğan müşterek deniz sergüzeştine katılan varlıkların uğradıkları zarar veya hasar müşterek avarya sayılır.
- Barınma Limanındaki Giderler
Barınma müşterek avaryası en çok rastlanılan ve en önemli müşterek avarya tiplerinden birini teşkil eder[5]. Kaza, fedakârlık veya diğer olağanüstü haller nedeniyle yolculuğa devam edilmesi gemi ve yüke müşterek bir tehlike getirecek olursa, tehlikenin önüne geçmek için geminin bir liman veya yere sığınması veya yükleme liman veya yerine dönmesi halinde, bu liman veya yere giriş masrafları müşterek avarya kabul edilir.
Bu kapsamda, barınma limanına giriş çıkış masrafları, yük, yakıt veya kumanyayı boşaltmak veya gemi içinde elden geçirmek amacıyla yapılan masraflar, yüklerin yeniden istif edilmesi masrafları vb. gibi masrafların müşterek avarya olarak nitelendirilmesi için gereken şartlar Kural X’de ayrıntılı olarak düzenlenir.
Sonuç
Müşterek avaryaya ilişkin genel prensipleri ve müşterek avarya hallerini düzenleyen 2016 tarihli York Anvers Kuralları’na ilişkin tebliğ, 19 Şubat 2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlandı ve yürürlüğe girdi. Böylelikle, tarafların taşıma sözleşmeleri veya konişmentolarda müşterek avaryaya ilişkin herhangi bir anlaşma yapmadığı ve uyuşmazlığın Türk hukukuna tabi olduğu hallerde, TTK’nın 1273. maddesi uyarınca, 2016 tarihli York Anvers Kuralları uygulama alanı bulur.
- Kender / Çetingil / Yazıcıoğlu, “Deniz Ticaret Hukuku Temel Bilgiler Cilt 1”, XII Levha, 13. Baskı, İstanbul, Ekim 2012, s. 239.
- Kender / Çetingil / Yazıcıoğlu, s. 244.
- Kender / Çetingil / Yazıcıoğlu, s. 243.
- Kender / Çetingil / Yazıcıoğlu, s. 246.
- Çetingil / Kender / Ünan, “Müşterek Avarya Hukuku”, XII Levha, 1. Baskı, İstanbul, Mayıs 2011, s. 186.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...