Şirket Topluluklarında Ortaklıktan Çıkarma
Giriş
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu[1] (“TTK”) belirli hallerde pay sahiplerinin anonim şirketlerden çıkma ve çıkarılmasına imkân tanır.
Bu haklar, şirket içi menfaat dengesini sağlamak açısından önem taşır. Zira kanun politikası bir yandan rekabetin ve şirketlerin hâkimiyetinin denetlenmesini amaçlarken, diğer bir yandan güçlü, uluslararası arenada varlık gösterebilen şirketleri teşvik eder (buna örnek olarak birleşme ve devralma işlemlerinin kolaylaştırılması ve vergi teşvikleri gösterilebilir)[2]. Görüş ayrılığı yaşanan azlığı çıkarma hakkı da şirket içi huzurun sağlanmasına ve güçlü, yoğunlaşan şirketlerin oluşmasına hizmet eder.
TTK, şirket birleşmelerinde ve şirketler topluluğunda çıkarma hakkını düzenler. Ayrıca, azlığın haklı sebeple şirketin feshini talep etmesi halinde de mahkemenin çıkarmaya karar vermesine imkân tanır. TTK’nın çıkarma hakkını tanıdığı hallerden biri şirketler topluluğuna ilişkindir. Bu ayki hukuk postası yazısı m. 208’de hâkim şirkete tanınan çıkarma hakkına ilişkindir.
Genel Olarak
TTK, mülga kanunda da yer alan pay bedelinin ödenmemesi halinde ıskat haricinde, pay sahibinin anonim şirketten çıkarılmasını (squeeze-out) ilk defa düzenler.
TTK m. 208 şirketler topluluğuna özgü bir çıkarma hakkı tanır. Bir şirketler topluluğundaki hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bağlı şirketteki pay ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahip ise, kalan azlığın dürüstlüğe aykırı davranması, sıkıntı yaratması veya pervasızca hareket etmesi halinde, azlığın paylarını satın alarak azlık pay sahibini şirketten çıkarabilir.
Burada öngörülen çıkarma hakkı ancak haklı sebebin bulunması halinde kullanılabilir. Gerekçede maddenin getiriliş amacı, şirkette alınacak kararlara çeşitli sebeplerle karşı çıkan pay sahiplerinin şirketi bunaltan hareketlerine son vermek ve şirket içi barışı sağlamak olarak belirtilmiştir.
Tam Hâkimiyet ile İlişkisi
Hâkim şirkete tanınan çıkma hakkı, TTK’da şirketler topluluğu hükümleri arasında tam hakimiyete ilişkin maddelerden hemen sonra düzenlenir.
Tam hâkimiyet, doğrudan veya dolaylı olarak bir şirketin başka bir şirketin pay veya oylarının tamamına sahip olmasıdır. Şirketler topluluğunda kural olarak hâkimiyetin, bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanılmaması veya kaybın denkleştirilmesi gerekir. Ancak tam hâkimiyet halinde hâkim şirket, bağlı şirketin kaybına sebebiyet verecek sonuçlar doğurabilecek nitelik taşısa dahi bağlı şirkete talimat verebilir[3]. TTK m. 203’ün gerekçesi, hükmün uygulanmasının şartının pay ve oy haklarının yüzde yüzüne sahip olmak olduğunu vurgular ve m. 208’de tanınan çıkarma hakkının bu hükmü tamamladığını belirtir.
Gerçekten de, m. 208, doğrudan veya dolaylı olarak bağlı şirketin pay ve oy haklarının yüzde doksanına sahip hâkim şirkete azlık paylarını satın alma ve böylelikle tam hâkim konuma gelme imkânını tanır. Kanun, şirketlere m. 203’te tanınan yönetim serbestisini elde etmelerini sağlayacak bir yol açar[4].
Şartları
TTK m. 208’de tanınan çıkarma hakkının kullanılabilmesi için kanun bir takım şartların yerine getirilmesini arar.
- Satma hakkını sadece bir ticaret şirketi kullanabilir.
Maddede hakim şirket veya teşebbüs denmemiştir. Doğrudan bir hâkim şirketin, oy ve pay haklarının yüzde doksanına sahip olduğu bağlı şirkette azlığı çıkarma hakkı düzenlenir.
- Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bağlı şirketin pay ve oy haklarının en az yüzde doksanını haiz olmalıdır.
Dolaylı olarak sahip olunan oy ve paylar, bağlı şirketler aracılığıyla sahip olunan oy ve paylar olarak anlaşılmalıdır.
- Azlığın çıkarılması için haklı bir sebep bulunmalıdır.
TTK m. 208, azlığın şirketin çalışmasını engellemesi, dürüstlük kuralına aykırı davranması, fark edilebilir sıkıntı yaratması ve pervasızca davranmasını haklı sebep olarak öngörür. Pay sahipliği ve azlık haklarını kötüye kullanmak, yöneticileri taciz etmek gibi örnekler verilebilir. Ancak organ kararlarına karşı iptal davası açmak, oy birliği gereken kararlara karşı olumsuz oy kullanmak, bilanço görüşmelerini erteletmek gibi hakların hangi hallerde dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılmış sayılacağının tespiti çok zordur[5].
Hakkın Niteliği ve Kullanımı
TTK, çıkarma hakkını yenilik doğurucu bir hak olarak düzenler. Bu hakkı kullanarak hâkim şirket, azlığın kabulüne gerek olmaksızın paylarını satın alabilir.
Bu hakkın tek taraflı bildirim ile mi yoksa mahkeme kararı ile mi kullanılacağı madde metninden açıkça anlaşılmamaktadır. Maddenin gerekçesi, kötüye kullanmayı önlemek adına kararın mahkemeye bırakıldığını belirtir; bununla beraber madde metni, gerekçenin yazıldığı 2005 yılı kanun tasarısı metninden farklıdır. M. 208’in payların satın alma bedelinin belirlenmesi ile ilgili TTK m. 202/2’ye atıf yapar ve m. 202/2’de düzenlenen satma hakkı mahkeme kanalıyla kullanılır. Dolayısıyla m. 208’de düzenlenen çıkarma hakkı da yenilik doğurucu dava niteliğindedir. Mahkeme özellikle haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğini takdir etmeli ve pay bedelini belirlemelidir[6].
Payların satın alma bedeli, varsa payların borsa değeri, yoksa m. 202/2’de öngörülen şekilde belirlenen değerdir. TTK m. 202/2, borsa değeri yoksa veya borsa değerinin hakkaniyete uygun düşmemesi halinde payların gerçek değer veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek değerle satın alınacağını düzenler.
Sonuç
TTK m. 208, şirket içi barışın sağlanabilmesi için, şirketler topluluğunda hâkim şirketin, bağlı şirket azlık paylarını satın alma ve azlığı çıkarma hakkını düzenler. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, bu hüküm ile şirket içi barışın sağlanması amaçlanır ve sorun çıkaran azlığın şirketten çıkartılması imkânı tanınır. Aynı zamanda hâkim şirketin bağlı şirkette tam hâkimiyeti elde etmesinin yolu açılmıştır.
[1] RG, 14 Şubat 2011, S. 27846. TTK 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi.
[2] Yard. Doç. Dr. İrfan Akın, TTK m. 208 Kapsamında Anonim Şirketlerde Azlığın Ortaklıktan Çıkarılması, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y. 2013, Sa. 1-2, s. 2.
[3] TTK m. 203 ve m. 204 uyarınca verilen talimat topluluğun belirlenmiş ve somut politikalarının gereği olmalı ve bağlı şirketin ödeme gücünü açıkça aşan, varlığını tehlikeye düşürebilecek veya önemli varlıklarını kaybetmesine yol açabilecek niteliği haiz olmamalıdır.
[4] (Yard.) Doç. Dr. Gül Okutan Nilsson, Türk Ticaret Kanunu Tasarısın Göre Şirketler Topluluğu Hukuku, Levha Yayınları, İstanbul 2009, s. 437.
[5] Akın, a.g.e, s. 14.
[6] Okutan Nilsson, a.g.e, s. 442-444.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...