Şarta Bağlı Sermaye Artırımı
Giriş
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (”TTK” veya “Kanun”) ile benimsenen Şirketlerin sermaye ihtiyacının çabuk ve kolayca sağlanması düşüncesi, Kanun’da yeni sermaye çeşitlerinin meydana getirilmesi ve değişik sermaye artırımı usullerine ilişkin hükümlerin düzenlenmesine neden olmuştur. Yeni Kanun’un yürürlüğe girmesi ile mülga olan eski kanunda iki çeşit sermaye sistemi mevcut idi. Bunlar, eski TTK’ da kabul edilen esas sermaye sistemi ve Sermaye Piyasası Kanununda kabul edilen kayıtlı sermaye sistemi idi. Ancak yeni TTK ile yapılan düzenlemelerle, esas sermaye sistemi korunmuş, bunun yanında kayıtlı sermaye sistemi, sadece halka açık anonim şirketlerin faydalanabileceği bir sistem olmaktan çıkarılmış ve şirketlerin kendi iç kaynaklarından yapabilecekleri sermaye artırımında kullanabilecekleri araçlar çeşitlendirilmiştir.
Çalışmamızın konusunu oluşturan şarta bağlı sermaye artırımı sistemi ise Türk hukuku için yeni bir tür sermaye artırım sistemi olup, kaynağı İsviçre Borçlar Kanunu’nudur. Şartlı sermaye artırımı, pay senetleri ile değiştirilebilir tahvil ihracında ve çalışanlara dönük yapılabilecek sermaye artırımlarında, alıcının değiştirme ve alım haklarını kullanmasına bağlı olarak yapılabilecek bir sermaye artırımı sistemi olup; uygulamada sermayenin daha esnek ve efektif şekilde kullanılması konusunda kolaylıklar sağlayacaktır.
Şarta Bağlı Sermaye Artırımının Esasları
Yeni bir finansman sağlama aracı olarak öngörülen bu sermaye artırım sisteminin temelinde, şirketten bazı menkul kıymetler dolayısıyla alacaklı konumunda olanlar ile çalışanların sermayeye katılmalarının sağlanması amacı yatmaktadır.[1] Şartlı bağlı sermaye artırımı sistemi esasları, TTK’nın 463üncü maddesinden 472nci maddesine kadar olan maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 463üncü maddesi düzenlemenin uygulanma ilkesini tanımlamaktadır.
“MADDE 463 – (1) Genel kurul, yeni çıkarılan tahviller veya benzeri borçlanma araçları nedeniyle, şirketten veya topluluk şirketlerinden alacaklı olanlara veya çalışanlara, esas sözleşmede değiştirme veya alım haklarını kullanmak yoluyla yeni payları edinmek hakkı sağlamak suretiyle, sermayenin şarta bağlı artırılmasına karar verebilir.
(2) Sermaye, değiştirme veya alım hakkı kullanıldığı ve sermaye borcu takas veya ödeme yoluyla yerine getirildiği anda ve ölçüde kendiliğinden artar”.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere, şarta bağlı sermaye artırımında, artırımın dayanağı olacak temel esaslar genel kurul tarafından belirlenmektedir. Genel kurul bu kararıyla kesin olarak bir sermaye artırım kararı vermemekte, sadece sermaye artırımının usulünü göstererek ve sürecin ana hükümlerini belirleyerek, sermaye artırımına olanak tanımaktadır[2]. Şarta bağlı sermaye artırımında sermaye, değiştirme ve alım hakkı sahipleri, söz konusu haklarını kullandıkça artmış olur. Dolayısıyla sermaye artışı, genel kurulun ya da onun devrettiği yetkilerle yönetim kurulu tarafından değil, değiştirme veya alım hakkı sahiplerinin ya da işçilerin kararıyla ve bu haklarını kullanmasıyla zaman içerisinde gerçekleşecektir. Bu nedenle de sermaye miktarı değiştirme ve alım hakkının kullanıldığı zaman içerisinde değişkenlik gösterecektir.
Şarta bağlı sermaye artırımının gerçekleştirilebilmesi için öncelikle esas sözleşmede bu sermaye artırımına yönelik bir dayanak hükmün bulunması gerekir. Aksi halde esas sözleşmede sözkonusu özel içeriği haiz hüküm olmadan genel kurul kararı ile şarta bağlı sermaye artışı sağlanamaz. Bu hükmün içeriği TTK’nın 465inci maddesinde ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Şartlı sermaye artırımına ilişkin düzenleme esas sözleşme değişikliği yoluyla sonradan yapılacağı gibi, şirketin kuruluşu sırasında esas sözleşmeye konulmak suretiyle de yapılabilir.
Değiştirme veya alım hakkı yoluyla şirkette pay sahibi sıfatını kazanabilecek olanlar TTK’nın 463üncü maddesinin 1nci fıkrasında (i) Tahviller veya borçlanma araçları nedeniyle şirketten veya Topluluk şirketlerinden alacaklı olan kişiler ve (ii) çalışanlar olarak sayılmıştır. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, bu değiştirme veya alım hakkı her şirket alacaklısına değil, sadece yeni çıkarılacak tahvil veya benzeri borçlanma araçlarına sahip olan şirkete veya topluluk şirketi alacaklılarına tanınmıştır.
Sermaye, değiştirme veya alım hakkı kullanıldığı ve sermaye borcu takas veya ödeme yoluyla yerine getirildiği anda ve ölçüde kendiliğinden artar (m.463 f.2).
TTK’nın 463üncü maddesinin 2nci fıkrası hükmünden de açık bir şekilde anlaşılacağı üzere şarta bağlı sermaye artırımında sermaye koyma borcu değiştirme haklarının kullanımında takas, alım hakkının kullanılmasında ise nakit olarak ödenmesi yoluyla gerçekleşebilir. Yeni ayni sermaye getirilmesi mümkün olmayacaktır. Alacaklı veya çalışanlara tanınan değiştirme ve alım hakkının tek taraflı bir irade beyanı ile kullanıldığı ve bu kullanım ile birlikte doğan sermaye borcu takas veya ödeme yoluyla yerine getirildiği anda ve ölçüde, şirketin sermayesi kendiliğinden artmış olacaktır.[3]
Şarta Bağlı Sermaye Artırımının Kanuni Sınırları
TTK’nın 464’ncü maddesi ile şarta bağlı sermaye artırımı bazı sınırlamalara tabi tutulmuştur.
MADDE 464 – (1) Şartlı olarak artırılan sermayenin toplam itibarî değeri sermayenin yarısını aşamaz.
(2) Yapılan ödeme, en az, nominal değere eşit olmalıdır.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere yapılacak ödemenin en azından iktisap edilen yeni payın itibari değerine eşit olması zorunludur. Ayrıca şartlı olarak artırılan sermayenin toplam itibari değeri, sermayenin yarısını aşamayacaktır. TTK sistemine göre, “sermaye” kelimesi başına “esas” veya “çıkarılmış” gibi bir sıfat gelmediğinden, bu terimin hem esas hem de çıkarılmış sermayeyi kapsadığı sonucu çıkarılmalıdır.[4]
Şarta Bağlı Sermaye Artırımının Esas Sözleşmedeki Dayanağı
Yukarıda da açıklandığı gibi, şarta bağlı sermaye artırımının dayanağı ancak bir esas sözleşme hükmü olabilir. Bu hükmün içeriği de TTK’nın 465inci maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Sözkonusu esas sözleşme hükmünün iki önemli özelliği mevcuttur (i) Bu hüküm artırıma ilişkin ayrıntılı bir açıklama metni gibi olmalıdır; (ii) Şarta bağlı sermaye artırımı tamamlanınca, esas sözleşme hükmü konusuz kalacağından, TTK’nın 472nci maddesi uyarınca, hüküm esas sözleşmeden çıkarılacaktır. Şarta bağlı sermaye artırımı için her defasında esas sözleşmeye, işleme dayanak oluşturacak yeni bir hüküm eklenmelidir.[5]
Pay Sahiplerinin Korunması
Alacaklı veya çalışanlara tanınan değiştirme veya alım haklarının kullanılabilmesinin bir diğer ön koşulu da, mevcut pay sahiplerinin rüçhan haklarının kaldırılması ve bu hususun TTK 465/1 maddesi (d) bendi uyarınca esas sözleşmeye açıkça yazılmasıdır. Bu durumun mevcut pay sahiplerinin şirket sermayesine katılım oranını etkileyeceği, diğer bir deyişle azaltacağı için, kanun koyucu pay sahiplerinin menfaatlerine halel gelmemesi için TTK’nın 466ncı maddesi ile ihraç edilen yeni değiştirme ve alım haklarını içeren borçlanma araçlarının öncelikli olarak payları oranında pay sahiplerine önerilmesi şartını düzenlemiştir. Bununla birlikte pay sahiplerine tanınmış olan “önerilmeye muhatap olma hakkı”, haklı sebeplerin varlığı halinde kaldırılabilir veya sınırlandırılabilir.[6] Çalışanlara tanınan alım hakkında, pay sahiplerine önerilmeye muhatap olma hakkı tanınması gerekmemektedir. Ancak bu durumda da rüçhan hakları kısıtlanacak pay sahiplerinin hakları TTK 466/3 kapsamında koruma altında olacaktır.
Değiştirme ve Alım Hakkı Sahiplerinin Korunması
Kanun koyucu TTK’nın 467nci maddesindeki düzenlemeleri ile şarta bağlı sermaye artırımı sisteminde kendilerine değiştirme ve alım hakkı tanınan kişilerin korunmasına da özel bir önem vermektedir. TTK’nın 467nci maddesinin 1nci fıkrasına göre, esas sözleşmede ve izahnamede açıkça belirtilmedikçe, kendilerine nama yazılı payları iktisap etme hakkı tanınmış bulunan değiştirme veya alım hakkını haiz alacaklılar veya çalışanlar, bu tür payların devirlerinin sınırlandırılmış olduğu gerekçesiyle, söz konusu hakları kullanmaktan engellenemezler.
Hak sahiplerini koruyan bir diğer düzenleme de yine aynı maddenin 2nci fıkrasında yer almaktadır. Bu fıkraya göre de, alacaklı veya çalışanlara tanınan değiştirme ve alım haklarının, sonradan yapılacak sermaye artırımları, yeni değiştirme ve alım hakları tanınması veya başkaca bir yolla kayba uğratılmayacağı öngörülmüştür. Ancak bu düzenleme ile beraber yine 2nci fıkrada, değiştirme fiyatının indirilmesi veya hak sahiplerine uygun bir denkleştirme sağlanması ya da aynı şekilde pay sahiplerinin hakları da kayba uğratılmış ise, bir önceki cümlede tanımlanmış olan korumanın aksine hareket edilebileceği düzenlenmektedir.
Sonuç
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, şirketlerin sermaye ihtiyacının ivedilikle ve kolayca karşılanması ve ticari hayatın işleyişinin daha dinamik hale getirilmesi amacı ile yeni sermaye türleri ve değişik sermaye artırımı usullerine ilişkin hükümler düzenlemektedir. Şarta bağlı sermaye artırımı uygulamada daha çok hisseleri borsada işlem gören halka açık anonim şirketler tarafından uygulanan bir sermaye artırım çeşididir. Bunun yanında halka açık olmayan veya küçük ve orta ölçekli şirketler bakımından da şarta bağlı sermaye artırımının uygulanması mümkün hale getirilmiştir. Özellikle işçilerin ya da şirketin yeniden yapılandırılması sırasında bazı alacaklıların, alacakları ile şirkette pay sahibi olma haklarını değiştirmeleri yoluyla şartlı sermaye artırımı uygulama alanı bulabilecektir. Türk hukuku yönünden yeni olan söz konusu kurum, TTK’nın benimsediği, şirketlerin yapılarının ticari hayatın dinamizmi ile uygun bir hızda değişkenlik gösterebilmesi düşüncesi ile örtüşür niteliktedir.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...