E-Ticarette Piyasa Gözetimi ve Denetimi Adına Yeni Bir Adım
Giriş
E-ticaret, dijitalleşen dünyada hızla yayılarak, geleneksel kanalların yanı sıra internet üzerinden yapılan satışların etkisini giderek daha da güçlendirmektedir. Ticaret Bakanlığı’nın 2023 yılı verilerine göre[1] , Türkiye’nin e-ticaret hacmi bir önceki yıla göre %115,15 artarak 1,85 trilyon Türk lirasına ulaşmıştır.
E-ticaretteki hızlı büyüme, güvenli ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasında piyasa gözetimi ve denetiminin önemini artırmaktadır. Türk hukukunda piyasa gözetimi ve denetimi, piyasaya arz edilen ürünlerin insan sağlığı, can ve mal güvenliği, çevre ve tüketicilerin korunması gibi unsurlar açısından asgari güvenlik standartlarının karşılanmasını şart koşar. Her ne kadar geçtiğimiz yıllarda e-ticarette hukuki altyapı güçlendirilerek önemli adımlar atılmış olsa da piyasa gözetimi ve denetimi konusunda özel hukuki düzenlemelere ve uluslararası uyuma duyulan ihtiyaç büyümekteydi. Bu ihtiyaca cevaben Ticaret Bakanlığı (Bakanlık) tarafından Uzaktan İletişim Araçları Yoluyla Piyasaya Arz Edilen Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği (Yönetmelik) 30.10.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı.
Bu makalede, 01.04.2025 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek Yönetmelik uyarınca düzenlenen ekonomik aktörlerin yükümlülükleri, ürünlerin piyasaya arz koşulları ve yetkili kuruluşların görev ve sorumlulukları kapsamında genel bir çerçeve sunmak amaçlanmaktadır.
Yönetmeliğin Hukuki Çerçevesi ve Temel Ürün Güvenliği Mevzuatı ile İlişkisi
Öncelikle, Yönetmelik, Avrupa Birliği’nde gıda dışı ürünlerin güvenliğini artırmak amacıyla 23.05.2023 tarihinde yayımlanan ve 13.12.2024 itibarıyla tamamen yürürlüğe giren Genel Ürün Güvenliği Tüzüğü’nün e-ticarete ilişkin hükümlerine paralel düzenlemeler içermektedir.
Yönetmelik kapsamında, internetin yanında telefon, mektup ve e-posta gibi uzaktan iletişim araçları yoluyla piyasaya arz edilen veya piyasada bulundurulan ürünler bakımından farklı ekonomik aktörlere önemli sorumluluklar yüklenmiştir. Bununla birlikte; piyasaya arz koşulları, satış ilanları kapsamında bilgi verme yükümlülüğü, yetkili kuruluşların görev ve sorumlulukları da Yönetmelik ile düzenlenmektedir. Düzenlemenin, herhangi bir eşik gözetmeden uzaktan iletişim yoluyla piyasaya ürün sunan her gerçek ve tüzel kişiyi etkilemesi dikkat çekicidir.
Yönetmelik, ürün güvenliği konusunda temel düzenleme olan 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’nun (7223 sayılı Kanun) 24. maddesine ve Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimine Dair Çerçeve Yönetmeliği’nin (Ürün Güvenliği Çerçeve Yönetmeliği) 33. maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Nitekim, bu düzenlemelerde e-ticarette piyasa gözetimi ve denetimi konusunda usul ve esasların Bakanlık tarafından belirleneceği açıkça ifade edilmektedir.
Ayrıca, iktisadi işletmecilerin 7223 sayılı Kanun, Ürün Güvenliği Çerçeve Yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuat (İlgili Mevzuat) kapsamındaki yükümlülükleri, Yönetmelik kapsamındaki ürünler açısından saklı tutulmuştur.
Yönetmelik ile Getirilen Temel İlkeler
Piyasaya arz veya piyasada bulundurma koşulu
Yönetmelik’te, ürünlerin Türkiye’de piyasaya arz edilebilmesi veya piyasada bulundurulabilmesi için teknik düzenlemelere ve Genel Ürün Güvenliği Yönetmeliği’ne uygun olması gerektiği vurgulanmaktadır. Bir ürünün piyasada bulundurulmuş sayılabilmesi için iktisadi işletmeci tarafından Türkiye’de yerleşik nihai kullanıcıları hedeflemelidir. Uzaktan iletişim araçları yoluyla yapılan satışların hangi durumda yerleşik nihai kullanıcıları hedeflemiş sayılacağı bazı kriterler ile somutlaşmıştır. Şöyle ki, (i) Türkçe dil seçeneği sunulması, (ii) fiyatın Türk lirası olarak gösterilme seçeneğinin bulunması, (iii) Türk lirası olarak ödeme kabul edilmesi, (iv) Türkiye’deki adreslere sevkiyat yapma seçeneğine yer verilmesi, (v) Türkiye’deki nihai kullanıcılara fiziki gönderim yapılması veya (vi) internet üzerinden satışlarda alan adının, Türkiye’ye sevkiyatın mümkün olduğu coğrafi alanlarda kayıtlı olması kriterlerinden en az birini sağlayan satışlar bakımından Türkiye’de yerleşik nihai bir kullanıcının hedeflendiği kabul edilmektedir.
Bununla birlikte, Bakanlık tarafından bir listede belirlenen bazı teknik düzenlemeler kapsamındaki ürünlerin (Önemli Nitelikte Ürünler) ülkemizde satışa sunulabilmesi için Türkiye’de yerleşik bir iktisadi işletmecisinin bulunması gerekir. İktisadi işletmeci, düzenlemede kullanılan bir çatı kavram olup; imalatçı, ithalatçı veya yetkili temsilciyi ifade etmektedir. Eğer bu kişiler ya da kurumlar yoksa, Türkiye’de yerleşik bir ifa hizmet sağlayıcısı da bu rolü üstlenebilir. Listede yer alan mevzuat incelendiğinde çevreyi ve tüketici sağlığını etkileyebilecek Önemli Nitelikte Ürünler’in teknik düzenlemelerinin yer aldığı görülmektedir. Bu hüküm ile kanun koyucunun, özellikle yurtdışından piyasaya arz edilecek özel önem atfedilmiş ürünler açısından bir muhatap belirlemeye çalıştığı değerlendirilebilir.
Satış ilanı kriterleri
Yönetmelik, piyasa gözetimini kolaylaştırmak amacıyla uzaktan iletişim araçlarıyla satış yapan iktisadi işletmecilerin satış ilanlarında ürün hakkında açık ve anlaşılır bilgilerin yer almasını zorunlu kılmaktadır. Satış ilanlarında, ürünün Türkiye’deki imalatçısının veya ithalatçısının ismi, ticari unvanı ve iletişim bilgileri yer almalıdır. Ayrıca, ürünle ilgili Türkçe güvenlik uyarıları, uygunluk işaretleri, fotoğraf ve tanıtıcı bilgiler de eklenmelidir. Ürünün satış ilanlarında, ürünün satışı sırasında kullanılan iletişim yöntemine bağlı olarak, bu bilgilerin yazılı veya sözlü olarak nihai kullanıcıya sağlanması gerekir.
İktisadi İşletmecilerin Yükümlülükleri
Yetkili Temsilcinin Yükümlülükleri
Öncelikle, yetkili temsilci, imalatçının İlgili Mevzuat kapsamındaki bazı yükümlülüklerini onun adına yerine getirmek üzere imalatçı tarafından yazılı şekilde görevlendirilen Türkiye’de yerleşik gerçek veya tüzel kişiyi ifade etmektedir. Yetkili temsilciler, Önemli Nitelikte Ürünler açısından Türkiye’de yerleşik üretici veya ithalatçı bulunmadığında; isim, ticari unvan veya marka ve açık adres gibi iletişim bilgilerini ürünün üzerinde, ambalajında veya ürüne eşlik eden belgelerde, kolayca görülebilecek, silinmeyecek veya kullanıcıyı yanıltmayacak şekilde nihai kullanıcıya sunmakla yükümlüdürler.
İfa Hizmet Sağlayıcının Yükümlülükleri
İfa hizmet sağlayıcıları, Yönetmelik’teki tanım uyarınca ürünün sahipliğini almaksızın depolama, paketleme, adresleme ve nakliye hizmetlerinden en az ikisini sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade etmektedir. İfa hizmet sağlayıcıları, faaliyetlerinin ürünün güvenliğine doğrudan etki etmemesi halinde ve üretici, ithalatçı ya da yetkili temsilci olarak tanımlanmadıkları durumda dağıtıcı olarak kabul edilirler. Ancak, eğer ifa hizmet sağlayıcı ürün üzerine kendi ismini veya markasını yerleştirir, ürünü teknik düzenlemelere aykırı şekilde değiştirir veya güvenliğini etkileyen bir işlem yaparsa, imalatçı olarak kabul edilip imalatçının yükümlülüklerinden sorumlu tutulur.
Önemli Nitelikte Ürünler için Türkiye’de yerleşik imalatçı, ithalatçı ya da yetkili temsilci bulunmayan durumlarda, ifa hizmet sağlayıcıları ek sorumluluklar üstlenir. Bu sorumluluklar arasında, ürünün üzerinde veya mümkünse ambalajında, adını, ticari unvanını veya markasını ve açık adresini belirtmek de yer almaktadır. Ayrıca, uygunluk veya performans beyanlarını ve teknik dosyaları İlgili Mevzuat ile belirlenen süre ile saklamak, gerekli olduğunda yetkili kuruluşa sunmak ve ürünün uygunluğuna dair belgeleri sağlamak zorundadırlar.
İfa hizmet sağlayıcıları, ürünün risk taşıdığını öğrendiği veya bilmesi gerektiği durumlarda, yetkili kuruluşu derhal bilgilendirmek ile yükümlüdürler. Uygunsuzluk durumunda ise, düzeltici önlemleri almak amacıyla yetkili kuruluş ile iş birliği yapmalı ve eğer risk ortadan kaldırılamıyorsa, ürünün taşıdığı riskin giderilmesi için gerekli adımları atmalıdırlar.
Aracı Hizmet Sağlayıcının Yükümlülükleri
Aracı hizmet sağlayıcıların yükümlülükleri, çevrimiçi platformlarda ürünlerin güvenliğini sağlamak amacıyla oldukça kapsamlıdır. Ayrıca aracı hizmet sağlayıcı, ürünün piyasaya arzı için e-ticaret ortamı sağlamanın yanında bir iktisadi işletmeci olması halinde, iktisadi işletmeciler için öngörülen yükümlülüklere de uymalıdır.
- Çevrimiçi arayüzün bilgi verme yükümlülüğüne uygun tasarlanması: Aracı hizmet sağlayıcı, platformlarında piyasaya arz edilen her ürün için, Yönetmeliğin 6. maddesinde belirtilen iktisadi işletmeciye ve ürün güvenliğine ilişkin bilgilerin görünür ve erişilebilir olmasını sağlamak zorundadır.
- Yetkili kuruluşun taleplerine derhal karşılık verme: Yetkili kuruluşun içeriğin çıkarılması ve diğer talepleri 24 saat içinde yerine getirilmelidir. Yürütülen işlemin sonucu konusunda da yetkili kuruluş bilgilendirilmelidir.
- Ürün içeriğinin kaldırılması veya içeriğe erişimin engellenmesi: Bir ürünün uygunsuz olduğunu fark eden aracı hizmet sağlayıcı, derhal ürünü platformdan kaldırmalı veya erişimini engellemeli ve durumu yetkili kuruluşa bildirmelidir. Ayrıca, uygunsuz içeriklerin gelecekte platformda yer almaması için gerekli önlemleri almalıdır.
- Ürün güvenliği temas noktası belirlenmesi: Aracı hizmet sağlayıcılar, ürün güvenliği ile ilgili talepler için bir güvenlik temas noktası belirlemeli ve nihai kullanıcıların bu noktaya kolayca erişebilmesini sağlamalıdır. Temas noktası konusunda yetkili kuruluşlar ile Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü’nü de ayrıca bilgilendirmelidir.
- Uygunsuz ürünün geri çağrılmasında nihai kullanıcılara bildirim yapılması: Eğer bir ürün uygunsuzluğu sebebiyle geri çağrılmışsa, aracı hizmet sağlayıcı, bu durumu platform üzerinden ve e-posta yoluyla bu ürünü kendi platformundan satın almış tüm nihai kullanıcılara derhal bildirmekle yükümlüdür. Yapacağı bildirim, iktisadi işletmeci tarafından yapılan ürünün geri çağrılmasına ilişkin duyuruda yer verilen bilgilere yöneliktir.
- İktisadi işletmecilerin bilgilerinin muhafaza edilmesi: Aracı hizmet sağlayıcı, platformda satış yapan ve tedarik zincirinde yer alan bir önceki ve varsa bir sonraki iktisadi işletmeciye dair bilgileri ve ürüne dair gerekli kayıtları en az on 10 yıl süre ile muhafaza etmek zorundadır. Sağlayıcı, yetkili kuruluşun talebi halinde bu bilgileri sunar.
- İş birliği yükümlülüğü: Kendi hizmetleri aracılığıyla, elektronik ortamda satışa sunulan ürünlerin taşıdığı risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması konusunda yetkili kuruluşlar ile iş birliği yapmalıdırlar.
Yetkili Kuruluşların Görev ve Sorumlulukları
Yönetmelik ile ürünlerin teknik mevzuatları çerçevesinde farklılık gösteren yetkili kuruluşların görev, yetki ve sorumlulukları da açıklığa kavuşturulmuştur. Bu bağlamda, Yönetmelik ile belirlenen hususların yanında İlgili Mevzuat çerçevesinde düzenlenen görev, yetki ve sorumluluklar da uzaktan iletişim araçları ile piyasaya sunulan ürünler açısından geçerli olacaktır. Yetkili kuruluşlar, uzaktan iletişim araçlarıyla piyasaya sunulan ürünlerin güvenliğini ve bu ürünlerin ilgili teknik düzenlemelere uygunluğunu denetleme sorumluluğu altındadır. Denetim; internet, radyo ve televizyon gibi uzaktan iletişim araçları yoluyla anonim olarak ürün alımları ile gerçekleştirilir ve bu ürünler numune olarak incelenir. Eğer bir ürünün uygun olmadığı tespit edilirse, yetkili kuruluş, iktisadi işletmeciden uygun ve orantılı düzeltici önlemleri almasını ister.
Yönetmelik’te, piyasaya uygun olmayan bir ürünün sunulması halinde, ürünün piyasaya sunulduğu iletişim aracına göre farklı yaptırım usulleri belirlenmiştir. Öncelikle, eğer internet üzerinden piyasaya arz edilen veya piyasada bulunan bir ürünün uygunsuz olduğu belirlenirse yetkili kuruluş, aracı hizmet sağlayıcılara, içeriğin 24 saat içinde çıkarılması için bildirimde bulunur. İçeriğin çıkarılmaması veya aynı ürünün platformda tekrar yer alması halinde, yetkili kuruluş, ilgili ürüne ilişkin olarak içeriğe erişimin engellenmesine karar verir. Karar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından uygulanır. Öte yandan, televizyon ve radyo üzerinden yapılan tanıtım ve satışlarda uygunsuz bir ürün tespit edilirse, yetkili kuruluş, medya hizmet sağlayıcı kuruluştan bu tanıtım veya satışın durdurulmasını talep eder. Medya hizmet sağlayıcı, satışın durdurulması konusunda yetkili kuruluş ile iş birliği yapmak ile yükümlüdür. Bu durdurma kararı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na bildirilir.
Yönetmelik ile yetkili kuruluşlara getirilen bir diğer yükümlülük, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinde uygunsuzluğu tespit edilen ürünler ile diğer ülkeler tarafından uluslararası platformlarda uygunsuz olarak kaydedilen ürünlerin Türkiye piyasasında bulunup bulunmadığını araştırmaktır.
Bununla birlikte, yetkili kuruluş, satış ilanlarında yer verilmesi gerekli içeriğe uygun davranmayan iktisadi işletmeciyi uygunsuzluğun giderilmesi için elektronik yoldan ya da yazılı olarak uyarmaya yetkilidir. İktisadi işletmecinin uygunsuzluğu iki iş günü içinde gidermemesi veya yetkili kuruluşun iktisadi işletmeciye ulaşamaması halinde 7223 sayılı Kanun’a yapılan atıf gereği ürüne ilişkin risk değerlendirmesi yapılır. Ciddi risk belirtisi görülürse, ürün kontrolü tamamlanana kadar ürünün piyasaya arzının geçici olarak durdurulması veya ürüne ilişkin içeriğin platformdan kaldırılması gibi tedbirler uygulanabilecektir. Ek olarak, yetkili kuruluş; risk ortadan kalkana kadar aracı hizmet sağlayıcıdan veya iktisadi işletmeciden, tüketicilere yönelik bir uyarı görseli veya mesajının arayüzde açıkça gösterilmesini isteyebilir.
İdari Yaptırımlar
Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden her bir aktör hakkında İlgili Mevzuat hükümleri kapsamında belirlenen idari yaptırımlara atıf yapılmaktadır.
Sonuç
Sonuç olarak, e-ticaretin hızla büyüyen etkisiyle, ürün güvenliği ve piyasa gözetimi konuları daha fazla önem kazanmaktadır. Türkiye’de Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan yeni Yönetmelik, e-ticaret platformlarında ya da diğer uzaktan iletişim araçları ile satışa sunulan ürünlerin güvenliğini sağlamak için kapsamlı düzenlemeler getirmektedir. Yönetmelik, yalnızca yerli ekonomik aktörleri değil, yurtdışından ürün satan iktisadi işletmecileri de hedef alarak, ürünlerin güvenli bir şekilde piyasaya arz edilmesi için sorumluluklar belirlemektedir. Avrupa Birliği’nin benzer düzenlemeleri ile paralellik gösteren bu gelişmeler, küresel çapta e-ticaret güvenliğini artırmayı amaçlayan hukuki çerçevelerin evrimini yansıtmaktadır.
- Ticaret Bakanlığı’nın 27 Mayıs 2024 tarihli Türkiye'de E-Ticaretin Görünümü Raporu
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Olağanüstü fesih halinde tasfiye olmaksızın sicilden resen terkin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) geçici m.7 hükmü ile düzenleme altına alınır. İlgili hükmün 15.fıkrası uyarınca ticaret sicilince resen terkin edilen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak...
Küresel iş dünyası geliştikçe, yabancı şirketler gelecek vaat eden pazarlardaki varlıklarını giderek daha fazla genişletme arayışına girmektedir. Avrupa ile Asya'nın kesişim noktasında bulunan Türkiye, bu genişleme için uygun fırsatlar sunar. Türkiye'de faaliyet göstermek isteyen ancak şirket kurmak istemeyen...
Anonim şirketlerde, şirketi yönetmek ve temsil etmekle görevli olan organ yönetim kuruludur. Yönetim kurulu üyeleri, görevlerini yerine getirirken kusurlarıyla sebep oldukları zararlardan şirkete karşı sorumludurlar. Ancak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 408 kapsamında genel kurulun ibrasına karar...
Satım sözleşmeleri, ticari hayatın en yaygın ve en önemli sözleşmeleridir . Satışa konu mallarda karşılaşılan ayıplar neticesinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi ise ticari satışlarda en sık karşılaşılan hukuki problemlerden biridir...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 365 uyarınca, bir anonim şirketin idaresi ve temsilinden sorumlu organı olan yönetim kurulunun her bir üyesi, kanundan ve esas sözleşmeden doğan görevlerini, kanun ve esas sözleşmede belirlenen sınırlar ve esaslar çerçevesinde yerine getirmekle yükümlü olup aksi...
27.12.2020 tarihli 7262 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler çerçevesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) hamiline yazılı payların çıkarılması ve devrine ilişkin Merkezi Kayıt Kurumuna (“MKK”) bildirim yükümlülüğü getirilirken, bu yükümlülüklerin ihlaline ilişkin olarak da TTK m. 486/2 uyarınca bildirimde...
2024 yılı, birleşme ve devralma (“M&A”) işlemleri küresel ekonomik dinamiklerin, jeopolitik risklerin ve teknolojik yeniliklerin etkisi altında şekillenmeye devam ediyor. 2023 yılı, M&A işlemlerinde küresel düşüşün yaşandığı bir yıl olarak dikkat çekti. Bu dönemde yüksek faiz oranları, ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik...
Bir şirketin sermayesine katılarak pay sahibi olan veya yönetim organına katılarak yöneticisi olan kişilerin (ideal dünyada) ortak gayesi, şirketin en iyi şekilde yönetilmesi ve ekonomik açıdan azami menfaati elde etmesidir...
Temsilcilik sözleşmelerinin en sık rastlanan görünümleri üç ana başlık altında toplanabilir. Bunlar Acentelik Sözleşmesi, Distribütörlük Sözleşmesi ve Franchise Sözleşmesi olarak sıralanabilir...
Halka açık veya kapalı bir şirketin sermayesinin bir kısmına ya da tamamına çalışanların sahip olması anlamına gelen çalışanların sermayeye ortaklığı, ülke ekonomisine, uygulayan şirketlere ve çalışanlara sağladığı avantajlar nedeniyle başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde...
Yeni kurulan şirketlerin ticari faaliyetlerine başlarken dikkate alması ve uyum sağlaması gereken pek çok farklı kural vardır. Bu kurallar arasında gözetilmesi gerekenlerden biri de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 356'da düzenlenen "Kanuna Karşı Hile" maddesidir. İlgili kural, TTK'nın ayni sermaye...
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...