Ödeme Hizmeti Veren Kuruluşların Faaliyet İzni Ve Kurumsal Yönetimine İlişkin Düzenlemeler
Giriş
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödem Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları hakkında Kanun[1] (“Ödeme Hizmetleri Hakkında Kanun”) ile buna bağlı olarak çıkarılan Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşları hakkında Yönetmelik[2] (“Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik”) Türkiye’de faaliyet gösteren ödeme kuruluşlarının ve elektronik para kuruluşlarının faaliyetleri ile ödeme hizmetleri ve elektronik para ihracına ilişkin usul ve esasları düzenler. Gelişen bilgi sistemleri dünyasında ödeme hizmetlerinin düzenlenmesi önem taşımaktadır. Türkiye de bu gelişmelere ayak uydurmak adına yakın zamanda ödeme hizmetlerine ilişkin hukuki düzenlemelere gitmiştir. Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik faaliyet iznine tabi işlemler, kurumsal yönetim, fonlara ilişkin düzenlemeler, akdedilebilecek sözleşmeler gibi detaylı konuları içermektedir. Bu makalede ise ödeme kuruluşlarının alması gereken faaliyet izni ile ödeme kuruluşlarının uyması gereken kurumsal yönetim ilkeleri incelenecektir.
Ödeme Hizmeti ve Ödeme Kuruluşları
Ödeme Hizmetleri Hakkında Kanun’un 12. Maddesi uyarınca (i) ödeme hesabına para yatırılması ve ödeme hesabından para çekilmesine imkan veren hizmetler de dâhil olmak üzere ödeme hesabının işletilmesi için gerekli tüm işlemler, (ii) ödeme hizmeti kullanıcısının ödeme hizmeti sağlayıcısı nezdinde bulunan ödeme hesabındaki fonun aktarımını içeren doğrudan borçlandırma işlemi, ödeme kartı ya da benzer bir araçla yapılan ödeme işlemi ile düzenli ödeme emri dâhil para transferleri, (iii) ödeme aracının ihraç veya kabulü, (iv) para havalesi, (v) gönderen tarafından ödeme işleminin yapılmasına ilişkin onayın bilişim veya elektronik haberleşme cihazı aracılığıyla verildiği ve ödemenin bir bilişim veya elektronik haberleşme işletmecisine yapıldığı ödeme işlemi ve (vi) fatura ödemelerine aracılık edilmesine yönelik hizmetler ödeme hizmeti olarak değerlendirilir.
Ödeme Hizmetleri Hakkında Kanun’un 13. Maddesinde ödeme hizmeti sağlayabilecek kurumlar sınırlı olarak sayılır. Buna göre bankalar, elektronik para kuruluşları ve ödeme kuruluşları dışındaki kuruluşlar ödeme hizmeti sağlayamaz.
Kuruluşlarının Yerine Getirmesi Gereken Koşullar
Ödeme hizmetleri alanında faaliyette bulunacak kuruluşların bu kapsamda yerine getirmeleri gereken belirli şartlar bulunur. Bu şartlar Ödeme Hizmetleri Hakkında Kanun’un 14. Maddesinde belirtilir. Buna göre ödeme kuruluşunun (i) anonim şirket şeklinde kurulması, (ii) sermayesinde yüzde on ve üzerinde paya sahip olanların ve kontrolü elinde bulunduranların 5411 sayılı Bankacılık Kanununda banka kurucuları için aranan nitelikleri haiz olması, (iii) pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının nama yazılı olması, (iv) nakden ve her türlü muvazaadan ari ödenmiş sermayesinin yalnızca fatura ödemelerine aracılık edilmesine yönelik hizmetler yapan kuruluşlar için en az bir milyon Türk Lirası, diğer ödeme kuruluşları için ise en az iki milyon Türk Lirası olması, (v) ilgili işlemleri gerçekleştirebilecek yönetim, yeterli personel ve teknik donanıma sahip olması ve ilgili birimleri oluşturması, (vi) ödeme hizmetleri kapsamında yürütülecek faaliyetlerin sürekliliğine ve ödeme hizmeti kullanıcılarına ilişkin fon ve bilgilerin güvenliğine ve gizliliğine dair gerekli tedbirleri alması ve (vii) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“Kurum”) denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması gerekir.
Bu koşulları sağlayan kuruluşlar ödeme hizmeti yapabilmek amacıyla faaliyet izni başvurusunda bulunurlar. Faaliyet izni başvurusu kabul edilen kuruluşlar ise ödeme kuruluşu olarak faaliyette bulunmaya hak kazanır ve faaliyet izni verilmesine ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlanır.
Faaliyet İzni Başvurusu
Türkiye’de ödeme hizmetleri alanında faaliyette bulunmak isteyen ödeme kuruluşları bu bağlamda Kurum’a faaliyet izni başvurusunda bulunmalıdır. Faaliyet izni başvurusunda Kurum’a sunulacak belgeler Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m. 8’de detaylı olarak açıklanmakla birlikte sunulacak belgelerin hem faaliyet başvurusunda bulunan şirket hem de şirketin doğrudan ve dolaylı olarak yüzde on ve üzeri paya sahip tüzel kişi ve gerçek kişi ortakları için de sunulması gerekir. Bu belgeler genel olarak şirketlerin müflis olmadığına, vergi ve prim borcu bulunmadığına, belirli suçlardan hüküm giymediğine dair belgeler ve şirketin sermayesine ilişkin sunulan belgelerdir.
Buna ek olarak, Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik faaliyet izni başvurusunda bulunan şirketin doğrudan ve dolaylı olarak yüzde on ve üzeri paya sahip ortakları ile kontrolü elinde bulunduran ortaklarının yurt dışında kurulu bir banka veya finans kuruluşu olması halinde aranacak belgeleri özel olarak düzenler. Bu durumda ilgili mevzuat uyarınca aranan belgeler ortağın yurt dışında kurulu bir banka olması sebebiyle bankacılık için öngörülen uluslararası kurallara uyması gerektiğinden, daha sınırlı olarak düzenlenir.
Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m. 8/4 uyarınca faaliyet iznine ilişkin bilgi ve belgelerdeki eksikliklerin, eksikliğe ilişkin Kurum yazısının tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde giderilmemesi halinde faaliyet izni başvurusu geçersiz hale gelir.
Ödeme Kuruluşunun Kurumsal Yönetimine İlişkin Esaslar
Ödeme kuruluşları yapacakları faaliyet dolayısıyla gelişmiş bir yönetim ağına sahip olmalıdır. Bu bağlamda Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’in 16 ila 21. Maddeleri ödeme kuruluşlarının kurumsal yönetimini düzenler. Ödeme kuruluşlarının yönetim kurulu genel müdür dahil üç kişiden az olamaz. Yönetim kurulu ödeme kuruşunun iç kontrol ve risk yönetimi birimlerinin faaliyetlerine ilişkin strateji ve politikaların belirlenmesi, bilgi sistemlerinin yönetimine ilişkin politikaların belirlenmesi, riskin belirlenmesi, yönetilmesi, izlenmesi ve raporlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi gibi işlemlerden sorumludur. Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik genel müdürler için ise özel koşullar öngörür. Buna göre genel müdür en az 7 yıl olmak üzere işletmecilik veya finans alanında mesleki deneyime sahip ve lisans düzeyinde eğitim görmüş olmalıdır.
Yönetim kurulu üyeleri ve genel müdür görevlerini yerine getirmeden önce belirli şartları da yerine getirmelidir. Buna göre yönetim kurulu üyeleri ve genel müdür müflis veya konkordato ilan etmiş olmadıklarına ilişkin taahhütnameleri ile birlikte Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’in 18. Maddesinde sayılan diğer belgeleri de Kurum’a göndermelidir.
Ödeme kuruluşlarında kurumsal yönetimin önemli bir ayağını ise iç kontrol oluşturur. Faaliyetlerin etkin bir bicinde yürütülmesi ve sistemler arasında bir bütünlük sağlanabilmesi için iç kontrol sistemi oluşturulması gereklidir. İç kontrole ek olarak kurulması gereken bir diğer sistem ise risk yönetim sistemidir. Risk yönetim sistemi ödeme kuruluşunun faaliyetlerinin kapsamı ve yapısıyla uyumlu ve değişen koşullara uygun, maruz kalınabilecek tüm risklerin tanımlanmasını, ölçülmesini, izlenmesini, kontrol edilmesini ve raporlanmasını hedefler.
Bunlara ek olarak ödeme kuruluşlarının tabi olduğu en önemli düzenlemelerden biri Kurum tarafından yapılan denetimdir. Kurum, ödeme kuruluşlarının uzaktan gözetimini ve yerinde denetimini yapmakla yetkilidir. Bu düzenleme ile ödeme faaliyetlerini gerçekleştirecek ödeme kuruluşlarının faaliyetlerinin kontrolü ve düzgün bir biçimde yürütülmesi amaçlanır.
Sonuç
Gelişen teknoloji ile birlikte ödeme sistemleri de çeşitlilik göstermekte ve yeni ödeme hizmetleri ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda yürürlüğe giren Ödeme Hizmetleri Hakkında Kanun ve Ödeme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik, ödeme kuruluşlarının kuruluş şartlarını, tabi oldukları faaliyet iznini ve kurumsal yönetimi düzenler. Yürürlüğe konan mevzuatla birlikte ödeme hizmetlerinin gelişmesinin amaçlandığı ve bu hizmetlerin hukuksal bir çerçeveye kavuştuğu söylenebilir.
[1] 27 Haziran 2013 tarihli ve 28690 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
[2] 27 Haziran 2014 tarihli ve 29043 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç piyasası, 2000’li yılları sürekli yükselen, 2010’lu yılları ise yine yüksek ve stabil seyreden satış adetleriyle geride bıraktı. Bu dönemde pazarın büyümesinde, alım gücünün yüksekliği kadar, krediye kolay ulaşım ve ürün çeşitliliği de etkiliydi. Üretimin de benzer şekilde artmasıyla birlikte...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 638 ila TTK m. 640 arasında limited şirketlere özel düzenlenen çıkma ve çıkarılma kurumları ile anonim şirket yapısından farklı olarak limited şirket ortaklarına şirketten çıkma ve şirkete de ortağı çıkarma hakkı tanımaktadır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Aşağıda yetkinin devri başta olmak üzere, anonim şirketlerde temsil yetkisi...
Adi ortaklıklar Türk Hukuku’nda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK” veya “Kanun”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’da, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır...
Birleşme ve devralma süreçleri; şirketlerin benliklerini ve hukuki statülerini en ciddi şekilde etkileyen hukuki süreçlerin başında gelir. Hukuki, vergisel, finansal ve operasyonel incelemelerin yürütülmesinin ardından taraflar işlemin gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata vardığı takdirde müzakere süreci başlar...
Franchising, pazar erişimini ve marka bilinirliğini dünya çapında genişletmek için kullanılan popüler bir iş modelidir. Tek marka satma koşulu içeren mağaza sözleşmeleri (mono-brand store agreements) şeklindeki dağıtım sözleşmelerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen franchising, lüks markaların dağıtım...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) 2019/149 E. 2022/894 K. sayılı 14.06.2022 tarihli kararında tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta kefil ile borç alan şirket arasındaki ilişki bağlamında değerlendirdi. HGK, tüzel kişilik perdesinin aralanması...
Avrupa Birliği yabancı yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi olmaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı Avrupa Birliği’ne gelen doğrudan yabancı yatırımların izlenmesine ilişkin İkinci Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre Avrupa Birliği 2021 yılında 117 Milyar Euro değerinde yabancı doğrudan...
Pay devrinin, bir sermaye şirketinin paylarına ilişkin hukuki işlemler arasında ilk akla gelen, uygulamada da en sık karşılaşılan işlem olduğu söylenebilir. Bununla beraber bir sermaye şirketinin payı, devir dışında işlemlere de konu olabilir. Bunlara ilişkin örnekler, uygulamada en sık görüldüğü ve öğreti tarafından...
Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...
11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...
İsviçre Federal Konseyi, 21 Aralık 2007 tarihinde şirketler hukukuna ilişkin değişiklikleri de içeren İsviçre Borçlar Kanunu revizyon taslağını onayladı. Federal Konsey 28 Kasım 2014 tarihinde taslak revizyonu görüşe açtı. Kapsamlı tartışmalar ve uzun bir yasalaşma sürecinin ardından, İsviçre Borçlar Kanunu'nda...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...
Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...
Türk Ticaret Kanunu (“TTK veya Kanun”) 159’uncu ve devam maddelerinde bölünme hükümlerine yer vererek, şirketlere farklı yapılanma modellerini uygulama ve yeni hukuki oluşumları hayata geçirme imkanı tanımaktadır. Şirketler bölünme yöntemini kullanarak belirli bir malvarlığı unsurunu veya unsurlarını...
FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Limanlar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) her bir liman için ayrı ayrı çıkarılmakta olan tüzük, yönetmelik ve talimatları tek bir Yönetmelikte bütünleştirmektedir. Bu yönde...
Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...
Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...
Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...
Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...
Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...
Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...
Çoğunlukla start-up yatırımlarında karşımıza çıkan sermaye iştirak sözleşmeleri, bir yatırımcının bir şirkette sermaye artırımı ile çıkarılacak yeni payları taahhüt ederek sermaye artırımına katılması ve pay sahibi olmasına ilişkin hüküm ve koşulları düzenler...
Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...
INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...