Yerinde İnceleme Sırasında Silinen Verilere İlişkin Yeni Bir Yaklaşım: Balsu Kararı
Giriş
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 15. maddesi uyarınca Rekabet Kurulu (“Kurul”), kendisine verilen görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüslerde yerinde inceleme gerçekleştirebilir. Yerinde inceleme esnasında Kurul, teşebbüslerin fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü bilgi ve belgelerini inceleme ve bunların kopyaları ile fiziki örneklerini alma yetkisine sahiptir.
Bununla birlikte, Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”), dijital verilerin incelenmesi süreçlerinde uygulanacak usule ilişkin detaylı açıklamalara yer verir. Kılavuz, yerinde inceleme sırasında teşebbüslerin sunucu, masaüstü/dizüstü bilgisayar, taşınabilir iletişim cihazları (cep telefonu, tablet vb.) gibi bilişim sistemleri ile CD, DVD, USB, harici hard disk, yedekleme kayıtları, bulut servisleri gibi depolama araçlarında inceleme yapılabileceğinin altını çizer. Bu inceleme sırasında görevli meslek personelleri, dijital verilerde arama yapılmasına, verilerin kopyalanmasına ve silinen verilerin geri getirilmesine imkân tanıyan adli bilişim yazılım ve donanımlarından faydalanabilir.
Uygulamada, Kurul’un yerinde inceleme yetkisi kapsamında özellikle çalışanların bilgisayar ve telefonlarını incelemesinin teşebbüs ve çalışanlarda ciddi bir endişeye sebep olduğu görülmektedir. Öyle ki bu endişe, çalışanların yerinde inceleme sırasında panik içerisinde çeşitli belge ve özellikle yazışmaları silmelerine sebep olmaktadır. Ancak yerinde inceleme esnasında verilerin silinmesi işlemi, bu işlemin gerçekleştirilme amacından veya silinen verilerin içeriğinden bağımsız olarak yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması olarak değerlendirilme riski taşır.
Bu makalede, Kurul’un yerinde inceleme sırasında gerçekleştirilen silme işlemlerine ilişkin yerleşik içtihadı, bu içtihadından önemli ölçüde ayrılan güncel tarihli Balsu kararı[1] ve Balsu kararının farklı gerekçe yazısı incelenerek Kurul’un yerinde inceleme sırasında gerçekleşen silme işlemlerine ilişkin yaklaşımına dair bir çerçeve çizilmesi hedeflenir.
Kurul’un Silme İşlemlerine İlişkin Yerleşik İçtihadı
Kurul’un yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin kararları incelendiğinde, silme işleminin delil karartmaya yönelik bir eylem olarak değerlendirildiği görülür. Kurul, bu değerlendirmede bulunurken silinen verilerin geri getirilip getirilememesi ya da niteliği gibi somut olaya özgü şartlara önem atfetmeme eğilimindedir.
Örneğin Kurul’un Medicana Samsun kararında[2] yerinde inceleme sırasında Whatsapp uygulaması üzerinden gerçekleştirilen sohbet içeriklerinin silinmesi, yerinde incelemenin engellenmesi ve zorlaştırılması olarak değerlendirilir. Kararda, USB girişindeki temassızlık nedeniyle adli bilişim cihazına bağlanılamadığından, silinen verilere ulaşmanın ve silme işleminin teşebbüse ait veri üzerinde gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinin mümkün olmadığı belirtilir. Bununla birlikte, silinen verilere adli bilişim cihazları yardımıyla erişilebilmiş olsaydı dahi, bu durumun, fiilin yerinde incelemenin engellenmesi niteliğine bir etkisinin bulunmayacağı önemle vurgulanır. Ayrıca, aksi bir değerlendirmenin, teşebbüslerin söz konusu verileri sildiği ancak adli bilişim cihazları tarafından silme işleminin tespit edilemediği bir durumda bu teşebbüsler bakımından bir ödüllendirme anlamına gelebileceği belirtilir.
Kurul’un Doğuş Planet kararında[3] ise, teşebbüs çalışanlarının yerinde inceleme başladıktan sonra birbirlerine gönderdiği mesajları silmesi, yerinde incelemenin engellenmesi ve zorlaştırılması olarak değerlendirilir. Kararda, silinen verilerin geri getirilip getirilemediğine yahut içeriğinin bir rekabet ihlaline doğrudan işaret eder nitelikte olup olmadığına yönelik hususların sonucu etkileyen unsurlar olarak dikkate alınmayacağı belirtilir. Ayrıca, 4054 sayılı Kanun’un 15. ve 16. maddelerinde düzenlenen yerinde incelemenin engellenmesine yönelik hükümlerin amacının bizatihi yerinde inceleme faaliyetinin kendisinin korunmasını amaçladığı vurgulanır.
Benzer şekilde, Kurul’un AbbVie kararında da[4] bir çalışanın inceleme başladıktan sonra Whatsapp yazışmalarını silmesi yerinde incelemenin engellenmesi ve zorlaştırılması olarak değerlendirilir. Kararda öncelikle yerinde inceleme başlarken çalışanlara herhangi bir veri silinmemesi yönünde uyarıda bulunulduğu hatırlatılır. Ayrıca, WhatsApp mesajlarının hangi niyetle silindiğinin Kurul nezdinde bir önem arz etmediği belirtilir. Bununla birlikte, silme işleminin her halükarda delil karartmaya yönelik ve teşebbüsün veri bütünlüğünün bozan bir eylem olarak değerlendirileceği vurgulanır.
Kurul’un Sırma Grup kararında[5] ise silme eyleminin, eylemin amacına bakılmaksızın yerinde incelemenin engellenmesi/zorlaştırılması olarak değerlendirileceğinin ilgili mevzuat hükümleri ve Kurul içtihatlarıyla sabit olduğu vurgulanır.
Son olarak, Kurul’un güncel tarihli Kalekim kararında[6] , yerinde incelemede silinen belgelerin ihlali gösterir nitelikte olmamasının ve söz konusu belgelerin geri getirilmiş olup olmamasının yerinde incelemenin engellenip engellenmediğine ilişkin değerlendirmeler bakımından bir anlam ifade etmediği belirtilir.
Bütün bu kararlar bir arada değerlendirildiğinde Kurul’un yerinde inceleme sırasında silinen verilere ilişkin yerleşik içtihadının; (i) verilerin uzmanlar tarafından geri getirilip getirilememesi, (ii) silme işleminin önaraştırmaya/soruşturmaya bir etkisi olup olmaması ve (iii) silme işleminin ne niyetle gerçekleştirildiği hususlarını dikkate almama yönünde olduğu gözler önüne serilir.
Kurul’un Balsu Kararı
Güncel tarihli Balsu kararı, Kurul’un yukarıda aktarılan yerleşik içtihadından önemli ölçüde ayrılan değerlendirmeler içerir ve bu yönüyle Kurul’un silme işlemlerine ilişkin yaklaşımının ortaya konulmasında kritik bir rol oynar.
Karara konu olayda, Ferrero Fındık İthalat İhracat ve Ticaret A.Ş. (“Ferrero”) hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 27.04.2023 tarihinde Ferrero’nun tedarikçisi Balsu Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de (“Balsu”) yerinde inceleme gerçekleştirilir ve bu kapsamda çalışanların bilgisayar ve mobil cihazları incelenir. İnceleme sırasında, Balsu satış müdürünün inceleme başladıktan sonra bilgisayarından yaklaşık 1500 e-posta sildiği tespit edilir ve silme işlemine ilişkin ekran kayıtları alınır. Bununla birlikte, silinen e-postalar Microsoft Outlook’taki “Silinmiş Ögeleri Kurtar” seçeneği kullanılarak geri getirilip incelenir ve geri getirilen e-postalar arasından herhangi bir belge alınmaz.
Olaya ilişkin değerlendirmeleri kapsamında Kurul, Balsu’da gerçekleşen yerinde incelemenin iki özelliğine dikkat çeker:
- Satış müdürü tarafından silinen bütün veriler, geri getirilerek incelenebilmiş ve inceleme sonucunda bu verilerden herhangi birinin ihlal niteliği taşımadığı tespit edilmiştir.
- Balsu, dosya konusu soruşturmaya taraf değildir. Sektöre ilişkin bilgi edinmek amacıyla gidilen bir teşebbüsün, bilgi saklama gibi bir amacı olması mümkün değildir.
Somut olayın bu özelliklerini dikkate alarak ve gerekçe göstererek Kurul, yerleşik içtihadından oldukça farklı bir tutum sergileyerek yerinde incelemenin Balsu tarafından engellenmediğine ya da zorlaştırılmadığına ve dolayısıyla Balsu’ya idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verir.
Balsu Kararına İlişkin Farklı Gerekçe Yazısı
Farklı gerekçe yazısında Ünlü, Kurul’un yerleşik içtihadından bu denli uzaklaşmasını eleştirir. Öncelikle Ünlü, kararın sonucuna katıldığını ancak verilerin geri getirilebilir olması ve geri getirilen veriler içerisinde ihlale işaret eden bir bulgu olmamasının gerekçe olarak gösterilmesine katılmadığını ifade eder. Bu kapsamda Ünlü, yerinde inceleme başladıktan sonra gerçekleşen silme eylemlerinin, silinen verilerin geri getirilip getirilemediğine ve içeriğine bakılmaksızın, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılması olarak kabul edilmesinin hem idari yargı kararları hem de Kurul kararları ışığında yerleşik bir içtihat olduğunu belirtir.
Bununla birlikte Ünlü, aksi bir yorumun teşebbüsleri delil silmeye teşvik edeceğinin önemle altını çizer. Nitekim teşebbüsler, silme işleminin fark edilmesi durumunda verileri geri getirerek ceza almaktan kurtulabileceği bilgisine sahip olursa, silme işleminin fark edilmeme ihtimalini de göz önünde bulundurarak delil karartmayı her halükarda deneyecektir.
Son olarak Ünlü, bir kısmı yukarıda incelenen Kurul kararları ve idare mahkemesi kararlarına atıf yapmak suretiyle Balsu kararının hem Kurul içtihadı hem de idare mahkemelerinin içtihadı ile tezat doğasının bir kez daha altını çizer. Nitekim, Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin kararında[7] , silinen yazışmaların içeriğinin (özel ya da iş ile ilgili olup olmaması) ya da geri getirilip getirilememesinin yerinde incelemenin engellendiği veya zorlaştırıldığının tespiti açısından herhangi bir etkisinin bulunmadığı belirtilir. Bununla birlikte kararda, uzmanların silinen yazışmaları geri getirmek için çaba harcamalarının bu yazışmalara geç ulaşmalarına sebep olduğu ve sadece bu durumun dahi başlı başına yerinde incelemeyi zorlaştırdığı vurgulanır. Bu kapsamda, Kurul’un yerleşik içtihadının mahkeme kararları ile de sabit olduğu görülür.
Ünlü, bütün bu gerekçeleri bir arada değerlendirerek verilerin geri getirilebilir olmasının ve geri getirilen verilerin ihlal unsuru barındırmamasının yerinde incelemenin engellenmesi ve zorlaştırılması değerlendirmelerinde bir gerekçe olarak kullanılmasının isabetli olmadığını belirtir.
Sonuç
Yerinde inceleme sırasında çalışanların çeşitli kaygılar sebebiyle belge ve verileri silmesi, sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ancak Kurul kararları incelendiğinde, Kurul’un silme eyleminin hangi niyetle gerçekleştirildiğine, silinen verilerin geri getirilebilir olup olmadığına ve verilerin içeriğine bakmaksızın silme eylemini yerinde incelemenin engellenmesi ve zorlaştırılması olarak değerlendirme eğiliminde olduğu görülür. Öte yandan Kurul, Balsu kararında farklı bir yaklaşıma imza atarak silinen verilerin geri getirilerek incelenebilmiş olması, silinen verilerden herhangi birinin ihlal niteliği taşımaması ve Balsu’nun soruşturmaya taraf olmaması gerekçeleriyle yerinde inceleme sırasında çok sayıda e-postanın silinmesini yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılması olarak değerlendirilmemiştir. Farklı gerekçe yazısında Ünlü, silinen verilerin geri getirilebilir olması ve geri getirilen veriler içerisinde ihlale işaret eden bir bulgu olmamasına ilişkin gerekçeye katılmadığını açıkça ifade etmiştir. Her halükarda, teşebbüsler ve çalışanların yerinde inceleme sırasında eylemlerini sadece Balsu kararı kapsamında şekillendirmemesi ve Kurul’un yerleşik içtihadının bilincinde hareket etmesi gerekir. Nitekim, Kurul’un sonraki değerlendirmelerinde yerleşik içtihadındaki görüşü çerçevesinde hareket etmesi ve Balsu kararının ayrıksı bir örnek olarak kalması muhtemeldir. Öte yandan Balsu kararı, Kurul’un Koyuncu Elektronik kararının[8] karşıoy yazısı ile birlikte değerlendirildiğinde, bir içtihat değişikliğinin sinyali olarak da değerlendirilebilir. Nitekim Koyuncu Elektronik kararında Küle, Algan ve Çolak; yerinde inceleme sırasında silinen verilere ilişkin değerlendirmelerde bulunurken teşebbüsün ölçeği ve rekabet hukuku geçmişi, olası ihlalin büyüklüğü, olaylar silsilesi, silinen verilerin kurtarılma durumu ve içeriği, geri kurtarmanın maliyeti ve incelemenin bağlamı gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır. Bu nedenle, Balsu kararının ayrıksı bir içtihat mı yoksa yeni bir dönemin başlangıcı mı olduğu, ancak Kurul’un gelecekteki kararları ile belirlenebilecektir.
- Kurul’un 17.08.2023 tarihli ve 23-39/727-250 sayılı kararı.
- Kurul’un 17.06.2021 tarihli ve 21-31/400-202 sayılı kararı.
- Kurul’un 27.05.2021 tarihli ve 21-27/354-172 sayılı kararı.
- Kurul’un 05.10.2023 tarihli ve 23-47/898-318 sayılı kararı.
- Kurul’un 19.10.2023 tarihli ve 23-49/945-337 sayılı kararı.
- Kurul’un 18.04.2024 tarihli ve 24-19/416-169 sayılı kararı.
- Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin 07.12.2022 tarihli ve E. 2022/548 ve K. 2022/2882 sayılı kararı.
- Kurul’un 21.09.2023 tarihli ve 23-45/839-295 sayılı kararı.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
İşgücü piyasalarındaki teşebbüsler arası anlaşma ve bilgi değişimleri son dönemde Rekabet Kurumu (“Kurum”) tarafından açılan çeşitli önaraştırma ve soruşturmalarda incelenmekteydi. Bazı teşebbüslerin idari para cezalarına muhatap olduğu bu soruşturmalar sonrasında ise, konuya ilişkin bir Kılavuz...
Ekol Lojistik A.Ş.’nin (Ekol) kara yolu ile uluslararası taşımacılık faaliyetlerini kapsayan iş kolunun, DFDS A/S (DFDS) tarafından devralınması işlemine Rekabet Kurulu (Kurul) tarafından izin verilen karar, rekabet hukuku gündeminde son dönemde en çok dikkat çeken işlemlerden biri olarak öne çıkmıştır...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), teşebbüslerden bilgi talep etmek konusunda geniş yetkilere sahiptir. Kurul’un bilgi isteme yetkisinin dayanağı 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 14. maddesidir. İlgili hüküm uyarınca Kurul, 4054 sayılı Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine...
Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş.’nin (Doğuş) yetkili satıcı ve bayilerine, satış ve satış sonrası hizmetlerde istihdam edilen personele uygulanmak üzere baz ücret tavsiye edilmesi uygulamasına muafiyet verilmesi için Rekabet Kurumu’na başvuruda bulunulmuştu...
Instagram’a, 02.08.2024 tarihinden itibaren Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından re’sen erişim engeli getirildi. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Yasası’nın 8. Maddesi uyarınca BTK’nın re’sen erişimin...
Bilindiği üzere, işveren teşebbüsler arasında çalışanlarına yönelik olarak yapılan ücret belirleme ve çalışan ayartmama anlaşmaları ile rekabete duyarlı bilgi paylaşımları, Rekabet Kurumu da ("Rekabet Kurumu") dâhil olmak üzere, tüm dünyada rekabet otoritelerinin incelemesi altındadır...
Otomotiv sektörü, dünyanın en büyük yatırımlarının yapıldığı sektörler arasında yer alır. Rekabet Kurulu’nun da (“Kurul”) yıllar içerisinde otomotiv sektörü ile yakından ilgilendiği, bu alanda çeşitli incelemeler ve çalışmalar yürüttüğü gözlenir...
Dijital platformların veri toplama ve işleme faaliyetleri kaynaklı rekabet endişelerine yönelik rekabet otoriteleri tarafından yürütülen incelemeler ve sonucunda uygulanan ağır yaptırımlar yoluna hız kesmeden devam ediyor...
Türkiye'deki startup ekosistemi son yıllarda önemli bir büyüme göstermektedir. 2023'ün son çeyreğinde 81 girişim, toplamda yaklaşık 60 milyon dolar yatırım aldı. 2022-2023 üçüncü çeyrek dönemleri karşılaştırıldığında ise yatırım sayıları benzer seviyelerde kalsa da yatırım miktarları düşüş gösterdi...
Topla-dağıt (hub and spoke) karteli, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“4054 sayılı Kanun”) kapsamında açıkça tanımlanmayan ve düzenlenmeyen bir ihlal türüdür. Topla-dağıt kartelinin unsurları bakımından yabancı rekabet otoritelerinin, özellikle Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasalar...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), Sunny Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Sunny”) hakkında verdiği kararla yeniden satış fiyatının tespitine yönelik kararlar dizisine bir yenisini daha ekledi. Kurul kararda Sunny’nin sağlayıcısı olduğu tüketici elektroniği ve küçük ev aletlerine yönelik yeniden satıcıların satış fiyatlarına müdahale...
Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) son dönemlerde hızlı tüketim malları, işgücü ve emek piyasası, ilaç ve çimento gibi son derece çeşitli sektörleri mercek altına aldığı görülmektedir. Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) Ekim ayında yayınlanan gerekçeli kararları incelendiğinde ise kozmetik sektöründe de yeniden satış...
Jules Verne, “Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz” der. Belki de değişim hepimizin hayatında değişmeyen tek kavram. İnsanlık iki büyük dünya savaşına ve sayısız kriz dönemine rağmen son yüzyılda büyük bir değişim ve dönüşüm içinde. Artık daha hızlı arabalar ve...
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları