E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Nihai Raporu’nun Getirdikleri
Giriş
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı, 2020 yılının Haziran ayında başlatılan sektör incelemesi ile atılmıştır. Sektör incelemesi sonucunda elde edilen bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda yapılan tespitler ise yaklaşık bir yıl sonra, 2021 yılının Temmuz ayında yayınlanan E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Ön Raporu (“Ön Rapor”) ile ortaya konulmuştur. 2022 yılının Nisan ayında ise Ön Rapor’da yer alan politika önerileri gözden geçirilerek nihai hale getirilmiş ve E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Nihai Raporu (“Nihai Rapor”) Kurum’un internet sitesinde yayınlanmıştır.
Son derece kapsamlı olan Nihai Rapor’da çeşitli e-ticaret iş modelleri, e-pazaryeri platformları, bu platformların rekabetçi endişe doğurabilecek davranışları gibi konular ayrıntılı olarak ele alınır. Bu makalede ise Nihai Rapor sonucunda yer verilen rekabet sorunlarına yönelik temel tespitler ile bu sorunların önüne geçmek amacıyla hayata geçirilmesi amaçlanan politika önerileri ele alınır.
Kurum’un Gözünden E-Pazaryeri Platformları: Rekabet Sorunlarına Yönelik Temel Tespitler
Kurum’un ifadesi ile, e-pazaryeri platformlarına yönelik sektör incelemesi geleneksel rekabet hukuku araçlarıyla müdahalesi güç rekabet endişelerine yönelik olarak başlatılır.[1] Bu rekabet endişeleri, Nihai Rapor’da (i) platformlar arası rekabet, (ii) platform içi rekabet ve (iii) tüketiciler boyutuyla rekabet olmak üzere üç başlık altında ele alınır.
Platformlar Arası Rekabet
Nihai Rapor’da e-pazaryeri platformları arasında rekabetin mevcut olmasının kritik önemi haiz olduğu öncelikle belirtilir.[2] Bu kapsamda, özellikle geçit bekçişi (gatekeeper) olarak adlandırılan teşebbüsler bakımından gündeme gelen ağ etkisinin[3] halihazırda güçlü bir pazar konumuna sahip olan teşebbüslerin gücünü arttırdığı; diğer taraftan ise rakip platformların güç kazanmasını zorlaştırdığı dile getirilir. Geçit bekçisi olarak nitelendirilen teşebbüslerin rekabete aykırı davranışlar sergilemesinin platformlar arası rekabeti tamamen ortadan kaldırabileceği sonucuna varılır.[4]
Platformlar arası rekabet bakımından Nihai Rapor kapsamında gündeme gelen bir diğer unsur ise verinin taşınabilirliğinin engellenmesi ile ilgilidir. Platformların kullanıcıları ile akdettikleri sözleşmelerde yer alan en çok kayırılan müşteri ve münhasırlık koşulları ile verinin taşınabilirliğinin engellendiği tespit edilir. Bu tespit, özellikle e-pazaryeri platformlarının sahip oldukları verinin rekabet hukukunun bir unsuru olduğunun ortaya konulması bakımından son derece önemlidir. Nitekim Nihai Rapor’da da geçit bekçisi niteliğindeki e-pazaryerlerinin erişiminde bulunan satıcı ve tüketici verilerinin rekabette önemli bir avantaj ve güç sağlayabileceği açıkça ifade edilir. Bu nedenle, platformlar arası rekabetin sağlanmasını temin etmek amacıyla verilerin taşınabilirliğinin önündeki teknik ve davranışsal engellerin olması rekabetçi bir endişe olarak gündeme gelir.[5]
Platform İçi Rekabet
E-pazaryerleri bakımından platform içi rekabet kapsamında değerlendirilen başlıca durum, kendi platformlarında aynı zamanda satıcı olarak ikili bir role sahip olan e-pazaryerlerinin, kendi platformlarındaki üçüncü taraf satıcıların rakibi olarak ortaya çıkmasıdır. Böyle bir durum söz konusu olduğunda ise e-pazaryerinin üçüncü taraf satıcılar karşısında asimetrik bir pazarlık gücüne sahip olması bir rekabetçi endişe olarak gündeme gelir. Zira e-pazaryeri kendisinin de bir oyuncusu olduğu pazardaki ticari koşulları tek taraflı olarak belirleme imkanına sahiptir. Bu durumun üçüncü taraf teşebbüsler nezdinde rekabet anlamında dezavantajlı bir duruma vücut verdiği Nihai Rapor kapsamında tespit edilir.[6]
E-pazaryerlerinin bu şekilde ikili bir rol üstlenmesi durumunda, “kendini kayırma” şeklinde ortaya çıkan rekabet hukuku ihlalinin gündeme gelebileceği tespit edilir. Kendini kayırma, e-pazaryerlerinin kendi platformlarında listeme ve sıralamalarda kendi ürünlerine öncelik sağlamaları, satıcı verilerini kullanmak suretiyle ürün geliştirme ve satış aşamalarında haksız avantaj sağlamaları gibi durumlarda gündeme gelir.[7] Nihai Rapor kapsamında, bilgi asimetrisinin giderilmesi amacıyla özellikle listeleme, sıralama ve ilişkili hizmet kullanımı koşullarının objektif şekilde belirlenmesi; belirlenen koşulların açık ve anlaşılır bir dilde, şeffaf ve kolaylıkla erişilebilir şekilde satıcılarla paylaşılması gerektiği ifade edilir.[8]
Tüketicilerin Korunması Boyutuyla Rekabet
E-pazaryerlerinin faaliyetleri kapsamında tüketicilerin korunması konusunda da rekabet hukukuna önemli bir görev düştüğü Nihai Rapor’da ortaya konur. Bu alanda ön plana çıkan değerlendirme, tüketicilerin e-pazaryerlerinden aldıkları hizmetlerin çoğu zaman ücretsiz olduğu yanılgısına düşmeleridir. Ne var ki günümüzde yaygın olarak kabul gören bir deyime göre, bir hizmet ücretsiz sunuluyor ise bu hizmetin aslında ücretsiz olmadığı, veri ile ödeme yapıldığı ifade edilir. Nihai Rapor’da da tüketicilerin kendilerine ücretsiz sunulan hizmetler bakımından gerekli araştırmayı yapmaktan kaçındıkları ve bu nedenle sömürüye açık hale geldikleri ifade edilir. Bu noktada, Nihai Rapor’da yer verilen ifadelerden anlaşılan, rekabet hukukunun tüketici menfaatlerinin korunması amacıyla devreye gireceğidir. Korunması hedeflenen tüketici menfaatlerinin başında ise aşırı veri toplanması ve gizliliğin ihlal edilmesi gelir.
Nihai Rapor’da, tüketicilerin bilgiye dayalı tercih yapmasını teşvik etmek amacıyla pazaryerlerince listeleme, sıralama ve ürün yorumları gibi manipülasyona ve sömürüye açık alanlarda objektif kriterlere bağlı, açık, şeffaf, kolaylıkla erişilebilir ve tercihlere göre düzenlenebilir tüketici politikalarının benimsenmesinin faydalı olacağı değerlendirilir.
E-Pazaryeri Platformlarının Geleceği: Nihai Politika Önerileri
Nihai Rapor’un sonuç bölümünde e-pazaryeri platformları için nihai politika önerilerine yer verilir. Bahis konusu politika önerileri ile “geçit bekçisi” kavramının Türk rekabet hukuku doktrinine katıldığı görülür ve Kurum’un bu nitelikteki teşebbüslere yönelik birincil ve ikincil mevzuat çalışmaları içinde olduğu ifade edilir. Ek olarak, platformların asimetrik pazarlık gücünün etkilerinin en aza indirilmesi için objektif, şeffaf, açık ve anlaşılabilir nitelikte bir Platform Davranış Kodu’nun hayata geçirilmesi hedeflendiği belirtilir.
Hemen belirtmek gerekir ki nihai politika önerileri arasında yer verilen bir öneri, Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ[9] ile henüz Nihai Rapor yayınlanmadan önce hayata geçirilmiştir. Böylece, teknoloji teşebbüsü tanımı kapsamında giren teşebbüslerin gerçekleştirdikleri tüm birleşme ve devralma işlemlerinin, eşiklerden bağımsız olarak her koşulda bildirilmesi hükme bağlanır.
Önemli Pazar Gücüne Sahip Teşebbüslere Yönelik Mevzuat Çalışması
Geçit bekçileri, bir diğer deyişle temel platform hizmetleri niteliğindeki dijital platformlardan önemli pazar gücüne sahip olan teşebbüsler için mevcut rekabet hukuku kurallarının yetersiz kaldığı Nihai Rapor kapsamında dile getirilir. Bu nedenle, öncelikle geçit bekçisi teşebbüslerin belirlenmesi, bu teşebbüslerin yükümlülükleri ve kaçınmaları gereken davranışların belirlenmesi amaçlayan ex-ante bir düzenlemenin yürürlüğe girmesi nihai politikalar arasındadır. Nihai Rapor’da, halihazırda bu yönde bir mevzuat çalışmasının sürmekte olduğu ve yakın zamanda sonuçlanacağı da ifade edilir.[10]
Bahis konusu mevzuat çalışmasının tamamlanması ve yürürlüğe girmesi ile dijital platformların iş yapış şekillerinin ve mevcut ticari uygulamalarının değişeceği öngörülür. Mevzuat çalışması kapsamında getirilmesi planlanan düzenlemelere örnek olarak, platformların satıcılarına sözleşmesel veya fiili geniş en çok kayırılan müşteri koşulu getirmemesi ile satıcılara performans araçlarına ücretsiz, etkin, kaliteli ve gerçek zamanlı erişim sağlama yükümlülüğü gösterilebilir.
Platform Davranış Kodu Düzenlemesi
Nihai Rapor sonucunda e-pazaryerleri için hâkim durum düzenlemesinden bağımsız olarak bir Platform Davranış Kodu düzenlemesi getirilmesi hedeflenir. Bu önerinin temelinde, e-pazaryerinin sahibi olan platform ile platform hizmetinin kullanıcısı olan satıcılar arasında asimetrik bir pazarlık gücünün mevcut olması yatmaktadır. Pazarlık gücü dengesizliğinin artmasını önlemek için Nihai Rapor kapsamında bir Platform Davranış Kodu’nun kabul edilmesi önerilir. Platform Davranış Kodu’nun ise objektiflik, şeffaflık, açıklık ve öngörülebilirlik konularında referans teşkil etmesi amaçlanır. Platform Davranış Kodu düzenlemesinin hâkim durumda olmayan e-pazaryerlerini de içerecek şekilde daha geniş bir ölçekte uygulanmasının gerektiği ayrıca belirtilir.[11]
Platform Davranış Kodu düzenlemesi ile platformlar arasında akdedilecek sözleşmelerde öngörülebilirliğin sağlanması hedeflenir. Örneğin, Platform Davranış Kodu uyarınca satıcının hesabının hangi durumlarda askıya alınacağı veya benzeri kısıtlamaların ne zaman, hangi koşullar altında ve nasıl uygulanacağı hususları gerekçeleriyle birlikte sözleşme hüküm ve koşullarında açıklanmalıdır. İlgili düzenleme ile getirilmesi planlanan kurallar dizinine bir diğer örnek ise e-pazaryerinin listelemede dikkate aldığı kriterler ve bu kriterlerin öneminin satıcılara sözleşme ve koşullar dâhilinde açıklanmasıdır.
İkincil Mevzuatın Güçlendirilmesi
Nihai Rapor kapsamında yer verilen nihai politika önerilerinin üçüncü başlığında ikincil mevzuatın güçlendirilmesi gerektiği hususu ele alınır. Nihai Rapor’a göre, e-pazaryerleri bakımından rekabet hukuku kuralları daha muhafazakâr ve sert şekilde uygulanmalıdır. Bu tür bir uygulamayı temin etmek amacıyla, rekabet hukuku kurallarının nasıl uygulanacağını düzenleyen ikincil mevzuatın platform ekonomisi bakımından gözlemlenen belirsizlikleri ortadan kaldıracak şekilde güçlendirilmesi gerektiği ifade edilir.[12] İkincil mevzuat düzenlemeleri ile Kurum’un müdahale eşiğinin düşürülmesinin ve yaklaşım esaslarının değiştirilmesinin faydalı olacağı değerlendirilir.[13]
Nihai Rapor’da özellikle en çok kayırılan müşteri ve münhasırlık uygulamaları bakımından ikincil mevzuat ile düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu belirtilir.[14] Bununla beraber, platformlar arası, platform içi ve tüketiciler boyutuyla rekabet konularında tespit edilen rekabet kaygılarının da ikincil mevzuat ile düzenlenmesinin faydalı olacağı ifade edilir. Zira ikincil mevzuat düzenlemelerinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesi kapsamındaki değerlendirmelere katkı sağlayacağı düşünüldüğü söylenir.
Sonuç
E-pazaryeri platformlarının ekonomide önemli bir rol oynadığı açıktır. Bu önemli rolü tespit eden Kurum ise e-pazaryeri platformlarının işleyişini mercek altına alır ve incelemesinin sonucunda Nihai Rapor’u yayınlar. Nihai Rapor yalnızca platform hizmetlerinin ve e-pazaryerlerinin faaliyetlerinden kaynaklanan rekabetçi endişeleri ele almak ile kalmaz, ayrıca çeşitli politika önerileri de içerir. Türk rekabet hukukunun yakın geleceğinde e-pazaryerleri hakkında yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesi beklenir.[15]
- Nihai Rapor, par. 716.
- Nihai Rapor, par. 385.
- Kullanıcı sayısı arttıkça belirli bir ürün ya da hizmetten alınan faydanın artması, bu ürün ya da hizmetin kullanıcı gözünde daha değerli hale gelmesidir.
- Nihai Rapor, par. 717.
- Nihai Rapor, par. 717.
- Nihai Rapor, par. 717.
- Nihai Rapor, par. 717.
- Nihai Rapor, par. 717.
- Bkz. https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/tebligler/izin-alinmasi-gereken-bd-teblig-degisiklik-2022-2-20220304104523470-pdf.
- Nihai Rapor, par. 774.
- Nihai Rapor, par. 788.
- Nihai Rapor, par. 790.
- Nihai Rapor, par. 791.
- Nihai Rapor, par. 791.
- Nihai Rapor, par. 799.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.