Rekabet Kurulu’nun Avukat Müvekkil Yazışmalarının Gizliliğine İlişkin Yaklaşımı
Giriş
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yürüttüğü soruşturmalar sırasında elde edilen belirli bilgi ve belgeler avukat-müvekkil gizliliği kapsamında değerlendirilebilir. Avukat-müvekkil gizliliği kapsamında değerlendirilecek olan bilgi ve belgelerin gizlilik ilkesi çerçevesinde korunması çok önemlidir. Bu makalemizde Türk hukukunda avukat-müvekkil gizliliği kavramı açıklanır ve Kurul’un bu konudaki iki önemli kararı incelenir.
Türk Hukukunda Avukat Müvekkil Gizliliği
Avukat-müvekkil gizliliğine ve beraberinde getirdiği hukuki korumaya ilişkin genel bir bakışa sahip olmak için, öncelikle Türk hukukundaki konuya ilişkin başlıca yasal düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 130(2) sayılı hükmü uyarınca, “Arama sonucu el konulmasına karar verilen şeyler bakımından bürosunda arama yapılan avukat, baro başkanı veya onu temsil eden avukat, bunların avukat ile müvekkili arasındaki meslekî ilişkiye ait olduğunu öne sürerek karşı koyduğunda, bu şey ayrı bir zarf veya paket içerisine konularak hazır bulunanlarca mühürlenir ve bu konuda gerekli kararı vermesi, soruşturma evresinde sulh ceza hâkiminden, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemeden istenir. Yetkili hâkim el konulan şeyin avukatla müvekkili arasındaki meslekî ilişkiye ait olduğunu saptadığında, el konulan şey derhâl avukata iade edilir ve yapılan işlemi belirten tutanaklar ortadan kaldırılır. Bu fıkrada öngörülen kararlar, yirmi dört saat içinde verilir.”
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca “Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse, Türkiye Barolar Birliği ve baro organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır.”
Yukarıda belirtilen bu hükümler çerçevesinde avukat-müvekkil gizliliğine ilişkin nihai bir koruma olup olmadığı sonucuna varmak kolay değildir.
Bilgi Edinme Başvurusu ve Yerinde İncelemeye İlişkin Rekabet Hukuku Uygulaması
Avukat-müvekkil gizliliği konusundaki Kurul uygulaması Türk hukuku bakımından önemlidir. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 14. maddesi uyarınca Kurul, 4054 sayılı Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine getirirken, gerekli gördüğü her türlü bilgiyi tüm kamu kurum ve kuruluşlarından, teşebbüslerden ve teşebbüs birliklerinden isteyebilir. Bu makamlar, teşebbüsler ve teşebbüs birliklerinin yetkilileri istenen bilgileri Kurul’un belirleyeceği süre içinde vermek zorundadır.
4054 sayılı Kanun’un 15. maddesi uyarınca Kurul, 4054 sayılı Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunabilir. Bu amaçla teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin (i) defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebilir ve gerekirse suretlerini alabilir; (ii) belirli konularda yazılı veya sözlü açıklama isteyebilir ve (iii) teşebbüslerin her türlü mal varlığına ilişkin mahallinde incelemeler yapabilir. İlgililer istenen bilgi, belge, defter ve sair vasıtaların suretlerini vermekle yükümlüdür.
Kurul’un görev ve uygulamaları aşağıda yer verdiğimiz yeni tarihli iki karar çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Dow Kararı ve Enerjisa Kararı
Kurul’un 02.12.2015 ve 15-42/690-259 sayılı kararında (“Dow Kararı”)[1] yerinde inceleme sırasında alınan bazı belgelerin avukat-müvekkil gizliliği kapsamındaki yazılı iletişim olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanır. Dow Kararı avukat-müvekkil ilişkisi ve gizlilik ilkesine bir yıl süresince ışık tuttu. Fakat yakın tarihte söz konusu ilke farklı bir yaklaşımla başka bir soruşturma kapsamında yeniden gündeme geldi.
Dow Kararı
Dow Kararı’nda belirtildiği üzere, “Avukatın müvekkili ile olan mesleki ilişkisinden kaynaklanan bilgi ve belgelerin gizliliği ilkesi (Gizlilik İlkesi-Legal Professional Privilege), teşebbüslerin veya bireylerin hukuki danışmanlık hizmeti almaları esnasında, avukatları ile yaptıkları yazışmaların ve onlara verdikleri bilgilerin zorunlu ifşasını engelleyerek bu iletişime koruma sağlamaktadır. Sağlanan bu korumanın amacı, danışmanlık alan kişileri, elde edilen bilgilerin ve yapılan yazışmaların rızaları dışında ortaya çıkacağı endişesinden kurtararak sahip oldukları tüm bilgileri avukatlarına sunmalarını ve savunma haklarını gerçek manada kullanılabilmelerini sağlamaktır.”
Kurul Dow Kararı’nda yazışmaların avukat-müvekkil gizliliği kapsamında değerlendirilebilmesi açısından yerine getirilmesi gereken iki koşul belirledi: (i) yazılı iletişim müvekkil ve (müvekkil ile arasında iş ilişkisi bulunmayan) bağımsız bir avukat arasında gerçekleşmelidir ve (ii) yazılı iletişimin müvekkilin yararına ve savunma hakkı kapsamında yapılması gereklidir. Bu karar çerçevesinde söz konusu koşulların gerçekleştiğine ve belirli belgelerin avukat-müvekkil ilişkisi kapsamında olmadığına ilişkin ispat yükünün Kurul üzerinde olduğu varsayıldı. Ancak Kurul’un bu yaklaşımı ve uygulaması aşağıda ele aldığımız Enerjisa kararı ile değişti.
Enerjisa Kararı
16.11.2016 tarih ve 16-39/656-M sayılı Kurul kararı ile yürütülen ön araştırma kapsamında, 22.11.2016 tarihinde yapılan yerinde incelemede alınan belgelerin bir kısmının avukat-müvekkil yazışmalarının gizliliği ilkesi kapsamında olduğu iddiasına ilişkin olarak hazırlanan 30.11.2016 tarih ve 2016-1-65/BN sayılı Bilgi Notu görüşülerek 06.12.2016 tarihli ve 16-42/686-314 sayılı karar ile karara bağlandı (“Enerjisa Kararı”)[2].
Bu karar ile Kurul tarafından yukarıda açıklanan avukat-müvekkil gizliliği ilkesinden hareketle, aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmayan bir müvekkil ve avukat arasındaki savunma hakkının kullanımına ilişkin yazışmaların, mesleki ilişki kapsamında olduğunun varsayıldığı ve gizliliğinin koruma altında olduğu belirtildi. Kurul söz konusu korumanın, savunma hakkının kullanımı için bağımsız avukatla gerçekleştirilen yazışmaları ve bağımsız avukattan hukuki danışmanlık hizmeti alınması için hazırlanan belgeleri kapsadığını belirtti.
Ayrıca, Enerjisa Kararı’nda, Dow Kararı’nda varılan sonucun aksine, savunma hakkının kullanımıyla doğrudan ilgisi bulunmayan, herhangi bir ihlale yardım etmek veya devam eden ya da ileride işlenecek bir ihlali gizlemek amacıyla yapılan yazışmaların; ön araştırma, soruşturma veya inceleme konusuyla ilgili olsa bile korumadan yararlanamayacağı vurgulandı. Bu bağlamda, bağımsız bir avukatın müvekkili olan teşebbüse, belli bir anlaşmanın, 4054 sayılı Kanun’u ihlal edip etmediğine ilişkin bildirdiği görüş avukat-müvekkil gizliliği ilkesinden yararlanır. Buna karşılık, bağımsız bir avukatın müvekkili teşebbüsle, teşebbüsün 4054 sayılı Kanunu ne şekilde ihlal edilebileceğine dair yaptığı yazışmalar korumadan yararlanmaz.
Dolayısıyla, Enerjisa Kararı uyarınca, Dow Kararı çerçevesinde Kurul üzerinde olan ispat yükü, 4054 sayılı Kanun’un ne şekilde ihlal edilebileceğine dair yazışmalar bakımından yön değiştirdi. Kurul, Enerjisa Kararı ile ilgili yazışmanın, savunma hakkının kullanımıyla doğrudan ilişkili olmamasından dolayı avukat-müvekkil gizliliğinden yararlanamayacağı sonucuna vardı.
Sonuç
Dow Kararı, Kurul tarafından avukat-müvekkil yazışmalarının gizliliğine ilişkin olarak verilen en önemli kararlardan biridir. Bu kararda Kurul’un avukat-müvekkil yazışmalarına tanınan hukuki korumaya ilişkin yaklaşımının açık olduğu görülür. Yazışmaların avukat-müvekkil gizliliği içinde kalmadığını ispat yükü Kurul üzerindedir. Fakat yakın tarihli Enerjisa Kararı, Kurul’un avukat-müvekkil gizliliğine ilişkin yaklaşımını da ayrıntılı olarak ele alır ve ispat yükü açısından nüanslar getirir. Bu karar uyarınca 4054 sayılı Kanun’un ne şekilde ihlal edilebileceğine dair yazışmalar, avukat-müvekkil yazışmalarına ilişkin hukuki korumadan yararlanamaz. Enerjisa Kararı uyarınca, 4054 sayılı Kanun’un ihlali için girişimde bulunan avukat ve müvekkilin Kurul üzerindeki ispat yükünden yararlanması söz konusu değildir. Bu halde yazışmalarının gizli ve özel olduğunu iddia etmeleri halinde, ispat yükü yazışmanın tarafı olan avukat ve müvekkil üzerindedir.
[1]http://www.rekabet.gov.tr/File/?path=ROOT%2f1%2fDocuments%2fGerek%C3%A7eli+Kurul+Karar%C4%B1%2f15-42-690-259.pdf (Erişim tarihi: 21.08.2016).
[2]http://www.rekabet.gov.tr/File/?path=ROOT%2F1%2FDocuments%2FGerek%C3%A7eli+Kurul+Karar%C4%B1%2F16-42-686-314.pdf (Erişim tarihi: 21.08.2016).
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları