Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz Taslağı ve Rekabet Kurumu Tarafından Gerçekleştirilen İlgili Çalıştay
Giriş
Avrupa Birliği mevzuatındaki gelişmeler ve ilgili sektörlerdeki ihtiyaçlar doğrultusunda Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’un (“Dikey Kılavuz”)[i] gözden geçirilmesi amacıyla bir takım çalışmalar yapılmaktadır. 20.07.2017 tarihinde Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) internet sitesinde yapılan duyuru uyarınca, Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz Taslağı (“Kılavuz Taslağı”) kamuoyunun görüşüne sunuldu. Kamuoyundan gelen öneri ve görüşler doğrultusunda, Kılavuz Taslağı’na yönelik, Kurum bünyesinde 12.12.2017 tarihinde bir çalıştay (“Çalıştay”) gerçekleştirildi. Anılan Çalıştay, Dikey Kılavuzdaki değişiklikler konusunda tüm tarafların görüşlerini dile getirildiği geniş katılımlı bir toplantı oldu. Bu makalede, Kılavuz Taslağı ile dikey anlaşmalara ilişkin Çalıştay ele alınır.
Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz Taslağı
Acentelik Sözleşmelerine İlişkin Düzenlemeler
Kılavuz Taslağı, acentelik sözleşmelerine ilişkin olarak Dikey Kılavuz’un 14. paragrafına yeni bir düzenleme önerir. Kurum, yeni düzenleme önerisini tasarlarken ilk olarak, Dikey Kılavuz ile mehaz mevzuatın ilgili hükümleri arasında bir farklılık bulunup bulunmadığını inceledi. Ardından, Dikey Kılavuz’un 14. paragrafının, Türk rekabet hukuku mevzuatının ilgili hükümleri ile uyumlu olup olmadığı gözden geçirildi.
Dikey Kılavuz’un Acentelik Sözleşmeleri başlığı altında yer alan 14. paragrafında, “…Ancak sözleşme sonrası rekabet yasağı da dâhil olmak üzere rekabet etmeme yükümlülüğü markalar arası rekabet ile ilgilidir ve şayet sözleşme konusu mal veya hizmetlerin satıldığı ilgili pazarda kapama etkisine yol açıyorsa rekabeti sınırlayıcı etki doğurabilir ve sonuçta bu hüküm Kanun’un 4. maddesi kapsamına girebilir.” ifadelerine yer verilir
Dikey Kılavuz’un 14. paragrafındaki söz konusu düzenleme, Dikey Kısıtlamalara İlişkin Avrupa Birliği Kılavuzu’nun[ii] (“AB Kılavuzu”) 19. paragrafındaki düzenlemesinden farklılık gösterir. AB Kılavuzu’nun anılan paragrafında, acentelik sözleşmelerinde bulunan ve pazarda kapama etkisi doğuran rekabet etmeme yükümlülüklerinin Avrupa Birliği"nin İşleyişine ilişkin Antlaşma’nın (TFEU) 101(1). maddesini ihlal edebileceği ifade edildi. Oysa ki, Kurum tarafından yayımlanan, Dikey Kılavuz’un Güncellenmesi Hakkında Bilgi Notu’nda (“Bilgi Notu”) belirtildiği üzere, mehaz mevzuatta belirtilenin aksine; Dikey Kılavuz’un 14. Paragrafında; pazarı kapama etkisi, acentelik sözleşmelerinde yer alan rekabet etmeme yükümlülüklerinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 4. maddesi kapsamına girip girmediğine ilişkin bir kriter olarak ele alındı.
Bununla birlikte, Kurum; Dikey Kılavuz’un 14. paragrafında acentelik sözleşmelerinde yer alan rekabet etmeme yükümlülüğü çerçevesinde benimsenen anlayışın, 4054 sayılı Kanun’da, 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nde ve Dikey Kılavuz’da benimsenen genel anlayışla çeliştiği, ve bu doğrultuda uyumlaştırılması gerektiği, acentelik sözleşmelerinde ve diğer dikey anlaşmalarda yer alan rekabet etmeme yükümlülüklerine ilişkin farklılığın ortadan kaldırılması ve acentelik sözleşmelerinde yer alan rekabet etmeme yükümlülüklerinin değerlendirilmesine ilişkin uygulamadaki tutarsızlığın giderilmesi amacıyla yeni bir düzenlemeye gidilmesi gerektiği kanaatine vardı.
Sonuç olarak, Dikey Kılavuz’un 14. paragrafında yer alan ifadenin şu şekilde yeniden düzenlenmesi Kurum tarafından öngörüldü: “…Ancak sözleşme sonrası rekabet yasağı da dâhil olmak üzere rekabet etmeme yükümlülüğü markalar arası rekabet ile ilgilidir ve bu hüküm Kanun’un 4. maddesi kapsamındadır.”
Çalıştay’da, Taslak Kılavuz’da öngörülen yeni düzenlemenin Avrupa Komisyonu’nun (“Komisyon”) düzenlemesiyle uyumlu olduğu ve bu haliyle yürürlüğe girmesi gerektiğini savunan sektör temsilcileri olmakla birlikte, bunun tam aksine, farklı bir yoruma dayanarak, getirilen yeni düzenlemenin gözden geçirilmesi gerektiğini savunanlar da vardır. Düzenlemenin yeniden değerlendirilmesi kanaatinde olanlar; bir acentelik sözleşmesinde rekabet etmeme yükümlülüğü bulunması halinde pazar kapama etkisi doğurup doğurmadığına bakılmaksızın, ilgili sözleşmenin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında olduğunun kabul edilmesinin amaçlandığını, acentelik sözleşmelerinde yer alan rekabet etmeme yükümlülüğünün ne şekilde ele alınacağının Rekabet Kurulu kararları ışığında ortaya konulması gerektiğini, getirilmesi planlanan düzenleme ile rekabet etmeme yükümlülüğü içeren her acentelik sözleşmesinin 4. madde kapsamında sayılmasının teşebbüsler açısından ciddi endişeler yaratacağını, oluşan endişeyi ortadan kaldırmak amacıyla Kurum’a pek çok muafiyet başvurusunda bulunulacağını ve bunun da iş yükünü artıracağını ve bu nedenlerden ötürü Dikey Kılavuz’daki mevcut düzenlemenin değiştirilmeden kalması gerektiğini dile getirdiler.
İnternet Satışlarına İlişkin Düzenlemeler
Kuşkusuz ki Türkiye’deki internet kullanımının yaygınlaşması ve internet üzerinden yapılan satışların artması, Türk rekabet mevzuatı açısından yeni düzenlemelere gidilmesi tartışmasını doğurur. Bilgi Notu’nda belirtildiği üzere Türk rekabet mevzuatındaki düzenleme, internet satışlarının pasif satış yöntemi niteliği taşıdığının belirtilmesi ile sınırlı kalır ve Komisyon’un yaklaşımı ile karşılaştırıldığında önemli eksiklikleri vardır.
Kılavuz Taslağı’ndan görüldüğü üzere, Kurum, internet satışlarına ilişkin yasaklamalar konusunda AB Kılavuzu esas alınmak suretiyle geniş bir düzenleme öngörür. Kılavuz Taslağı; pasif satışlar kapsamında ele alınan internet satışlarına yönelik sınırlamaların, inceleme konusu dikey anlaşmayı grup muafiyeti kapsamı dışına çıkaracağını düzenler. Bu sınırlamalar özellikle; alıcılara sözleşme konusu mal veya hizmetleri satacağı bölge ve müşteriler konusunda getirilen kısıtlamalar, internet kanalıyla yapılan satışların oranına ilişkin kısıtlamalar ile alıcının, internet üzerinden satışa sunulacak ürünler için fiziki satış noktasında arz edilecek ürünlere kıyasla daha yüksek fiyat ödemesinin kararlaştırılmasına yönelik sınırlamalardır.
Bununla birlikte, Kılavuz Taslağı’nda, sağlayıcının, satış kanalı olarak internetin kullanımına yönelik bazı koşullar öngörebileceği düzenlenir. Bu koşullar; ürünlerinin satışa sunulduğu web sitesine ilişkin kalite koşulları, internetten alışveriş yapan tüketicilere belli hizmetlerin sunulmasının şart koşulması, fiziki satış noktasına sahip olma yükümlülüğü olarak örneklendirilir. Ayrıca, Kılavuz Taslağı uyarınca; doğrudan veya dolaylı olarak internet satışlarını engellememek suretiyle sağlayıcı; alıcının belirli standart ve koşulları karşılayan “satış platformları” üzerinden satış yapmasını isteyebilir.
Son olarak, seçici dağıtım sistemine ilişkin Dikey Kılavuz’un 31. maddesinin internet satışları açsından uyumlaştırılması amacıyla, Kılavuz Taslağı’nda anılan maddeye ilişkin eklemeler yapılması öngörülür.
Kılavuz Taslağı’nda öngörülen internet satışlarına ilişkin düzenlemeler, Çalıştay’da çeşitli sektör temsilcileri tarafından detaylı bir şekilde tartışıldı. Her ne kadar e-ticaretin gelişmesi ve e-ticaret hacminin büyümesi konusunda fikir birliğine varılsa da; rekabeti engellememek koşuluyla çevrimiçi platformlara bazı sınırlamaların getirilmesi konusunda farklı görüşler ileri sürüldü. Bu kapsamda, internet satışlarına ilişkin sınırlandırmalar konusunda Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 06.12.2017 tarihli Coty Kararı’na (C-230/16) da değinildi. Bu karar; lüks markaların, ürünlerinin imajlarının zedelenmemesi amacıyla internet üzerinden gerçekleştirilen satışlarını engelleyebileceğini onaylayan bir emsal karar niteliğindedir. Kimi sektör temsilcileri, Kılavuz Taslağı’nın Coty Kararı ile AB Kılavuzu’nun 54. paragrafının son hükmü ile uyumlu olarak düzenlenmesini gerektiğini düşünürken, kimileri ise bunun tam tersini savunarak çevirimiçi platformlara herhangi bir kısıtlamanın getirilmemesi gerektiğini dile getirdi.
En Çok Kayrılan Müşteri Koşuluna İlişkin Düzenlemeler
Kurum’un yayımladığı Bilgi Notu’nda belirtildiği üzere, en çok kayrılan müşteri koşuluna (“MFN”) ilişkin olarak, rekabet hukuku bakımından bir ihlal oluşturup oluşturmadığına kolaylıkla karar verilemez. Ayrıca, Türk rekabet hukuku mevzuatında MFN koşullarına dair açıklayıcı bir hüküm bulunmaması, Kurum’un görüşüne göre uygulamada belirsizliklere neden olur. Bu nedenle Kurum, MFN koşullarına yönelik düzenlemelere Kılavuz Taslağı’nda yer verilmesinin uygun olacağını değerlendirdi. Kılavuz Taslağı’nda öngörülen yeni düzenleme uyarınca, MFN koşuluna ilişkin rekabet hukuku incelemelerinde, koşuldan yararlanan tarafın ve rakiplerin pazardaki konumuna, bu koşulun sözleşmeye ne amaçla konulduğuna, pazarın ve koşulun kendi karakteristik özelliklerine detaylı bir şekilde bakılması gerekir.
Çalıştay’da, MFN uygulamasına ilişkin yerleşik bir içtihat mevcut olmaması nedeniyle, MFN koşuluna ilişkin bir düzenlemenin Kılavuz Taslağı’na getirilmesi hakkında endişeler dile getirildi. MFN koşuluna ilişkin rekabet hukuku incelemelerinde, koşuldan yararlanan tarafın ve rakiplerin pazardaki konumuna ilişkin pazar gücü incelemelerinin nasıl gerçekleştirileceğinin belirsiz olduğuna dikkat çekilerek, bir pazar payı eşiğinin getirilmesi bazı sektör temsilcileri tarafından önerildi. Ek olarak, Dikey Kılavuz’un 19. maddesine eklenen düzenleme önerisiyle, MFN koşulunun yeniden satış fiyatının sürdürülmesini kolaylaştırıcı, etkisini artırıcı bir başka örnek olabileceğine işaret ettiği belirtilir. Ancak bu ek düzenleme önerisinin yeniden satış fiyatı düzenlemesiyle birlikte anılmasının MFN koşulunun yeniden satış fiyatının belirlenmesi olarak anlaşılabileceği endişeleri de dile getirildi.
Sonuç
Gerek rekabet hukuku uygulamalarından doğan ihtiyaçların giderilmesi, gerekse mehaz mevzuatla uyumun sağlanması amacıyla Dikey Kılavuz’da “Acentelik Sözleşmeleri”, “İnternet Satışları” ve “En Çok Kayrılan Müşteri Koşulu” konularına yönelik düzenleme yapılması gerektiği kanaatine varıldı. Bu kapsamda gerçekleştirilen Çalıştay’da çeşitli sektör temsilcilerinin de katılımıyla Kılavuz Taslağı değerlendirildi. Dikey Kılavuz’a getirilmesi tasarlanan değişikliklerin kısa süre içinde yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
[i] Bkz. http://rekabet.gov.tr/Dosya/kilavuzlar/dikeykilavuz-pdf (Son erişim tarihi 20.12.2017).
[ii] Bkz. http://ec.europa.eu/competition/antitrust/legislation/guidelines_vertical_en.pdf (Son erişim tarihi 20.12.2017).
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları