İnsan Kaynakları Uygulamalarındaki Rekabet Hukuku Endişeleri
Giriş
Bilindiği üzere 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 2. maddesi uyarınca “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukukî işlem ve davranışlar, rekabetin korunmasına yönelik tedbir, tespit, düzenleme ve denetlemeye ilişkin işlemler bu Kanun kapsamına girer.” Takip eden 3. maddede ise 4054 sayılı Kanun’un uygulanması bakımından bazı terim ve kavramların tanımları yapılmakta olup, madde gerekçesinde bir bedel veya menfaat karşılığı yapılan fikri, bedeni veya her ikisi beraber yapılan faaliyetler hizmet olarak tanımlanırken, tanımın, en geniş anlamıyla bankacılık, sigortacılık, para, kredi, sermaye, bilgi ve sair unsurları da içerdiği açıkça belirtilir. Bununla birlikte, yine aynı madde gerekçesinde “toplu pazarlık esasının kabul edildiği emek piyasası bu tanımın dışındadır” ifadelerinin yer aldığı görülür. Ancak toplu pazarlık esası ile kastedilenin sendikalaşma olduğu, dolayısıyla Kurum yetkisi dışında olduğu belirtilen durumların sadece sendikalaşmaya ilişkin olduğu anlaşılır. Bu doğrultuda Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) işgücü pazarlarını da 4054 sayılı Kanun’un kapsamında değerlendirdiği gerek geçmiş gerekse son dönem Rekabet Kurulu (“Kurul”) kararları ışığında açıktır.
İşgücü Piyasalarındaki Rekabetçi Endişeler
Nitekim, son dönemde işgücü piyasasına yönelik centilmenlik anlaşmaları nedeniyle 32 teşebbüs hakkında soruşturma (“İşgücü Piyasası Soruşturması”) açılmıştır. Soruşturma açıldığına ilişkin duyuruda ise Kurum son yıllarda işgücü piyasalarına ilişkin olarak işverenlerin sahip olduğu pazar gücünün, çalışan ücretlerinin azalmasına veya baskılanmasına ve çalışma koşullarının rekabetçi seviyelerin altında kalmasına neden olduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda Kurum’un, işgücü piyasalarındaki sorunları ve bu sorunlara rekabet hukuku araçlarıyla müdahale edilmesinin yaratacağı faydaları göz önünde bulundurduğu ve işgücü piyasasının rekabetçi yapısını korumayı hedeflediği açıkça dile getirilmiştir. Öte yandan, İşgücü Piyasası Soruşturması’nın, Kurum’un rakipler arası maaş belirleme ve çalışan ayartmama gibi insan kaynakları uygulamalarını incelediği ilk dosya olmadığını belirtmekte fayda var.
Konunun değerlendirildiği geçmiş Kurul kararları incelendiğinde ise Kurum’un rekabet hukukunun, ürünlerin alıcılarının ve satıcılarının serbest piyasa olanaklarını korumayı amaçladığı gibi, işgücü hizmetlerinin alıcıları ve satıcıları adına da aynı amacı taşıdığı görüşünde olduğu görülür.[1] Rakipler arası çalışan maaşlarının sabitlenmesi ve çalışan ayartmama anlaşmalarının yatay pazar paylaşımı anlaşmalarına benzer anti-rekabetçi etkiler doğuracağı ve işgücü piyasasında çalışanların iş değiştirme imkânlarını sınırlayarak dolaylı olarak maaşların sabitlenmesine yol açabileceği görüşü hakimdir.[2] Emeğin üretim sürecinde en önde gelen maliyetlerden biri olduğu ve bu kapsamda teşebbüslerin üretim sürecinde yaptıkları alımların başında emeğin geldiğine ilişkin görüş hakim olup; işgücü pazarındaki eylem ve anlaşmalar ile mal ve hizmet piyasalarındaki rekabetin dolaylı olarak engellenmesinin mümkün olduğu belirtilir.
Nitekim, söz konusu anlaşmaların en doğal sonucu çalışanların mobilitelerinin kısıtlanması ve teşebbüslerin bundan fayda sağlamasıdır. Şöyle ki, çalışan mobilitesi teşebbüslerin pazardaki iş yapış biçimlerini ve dolayısıyla pazardaki güçlerini de doğrudan etkileyebilir. Dolayısıyla söz konusu anlaşmalar ile teşebbüsler çalışanlarının mobilitelerini azaltarak veya ücretlerini baskılayarak fayda elde edebileceklerdir. Öyle ki, rakipler arası maaş/ücret sabitleme anlaşmaları rakipler arasında pazarın işgücü bakımından alım tarafında monopson oluşturulması amacını taşıyarak, anlaşmaya taraf teşebbüslerin işgücü maliyetlerini düşürebilir.[3] Çalışan ayartmama anlaşmaları ise, çalışanların daha yüksek maaşlı işlere geçme imkânlarını kısıtlayarak zaman içerisinde maaş artışlarının baskılanmasına neden olabilir. Bu özellikleri ile söz konusu anlaşmalar Kurum tarafından pazarın alım tarafında kurulan kartellerden farksız görülür.[4] Nitekim, çalışan maaşlarının anlaşma yoluyla belirlendiği hallerde bu eylemin alım fiyatlarını belirleme anlamına geleceği ve bu durumun ise açıkça rekabetin engellenmesi amacı taşıyacağının yanı sıra,[5] maaş belirleme anlaşmalarının fiyat tespiti anlaşmalarından, çalışan ayartmama anlaşmalarının ise müşteri veya pazar paylaşımı anlaşmalarından herhangi bir farkı bulunmadığı Kurul kararlarında vurgulanır.[6]
Konunun detaylıca değerlendirildiği Özel Okullar Birliği kararında ise Kurul özel okullar arasında öğretmenlere transfer teklifleri yapılmasının yasaklanmasına ilişkin uygulamaları incelemiştir.[7] Bu kapsamda söz konusu uygulamaların 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında olduğuna, gerek tüketicilere gerekse bu okullarda görev yapan öğretmenlere zarar verdiğine ve söz konusu uygulamanın bireysel muafiyet rejimine tabi olmadığına karar verilmiştir.[8] Benzer şekilde BFİT kararında ise, BFİT ve/veya BFİT’in başka bir franchise alanı tarafından çalıştırılmakta/eskiden çalıştırılmış olan veya rakip firmalarda çalışmış olan hiçbir personelinin BFİT’in önceden yazılı onayı olmaksızın çalıştıramayacağını ifade eden hükümleri incelenmiştir. Bu doğrultuda hükümlerin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında olduğu ve işgücü piyasasında rekabeti gereğinden fazla kısıtlayabilecek olduğundan bireysel muafiyet rejiminden faydalanamayacağına karar verilmiştir. Sonuç olarak ilgili hükmün sözleşme süresi ile sınırlandırılması ve yazılı onayın gerekçesinin açıkça belirtilmesi ve 4054 sayılı Kanun’un 9/3 maddesi uyarınca görüş bildirilmesine karar verilmiştir.
Söz konusu uygulamaların üretilen ürün veya sunulan hizmetin niteliğinde düşüşe neden olup olmayacağı ise tartışmalı bir husustur. Öte yandan çalışanlar için maaşların baskılanması sonucu emek arzının düşebileceği, üretim veya hizmet sunumunun azalacağı ve dolayısıyla fiyatların yükselebileceği görüşü de literatürde hakimdir.[9]
Bu nedenlerledir ki Kurum, işgücü ve emek piyasalarındaki ücret belirleme ve çalışan ayartmama anlaşmalarının incelenmesini yetkisi dahilinde görür ve soruşturmalara konu eder.
Sonuç
Kurum’un işgücü piyasalarındaki çeşitli anlaşmaları 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında incelediği açıkça görülür. Ücret belirleme gibi anlaşmaların rakip teşebbüsler arasında yapılması halinde, alım kartellerine benzer bir yapıya dönüştüğü; çalışan ayartmama anlaşmalarının ise çalışanların mobilitelerinin kısıtlanmasına ve işveren teşebbüslerin bu kapsamda fayda elde etmesine neden olduğu görüşü hakimdir. İlgili anlaşmaların tüketicilere herhangi bir fayda sağlamadığı ve dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan bireysel muafiyet rejiminden de faydalanamayacağı konuya ilişkin Kurul kararlarında sıkça yer alan bir husustur.
[1] Kurul’un 02.01.2020 tarih ve 20-01/3-2 sayılı İzmir Konteyner kararı
[2] Kurul’un 07.02.2019 tarih ve 19-06/64-27 sayılı Bfit kararı
[3] Kurul’un 07.02.2019 tarih ve 19-06/64-27 sayılı Bfit kararı, para 45.
[4] Kurul’un 02.01.2020 tarih ve 20-01/3-2 sayılı İzmir Konteyner kararı, para 32.
[5] Kurul’un 28.07.2005 tarih ve 05-49/710-195 sayılı Dizi Oyuncuları kararı.
[6] Kurul’un 02.01.2020 tarih ve 20-01/3-2 sayılı İzmir Konteyner kararı, para 32.
[7] Kurul’un 03.03.2011 tarih ve 11-12/226-76 sayılı Özel Okullar Birliği kararı
[8] Kurul’un 03.03.2011 tarih ve 11-12/226-76 sayılı Özel Okullar Birliği kararı
[9] Kurul’un 02.01.2020 tarih ve 20-01/3-2 sayılı İzmir Konteyner kararı, para 31.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları