Avrupa Birliği Rekabet Hukuku Kapsamında Güncel Bir CAS Kararı: FIFA ve Menajerler
Giriş
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun getirilmesi gibi çeşitli değişiklikler ile tarafların akdedeceği sözleşme süresinin sınırına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bunun üzerine, Profesyonel Futbol Menajerleri Derneği (“PROFAA”) tarafından FIFA ile yapılan çeşitli görüşmeler ve müzakerelerden sonra Talimat’ın çeşitli regülasyonlarla uyumlu olup olmadığının tespiti amacıyla konu Spor Tahkim Mahkemesi’nin (“CAS”) önüne getirilmiştir. CAS tarafından uyuşmazlık konusu Talimat’ın hükümleri temel olarak rekabet hukuku, kişisel veri hukuku, çalışanların serbest dolaşımı ve temel hak ve özgürlükler özelinde Avrupa Birliği ve çeşitli üye devletlerin yasalarıyla karşılaştırılarak incelenmiştir (“Karar”/“CAS Kararı”). İşbu Hukuk Postası makalesinde CAS tarafından yapılan incelemenin spor ve rekabet hukuku boyutundaki etkileri üzerinde durulacaktır.
Genel Olarak FIFA Futbol Menajerliği Talimatı
Futbolun son yıllarda hem izlenme hem de ekonomik hacim olarak fazlaca büyümesinin ardından futbolculara ödenen ücretler ve kulüplerin hak kazandığı bonservis bedellerinde büyük bir artış meydana gelmiştir. Artan sosyal medya kullanımının da etkisiyle futbolcu menajerlerinin özellikle yıldız veya yıldız adayı olan genç futbolcuların transferlerinde belirleyici rol oynamaları ve bu satış bedelleri üzerinden ‘yüksek’ miktarda ücret talep ettikleri yönünde bir algı oluşmaya başlamıştır. Nitekim, toplam 221 üye ülkeyle futbolun dünya çapında regülasyon ve organizasyon faaliyetleri açısından yetkili kurumu konumunda bulunan FIFA, tüm üye ülke federasyonlarında bağlayıcı olarak uygulanmak üzere menajerlere ilişkin çeşitli düzenlemeler içeren FIFA Futbol Menajerliği Talimatı’nı hazırlamıştır. Bu Talimat’ta temel olarak menajerlere FIFA’nın düzenlediği sınavdan geçmek şartıyla lisans verilmesi, futbolcu transferlerinde transfer eden ve oyuncuyu satan kulübün de dahil olduğu bir ücret takdiri ile menajerlik ücretlerine çeşitli kriterler ve üst sınır (tavan ücret) getirilmiştir. Bunun üzerine ilgili Talimat CAS önüne getirilmiş ve çeşitli açılardan incelenmiştir.
Kararda İncelenen Temel Tartışmalar ve CAS’ın Değerlendirmesi
Hakem Heyeti ilk olarak, FIFA’nın kuruluş ve yetkileri ile alakalı temel bir soruyu cevaplandırmıştır: FIFA düzenleyici yetkilerini futbolu yönetme görevinin ötesine genişleterek çevresel ekonomik faaliyetleri ve özellikle de futbol menajerlik hizmetleri pazarını düzenleyebilir mi? Daha önce Piau[1] kararında muğlak bırakılan bu husus Hakem Heyeti tarafından incelenmiş ve FIFA’nın menajerlerin ücretleri hakkında düzenleme yapabileceği konusunda yetkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bir başka deyişle, menajerlerin kulüplerin ve oyuncuların çıkarlarını temsil ettikleri sürece, oyuncuların istihdamı ve transferiyle, bir başka deyişle futbol sporundaki temel yönlerden biriyle, ilgili olarak oyuncu hizmetleri pazarının organizasyonu ve işleyişiyle doğrudan ilgilendiği vurgulanarak Talimat ile menajerler hakkında yapılan çeşitli düzenlemeler onaylanmıştır.
Ancak önemle belirtmek gerekir ki, menajerler adeta bağımsız işletmeler olarak faaliyet gösterirler ve müşterileri için birbirleriyle rekabet ederler. Menajerlere yeknesak düzenlemeler dayatmak, rekabeti kısıtlayabileceği gibi, oyuncuların seçim şansını da sınırlayabilir ve bu durum da potansiyel olarak rekabete aykırı sonuçlara yol açabilir. FIFA’nın transfer, organizasyon ve futbolun işleyişi hakkındaki yetkisi ve faaliyetlerinden farklı olarak menajerler, ticari kaygıyla hareket eden, sözleşmeye dayalı müzakereler yoluyla oyuncuların ve kulüplerin çıkarlarını temsil eden özel hukuk kişileridir. Nitekim, menajerlerin futbol içerisindeki yeri ve konumu, oyunculardan farklıdır. Bu sebeple her ne kadar Hakem Heyeti tarafından öncelikli olarak incelenip FIFA’nın bu konuda yetkisi olduğu yönünde bir değerleme yapılmışsa da, menajerlerin futboldaki yerleri ve oyunculardan farklı olarak tanımlanan rolleri düşünüldüğünde, FIFA’nın menajerlerin ücretleri hakkında düzenleme yapabilmesine ilişkin tartışmalar mevcuttur.
Hakem heyeti buna ek olarak FIFA’nın bir kurum olarak niteliği, hakim durum pozisyonu, somut olaya Wouters[2] /Meca-Medina[3] kararlarında belirtilen kuralların uygulanıp uygulanmayacağı ve FIFA’nın takdir yetkisi doktrininden yararlanıp yararlanmadığı incelenmiştir. Hakem Heyeti tarafından, FIFA’nın bir teşebbüs birliği ve Talimat’ın da teşebbüs birliği kararı olduğu isabetli bir şekilde değerlendirilmiştir. Bunlara ek olarak, her ne kadar FIFA’nın Piau kararı ve diğer bazı Avrupa Birliği Genel Mahkemesi kararlarında ortaya konan pazar tanımının güncel olmadığına ilişkin itirazı bulunsa da FIFA’nın futbol menajerliği hizmetleri pazarında Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın (“ABİHA”) 102. Maddesi uyarınca “birlikte hakim durum” konuma sahip olduğu belirtilmiştir.
Hakem Heyeti, Meca-Medina kararı ile getirilen ‘sportif istisna’ (sporting exception) doktrininin somut olaya hangi ölçüde uygulanacağını ayrıca incelemiştir. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın yerleşik içtihadına göre rekabeti sınırlayıcı anlaşmaların; eylemin, salt ticari hedefler değil, aynı zamanda kamu çıkarlarını kapsayacak daha geniş düzenleyici hedefler de dahil olmak üzere, Avrupa Birliği hukuk düzeni tarafından tanınan meşru hedeflere ulaşmaya yardımcı olması ve amaçlanan hedeflere ulaşmak için uygun ve orantılı olması durumunda ABİHA’nın 101/1. Maddesine aykırılığı meşrulaştıracağı yönünde bir tespitte bulunmuştur. Bu konuda da CAS’ın yerleşik içtihadına atıf yapılarak, Talimat hükümlerinin amaçlanan hedeflere ulaşmak için uygun ve orantılı olduğu sürece, Talimat’ın itiraz edilen hükümlerinin Avrupa Birliği rekabet hukukunu ihlal etme olasılığı olsa bile, FIFA’nın Talimatı kabul ederken Avrupa Birliği hukuk düzeni tarafından tanınan kamu yararı hedeflerini gözetebileceğine karar verilmiştir. Buna ek olarak, Karar’da atıf yapılan Piau davasında Avrupa Birliği Genel Mahkemesi’nin, somut olayda da ilgili pazar olarak kabul edilebilecek, futbol menajerliği pazarına yönelik düzenlemelerinin sportif istisna kapsamına girmediğini belirtmiştir. Ancak, Piau davasında Avrupa Birliği Genel Mahkemesi’nin, daha detaylı bir orantılılık değerlendirmesine dayanan daha geniş düzenleyici yan sınırlamalar çerçevesinde rekabete aykırı davranışları meşru gösterme olasılığını ilke olarak engellemediği değerlendirilmiştir.
Hakem Heyeti, Talimat’ın incelenen hükümlerinin FIFA tarafından belirtilen kamu hedeflerine ulaşmak için uygun ve orantılı olup olmadığını incelerken FIFA’nın takdir yetkisi doktrininden yararlandığını da kabul etmiş ve değerlendirmesinde bunu dikkate aldığını belirtmiştir.
Karar’da İncelenen Temel Rekabet Hukuku Tartışmaları
Profesyonel Futbol Menajerleri Derneği, Talimat hakkında çeşitli rekabetçi endişeleri hem İsviçre özelinde hem de genel olarak Avrupa Birliği regülasyonları çerçevesinde ileri sürmüştür.
Profesyonel Futbol Menajerleri Derneği, ücret üst sınırlarının ABİHA’nın 101. Maddesini ihlal ettiğini, çünkü yatay fiyat sabitlemesine denk bir azami fiyat belirlendiğini ve bunun da ‘amaç bakımından’ bir kısıtlama olduğunu ileri sürmektedir. Ayrıca, ücret üst sınırı getirilen hükümler ile ‘etki bakımından’ rekabeti kısıtlayıcı bir sonucun da ortaya çıktığı belirtilmiştir. Etki bakımından rekabetin kısıtlanmasında da temel olarak fiyat konusunda farklılaşmaya yer bırakılmadığı için rekabetin önemli ölçüde azaldığı iddia edilmiştir.
Buna ek olarak, Avrupa Birliği Adalet Divanı içtihatları ve Talimat’ın 15. Maddesi ile getirilen ücret üst sınırı uyarınca FIFA’nın futbol menajerliği hizmetleri pazarında birlikte hakim duruma sahip olması, ücret üst sınırının futbol menajerleri tarafından sağlanan hizmetlerin ekonomik değeriyle makul bir ilişkisi olmadığı göz önüne alındığında, yatay fiyat sabitleme ve haksız bir fiyat veya ticaret koşulu empoze etme anlamına gelmesi sebebiyle FIFA’nın ABİHA’nin 102. Maddesini ihlal ederek hakim durumunu kötüye kullandığını ileri sürmüştür.
Profesyonel Futbol Menajerleri Derneği tarafından ileri sürülen bir diğer husus da, ücret üst sınırının, sporun bütünlüğünün korunması gibi Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından tanınan meşru bir amaç gütmediği, bunun yerine futbol kulüpleri adına hareket eden FIFA’nın ekonomik çıkarlarını koruduğu yönündedir.
FIFA ise, Talimat’ın ne amaç ne de etki bakımından rekabeti kısıtlayıcı olmadığını ve hakim durumun kötüye kullanılması teşkil etmediğini ileri sürmüştür. Bir an için Talimat’ın prima facie rekabeti kısıtlayıcı nitelikte olduğu düşünülse bile, Wouters/Meca-Medina kararlarına atıf yapılarak söz konusu eylemin Avrupa Birliği rekabet hukukunun kapsamı dışında kaldığı savunulmuştur. Hâkim durumun kötüye kullanılması iddiasına karşılık olarak da bir menajerin bir oyuncuya idari yardım gibi genel bir hizmet sağlamasının yasaklanmadığını, bu tarz bir hizmetin diğer hizmetler adı altında değerlendirileceğini belirterek Talimat’ın getirdiği ücret tavanından etkilenmeyeceği ve hakim durumun kötüye kullanılmasının şartlarının oluşmadığı ifade edilmiştir.
Rekabet Hukuku Tartışmalarına İlişkin CAS’ın Değerlendirmesi
Talimat’ta ücret üst sınırını düzenleyen 15/2. Maddenin kendi başına fiyatları sabitlemediği ve menajerlerin bu üst sınırın altında rekabet edebilmelerine imkan verildiği vurgulanmıştır. Ayrıca, bu üst sınırın müşterinin türüne ve transfer edilen oyuncunun ücret seviyesine bağlı olarak kademelendirildiği belirtilmiş ve bu durum ABİHA’nın 101/1. Maddesi kapsamında amaç bakımından bir kısıtlama olarak nitelendirilmemiştir.
Etki bakımından rekabeti sınırlayıcı bir eylemin oluşup oluşmadığı incelenirken ilk olarak Avrupa Birliği Komisyonu’nun Dikey Kısıtlamalara İlişkin Kılavuz’da, kural olarak yalnızca asgari (yeniden satış) fiyatların açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak ele alındığı belirtilmiştir. Akabinde Hakem Heyeti tarafından Profesyonel Menajerler Birliği’nin üst sınırın seviyesinin, ezici çoğunluğu oluşturan küçük ve orta ölçekli menajerleri makul bir gelir elde etmekten ve hatta çoğu zaman masraflarını karşılamaktan mahrum bırakacak bir noktada belirlendiği iddiasını ele almıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda ve özellikle menajerlerin hala diğer hizmetler kapsamında herhangi bir üst sınır olmadan faaliyet gösterebileceği hususu vurgulanarak etki bakımından da rekabete aykırı bir eylemin varlığı iddiası kabul edilmemiştir.
ABİHA Madde 102 kapsamında hâkim durumun kötüye kullanılmasına ilişkin haksız fiyat ve müşteri ayrımcılığına ilişkin iddialar da Profesyonel Menajerler Birliği’nin gerekli ve yeterli görülmeyen argüman ve delilleri neticesinde olumlu olarak değerlendirilmemiştir.
Hakem Heyeti tarafından Talimat’ın 15/2. Maddesi’nin ABİHA’nın 101. Maddesi kapsamında etki yönünden rekabeti kısıtladığı veya Madde 102 (a) veya (c) uyarınca hakim durumun kötüye kullanılması durumunun mevcut olup olmadığını, Wouters/Meca-Medina kararları çerçevesinde birlikte değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, söz konusu endişelerin Avrupa Birliği hukuk düzeni ve Avrupa Birliği Adalet Divanı içtihadı tarafından tanınan meşru hedefleri takip ettiği, bu hedefleri takip etmek için uygun eylemler olduğu ve bunların orantılı olduğu sonucuna varılmıştır.
Sonuç
Bu kararda FIFA’nın farklı ülke federasyonlarına bağlı menajerler ile ilgili yeknesak bir düzenleme yapmaya çalışması ile bu hususun Avrupa Birliği rekabet hukuku boyutu ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Talimat’ın her ne kadar CAS tarafından değerlendirilmesi hususu futbol paydaşları tarafından olumlu bir gelişme olarak beklense de, futbolun temel aktörlerinden biri olup olmadığı tartışmalı olan menajerler hakkında verilen bu Karar’ın çeşitli tartışmalara konu olması muhtemeldir. Nitekim Talimat’a karşı Almanya’da açılan bir davada[4] Dortmund Bölge Mahkemesi Almanya Futbol Federasyonu’nun Talimat’ın bazı kararlarını uygulamasını yasakladı. Bu doğrultuda Talimat’a karşı üye ülkelerde başkaca davalar açılması da muhtemeldir.
- Piau v. Commission (T-193/02)
- Wouters v. Algemene Raadvande Nederlandse Ordevan Advocaten (C-309/99)
- Meca-Medina v. Commission of the European Communities (C-519/04P)
- Injunction LG Dortmund, 24.5.2023, 8 O 1/23 (Kart)
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları