Rekabet Kurumu’nun Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Nihai Raporu
“İnsan hiçbir şey bilmediğinde olay ne denli basit oluyor.”
Ernest Hemingway, Çanlar Kimin İçin Çalıyor
Giriş
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan Sektör İncelemesiydi. Öyle ki 05.02.2021 tarihinde yayınlanan Ön Rapor özellikle daha sonraları da HTM alanında devam edecek olan soruşturmaların ana hatlarını net şekilde çiziyordu. Oldukça ses getiren öneriler içeren Ön Rapor birçok açıdan HTM pazarındaki rekabetçi endişeleri dile getiriyordu. Belki de bu yüzden Ön Rapor’dan sonra da HTM pazarında birçok soruşturma açıldı.
Ön Raporun yayınlanmasının ardından geçen yaklaşık iki yılın ardından HTM Nihai Raporu[1] (“Nihai Rapor”) 30.03.2023 tarihinde yayınlandı. Ön Rapor’daki bazı tespitlerden geri adım atılsa da geleceğe yönelik olarak çok net bir uyarı metni gibi anılan Nihai Rapor.
Nihai Rapor ile Yapılan Tespitler
Öncelikle ifade edilmesi gereken husus Nihai Rapor’un bu konuda yazılmış ikinci sektör incelemesi raporu olduğudur. 2012 yılında yayınlanan İlk Rapor aslında sektörün dinamiklerinin ortaya konulduğu ve rekabet hukuku anlamında analizlerin yapıldığı ilk çalışma olması nedeniyle önemlidir. Ancak Nihai Rapor ile kıyaslandığında İlk Rapor rekabetçi endişeler açısından daha iyimser bir çerçeve çizmektedir. Nihai Rapor’dan önce yayınlanan Ön Rapor ise oldukça radikal önerileri ile ön plana çıktı. Örneğin Ön Rapor’da ilgili pazarda yoğunlaşmaların arttığı belirtilerek, birleşme ve devralmalar için sektör özelinde bildirim eşiklerinin yeniden belirlenmesi önerilmiştir.
Nihai Rapor’da özellikle HTM sektöründe 2016 yılından beri yaşanan büyümeye vurgu yapıldığı görülüyor. Rapor ayrıca HTM sektöründe dijitalleşme ile birlikte yaşanan değişime ışık tutuyor. İkinci olarak ise Nihai Rapor, ilgili pazarda yaşanan artan yoğunlaşma oranlarına dikkat çekiyor. Nitekim 2010 yılında %26 olan bu oran 2021 yılı itibariyle %77’ye yükselmiştir. Ayrıca pazar payı en yüksek dört şirketin payının zaman içerisinde arttığı, yerel ve bölgesel marketlerin ise pazar payı kaybettiği görülmektedir. İlginç olan bu yoğunlaşma devralmalar yoluyla değil, anılan teşebbüslerin yeni açtıkları mağazalar yoluyla gerçekleştirilmiştir. Yani rekabet hukuku anlamında müdahale edilemeyen şekilde yeni şubeler açarak, organik olarak anılan teşebbüsler büyümüştür. Dolayısıyla Rekabet Kurumu da Ön Rapor’da yer alan radikal bir öneri olan sektör özelinde devralma eşiklerinin düşürülmesi önerisinden vazgeçmiştir.
Kurum, yoğunlaşmaların artmasına başkaca sonuçlar da bağlamaktadır. HTM sektöründe yoğunlaşmaların artıyor olması, bunlara mal ve hizmet sağlayan teşebbüsleri de negatif olarak etkilemeye başlamıştır. Yoğunlaşmanın artması perakendecilerin tedarik piyasasındaki alıcı gücünün artmasına da yol açmıştır. Özellikle perakendeciye özel markalı ürün üretilmesi durumunda bu alıcı gücü daha da belirgin hale gelmektedir. Nihai Rapor, her geçen gün büyüyen perakendeciye özel ürün pazarının önemine değinerek, özel markalı ürün satanların da yine en büyük dört HTM perakendecisi olduğunu ifade etmektedir.
Dolayısıyla perakendecilerin artan alıcı gücü nedeniyle anılan teşebbüslerin tedarikçiler üzerinde haksız ticari uygulamalarda bulunduğu iddiaları da Nihai Rapor’da ele alınan ana unsurlardan biridir. Nihai Rapor’da, perakendecilerin çeşitli isimler altında tedarikçilerden bedeller aldıkları, ödeme vadelerini uzattıkları ve sözleşme şartlarını tek taraflı olarak değiştirdikleri ifade edilmektedir. Bu durum özelikle küçük ve orta ölçekli tedarikçiler açısından faaliyetlerini zorlaştıran ve rekabet güçlerini olumsuz etkileyen bir unsur olarak nitelendirilmektedir. Dolayısıyla bu tarz haksız ticari uygulamaların engellenmesinin, ilgili pazardaki rekabet açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır. Hatta Nihai Rapor’da Avrupa Birliği (“AB”) uygulamalarında olduğu üzere haksız ticari uygulamalarla ilgili bir düzenleme yapılmasının yerinde olacağı önerisi de yer almaktadır.
Haksız ticari uygulamalarla ilgili olarak Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılması önerilerek, Nihai Rapor’da;
- Bozulabilir tarımsal ürünler ve gıda ürünleri bakımından 30 günü aşan ödeme vadelerinin,
- Diğer tarımsal ürünler ve gıda ürünleri bakımından 60 günü aşan ödeme vadelerinin,
- Bozulabilir gıdalarda kısa sürede yapılan iptal bildirimlerinin,
- Alıcının tek taraflı sözleşme değişikliklerinin,
- İşlemle ilgili olmayan ödeme taleplerinin,
- Kayıp ve bozuk mal riskinin tedarikçiye transferinin,
- Tedarikçinin talebine rağmen alıcı tarafından tedarik sözleşmesine yazılı onay verilmemesinin,
- Ticari sırların alıcı tarafından kötüye kullanılmasının,
- Alıcı tarafından yapılan ticari misillemelerin,
- Tüketici şikâyetlerinin incelenmesi maliyetinin tedarikçiye aktarılmasının yasaklanması önerilmektedir.
Yine aynı şekilde Nihai Rapor’da başka düzenlemelerin de yapılması önerilmektedir. Bu çerçevede;
- Satılmayan ürünlerin iadesinin,
- Listeleme, raf ve stok bedellerini tedarikçinin ödemesinin,
- Promosyon için tedarikçinin ödeme yapmasının,
- Pazarlama için tedarikçinin ödeme yapmasının,
- Reklam için tedarikçinin ödeme yapmasının,
- Alıcının tedarikçinin ürünlerini satmak için kullanılan alanlara yerleştirilmesi için tedarikçiden personel ücreti almasının yasaklanması veya bu bedellerin perakendeciler tarafından alınabilmesi için taraflar arasındaki sözleşmede açıkça bir düzenleme bulunması talep edilmektedir.
Bu öneriler genel anlamda rekabet hukuku kuralları ile ilgili değil regülasyon kurallarıyla ilgilidir. Dolayısıyla Kurum rekabet savunuculuğu çerçevesinde rekabet hukuku kuralları ile önlenemeyen ilgili pazardaki bazı sorunların regülasyon yoluyla ortadan kaldırılmasını önermektedir. Öyle ki bunların uygulamaya geçirilmesi için habersiz inceleme yapma yetkisine ve resen harekete geçme hakkına sahip bağımsız bir birimin kurulması da yine Nihai Rapor’da yer alan öneriler arasındadır. Anılan birimin bilgi isteme, ihlali sonlandırma gibi oldukça etkin yetkilerle donatılması ihtiyacı da vurgulanmaktadır.
Ancak Nihai Rapor’da yer alan regülasyon önerilerinin içinde en tanıdık olanı rekabet hukukundan aşina olunan idari para cezalarına ilişkin öneridir. Kurum, haksız ticari uygulamalar konusundaki idari para cezalarının daha etkin olabilmesi için ihlal sona erdirilene kadar süreli olarak işletilmesini ve teşebbüsün cirosu üzerinden hesaplanacak şekilde nispi olmasını önermektedir. Böylelikle yüksek ciroya sahip teşebbüslerin günlük olarak cirolarının belirli bir oranı üzerinden cezalandırılmaları durumunda oldukça yüksek ve caydırıcı para cezaları ortaya çıkabilecektir.
Nihai Rapor, yapılması önerilen bu düzenlemelerden kaçınılmasını önlemek amacıyla rekabet hukukundakine benzer şekilde ekonomik bütünlük ilkesinin benimsenmesini, uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk ve tahkim gibi alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin uygulanmamasını da önermektedir. Zira anılan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin ilgili birimin etkinliğini azaltacağı riskine Nihai Rapor’da özellikle dikkat çekilmektedir.
Ön Rapor’da en çok dikkat çekilen “fark faturası” uygulamasının yasaklanması önerisi de Nihai Rapor’da yinelenmektedir. Anılan uygulama özelikle Hub&Spoke iddiaları kapsamında yürütülen perakende soruşturmalarında ihlalin bir unsuru olarak nitelendirilen çok tartışmalı bir uygulamadır. Bu açıdan fark faturası uygulaması konusunda anılan soruşturmalarda yapılan savunmaların Kurum tarafından kabul görmediği anlaşılmaktadır.
Son olarak ele alınması gereken husus Nihai Rapor’un en sürpriz önerileri olan perakendecilerin yeni şube açmalarına ilişkin olanlardır. Kurum, zincir marketlerin yeni bir şube açmalarının nüfus kriterine bağlanmasının doğru olmayacağını ancak belirlenecek bir mesafe kapsamında aynı teşebbüse ait ikinci bir şubenin açılmasının engellenebileceğini belirtmektedir. Akaryakıt piyasasından aşina olunan anılan düzenlemelerin uygulaması açısından HTM perakendeciliği pazarının devasa büyüklüğünün önemli bir engel teşkil edebileceği düşünülmektedir.
Benzer şekilde özel markalı ürünler veya özel gramajlı ürünler hakkında Nihai Rapor’da yer alan endişeler ve önerilerin de uygulama açısından belirli zorluklar içerdiği düşünülmektedir. Kurum, alıcıların alım gücü kaynaklı bu endişelerini gidermek açısından AB’dekine benzer şekilde dikey anlaşmalara ilişkin olarak alıcı payı eşiğinin getirilebileceğini ifade etmektedir. Ayrıca özel markalı ürünlere ilişkin olarak, bu ürünleri üreten tedarikçilerle, HTM perakendecilerinin arasında yaşanabilecek bilgi değişimlerinin engellenebilmesi için “Çin Seddi” uygulaması olarak adlandırılan iletişim kanalarının ayrıştırılması önerisi de Nihai Rapor’da yer almaktadır. Nihai Rapor bu konuda toptan bir ayrıştırma yükümlüğü getirmek yerine, Çin Seddi uygulamasının olay bazlı olarak değerlendirileceğini belirtmektedir.
Sonuç
“İnsan hiçbir şey bilmediğinde olay ne denli basit oluyor.” der Hemingway. HTM perakendeciliği hakkında son dönemdeki bütün gelişmeler bu sözü doğru çıkartıyor. Zira Rekabet Kurumu tarafından anılan sektör incelendikçe çok daha teknik, çok daha ayrıntılı ve uygulanması karmaşık raporların ortaya çıktığı görülüyor. Bu nedenle 2012 yılında yapılan sektör incelemesi ile son HTM sektör incelemesi arasında önemli farklar göze çarpıyor.
Nihai Rapor hakkında yapılabilecek ilk tespit, Rapor’un 269 sayfalık nihai halinin Ön Rapor’a göre bazı konularda daha liberal bir yaklaşım benimsediğidir. Bir anlamda Ön Rapor’daki birçok endişe ex post uygulamaya, yani Rekabet Kurumu’nun önüne gelecek olayın dinamiklerine göre değerlendirmeye bırakılmıştır. Nihai Rapor’un önerileri ile Ön Rapor karşılaştırıldığında ve özellikle son dört yıldır HTM perakendeciliği alanında yürütülen soruşturmalar incelendiğinde çarpıcı bazı tespitler yapmak mümkündür.
Bunlardan en belli başlısı Rekabet Kurumu’nun HTM alanındaki yoğunlaşmadan ve alıcı gücünün artmasından ciddi endişe duyduğudur. Bu değişim yeni şubeler açmak yoluyla, yani iç dinamikler ile gerçekleştiğinden olsa gerek Kurum, rekabet hukuku bazlı önlemler yerine regülasyonlar ile ilgili pazarın düzenlenmesini önermektedir. Rekabet hukuku bazlı tek değişiklik önerisi dikey anlaşmalara ilişkin alıcı pazar payına bağlı bir eşiğin getirilmesidir. Oysa Ön Rapor’da rekabet hukuku kaynaklı birçok önerinin sıralandığı görülmektedir. Bu önerilerin büyük bir kısmı Nihai Rapor’a taşınmamıştır.
Ancak Nihai Rapor’da Kurum’un regülasyon önerisi olarak oldukça ses getirecek öneriler getirdiği de görülmektedir. Bunların bazıları haksız ticari uygulamalara ilişkin olanlar gibi çok net ve radikal önerilerdir. Ancak bazıları ise, örneğin akaryakıt sektöründeki mesafe kısıtı gibi, uygulanması konusunda belirsizlikler içeren önerilerdir. Zira HTM perakendeciliği gibi devasa büyüklükteki bir pazarda bu tarz ölçümlemeler yapmak büyük zorluklar içermektedir. Belki de bu nedenle Kurum bağımsız bir denetim birimi kurulmasını ve bu birime rekabet hukukundaki gibi yerinde inceleme, süreli para cezaları ve ihlale son verme gibi “süper yetkiler” tanınmasını önermektedir. Nitekim ancak ayrı bir denetim birimi kurulması ve bu tarz yetkilerle donatılması halinde HTM pazarında önerilen eylemlerin gerçekleştirilmesi mümkün olacaktır. Devam eden soruşturmaların kapsamı ve sayısı düşünüldüğünde HTM alanındaki tartışmaların daha uzun bir süre devam edeceğini tahmin etmek hiç de zor olmayacaktır.
- Ayrıntılı bilgi için bkz https://www.rekabet.gov.tr/tr/Guncel/turkiye-hizli-tuketim-mallari-perakendec-28b0d14b05cfed118eb200505685da39 (Erişim Tarihi: 2.05.2023).
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları