Rekabet Hukukunda Yeni Ufuklar; Dizel Emisyon Skandalı
“Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.”
İbni Sina
Giriş
2015 yılında Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Müdürlüğü Volkswagen"in (“VW”) dizel motorlu araçlarına fabrika çıkışında yapılan egzoz emisyon testlerinin hatalı olduğunu açıkladı.[1] Yapılan bu açıklamanın ardından aralarında BMW, Daimler ve VW gruplarının da yer aldığı birçok Federal Alman otomotiv üreticisi hakkında egzoz emisyon değerlerini manipüle ettikleri iddiaları ortaya atıldı. Bu durum anılan otomotiv üreticilerinin ürettiği dünya çapındaki milyonlarca aracın konumunu tartışmalı hale getirdi. Sadece VW tarafından üretilen yaklaşık 11 milyon araçta fabrika çıkışında yapılan egzoz emisyon testlerinin hatalı olduğu iddia ediliyor.
Aslında otomotiv sektöründe daha önce de hava yastığı, vites kutusu problemleri veya fren sistemleri gibi arızalar nedeniyle çok sayıda aracın üreticiler tarafından geri çağrıldığı görüldü. Ancak “Dizel Emisyon Skandalı” olarak adlandırılan olay bunlardan çok daha farklı hususlar içeriyor. Öne sürülen iddialara göre dizel motorlu araçlara yerleştirilen bir yazılım sayesinde aracın karbon emisyonları bilinçli şekilde olduğundan düşük gösteriliyor. Yani üreticiler bir yazılım yoluyla bilinçli olarak araçların egzoz emisyon değerlerini düşük gösteriyorve tüketicileri bu şekilde aldatıyorlar.
Geçen süre içinde Dizel Emisyon Skandalı kamuoyu gündemini oldukça meşgul etti. Anılan otomobil üreticilerinin borsada işlem gören hisselerinde milyarlarca doları bulan düşüşler yaşandı. Bazı Federal Alman şehirlerine, dizel araçların girişlerinde çeşitli yasaklamalar söz konusu oldu. Ancak en önemli gelişme, ABD Çevre Koruma Müdürlüğü sayfasında yayınlanan tazminat davaları konusunda VW’nin uzlaşma duyusuydu.[2] Böylelikle VW, Dizel Emisyon Skandalı’ndaki iddiaları kabul ederek, zarar görenlerle uzlaşma yoluna başvurdu ve milyarlarca dolar tazminat ödemeyi göze aldı.
18 Eylül 2018 tarihinde, yani Dizel Emisyon Skandalı’nın patlak vermesinden yaklaşık 3 yıl sonra, Avrupa Birliği Komisyonu (“AB Komisyonu”), BMW, Daimler ve VW (Volkswagen, Audi, Porsche) grupları hakkında rekabet hukuku kurallarını ihlal ettikleri iddiasıyla soruşturma başlattığını duyurdu[3]. Anılan soruşturmada benzinli ve dizel araçlara ilişkin, otomotiv üreticilerinin emisyon azaltıcı teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda aralarındaki rekabeti ortadan kaldıran bir anlaşma içerisinde olup olmadıkları araştırılacak. Böylelikle benzinli ve dizel araçlardaki emisyon teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda rakip konumda olan otomotiv üreticilerinin, aralarındaki teknolojik rekabeti ortadan kaldırmaları yoluyla bir rekabet ihlali içerisinde olup olmadıkları incelenecek.
AB Komisyonu’nun Dizel Emisyon Skandalı Soruşturması
Emisyon Skandalı konusunda AB Komisyonu ilk olarak 2017 yılının Ekim ayında harekete geçti. AB Komisyonu, 20 Ekim 2017’de Federal Alman otomotiv üreticilerinde rekabeti ihlal ettikleri şüphesiyle yerinde incelemeler yaptığını duyurdu[4]. AB Komisyonu’nun aradan geçen süre içinde Dizel Emisyon Skandalı konusundaki gelişmeleri yakından takip ettiği ve konuya ilgisinin kaybolmadığı görülüyor. Zira 18 Eylül 2018 tarihindeki basın duyurusunda AB Komisyonu, bu kez VW, BMW ve Daimler gibi otomotiv üreticilerinin Dizel Emisyon Skandalı ile ilgili olarak incelediğini açıkça belirtti.
AB Rekabet Komiseri Margrethe Vestager’in konuyla ilgili açıklaması da oldukça dikkat çekicidir. Vestager, anılan otomotiv üreticilerinin benzinli ve dizel araçlarda kullanılan emisyon azaltıcı teknolojilerin geliştirilmesi konusunda bir rekabet ihlali içinde oldukları iddiasını incelediklerini belirtti. Vestager bu iddiayı, teknolojik olarak mümkün olmasına rağmen, tüketicilerin çevreyi daha az kirleten araçları satın almasını engelleyen bir rekabet ihlali olarak nitelendirdi.[5] Dolayısıyla teknolojik gelişme engellenerek, üreticiler arasındaki rekabetin kısıtlandığı gibi alışılmışın dışında bir rekabet ihlali iddiasına yönelik, ilginç bir soruşturma doğmuş oldu.
AB Komisyonu genel olarak “Circle of Five” denilen BMW, Daimler, Volkswagen, Audi ve Porsche’nin çeşitli toplantılar yaparak temiz araç teknolojileri hakkında bilgi alışverişinde bulundukları iddiasını inceliyor. AB Komisyonu özellikle Avrupa Birliği’nde kullanılan iki emisyon sistemi konusunda yoğunlaşıyor. Bunlardan SCR (Selective Catalytic Reduction) sistemi dizel binek araçlardaki zararlı nitrojen oksit salınımını azaltmak için kullanılırken, OPF denilen (Otto Particulate Filters) sistem ise benzinli binek araçlardaki zararlı partiküllerin salınımını azaltıyor.
BMW, Daimler ve VW gruplarının teknik gelişmenin kısıtlanması konusunda bir anlaşma içerisinde olmaları durumunda, bir anlaşma veya uyumlu eylem yoluyla Lizbon Anlaşması’nın 101. maddesinin ihlal edilmesi söz konusu olacak. İlgili duyuruda bu aşamada, AB Komisyonu’nun anılan üreticilerin egzoz emisyonları testlerini yanıltmaya yönelik aldatıcı gereçler kullandığına veya bu yönde anılan otomotiv üreticileri arasında bir uzlaşma olduğuna yönelik kesin bir bulgu olmadığı da belirtiliyor. Ancak bu husus hiç kuşkusuz ki soruşturma aşamasında öncelikle araştırılacak hususların başında geliyor.
AB Komisyonu’nun söz konusu soruşturma kapsamında ele aldığı ana iddia emisyon kontrol sistemleri konusunda olsa da, anılan otomotiv üreticilerinin; otomotiv yedek parçaları konusundaki ortak teknik standartlar, araç testleri konusundaki prosedürler gibi teknik konularda da bilgi değişimi içerisinde oldukları iddia ediliyor. Ayrıca anılan teşebbüslerin ürettikleri araçlarla ilgili olarak açılır tavan sistemleri ve hız sabitleyicileri gibi teknik konularda da çeşitli görüşmeler yürüttükleri de biliniyor. Federal Alman otomotiv üreticilerinin, aralarındaki koordinasyonu çarpma testleri gibi araç güvenliği ile ilgili alanlara da genişlettiği, bu alandaki bilgi ve tecrübelerini ortak bir havuz şeklinde paylaştıkları da iddialar arasında yer alıyor.
Sonuç
2015 yılında başlayan Dizel Emisyon Skandalı, bugün itibariyle başta Federal Alman otomotiv üreticileri olmak üzere ilgili pazardaki oyuncuların geleceğe yönelik planlarını kökünden değiştirdi. Özellikle ABD ve Federal Almanya’daki gelişmeler çok dikkat çekici düzeyde. ABD’de milyonlarca tüketiciye ilişkin uzlaşma prosedürü devam ediyor[6]. Federal Almanya’da ise bu konu son zamanlarda çok daha aktüel. Örneğin Braunschweig savcılığı 1 milyar Avro’luk bir idari para cezası ile VW grubunu cezalandırdı[7]. VW ise bu cezaya itiraz etmeyeceğini ve sorumluluğunu kabul ettiğini açıkladı. Savcılık tarafından, 2007 ile 2015 yılları arasında dünya çapında yaklaşık 10,7 milyon aracın emisyon değerlerini manipüle eden yazılım taşıdığı belirtiliyor. Ayrıca VW Grubunun Dizel Emisyon Skandalı ile ilgili ödediği bedel 25,5 milyar Avro’ya ulaştı. Bu bedelin içinde tüketicilere ödenen tazminat bedellerinin yanında, ödenen idari para cezaları da yer alıyor.
Mayıs 2018’de ilk büyük şehir olarak Hamburg’da dizel araçların şehre girişi konusunda kısıtlamalar getirildi[8]. Hamburg şehrinin bazı yerlerinde dizel araçların girişi yasaklandı ve buna ilişkin uyarıcı tabelalar yerleştirildi[9]. Nisan 2019’da Köln ve Bonn şehirlerinde dizel yasağı yürürlüğe girecek[10]. Berlin, Frankfurt, Gelsenkirchen, Essen, Mainz ve Stutgart gibi şehirlerde de dizel araçlara ilişkin çeşitli yasakların uygulanmasına karar verildi[11]. Kısacası Dizel Emisyon Skandalı büyük bir hızla büyüyor ve derinleşiyor.
AB Komisyonu’nu Dizel Emisyon Skandalı hakkında açtığı soruşturmada zorlu bir süreç bekliyor. Zira otomotiv üreticileri arasındaki teknik konulara ilişkin görüşmeler ile bilgi değişimi niteliğindeki rekabet ihlalleri arasında ayrım yapmak zorunda kalacak. Her ne kadar rekabet hukuku kuralları teknik gelişmeyi amaçlayan teşebbüsler arası iş birliğine izin verse de bu rekabet ihlallerini kapsamıyor. AB Komisyonu’nun anılan soruşturma bazında özellikle teknik gelişmenin engellenmesi yoluyla rekabetin kısıtlanması gibi çok ilginç bir rekabet ihlali iddiasını incelemesi gerekecek. Bu durum da rekabet hukuku açısından yeni gelişmelerin habercisi olacak.
[1] Ayrıntılı bilgi için bkz., https://www.bbc.com/turkce/ekonomi/2015/09/150922_volkswagen_emisyon (Erişim tarihi: 28.11.2018).
[2] Ayrıntılı bilgi için bkz. (Erişim Tarihi: 7.12.2018).
[3] http://europa.eu/rapid/press-release_IP-18-5822_en.htm (Erişim tarihi: 7.12.2018).
[4] http://europa.eu/rapid/press-release_STATEMENT-17-4084_en.htm (Erişim tarihi:7.12.2018).
[5] Ayrıntılı bilgi için bkz. http://europa.eu/rapid/press-release_IP-18-5822_en.htm (Erişim tarihi: 7.12.2018).
[6] (Erişim tarihi: 7.12.2018).
[7] https://www.morgenpost.de/wirtschaft/article214571605/VW-muss-in-der-Dieselaffaere-eine-Milliarde-Bussgeld-zahlen.html (Erişim tarihi: 10.12.2018).
[8] https://www.zeit.de/mobilitaet/2018-05/diesel-fahrverbote-hamburg-stickstoffbelastung (Erişim tarihi: 10.12.2018).
[9] http://www.spiegel.de/auto/aktuell/diesel-fahrverbote-in-hamburg-ab-31-mai-a-1209050.html (Erişim Tarihi: 10.12.2018).
[10] https://www.faz.net/aktuell/wirtschaft/diesel-affaere/diesel-fahrverbote-in-koeln-und-bonn-von-april-2019-an-15880711.html (Erişim tarihi: 10.12.2018).
[11] https://www.adac.de/rund-ums-fahrzeug/abgas-diesel-fahrverbote/fahrverbote/dieselfahrverbot-faq/ (Erişim tarihi: 10.12.2019).
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları