Rekabet Kurulu’nun Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarına Yaklaşımı
Giriş
Yakın dönem itibarıyla birçok otomobil üreticisi, karbon emisyonlarını azaltma hedeflerini duyurmuş, pek çok marka, üretim süreçlerinden araçların kullanım ömrüne kadar sıfır karbon hedefleri belirlemiştir. Elektrikli araçların, fosil yakıtlı otomobillere kıyasla üretim aşamasında çok daha fazla karbon ayak izi ortaya çıkarması nedeniyle süregelen tartışmalar bir yana dursun[1] , elektrikli araçların günlük hayatımızdaki yerini giderek sağlamlaştırdığı ortadadır. Elektrikli araçların kullanımındaki bu artış, şarj altyapısının önemini daha da artırmış ve şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması, rekabet hukuku açısından önemli bir mesele haline gelmiştir.
Elektrikli araç şarj istasyonlarının faaliyetlerinin Rekabet Kurulu (“Kurul”) tarafından detaylı bir şekilde incelendiğine dair yakın tarihli bir örnek, 2024 yılında İzmir-İstanbul O-5 Otoyolu’nda elektrikli araçlara şarj hizmeti sunulması faaliyetinde münhasırlık yaratan uygulamaların 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 Sayılı Kanun”) 4. ve 6. maddelerini ihlal ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturma olmuştur. Sektörde yürüyen bu soruşturmanın rekabet hukuku çıktıları halihazırda beklenmektedir.
Öte yandan, bu alandaki güncel rekabet hukuku uygulamalarını yansıtan bir diğer önemli karar, Trugo Akıllı Şarj Çözümleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Trugo”) ile Shell&Turcas Petrol A.Ş. (“Shell”) arasında yüksek performanslı elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu için yapılan işbirliğine (Şarj Ağı İşletmecileri Arasında Yapılacak İş Birliği Sözleşmesi ve Hizmet Tedariki Sözleşmesi, birlikte “İşbirliği Sözleşmesi” veya “Sözleşme”) muafiyet talebini inceleyen Kurul kararıdır. Bu hukuk postası makalesinde, Kurul’un Trugo-Shell işbirliğine ilişkin Kararı (“Karar”) kısaca ele alınacaktır.
Sektöre İlişkin Değerlendirmeler
Kurul, BP Europa/Daimler[2] kararında -karar bir devralma dosyasına ilişkin olsa da- elektrikli araç şarj istasyonlarına ilişkin piyasa dinamiklerini kararın verildiği tarihteki koşulları dikkate alarak incelemiş, Türkiye’de hem elektrikli araç üretimi pazarı hem de kamuya açık elektrikli araç şarj istasyonu işletme pazarının henüz gelişme aşamasında olduğunu ortaya koymuştur. BP Europa/Daimler kararından bu yana piyasadaki gelişmeler hızla ilerlese de mevcut durumda ilgili pazardaki doygunluk seviyesinin hala düşük olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, elektrikli araçların gelişimi ile paralel olarak kamuya açık şarj hizmetlerinin de gelişmesi beklenmektedir. Elektrikli araç talebindeki artışın, arz tarafına doğru orantılı bir şekilde yansıması muhtemeldir. Ancak bu değerlendirmeleri yaparken regülatif ve operasyonel nedenlerden kaynaklanan pazara giriş engellerine de değinmekte fayda vardır.
Pazara Giriş Engellerine İlişkin Değerlendirmeler
Kurul, Karar’ında elektrikli araç şarj cihazlarına ilişkin olarak gerek yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle mali, gerekse de operasyonel açıdan küresel olarak karşılaşılabilen giriş engelleri olduğuna değinir. Kaldı ki; yeterli güç kapasitesine sahip trafonun bulunmaması ve güç artırımına gidilmesi durumunda yatırım maliyetlerinin iki katına çıkması, şarj istasyonu teknolojisi ve yazılımındaki hızlı gelişimden dolayı yapılacak yatırımın süreklilik arz etmesi de pazarın her daim yatırım beklediğini ve operasyonel zorluklara dair çözümler gerektirmesi nedeniyle pazara girişin çeşitli engeller barındırabileceğine dikkat çeker.
Söz konusu mali ve operasyonel engellerin yanı sıra yasal yükümlülüklerden de bahsetmekte fayda vardır. Nitekim, kamuya açık elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu ve işletilmesi pazarında faaliyette bulunulması için Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’ndan (EPDK) lisans alınması gerekir. Şarj ağı işletmeci lisansına sahip olunması için de ise Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda uyulması gereken kriterler yerine getirilmelidir. Şarj Hizmeti Yönetmeliği kapsamında getirilen yükümlülükler kapsamında öngörülen bir diğer yükümlülük ise şarj ağı işletmecisinin, lisansının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde en az elli adet şarj ünitesinden ve en az beş farklı ilçedeki şarj istasyonundan oluşacak şekilde şarj ağını oluşturmasıdır[3]. Ayrıca, şarj ağında yer alan şarj ünitelerinin en az yüzde beşi ile Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında bulunan otoyollar ve devlet yollarında yer alan şarj ünitelerinin en az yüzde ellisinin DC 50 kW ve üzeri güçteki şarj ünitesi niteliğinde olması zorunludur[4] .
İlgili Ürün Pazarı Tanımında Sektöre İlişkin Değerlendirmeler
Karar’da yapılan tespitlere göre, elektrikli araç şarj istasyonları kullanım amacına göre “halka açık” ve “özel veya kısıtlı kullanım” şeklinde iki ana kategoride değerlendirilmektedir[5] . Halka açık şarj istasyonları, akaryakıt istasyonları, AVM otoparkları ve benzeri herkesin erişimine açık alanlarda bulunurken, özel veya kısıtlı kullanım statüsündeki şarj istasyonları yalnızca belirli bir kullanıcı grubunun erişimine açıktır[6] . Örneğin, bir site içerisinde kurulan şarj istasyonu yalnızca site sakinlerinin kullanımına sunulduğu için halka açık istasyon olarak nitelendirilmemektedir[7].
Kurul, şarj cihazlarının teknik özelliklerine ilişkin değerlendirmelerinde, şarj ünitelerinin yavaş şarj (AC) ve hızlı şarj (DC/HPC) olmak üzere iki temel gruba ayrıldığını tespit etmiştir[8] . AC ünitelerin 22 kW’a kadar güç ilettiği, 22 kW’ın üstünde güç ileten istasyonların DC, 50 kW’ın üstünde güç ileten istasyonların ise HPC olarak adlandırıldığı belirtilmiştir[9]. Elektrikli araçların şarj süresinin kullanılan cihazın güç kapasitesine bağlı olarak değiştiği; dolayısıyla şarj süresinin, tüketicilerin tercihlerini etkileyen önemli bir unsur olduğu değerlendirilmiştir[10] .
Yapısal özellikler ve maliyet unsurları bakımından AC ve DC üniteler arasında farklılıkların bulunduğu görülse de ilgili mevzuat, teknik gereksinimler ve ticari koşullar nedeniyle teşebbüslerin genel olarak hem AC hem de DC istasyonlar sunabildiği tespit edilmiştir[11]. Talep yönünden ise elektrikli araç kullanıcılarının, ilgili konum, zaman ve kişisel/teknik ihtiyaçları çerçevesinde hem AC hem de DC ünitelerden faydalanabildiği ortaya konulmuştur[12].
Netice itibarıyla Kurul, elektrikli araç şarj hizmetleri pazarının gelişmekte olan bir pazar olduğunu ve bu pazarın, “hızlı şarj istasyonu kurulumu ve işletilmesi” ile “yavaş şarj istasyonu kurulumu ve işletilmesi” gibi alt kategorilere ayrılabileceğini değerlendirmiştir[13] .
İşbirliği Sözleşmesine Muafiyet Değerlendirmesi
Trugo ve Shell arasındaki İşbirliği Sözleşmesi, Shell markalı akaryakıt istasyonlarında elektrikli araç şarj istasyonlarının Shell ve Trugo tarafından maliyetlerine katlanılmak suretiyle ayrı ayrı kurulması ve işletilmesi ile aynı zamanda tarafların birbirlerinin elektrikli araç şarj hizmeti alan müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik kendi uygulamaları üzerinden hizmetleri sunulmasını amaçlar. Ayrıca yapılan işbirliğinde; maliyet avantajı sağlanması, müşteri memnuniyetinin artırılması ve çevresel faydaların desteklenmesi gibi sonuçlar öngörülmüştür. Shell’in geniş bayi ağı ile Trugo’nun teknik bilgi birikimini birleştiren bu işbirliği, hem yatay hem de dikey unsurlar içermektedir. Tarafların şarj ağı işletmeci lisansına sahip olması ve pazarda rakip konumda bulunması, Sözleşme’yi yatay bir anlaşma niteliğine taşırken, ekindeki Ağ İşletim Sözleşmesi (Trugo, Shell ve lokasyon sahibi bayii arasında imzalanacak olan) dikey unsurlar barındırmaktadır.
Kurul, anılan İşbirliği Anlaşması’na yönelik muafiyet değerlendirmesini yaparken kapsamlı bir inceleme yürütmüştür. Yaptığı inceleme neticesinde Kurul, Türkiye ve dünyada elektrikli araç ve şarj istasyonu sayılarının artışının, bu iki alanın birbirini desteklediğini belirtmiş, bu artışı, Türkiye’nin Paris Anlaşması ve net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda kritik görmüş, planlanan işbirliği ile kurulacak şarj cihazlarının, 2030 hedeflerine ve iklim değişikliğiyle mücadeleye önemli katkı sağlayacağını değerlendirmiştir[14] . Alternatif yakıtların yaygınlaşmasıyla emisyonların azalacağı, hava kalitesinin artacağı ve temiz enerjiye geçiş için gerekli altyapının destekleneceği belirtilmiştir[15] . Bu işbirliğinin, sunulan hizmetlerdeki etkinliğini artırarak muafiyet koşullarından ilki olan ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması şartını karşıladığı değerlendirilmiştir[16] .
Bununla birlikte, Trugo ve Shell arasındaki işbirliğinin, tüketicilere sağladığı fayda ve şarj hizmetleri pazarının gelişimine katkısı dikkate alındığında, Kurul 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen tüketici faydası koşulunun karşıladığı kanaatine ulaşmıştır[17] .
İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması şartı bakımından yapılan değerlendirmede, Karar tarihi itibarıyla 152 teşebbüsün lisans sahibi olduğu ve bunlardan 77’sinin 2023 yılında pazara giriş yaptığına değinilmiştir[18] . Kurul, bu durumun pazarda önemli bir giriş engeli bulunmadığını gösterdiğini ortaya koymuştur. Yine, akaryakıt dağıtım şirketleri ile şarj ağı işletmecileri arasında çeşitli işbirliklerinin yapıldığına dikkat çekilmiştir[19] . Bununla birlikte, pazarda yüksek pazar payına sahip diğer teşebbüslerin varlığının yanı sıra, pazara giriş yapan teşebbüs sayısının artışı ve şarj istasyonlarının çeşitli alanlarda kurulabilmesi gibi faktörler göz önüne alındığında, bildirime konu işbirliğinin pazara etkisinin sınırlı olduğu ve ilgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmayacağını değerlendirilmiştir[20] .
Rekabetin zorunlu olandan fazla kısıtlanmaması şartı bakımından ise Trugo ve Shell arasındaki İşbirliği Sözleşmesi ile getirilen rekabet yasakları incelenmiştir. Bu yasaklar çerçevesinde; Trugo, Shell’in şarj istasyonu kurduğu otoyol hizmet tesisleriyle aynı güzergâhta, şehir içinde ve şehirler arasında belirli kilometrelik mesafede yer alan akaryakıt istasyonlarına şarj istasyonu kurmayacaktır. Ancak bu kısıtlama, belirtilen güzergâhlar içerisindeki akaryakıt istasyonlarını kapsayıp Trugo’nun akaryakıt istasyonları dışında kalan ve elektrikli araç şarj istasyonu kurulabilecek noktalar arasında yer alan oteller, restoranlar, alışveriş merkezleri, araç bakım servisleri gibi noktalara şarj istasyonu kurmasına engel teşkil etmemektedir[21]. Yine, İşbirliği Sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden itibaren belirli bir süre boyunca Trugo, başka bir akaryakıt dağıtım şirketiyle, Shell ise başka bir şarj ağı işletmecisiyle elektrikli araç şarj istasyonu kurulumuna yönelik işbirliği anlaşması yapmamayı taahhüt etmiştir[22] . Bu münhasırlık süresi, tarafların mutabakatıyla belirli bir süreyle sınırlı tutulmuştur[23] . Öte yandan Trugo, işbirliği kapsamında Shell harici bir akaryakıt dağıtım şirketi ile merkezi bir anlaşma yapmama yükümlülüğü altında olsa dahi Shell harici bir akaryakıt dağıtım şirketi altında faaliyet gösteren bir başkaca akaryakıt istasyonu ile münferit sözleşme yapabilecektir[24] .
İncelenen diğer sözleşmesel detaylar da dikkate alındığında muafiyetin son şartının da karşılandığı görülmüş ve Kurul, İşbirliği Sözleşmesi’ne 4054 sayılı Kanun'un 5. maddesi kapsamındaki şartların tamamını sağlaması nedeniyle bireysel muafiyet tanınmasına karar vermiştir.
Sonuç
Kurul’un Trugo-Shell işbirliğine ilişkin Kararı, elektrikli araç şarj istasyonları pazarında rekabetin korunması ve geliştirilmesi açısından önemli bir rol oynamaktadır. Elektrikli araçların hayatımızdaki giderek artan yeri göz önünde bulundurulduğunda, şarj istasyonu faaliyetlerinin rekabet hukuku perspektifinden ele alınması, yalnızca piyasa dengesinin korunması değil, aynı zamanda sürdürülebilir enerjiye geçiş sürecine destek sağlanması açısından kritik bir konudur. Bu Karar, şarj istasyonu işletmecileri ile akaryakıt istasyonları arasında yapılan işbirliklerinin rekabet hukuku çerçevesinde nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dair değerli bir rehber niteliği taşımaktadır. Özellikle, işbirliği kapsamında getirilen münhasırlık düzenlemelerinin, rekabeti gereğinden fazla sınırlamadan tüketiciye fayda sağlayacak şekilde dengelenmesi, kararın öne çıkan yönlerinden biridir. Ayrıca, Kurul’un, şarj altyapısının yaygınlaştırılmasının yalnızca rekabetçi bir piyasa yapısının sağlanması için değil, aynı zamanda daha kaliteli ve sürdürülebilir hizmet sunulması için de elzem olduğunu vurgulaması, Karar’ın değerini ortaya koymaktadır.
- https://tr.euronews.com/next/2023/09/27/uretimden-yakita-elektrikli-araclar-dizel-ve-benzinli-olanlara-gore-ne-kadar-cevre-dostu
- 08.07.2021 tarihli ve 21-34/465-235 sayılı Kurul kararı.
- Şarj Hizmeti Yönetmeliği, m. 15(2)
- Şarj Hizmeti Yönetmeliği, m. 15(2)
- Karar, para. 25.
- Karar, para. 25.
- Karar, para. 25.
- Karar, para. 26.
- Karar, para. 26.
- Karar, para. 26.
- Karar, para. 28.
- Karar, para. 28.
- Karar, para. 29.
- Karar, para. 83.
- Karar, para. 84.
- Karar, para. 85.
- Karar, para. 93.
- Karar, para. 95.
- Karar, para. 98.
- Karar, para. 103.
- Karar, para. 106.
- Karar, para. 107.
- Karar, para. 107.
- Karar, para. 107.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Rekabet Kurulu (“Kurul”), son yıllarda perakende sektöründeki teşebbüslerin faaliyetlerini dikkatle takip ediyor. Perakende sektöründeki yatay ihlaller, Kurul’un rekor idari para cezaları ile birlikte kamuoyunda oldukça ses getirdi. Yeniden satış fiyatının belirlenmesi (“YSFB”) ile bölge ve müşteri kısıtlamaları gibi dikey...
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 15. maddesi uyarınca Rekabet Kurulu (“Kurul”), kendisine verilen görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüslerde yerinde inceleme gerçekleştirebilir. Yerinde inceleme esnasında Kurul, teşebbüslerin fiziki ve elektronik...
İşgücü piyasalarındaki teşebbüsler arası anlaşma ve bilgi değişimleri son dönemde Rekabet Kurumu (“Kurum”) tarafından açılan çeşitli önaraştırma ve soruşturmalarda incelenmekteydi. Bazı teşebbüslerin idari para cezalarına muhatap olduğu bu soruşturmalar sonrasında ise, konuya ilişkin bir Kılavuz...
Ekol Lojistik A.Ş.’nin (Ekol) kara yolu ile uluslararası taşımacılık faaliyetlerini kapsayan iş kolunun, DFDS A/S (DFDS) tarafından devralınması işlemine Rekabet Kurulu (Kurul) tarafından izin verilen karar, rekabet hukuku gündeminde son dönemde en çok dikkat çeken işlemlerden biri olarak öne çıkmıştır...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), teşebbüslerden bilgi talep etmek konusunda geniş yetkilere sahiptir. Kurul’un bilgi isteme yetkisinin dayanağı 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 14. maddesidir. İlgili hüküm uyarınca Kurul, 4054 sayılı Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine...
Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş.’nin (Doğuş) yetkili satıcı ve bayilerine, satış ve satış sonrası hizmetlerde istihdam edilen personele uygulanmak üzere baz ücret tavsiye edilmesi uygulamasına muafiyet verilmesi için Rekabet Kurumu’na başvuruda bulunulmuştu...
Instagram’a, 02.08.2024 tarihinden itibaren Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından re’sen erişim engeli getirildi. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Yasası’nın 8. Maddesi uyarınca BTK’nın re’sen erişimin...
Bilindiği üzere, işveren teşebbüsler arasında çalışanlarına yönelik olarak yapılan ücret belirleme ve çalışan ayartmama anlaşmaları ile rekabete duyarlı bilgi paylaşımları, Rekabet Kurumu da ("Rekabet Kurumu") dâhil olmak üzere, tüm dünyada rekabet otoritelerinin incelemesi altındadır...
Otomotiv sektörü, dünyanın en büyük yatırımlarının yapıldığı sektörler arasında yer alır. Rekabet Kurulu’nun da (“Kurul”) yıllar içerisinde otomotiv sektörü ile yakından ilgilendiği, bu alanda çeşitli incelemeler ve çalışmalar yürüttüğü gözlenir...
Dijital platformların veri toplama ve işleme faaliyetleri kaynaklı rekabet endişelerine yönelik rekabet otoriteleri tarafından yürütülen incelemeler ve sonucunda uygulanan ağır yaptırımlar yoluna hız kesmeden devam ediyor...
Türkiye'deki startup ekosistemi son yıllarda önemli bir büyüme göstermektedir. 2023'ün son çeyreğinde 81 girişim, toplamda yaklaşık 60 milyon dolar yatırım aldı. 2022-2023 üçüncü çeyrek dönemleri karşılaştırıldığında ise yatırım sayıları benzer seviyelerde kalsa da yatırım miktarları düşüş gösterdi...
Topla-dağıt (hub and spoke) karteli, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“4054 sayılı Kanun”) kapsamında açıkça tanımlanmayan ve düzenlenmeyen bir ihlal türüdür. Topla-dağıt kartelinin unsurları bakımından yabancı rekabet otoritelerinin, özellikle Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasalar...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), Sunny Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Sunny”) hakkında verdiği kararla yeniden satış fiyatının tespitine yönelik kararlar dizisine bir yenisini daha ekledi. Kurul kararda Sunny’nin sağlayıcısı olduğu tüketici elektroniği ve küçük ev aletlerine yönelik yeniden satıcıların satış fiyatlarına müdahale...
Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) son dönemlerde hızlı tüketim malları, işgücü ve emek piyasası, ilaç ve çimento gibi son derece çeşitli sektörleri mercek altına aldığı görülmektedir. Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) Ekim ayında yayınlanan gerekçeli kararları incelendiğinde ise kozmetik sektöründe de yeniden satış...
Jules Verne, “Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz” der. Belki de değişim hepimizin hayatında değişmeyen tek kavram. İnsanlık iki büyük dünya savaşına ve sayısız kriz dönemine rağmen son yüzyılda büyük bir değişim ve dönüşüm içinde. Artık daha hızlı arabalar ve...
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları