Tahkimde Masraflar ve Masrafların Azaltılması
Tahkimde masraflar konusu, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi yönündeki kararda önemli rol oynar. Gerçekten de, bir uyuşmazlık çözüm yolu olarak tahkim, çoğu zaman oldukça masraflı olduğu konusunda eleştirilmektedir. Makalemizde öncelikle tahkim masrafları konusunda genel açıklamalara yer verilecek, daha sonra Chartered Institute of Arbitrators (“CIArb”) tarafından yapılmış olan “CIArb Tahkimde Masraflar Araştırması 2011”[1] başlıklı araştırma (“Araştırma”) ışığında, tahkim masraflarının nasıl bir dağılım gösterdiği incelenecek ve son olarak, tahkimde masrafların nasıl azaltılabileceği konusuna değinilecektir.
Genel Olarak
Tahkim masrafları, iki temel grup altında incelenebilir. İlk grupta, genel olarak tahkim sürecine ilişkin olan ve taraflardan herhangi birine izafe edilemeyen masraflar yer alır. İkinci grupta ise, tarafların tahkimde temsiline ilişkin olan ve tahkim süreci dahilinde taraflarca doğrudan katlanılan masraflar yer alır. Bu makalemizde, ilk gruba giren masraflar “genel masraflar” ve ikinci gruba girenler de “taraf masrafları” olarak adlandırılacaktır[2].
Tahkim sürecine ilişkin olan en önemli masraf kalemi, hakem ücretlerinden oluşur. Tahkim kurumu tarafından alınan idari masraflar da (tarafların kurumsal tahkim konusunda anlaşmış oldukları kabul edildiğinde) bu gruba girer.
Tahkimde bir başka masraf kalemi de, tarafların tahkim sürecinde temsil edilmelerine ilişkin masraflardan oluşur. Bu grupta, temel olarak tarafların hukuki danışmanlar tarafından temsiline ilişin masraflar yer alır. Bu grupta yer alan en önemli kalem, hukuki danışmanların ücretleri ve masraflarıdır. Eğer milletlerarası tahkimde genel olarak görüldüğü üzere taraflarca atanan uzmanlar söz konusu ise, bu uzmanların ücretleri ve masrafları da bu gruba dahildir.
Kurumsal vs. Ad hoc Tahkim
Kurumsal tahkimler, bu konuda uzman tahkim kurumları (ICC, LCIA veya ISTAC gibi) nezdinde gerçekleşmekte iken, ad hoc tahkimler bu tür bir kurum nezdinde gerçekleşmez. Ad hoc tahkimlerde idari masraflar söz konusu olmadığından, bu tahkim türünün kurumsal tahkimlere oranla daha az masraflı olup olmadığı konusunun incelenmesi gerekir.
Araştırma, 1991 ve 2010 yılları arasında gerçekleşen 254 farklı tahkim sürecini temel almakta iken, bunlardan %62’sini kurumsal tahkimler oluşturur[3]. Ancak, Araştırma’da yer alan bulgulara göre, “Kurumsal tahkimin ad hoc tahkime nazaran daha az veya daha fazla masraflı olduğu konusunda istatistiksel bir sonuca varmak mümkün olmamış, veya belirli bir tahkim kurumu nezdinde gerçekleşen tahkimlerin diğerlerine göre daha masraflı olduğu konusunda da herhangi bir veriye ulaşılamamıştır”[4].
Tarafların tahkim kurumlarına herhangi bir idari ücret ödememesi, ad hoc tahkimlere ilişkin bir avantaj olarak görülebilir. Ancak, bu idari masrafların ödenmesini haklı kılan kurumsal tahkimlere ilişkin birçok kolaylığın da söz konusu olduğu belirtilmelidir. Kurumsal tahkimler, belirli kural ve prosedürler uyarınca yürütüldüğünden, bunların süreci kolaylaştırması söz konusudur. Buna ek olarak, tahkim kurumunun tahkim sürecinin çeşitli aşamalarına ilişkin destekte bulunması da söz konusu olmaktadır. Tüm bunlar dikkate alındığında, tahkim kurumuna ücret ödenmiyor olması, ad hoc tahkimin kurumsal tahkimlere göre daha az masraflı olacağı sonucuna ulaşılması için yeterli olmayacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da, tahkim kurumlarının uygun maliyetli masraf çizelgeleri sunmalarıdır. Örnek olarak, İstanbul Tahkim Merkezi tarafından sunulan masraf çizelgesi[5] uyarınca ödenecek masraflar, uyuşmazlığın Türk mahkemeleri önünde çözülmesi durumuna oranla daha az masraflı olmaktadır[6]. Türk mahkemeleri huzurunda dava açılması durumunda uygulanacak olan nisbi harcın, uyuşmazlık konusu meblağın %6,831’ine tekabül ettiği göz önüne alındığında, yüksek meblağlı uyuşmazlıklar bakımından oldukça yüksek harçlar ödeneceği ve ISTAC tahkiminin seçilmesi durumunda ödenmesi gereken ücretin mahkeme harcına oranla daha uygun olabileceği dikkate alınmalıdır.
Tahkim Ücret ve Masraflarının Dağılımı
Tahkim masraflarının nasıl azaltılabileceği konusuna değinmeden önce, bu masrafların nasıl bir dağılım gösterdiğinin anlaşılması önem taşır. Araştırma dahilinde yer alan bazı veriler, masraf dağılımı konusuna ışık tutmaktadır.
Araştırma’ya göre, taraf masraflarının %74’ünü dışarıdan temin edilen hukuki hizmetlerin masrafları oluşturur[7]. Bu oranın içinde, hukuki temsil hizmetleri (%63) ve uygulanabilir olması durumunda, “dava vekili” olarak ifade edilebilecek barrister hizmetlerinin ücretleri (%11) yer alır. Hukuki hizmetleri, %10’luk oranla uzmanlara ödenen ücretler takip etmektedir.
Dışarıdan temin edilen hukuki hizmetlerin, tahkimin hangi sürecine ilişkin hizmetlerden oluştuğu incelendiğinde, ücretlerin %25’inin dilekçe teatisi aşamasına ait olduğu görülür. Duruşmaya ilişkin işlerle ilgili ücretler, taraflara ait olan masrafların %37’sini oluşturur. Bunların dağılımı, duruşmaya hazırlık aşaması için %12, duruşma safası için %16 ve duruşma sonrası aşamalar için de %9 şeklindedir.
Öte yandan, genel masraflara ilişkin ücretlerin dağılımı incelendiğinde, bu masrafların %60’ının hakem ücretleri olduğu görülür. Bunun dışındaki genel masraflar ise, hakemlerin masrafları ve duruşmaların yapılacağı yer ve transkriptlere ilişkin masraflardır.
İlginç olan bir başka veri de, davacıların tahkim süreci boyunca davalılara oranla %12 daha fazla masraf yaptıklarıdır[8].
Tahkim Masraflarının Azaltılması
Tahkim masraflarının azaltılması konusu; hakemler, taraflar ve tarafların uyuşmazlığı çözmek konusundaki niyetleri ve somut olayın özelliklerine göre, birçok faklı faktöre bağlı olarak değişir. Bu nedenle, aşağıda yer alan açıklamalarımız her türlü uyuşmazlık için geçerli olmayacak ve olayın özelliklerine göre gözden geçirilerek bir sonuca varılması gerekecektir.
Tahkim süreci boyunca tarafların ödedikleri masrafların en önemli kısmını, hukuki hizmetlere ilişkin ücretler oluşturur. Buna göre, bu hizmetler için ödenen ücretlerin düşürülmesi, genel olarak tahkim masrafları üzerinde büyük bir etki yaratacaktır. Deneyimli, tahkim yargılamasının özelliklerine hakim ve masraflar konusunda hassas hukuki danışmanların tercih edilmesi, hukuki hizmetlere ilişkin masrafların düşürülmesine yardım eder.
Hakem ücretleri tahkim masraflarının artmasına yol açan en önemli sebep olmamasına rağmen, uyuşmazlıkların üç hakem yerine tek hakem tarafından çözüleceğinin kararlaştırılması, hakem ücretlerinin azaltılmasını sağlayacaktır. Öte yandan, tüm uyuşmazlıkların tek hakem aracılığıyla çözülmeye uygun olmadığı ve bu nedenle, farklı unsurların göz önünde bulundurularak masrafların azaltılması ile uyuşmazlıkların mümkün olan en etkin şekilde çözülmesi arasındaki dengenin sağlanması uygun olur.
Bunun yanı sıra, tahkim yargılamasının tarafların ihtiyaçları ve menfaatleri çerçevesinde düzenlenmesi büyük önem taşır. Bu kapsamda, duruşmanın taraflar ve hakemler için uygun bir yerde yapılması veya bazı toplantıların telekonferans veya videokonferans yoluyla yapılması düşünülebilir. Bunlara ek olarak, karşı tarafın tahkim sürecinin uzamasına yol açabilecek dürüstlük kuralına uygun olmayan taktiklerinin engellenmesi amacıyla önlemler alınması da oldukça yararlı olacaktır. Bu; taraflar arasındaki dilekçe teatisinin kaç aşamadan oluşacağının düzenlenmesi örneğinde olduğu gibi, verilecek yazılı beyanların niteliklerine ilişkin detaylı hükümlerin düzenlenmesi, veya uzun belge ibrazı talebi süreçlerinden kaçınılması yoluyla sağlanabilir.
Sonuç
Tahkimde masraflar konusu oldukça hassas bir konu olup uyuşmazlık çözümü süreçlerinin başlatılıp başlatılmaması konusundaki kararda büyük rol oynar. Masrafları arttıran sebeplerin doğru olarak tahlil edilmesi, masrafların nasıl azaltılabileceği konusunda etkili olacaktır. Sonuç olarak, hukuki veya ekonomik nitelikli farklı menfaatlerin dikkatli incelenmesi, tahkimde masraflar ve ücretler konusunda doğru bir sonuca varılması bakımından büyük önem taşır.
[1] CIArb Costs of International Arbitration Survey 2011 (CIArb Tahkimde Masraflar Araştırması 2011) (“Araştırma”). Kaynak: https://www.international-arbitration-attorney.com/wp-content/uploads/2017/01/CIArb-Cost-of-International-Arbitration-Survey.pdf.
[2] Bu sınıflandırma, Araştırma kapsamında kullanılan kelime tercihlerine dayanmaktadır.
[3] Araştırma, s.1.
[4] Araştırma, s.2.
[5] İstanbul Tahkim Merkezi Masraflar ve Ücretler Tarifesi Hakkında Kurallar, Tahkim ve Arabuluculuk Kuralları Ek-3.
[6] ISTAC resmi internet sayfasında yer alan genel açıklamalar, Kaynak: https://istac.org.tr/en/dispute-resolution/arbitration/.
[7] Araştırma, s.10.
[8] Araştırma, s.13.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...