Milletlerarası Tahkimde Çeşitlilik
Milletlerarası tahkimde çeşitlilik, özellikle son yıllarda tahkim alanındaki gelişmekte olan konular arasında yer alır. Tahkim kurumları, hakem atamaları sırasında özellikle daha az temsil edilen gruplara yer verilmesi ve hakemlere ilişkin verilerin yayınlanması suretiyle çeşitliliğe katkıda bulunmak yönünde adımlar atmaktadır. Bunun yanı sıra, akademik kurumlar ve hukuk büroları da çeşitlilik konusundaki farklı görüşleri tespit etme ve çeşitliliği arttırma yönünde atılabilecek adımlara ilişkin araştırmalar yapmaktadır. Bu makalede hakem heyetlerini oluşturan üyeler bakımından çeşitlilik konusu ele alınmaktadır.
Genel Olarak
Çeşitlilik; bir bütünün içerisinde farklı birçok unsurlar veya kişiler olması durumu, çeşitli unsurlar ve kişilerin oluşturduğu farklılık[1] olarak tanımlanabilir. Tahkimde çeşitlilik ise; cinsiyet ve yaş çeşitliliği veya coğrafi, kültürel veya etnik çeşitlilik olarak ele alınabilir.
Hakemlerin karar verme mekanizmaları olduğu göz önüne alındığında, hakemler bakımından çeşitliliğin ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Milletlerarası tahkimde tarafların; farklı milliyetler, kültürler ve özgeçmişlere sahip olduğu görülür. Bu çeşitliliğin, hakem heyetini oluşturan üyelerin çeşitliliği aracılığıyla da desteklenmesi gerekir. Eğer hakem heyetinin üyeleri bakımından çeşitlilik sağlanabilirse, hakemler uyuşmazlığın çözümünde oldukça yararlı olacak farklı bir perspektif sunabilir.
Hakem heyetinin oluşumu bakımından çeşitlilik, hakemlerin atanması aşamasında sağlanabilir. Bu nedenle, hakem atamasında söz sahibi olan, tahkim kurumları, taraflar ve taraf hakemlerinin bu çeşitlilikte önemli rol oynayacağı tartışmasızdır.
Konu tahkim kurumları bakımından incelendiğinde, tahkim kurumlarının bu yönde olumlu adımlar attıkları görülür. Örnek olarak, Milletlerarası Ticaret Odası’nın (“ICC”) 2016 yılında aldığı bir kararla, ICC tahkiminde rol almış olan hakemlere ilişkin verileri yayınlamak yönünde bir adım attığı görülür. ICC bu adımla; hakemlerin atanması aşamasında yerel çeşitliliğin yanı sıra, nesiller ve cinsiyetler arası çeşitliliğin de sağlanması amacını taşır[2]. Yine, Londra Milletlerarası Tahkim Mahkemesi’nin de (LCIA), düzenli olarak raporlar yayınlayarak özellikle cinsiyetler arası çeşitlilik konusunda detaylı bilgilere yer verdiği görülür[3].
Cinsiyetler Arası Çeşitlilik
Tahkimde çeşitliliğin farklı unsurlarından biri olan cinsiyetler arası çeşitliliğin dikkat çektiği görülmektedir. Tahkim sürecinde yer alan farklı katılımcıların, cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda önemli çabalar sarf ettikleri sonucuna varılabilir. Tahkim alanındaki çeşitli güncel konular bakımından yapılan bir araştırmada, katılımcıların son beş yılda hakem heyetleri bakımından cinsiyet çeşitliliğinin sağlanması konusunda gelişme kaydedildiği yönünde görüş bildirdikleri görülür[4]. Öte yandan, bu konuda birçok olumlu gelişmeye rağmen, kadınların milletlerarası tahkim alanında eşit olarak temsil edilmediği görülür.
Yukarıda da belirtildiği üzere tahkim kurumları, çeşitliliğin sağlanması için önemli adımlar atmakta ve hakem atamaları konusundaki verilerin yayınlanması yoluyla şeffaflığı arttırmaya çalışmaktadır. ICC tarafından yayınlanan 2017 yılı verilerine göre atanan 1.488 hakemden 249 tanesi kadın hakemler olup, bu sayı hakem atamalarının %16,7’sini oluşturmaktadır[5]. Bu atamaların kimin tarafından yapıldığı incelendiğinde, ICC Divanı’nın %45 ile daha yüksek bir orana sahip olduğu, tarafların %41 oranına sahip olduğu ve taraf hakemlerinin de %13,7 oranında kaldıkları görülür[6].
Konu Türkiye bakımından incelendiğinde, İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) tahkiminde atanan kadın hakemlerin, ICC istatistiklerinden daha yüksek oranda olduğu görülür. Buna göre ISTAC tahkimlerinde, tahkim davalarının %30’unda hakem heyeti başkanı kadın olup, yine davaların %30’unda hakem heyetinin çoğunluğunun kadın hakemlerden oluştuğu görülür[7].
Hakem heyetleri bakımından cinsiyet çeşitliliğinin sağlanması konusundaki bir başka gelişme de Tahkimde Eşit Temsil Taahhüdü’dür (“Eşit Temsil Taahhüdü”). 23 Temmuz 2018 itibariyle, bu taahhüdü birçok tahkim kurumu, akademik kurum ve gerçek kişiler olmak üzere 2.926 kişinin imzaladığı görülür. Eşit Temsil Taahhüdü ayrıca, 2017 yılında Global Arbitration Review (GAR) tarafından tahkimde en olumlu gelişme olarak ödüllendirilmiştir.
Eşit Temsil Taahhüdü, tam eşitliğin sağlanması amacıyla, mümkün olan en kısa sürede adil bir temsilin sağlanması yoluyla, hakem olarak atanan kadınların sayısının arttırılmasını, fırsat eşitliği dikkate alınarak teşvik etme amacını taşır[8]. Eşit Temsil Taahhüdü tarafından kadınların eşit temsiline ilişkin ortaya konan çözümün incelenmesi önem taşır. İlk olarak, Yürütme Kurulu eşit temsilin sağlanması için bir kota uygulanması ihtimalini değerlendirmişse de bu öneri kabul görmemiştir. Böyle bir kota benimsenmesi yerine, eşit fırsat ilkesine dayanan ve hakem atamalarının eşit vasıflar üzerine temellendirilmesini öngören tüm menfaat sahipleri tarafından kabul görebilecek olan daha esnek bir standart[9] kabul edilmiştir. Bu temsil standardı, söz konusu hakem atamasının gereklilikleri dikkate alınarak, her olayın özelliklerine göre değerlendirilir.
Coğrafi Çeşitlilik
Bu tür çeşitlilik, farklı coğrafi bölgelerden gelen ve farklı hukuki altyapılara sahip olan hakemlerin atanması yoluyla sağlanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, belirli bir milliyete sahip bir hakemin atanması yönündeki tercihin, ilgili hakemin eğitimi ve hukuki altyapısı üzerine temellendirilmiş olmasıdır. Örnek olarak, ICC istatistikleri uyarınca, 2017 yılında açılan tahkim davalarına dahil olan 2.316 katılımcıdan 784 tanesi Kuzey ve Batı Avrupa kökenlidir. Buna göre, ICC tahkimlerinde en çok görev alan hakemler, İngiliz ve Fransız hakemler olup, listede daha sonra İsviçreli, Amerikan ve Alman hakemler yer almaktadır[10]. Bu yöndeki seçimlerin, ilgili davaların özelliklerine göre şekillenmiş olması muhtemeldir.
Çeşitlilik ve Hakem Kararlarının Niteliği Arasındaki Bağlantı
Özellikle tahkim yolunu bir uyuşmazlık çözüm yolu olarak benimseyecek olan katılımcıların çeşitliliğin sağlanması konusunda çaba sarf etmeleri, bu katılımcıların çeşitliliği hakem kararlarının niteliğinin iyileştirilmesi bakımından bir gereklilik olarak görüp görmemelerine göre değişir. Yapılan güncel bir araştırma, hakem heyetleri bakımından söz konusu olan çeşitlilik ile verilen kararların niteliği arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda farklı görüşler olduğunu ortaya koymaktadır[11]. Araştırmaya katılanların dörtte biri, bu konunun her uyuşmazlığın niteliklerine göre değişeceğini bildirmiş olup, %40’ı çeşitliliğin kararların niteliğinde az ya da çok bir iyileşme sağladığını bildirmiştir. Yine, katılımcıların yaklaşık beşte biri, çeşitliliğin özü itibariyle değerli olduğunu ve kararların niteliğini etkilemediği, %13’ü ise kararların niteliğinde tespit edilebilecek herhangi bir gelişme olmadığı görüşünü bildirmiştir.
Sonuç
Çeşitlilik konusu, son yıllarda milletlerarası tahkimde yoğun olarak tartışılan ve incelenen konular arasındadır. Akademik kurumların, tahkim alanı ile ilgilenen profesyonellerin ve diğer katılımcıların bu konuda çaba sarf ettikleri tartışmasızdır. Tahkim alanında çeşitliliğin sağlanması için, özellikle kadın hakemler gibi yeterince temsil edilmeyen grupların desteklenmesi yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Ancak buna rağmen, tahkimdeki çeşitlilik hedefinin yakalandığının söylenmesi mümkün değildir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak, tahkim sürecinde yer alan taraflar, taraf temsilcileri, tahkim kurumları, kurumsal şirketler, devletler, akademik çalışma yapan katılımcılar ve hakem heyeti üyeleri gibi farklı katılımcıların aralarında gerçekleşecek iş birliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yöndeki iş birliğinin tahkimdeki çeşitlilik hedefine önemli katkıda bulunacağı açıktır.
[1] Çeşitlilik kelimesinin tanımı, Cambridge Sözlüğü, https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/diversity.
[2] “Tahkimde Çeşitlilik”, ICC’nin resmi internet sayfası. Kaynak: https://iccwbo.org/global-issues-trends/diversity/diversity-in-arbitration/.
[3] “LCIA 2017 Dosya Verilerini Yayınladı”, LCIA’in resmi internet sayfası. Kaynak: http://www.lcia.org/News/lcia-releases-2017-casework-report.aspx.
[4] 2018 Milletlerarası Tahkim Araştırması: Milletlerarası Tahkimin Evrimi (“Tahkim Araştırması”), s. 18. Kaynak: https://www.whitecase.com/sites/whitecase/files/files/download/publications/qmul-international-arbitration-survey-2018-18.pdf.
[5] ICC Karmaşık Yapılı ve Yüksek Bedelli Uyuşmazlıkların Çözümü Konusunda Global Erişim ve Liderlik Konumunu Teyit Eden 2017 Verilerini Açıkladı (“ICC Verileri – 2017”). Kaynak: https://iccwbo.org/media-wall/news-speeches/icc-announces-2017-figures-confirming-global-reach-leading-position-complex-high-value-disputes/.
[6] ICC Verileri – 2017.
[7] Umut Kolcuoğlu, Sayılarla İstanbul Tahkim Merkezi, Kaynak: https://www.dunya.com/kose-yazisi/sayilarla-istanbul-tahkim-merkezi/423171.
[8] Tahkimde Eşit Temsil Taahhüdü’nün Açıklama Bölümü, Kaynak: http://www.arbitrationpledge.com/about-the-pledge.
[9] Tahkimde Eşit Temsil Taahhüdü’nün Açıklama Bölümü.
[10] ICC Verileri – 2017.
[11] Tahkim Araştırması, s. 16-17.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...