Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında 2020 IBA Kuralları
Giriş
15 Şubat 2021 tarihinde Uluslararası Barolar Birliği (“IBA”) Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında Kuralların gözden geçirilmiş bir sürümünü yayınladı (“2020 IBA Kuralları” veya “Kurallar”).
Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında IBA Kuralları, ticari tahkimin yanı sıra yatırım tahkiminde de kullanılan bir kurallar bütünüdür. Bu kurallar delil ikamesine ilişkin konuları ele alır ve farklı hukuki arka planlardan gelen taraflar arasında denge kurmayı amaçlar. Kuralların Önsözünde belirtildiği üzere, Kurallar milletlerarası tahkimde delil ikamesi konusunda verimli, ekonomik ve adil bir usul izlenmesini hedefler ve tahkime uygulanacak hukuk ile kurumsal, ad hoc veya diğer uygulanabilir kuralları desteklemek üzere tasarlanmıştır.
İlk kurallar bütünü IBA tarafından 1999 yılında yayımlanmış ve 2010 yılında gözden geçirilmiştir. 2019 yılında ise yeniden değişiklik yapılmasına gerek olup olmadığının belirlenmesi için bir çalışma grubu kurulmuş ve 17 Aralık 2020’de 2020 IBA Kuralları, IBA Konseyi kararı ile kabul edilmiştir.[1]
Genel Bilgi
IBA Kuralları, tarafların ve hakem kurulunun kısmen veya bir bütün olarak tahkim sürecinde uygulanmasını kabul ettiği durumlarda uygulama alanı bulur. Taraflar, Kurallarda değişiklik yapabilir veya Kuralları kılavuz olarak kullanabilirler.
IBA Kuralları madde 1.2.’ye göre, tarafların IBA Delil Kurallarının kısmen veya tamamen uygulanması konusunda anlaşmaları hâlinde, aksine bir emare bulunmuyorsa, Kuralların söz konusu anlaşmanın yapıldığı tarihte geçerli olan versiyonu üzerinde anlaşmış oldukları kabul edilir. Buna göre, 2020 IBA Kuralları 17 Aralık 2020 tarihinden sonra yapılan tahkim anlaşmaları ile uygulama alanı bulabilir. Buna ek olarak, taraflar anlaşırsa, 17 Aralık 2020 tarihinden sonra başlayan tahkim yargılamalarında da uygulanabilir.
Kuralların ilk maddesinde uygulama kapsamı belirlenir. Bunu delillerle ilgili hususlarda istişare konusunu ele alan madde 2 izler. Madde 3 ise belgeler ve belgelerin ibraz istemini düzenler.[2] Madde 4’te, vakıa tanıkları ile ilgili düzenlemeler yer alır. Madde 5 ve madde 6 ise sırasıyla tarafça-atanmış bilirkişiler ve heyetçe-atanmış bilirkişiler konularını düzenler. Bunu “Keşif” başlıklı madde 7 ve “İspat Duruşması” başlıklı madde 8 takip eder. Son olarak, madde 9 delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesine ilişkin kuralları düzenler.
Kurallar, ayrıca uygulayıcılar için yararlı ek bilgiler içeren ayrıntılı açıklamalarla desteklenir.
Başlıca Değişiklikler
Kurallarda yapılan değişiklikler sınırlıdır ve esas itibariyle bazı konularda açıklık sağlanmayı amaçlar. Önemli bazı değişiklikler aşağıda sıralanır:
- Siber Güvenlik ve Veri Koruma
Yukarıda belirtildiği üzere, Kuralların 2. maddesi delillerle ilgili konuları ele alır. Madde 2.2, delillerle ilgili konularda istişare sırasında ele alınması gereken belirli konuları listeler. Yeni bir düzenleme ile, madde 2.2(e)’de siber güvenlik ve veri koruma konularına da yer verilmiştir. Siber güvenlik tehditleri günümüzde artık daha yaygın hale geldi ve artık ciddi bir endişe kaynağı oldu. Bununla bağlantılı olarak, artan teknoloji kullanımı ile veri koruma sorunları ile karşılaşılması oldukça mümkün. Bu gibi durumlar uzaktan duruşmalar sırasında veya yargılama sırasında belge paylaşımı aşamalarında karşımıza çıkabilir. Bu tür konuların yargılamaların erken bir aşamasında ele alınması verilerin açığa çıkmasını önler.
- Uzaktan Duruşmalar
Covid-19 salgını sonucunda birçok duruşma çevrimiçi olarak yapıldı. Buna paralel olarak, 2020 IBA Kuralları artık uzaktan duruşmayı tanımlamaktadır: “duruşmanın tamamı veya bir kısmı için veya yalnızca belirli katılımcılar için telekonferans, video konferans veya birden fazla yerdeki kişilerin aynı anda katıldığı diğer iletişim teknolojileri kullanılarak gerçekleştirilen bir duruşma.”
Bu yönde, madde 8 de değişiklik yapılmıştır ve açıkça Uzaktan Duruşmalara atıfta bulunur. İlgili düzenleme, duruşmanın yalnızca bazı kısımlarının bile uzaktan yapılabileceğini belirtir. Madde 8.2’ye göre, bir tarafın talebi üzerine veya kendi kararıyla hakem kurulu, taraflarla görüştükten sonra, ispat duruşmasının Uzaktan Duruşma şeklinde yürütülmesine karar verebilir. Bu durumda Kurallar, hakem kurulunun Uzaktan Duruşmayı verimli, adil ve mümkün olduğu ölçüde istenmeyen kesintiler olmaksızın yürütebilmek için bir Uzaktan Duruşma protokolü oluşturmak amacıyla taraflara danışması gerektiğini belirtir.
Söz konusu madde ayrıca kullanılacak teknoloji, teknolojinin test edilmesi veya teknolojinin kullanımıyla ilgili eğitim, özellikle katılımcıların yer alacağı zaman dilimlerini dikkate alarak başlangıç ve bitiş saatleri gibi protokolün düzenleyebileceği belirli konuları da ele alır. Madde ayrıca, sözlü ifade veren tanıkların yanlış bir şekilde etkilenmemesini veya dikkatlerinin dağılmamasını sağlayacak tedbirlerin dikkate alınması gerektiğini önerir.
- Hakem Kurulunun Yetkileri
Madde 9’a eklenen yeni bir düzenleme ile hakem kuruluna yasal olmayan yollarla elde edilen delilleri, taraflardan birinin talebi üzerine veya re’sen yargılama dışında bırakma yetkisi açıkça verilmiştir.
Ek olarak, madde 8.5, tanık ifadesi veya bilirkişi raporunu tanığın doğrudan beyanı saymak üzere tarafların anlaşabileceğini veya hakem kurulunun bu yönde karar verebileceğini düzenler. Bu durumda, hakem kurulunun tanığın doğrudan sözlü beyanına başvurma yetkisi bulunduğunu açıkça hükme bağlayan yeni bir cümle eklenmiştir. Eklenen bu cümle, diğer taraf tanığı sorgulama hakkından feragat etmiş olsa dahi, hakem kurulunun tanığın doğrudan ifadesine başvurma yetkisini haiz olduğunu açıklığa kavuşturur.
Bir başka yenilik ise, tanık ifadelerinin sunulmasına ilişkin olan Madde 4.6’ya (Vakıa Tanıkları) eklenen bent olmuştur. Önceki düzenlemeye göre, daha önce tanık olarak adlandırılmayan kimselerden alınan ifadeler dahil olmak üzere, gözden geçirilmiş veya ilave tanık ifadesi, sadece diğer tarafın tanık ifadesine, bilirkişi raporlarına veya tahkimde daha önce sunulmamış dilekçelere karşılık teşkil etmesi koşuluyla sunulabilmesi öngörülmüştü. Şimdi ise; daha önce sunulmuş mevcut tanık ifadeleri ile ileri sürülemeyecek olan yeni maddi gelişmeler olduğu takdirde, ikinci kez tanık ifadelerine başvurulmasına açıkça izin verilmiştir.
Benzer bir düzenleme ise; Madde 5.3’te (Tarafça-Atanan Bilirkişiler) yapılmıştır.
Sonuç
IBA Kurallarına ilişkin yapılan değişiklikler, esaslı olmasa da kurallara açıklık getirir niteliktedir. Covid-19 salgını nedeniyle, uzaktan gerçekleşen duruşmalar gibi mevcut uygulamalara hitap edebilmek için birçok kuruluşun kurallarında değişiklik yaptığı görülmüştür. IBA da bu amaç doğrultusunda yenilikler getirmiştir. 2020 IBA Kuralları, mümkün olduğunca tahkim yargılamasına etkililik kazandırmayı ve masrafları azaltmayı hedeflemektedir.
[1] https://www.ibanet.org/Article/NewDetail.aspx?ArticleUid=137D2AB8-DB09-42AE-A19B-FC31AED914AE
[2] Bkz. Babur, Ezgi: “Document Production Requests Pursuant to IBA Rules on The Taking of Evidence in International Arbitration”, Erdem & Erdem Hukuk Postası, Ocak 2016 ve Babur, Ezgi: “Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında IBA Kuralları Uyarınca Belge İbraz İstemi”, Erdem & Erdem Hukuk Postası, Mayıs 2016 http://www.erdem-erdem.av.tr/publications/law-post/document-production-requests-pursuant-to-iba-rules-on-the-taking-of-evidence-in-international-arbitration--i/ ve http://www.erdem-erdem.av.tr/publications/law-post/document-production-requests-pursuant-to-iba-rules-on-the-taking-of-evidence-in-international-arbitration--ii/
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...