İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesinin Güncel Bir Kararı: Tahkimin Gizliliği ve Kamu Yararı
Giriş
Hakemlerin, tahkim yargılaması sürecinde bağımsız ve tarafsız kalmasının önemi daha önce LCIA’nın hakemin reddi kararları bağlamında vurgulanmıştır.[1] Tahkimin bir diğer önemli özelliği de yargılamanın gizliliğidir. Bu iki konu, aşağıda analiz edilen iki farklı uyuşmazlığa konu oldu.
Yakın tarihli bir davada[2], İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi, Birleşik Hakemler Kurumunun (“CIArb”), hakem olarak atanan B’ye (ilk Davalı) karşı başlatılan disiplin işlemlerinde kullanılmak üzere bazı belgelere erişimine izin vermiş ve bu belgelerin kullanımına ilişkin beyanlarda bulunmuştur.
Arka Plan
C ve D arasındaki bir sözleşmeden doğan uyuşmazlık sonucu tahkim süreci başlatılmış, D hakem atanması için CIArb’a başvurmuştur. Her ne kadar C’nin avukatı itiraz edip alternatif bir kişi önerse de, CIArb üyesi olan B’nin atanması onaylanmıştır.
Daha sonra, C’nin avukatı, B ve D arasındaki profesyonel ilişkinin niteliği ve kapsamı hakkında ek bilgi talep etmiştir. Taraflar arasında başka yazışmalar da yapılmış ve sonuç olarak B, hakem heyetinin “doğru bir şekilde kurulup kurulmadığını” belirlemek için tahkim duruşması talep etmiştir. B, kararında, hakem heyetinin doğru şekilde kurulduğunu ve çıkar çatışması olmadığını doğrulamıştır. Buna rağmen, C’nin avukatı B’den davadan çekilmesini talep etmiş ve daha sonra B’nin azli için 1996 Tahkim Kanunu’nun 24(1)(a) bölümü uyarınca mahkemeye başvurmuştur.
Bölüm 24 Başvurusu
B’nin azli için başvuru, B’nin tarafsızlığına ilişkin haklı şüphe uyandıran durumların var olduğu gerekçesiyle yapılmıştır.
17 Şubat 2016 tarihinde, Hamblen J, kararında[3], belirgin bir şekilde taraflı olduğuna kanaat getirmiş ve azil gerekçelerinin ortaya konduğu sonucuna varmıştır. Bu karar üzerine B istifa etmiştir.
B’nin istifasını ve üçüncü bir kişinin B aleyhine şikâyetini takiben, CIArb B aleyhine disiplin soruşturması açılmasına, bu kapsamda altı ayrı suç bakımından inceleme yapılmasına karar vermiş ve B disiplin heyetine sevk edilmiştir. CIArb daha sonra mahkemeye iki başvuruda bulunmuştur:
İlk başvuru, Bölüm 24 yargılamalarındaki mahkeme kayıtlarında bulunan ve bu davada sunulan ekler, yazılı beyanlar ve iddiaların özeti de dahil olmak üzere davaya ilişkin dilekçeler ve tanık ifadelerinin (tamamı “Belgeler” olarak adlandırılır) birer kopyalarının CPR 5.4 C (2)[4] uyarınca talep edilmesi ile ilgilidir.
İkinci başvurusunda CIArb, mahkemenin iki konuda beyanda bulunmasını talep etmiştir: (i) CIArb ve B’nin, disiplin işlemleri bağlamında D ile ilgili konularda, Belgelere ve B’nin aday gösterilmesi ve atanmasına ilişkin koşullara atıfta bulunma ve/veya bunlara dayanma hakkına sahip olduklarına ve (ii) bu belgelerin kullanımının kamu yararına olduğudur.
Mahkeme Kararının Özeti
İlk başvuru ile ilgili olarak, Hakim Moulder, kararında, hangi belge kategorilerinin verileceğini ve mahkemenin takdir yetkisini ve izini nasıl vereceğini belirlemek için belirlenen kuralları ve Dring"i[5] (mahkeme bu kararın Yüksek Mahkeme"de incelemede olduğunu belirtmesine rağmen) inceledi. Mahkeme Dring"de belirtilen testi uyguladı.
Mahkeme, (i) başvuru sahibinin menfaati olup olmadığını, (ii) tahkimin gizliliğini ve (iii) belgelere erişimin neden olabileceği zararın boyutunu değerlendirmiştir. Bu incelemeyi yaparken CIArb’nin üyelerinin performansını gözettiği, denetlediği ve disiplin kontrolü yaptığı için başvuru sahibinin menfaati olduğunu vurgulamış ve belgelere erişim sonucu oluşacak zararın asgari düzeyde olacağına kanaat getirmiştir.
Mahkeme şunları vurgulamıştır: “Dring’den açıkça anlaşıldığı gibi, bu tür belgelere erişim sağlamanın temel amacı aleniyet ilkesinin gerekliliklerini yerine getirmek, yani yargı sürecinin kalitesinin her anlamda korunmasını sağlamaktır; böylece kamu, mahkemelerin adaletli ve adil, hakimlerin de yeminlerine uygun davrandıklarından emin olur. Yukarıda belirtilen ilkelere rağmen, mahkeme izin vermeye meyilli olmalıdır, mahkeme taraf olmayanların belgelerin kopyalarını almak için ileri sürdüğü sebepleri göz önünde bulundurmalı ve başvuranın meşru bir amacı olduğunu varsaymalı, bununla beraber gizliliğin korunmasındaki özel menfaatleri olan tarafı dikkate alarak bu iki durumu dengelemelidir.[6]”
Mahkeme, CIArb’nin Belgelere[7] erişim arayışı konusunda meşru bir menfaati olduğuna karar verdi ve CIArb"nin gizliliğin korunmasına ilişkin menfaatine ağır basması gerektiğini belirtti. Mahkeme ayrıca, tahkim boyunca hazırlanan belgelerin gizli olduğunu ve bu belgelerin ifşa edilmemesi veya kullanılmamasının (tahkimden doğan) zımni bir zorunluluk olduğunu kabul etmiştir.
Bu davada, mahkeme, dava dilekçesine[8], zaten halihazırda kamuya büyük ölçüde açık olan duruşma tutanağına[9], sadece B’nin atanması ile ilgili arka plan bilgisi sağlayan yazışmalara[10], tanık ifadelerine[11] erişim sağlamanın adaletin çıkarlarına hizmet ettiğine karar vermiştir. Ancak dava dilekçesi[12] ile sunulan ya da ek yapılan belgeler ile iddiaların özetine[13] erişim izni vermemiştir.
İkinci başvuru ile ilgili olarak mahkeme, nihai beyanları verme yetkisine sahip olduğunu belirtmiş ve ilgili ölçütleri ve kanunu dikkate alarak yaptığı inceleme sonucunda karar vermiştir.
Mahkeme, CIArb ve B’nin, disiplin işlemleri bağlamında, aksi takdirde uygulanacak gizlilik yükümlülüğüne bakılmaksızın, kamu yararı sebebiyle CPR 5.4 kapsamında erişime izin verdiği belgelere atıfta bulunma ve/veya bunlara dayanma hakkına sahip olduklarına dair sınırlı bir karar verdi[14].
Ancak, mahkemenin, D ile ilgili konularda, B’nin adaylığı ve hakem olarak atanması koşulları ile ilgili bir beyan başvurusunu reddetmesi dikkat çekicidir. Mahkeme, söz konusu beyanın C ve D’nin taraf olmadığı diğer tahkim davalarında kullanılmasına izin vermemiştir.
Sonuç
Bu karar, İngiliz mahkemesi tarafından hakemlerin kalite ve standartlarına verilen önemi ve tahkimin bütünlüğüne verilen desteği göstermesi nedeniyle ilginçtir.
Bu karar ayrıca tahkim yargılamasının gizliliği bağlamında da önemlidir ve kamu yararı olması halinde, mahkemenin üçüncü kişilerin belirli mahkeme belgelerine erişimine izin verebileceğini göstermektedir.
[1] Melissa Balıkçı, Hakemin Reddi ve LCIA’in Hakemin Reddine İlişkin Kararları, Erdem & Erdem Hukuk Postası, Mart 2018, http://www.erdem-erdem.av.tr/yayinlar/hukuk-postasi/hakemin-reddi-ve-lciain-hakemin-reddine-iliskin-kararlari// (Erişim tarihi: Nisan 2019)
[2][2019] EWHC 460 (Comm): https://www.bailii.org/ew/cases/EWHC/Comm/2019/460.html (Erişim tarihi: Nisan 2019)
[3][2016] EWHC 240 (Comm): https://www.bailii.org/ew/cases/EWHC/Comm/2016/240.html (Erişim tarihi: Nisan 2019)
[4] CPR 5.4 (C) (2) uyarınca, davaya taraf olmayan üçüncü kişilerin, mahkemenin izin vermesi halinde, mahkeme kayıtlarında bulunan ve taraflarca sunulan belgelerin veya mahkeme ile taraflar veya başka bir kişi ile yapılan yazışmaların kopyasını alma hakkı tanınmıştır.
[5] [2018] EWCA Civ 1795: https://www.bailii.org/ew/cases/EWCA/Civ/2018/1795.html (Erişim tarihi: Nisan 2019)
[6] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 37.
[7] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 42.
[8] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 24.
[9] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 53.
[10] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 54.
[11] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 55.
[12] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 24.
[13] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 56.
[14] [2019] EWHC 460 (Comm) paragraf 72.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...