Landesbank Kararı
Giriş
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır.
Yabancı yatırımların korunması amacıyla enerji işbirliği için çok taraflı çerçeve sunan EŞA Nisan 1998’de yürürlüğe girmiş ve taraf olan devletler arasındaki uyuşmazlıklarla yatırımcılar ve ev sahibi devletler arasındaki uyuşmazlıkları çözmek üzere bir uyuşmazlık çözüm yöntemini ortaya koymuştur.[1]
Yukarıda bahsedilen sorunların nedeni olan Achmea kararı ile daha sonrasında verilen Komstroy kararına ilişkin değerlendirmeler daha önce hukuk postası makalelerinde tartışılmıştı.[2]
Kısaca, ABAD 2018’de Achmea’da, Hollanda-Slovakya İki Taraflı Yatırım Anlaşması’nda yer alan yatırımcı-devlet tahkim şartının AB hukukuyla uyumlu olmadığına karar vermişti. Bu kararda iki AB üye devleti arasındaki iki taraflı yatırım anlaşmasında yer alan tahkim şartının AB hukuku ile uyumlu olup olmadığı incelenmiştir.
Achmea kararını takiben, kararın kapsamı hakkında, özellikle kararın sadece AB-içi iki taraflı yatırım anlaşmalarına uygulanması veya AB Üye Devletleri’nin taraf olduğu çok taraflı yatırım anlaşmalarını da kapsayıp kapsamadığı konusunda belirsizlikler ortaya çıktı. Çok taraflı yatırım anlaşmalarına, yukarıda da belirtilen EŞA önemli bir örnektir.
ABAD Komstroy’da ise, EŞA gibi çok taraflı bir anlaşmadaki tahkim şartının AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında uygulanamayacağına karar verdi. Bu durum AB-merkezli yatırımcıların gelecekte hakem kararlarının alınması ve bu kararların icrasına ilişkin haklarının varlığı kapsamında yatırımlarını gözden geçirmelerine yol açtı.
Bu kararlara rağmen, hakem kurullarının AB-içi yetki itirazlarını reddetme eğiliminde olduğu görülür.[3] Achmea kararının etkisini ele alan ilk kararlardan biri, aşağıda açıklanan ve İspanya aleyhindeki bir iddiaya dayanan Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi (“ICSID”) davasıdır: Landesbank Baden-Württemberg ve diğerleri v İspanya Krallığı (“Landesbank”). Komstroy’dan sonra, 11 Kasım 2021’de, İspanya tarafından yapılan bir başvuruyu takiben hakem kurulu, AB hukukunun EŞA kapsamında AB-içi bir iddiayı dinlemesini engellemediğini tespit eden bu kararı yeniden gözden geçirmeyi reddetti.[4] İspanya tarafından yapılan bu başvuru ile, hakem kurulunun yetkisine ilişkin ver ilk karar bu hukuk postası makalesinin konusunu oluşturur.
“AB-içi” Yetki İtirazı Hakkında Karar
Hakem kurulu 25 Şubat 2019’da İspanya tarafından ileri sürülen yetki itirazı üzerine “AB-içi” yetki itirazı hakkında karar verdi.[5] Bu dava, dört Alman bankası (Landesbank Baden-Württemberg, HSH Nordbank AG, Landesbank Hessen-Thüringen Girozentrale ve Norddeutsche Landesbank-Girozentrale (hep birlikte “Davacılar”)) tarafından İspanya’ya karşı açılmıştır. Davacılar, İspanya’nın taahhütlerine güvenerek yatırım yaptıklarını, 2006 ve 2011 yılları arasında toplam değeri yaklaşık 1,76 milyar Euro olan 225 kredi aracılığıyla 78 yenilenebilir enerji santralini finanse ettiklerini ileri sürdüler.[6]
Davacılar, İspanya’nın mevcut özel rejimde değişiklik yapıldığını ve bu değişikliklerin yatırımları üzerinde ciddi olumsuz etki doğurduğunu ifade etmişlerdir. İspanya’nın fiillerinin EŞA’nın çeşitli hükümleri kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini iddia etmişlerdir. İspanya ise bu iddiaları reddetmiştir.[7]
Diğer itirazların yanı sıra, İspanya Achmea’ya dayanarak AB-içi iki taraflı yatırım anlaşmalarının AB hukuku ile uyumlu olmadığını ileri sürmüş ve yetki itirazında bulunmuştur. Davacılar Hakem Kurulu’nun yetkisinin EŞA’dan ve ICSID Konvansiyonu’na dayandığını ileri sürmüştür.
Hakem Kurulu, EŞA’nın kendisine yargı yetkisi verip vermediği sorusunu ele alırken, kararında aşağıdaki konuları incelenmiştir: (i) yorum ilkeleri, (ii) EŞA Madde 26’nın geçici yorumu, (iii) bir AB üye devletinin diğer bir AB üye devleti yatırımcılarına EŞA kapsamında tahkim teklifinde bulunmanın AB hukukuna aykırı olup olmadığı, (iv) EŞA Madde 26’nın yorumunun AB-içi uyuşmazlıklara ilişkin tahkim yasağına etkisi ve (v) hakem kurulunun yetkisinin belirlenmesi amacıyla AB hukukunun EŞA’ya göre öncelikli olup olmadığı.
Hakem kurulu, AB hukuku ile EŞA Madde 26’nın bir AB üye devleti tarafından diğer bir AB üye devletinden olan bir yatırımcıya tahkim teklifi teşkil ettiği yönündeki tespit arasında çelişki olmadığı görüşünde olduğu sonucuna varmıştır.[8] Ancak hakem kurulu, Avrupa Komisyonu’nun ve AB üye devletlerinin çoğunluğunun farklı bir sonuca vardığı gerçeğini göz ardı etmemiştir. Bununla birlikte, hakem kurulu AB hukukunun Hakem Kurulu’nun EŞA Madde 26 yorumuyla uyumlu olmadığının değerlendirilmesi halinde, Hakem Kurulu’nun yargı yetkisinin temeli olan yasal araç EŞA’ya öncelik vermesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.[9]
Hakem kurulu İspanya’nın yetki itirazını reddetmiş ve yargılamanın bir sonraki aşamasına geçilmesine karar vermiştir.
Komstroy’u takiben, İspanya 1 Ekim 2021’de hakem heyetinin 25 Şubat 2019 tarihli kararının yeniden değerendirilmesi talebinde bulunmuştur. 18 Ekim 2021’de Davacılar İspanya’nın talebi hakkında gözlemlerini sunmuşlar ve hakem kurulu 11 Kasım 2021’de kararını vermiştir.[10]
İspanya, verilen kararın Komstroy kararı ışığında “açıkça yanlış” olduğunu ileri sürerek hakem kurulunun kararını tekrar gözden geçirmesini talep etmiştir.[11]
Hakem kurulu, İspanya’nın başvurusunu incelerken, kararın kesin hüküm olmasına ek olarak, AB-içi EŞA tahkiminin AB hukukuna aykırı olsa bile uluslararası hukuk ilkelerinin üstün olması nedeniyle Komstroy davasının vardığı sonuçları değiştirmediğini değerlendirerek davayı yeniden açmayı reddetti. Hakem kurulu, “Komstroy kararının yeni bir vakıa oluşturup oluşturmadığına bakılmaksızın, sonucu kesin olarak etkilemeyeceğine” karar verdi.[12]
Sonuç
Yatırımcıların, mevcut koşullar altında ve bu tür ihtilaflar nedeniyle nihai kararların tenfizinden kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya olduklarını dikkate almaları önemlidir. İlgili AB üye devletlerinin nihai kararların tesciline itiraz etme riski vardır, ancak bu risk tahkim yeri AB olmayan tahkimler için daha düşüktür.
- Enerji Şartı Anlaşması’nın konsolide versiyonuna ve İlgili Belgelere erişim için: https://www.energycharter.org/process/energy-charter-treaty-1994/energy-charter-treaty/ (Erişim Tarihi: 03.02.2022)
- Slovak Republic v. Achmea B.V., Case C-284/16, Erişim için: https://www.italaw.com/sites/default/files/case-documents/italaw9548_0.pdf.; Republic of Moldova v Komstroy LLC, Case C-741/19, ECLI:EU:C:2021:655. Erişim için: https://eur-lex.europa.eu/legal-content/en/TXT/?uri=CELEX:62019CJ0741 Birengel, Tilbe, Achmea Kararının Yatırım Tahkimine Etkisi, Erdem & Erdem Hukuk Postası, Ekim 2018, erişim için: http://www.erdem-erdem.av.tr/en/insights/impact-of-the-achmea-judgment-on-investment-arbitration ve Birengel, Tilbe, AB Üye Ülkeleri Arasında Yatırım Tahkimine Yeni Bir Engel: Komstroy Kararı, Erdem & Erdem Hukuk Postası Eylül 2021, Erişim için: : http://www.erdem-erdem.av.tr/en/insights/komstroy-decision-end-of-an-era-for-intra-eu-ect-arbitration-or-not (Erişim Tarihi: 03.02.2022)
- Stefan, Florian:“Intra-EU Disputes under the Energy Charter Treaty: Quo Vadis?”, Kluwer Arbitration Blog, Ağustos 2018. Buradan ulaşabilirsiniz: http://arbitrationblog.kluwerarbitration.com/2019/08/18/intra-eu-disputes-under-the-energy-charter-treaty-quo-vadis (Erişim Tarihi: 03.02.2022)
- Perry, Sebastian: “Spain fails to reopen intra-EU objection after Komstroy”, Global Arbitration Review, Aralık 2021. Erişim için: https://globalarbitrationreview.com/spain-fails-reopen-intra-eu-objection-after-komstroy (Erişim Tarihi: 03.02.2022)
- ICSID Case No. ARB/15/45. Erişim için: https://www.italaw.com/cases/7586
- Ibid, para. 30
- Ibid, para. 31-33
- Ibid, para 155.
- Ibid, para 194.
- https://icsid.worldbank.org/cases/case-database/case-detail?CaseNo=ARB/15/45
- Sebastian. (Yazar tarafından tercüme edilmiştir)
- Sebastian. (Yazar tarafından tercüme edilmiştir)
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...