Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkına İlişkin ICCA Genel Raporu
Giriş
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Tahkim kurumlarının kurallarının birçoğu duruşmaların çevrimiçi yapılmasına izin verdi.[1] Ayrıca, Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında 2020 IBA Kuralları gibi bazı kurallarda “çevrimiçi duruşmalar” tanımı da yapıldı.[2] Ancak yine de çevrimiçi duruşmalara ilişkin birçok hukuki soru ortaya çıktı. Bu sorulardan birine cevaben, milletlerarası tahkimde fiziki duruşma hakkının mevcut olup olmadığı yönünde yapılan araştırmayı[3] takiben, 19 Mayıs 2022 tarihinde 78 New York Sözleşmesi’ne taraf ülkelerden alınan yanıtları da içeren bir rapor (“Genel Rapor”)[4] yayımlandı.
Genel Rapor’un girişinde araştırma yöntemi ve arka planı açıklanır, daha sonraki bölümlerde ise araştırma sonuçlarına ilişkin kapsamlı değerlendirmeler ve bazı tespitler bulunur[5]. Rapor;
- Lex arbitri’nin tahkimde fiziki duruşma hakkını açıkça veya zımnen öngörüp öngörmediğini,
- Usule ilişkin kuralların ve bu kuralların tahkime uygulanıp uygulanamayacağını,
- Tarafların fiziki duruşma hakkından feragat edip edemeyeceklerini (örneğin çevrimiçi duruşmaya izin veren kurumsal tahkim kurallarının uygulanmasını kararlaştırarak),
- Tarafların fiziki duruşma yapılmasını kabul ettikleri ihtimalde dahi hakem kurullarının çevrimiçi duruşma yapılmasına karar verme yetkisi bulunup bulunmadığını,
- Fiziki duruşma hakkının ihlaline dayanarak hakem kararlarının iptal edilip edilmeyeceğini ele alır.
Genel Rapor’un bulgularına bakacak olursak ilk tespitlerden biri, lex arbitri'de tarafların fiziki duruşma hakkının düzenlenip düzenlenmediği (açıkça düzenlenmiş veya çıkarım yoluyla varlığı tespit edilebilen) ile ilgilidir. Genel Rapor’da “incelenen ülkelerin tahkim yargılamalarını düzenleyen kanunlarının hiçbirinde tahkim taraflarına fiziki duruşma hakkı tanıyan açık bir hüküm bulunmadığı” belirtilir. Böyle bir hakkın sınırlandırılmasına veya düzenlenmemesine ilişkin olarak Genel Rapor, ulusal raporların çoğunluğunun (farklı gerekçelerle de olsa) fiziki duruşma hakkının bulunmadığı sonucuna vardığını belirtir.[6] Her halükarda, ulusal raporların çoğuna göre, duruşmaların formatı hakem kurulunun takdir yetkisi kapsamındadır ve bu nedenle tarafların uluslararası tahkimde fiziki duruşma hakkı yoktur.[7] Hakem kurulunun yetkisine ilişkin tek sınırlama, New York Sözleşmesi’nin V(1)(b) maddesi uyarınca, hakem kararının tanınması veya tenfizinin, hakemin atanması veya tahkim yargılaması hakkında hakem kararı borçlusuna uygun bir bildirimde bulunulmamış olması veya borçlunun herhangi bir surette savunma hakkını kullanamamış olması halinde reddedilebileceğini belirten adil yargılanma hakkına ilişkin hususlardır.
Ulusal raporlarda, sadece birkaç ülke yargısı bakımından lex arbitri'nin yorumlanması yoluyla fiziki duruşma hakkının mevcudiyeti yönünde bir çıkarım yapılabileceği sonucuna varılır. Bu ülkeler Ekvador, Tunus, Venezuela, Vietnam, Zimbabve ve İsveç’tir.[8] İsveç’teki çoğunluk görüşü, çevrimiçi duruşmanın İsveç hukukuna uygun olduğu yönünde olsa da konu şu anda Svea Temyiz Mahkemesi’nin önündedir.
Genel Rapor, bazı ülkelerde bu hakkın mevcudiyetinin henüz karara bağlanmadığını belirtir; bunlar, UNCITRAL Model Kanunu’na dayalı tahkim kanunlarına sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti, Bahreyn, Danimarka, Almanya ve Norveç’tir. UNCITRAL Model Kanunu m. 24(1)’in metni birçok ülke yargısında tartışmalara yol açmıştır. İlgili düzenleme şu şekildedir:
“Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, hakem heyeti, delil ibrazı veya sözlü savunma için duruşmalar yapılıp yapılmayacağına veya yargılamanın belgeler ve diğer materyaller üzerinden yürütülüp yürütülmeyeceğine karar verir. Bununla beraber, taraflar duruşma yapılmaması konusunda anlaşmadıkça, hakem heyeti, taraflardan birinin talebi üzerine, yargılamanın uygun bir aşamasında duruşmalar yapacaktır.”
Bu tartışma esas olarak “tarafların duruşma talep etme hakkının fiziki duruşma talep etme hakkı teşkil edip etmeyeceği” ile ilgilidir.[9]
Genel Rapor belki de en önemli konulardan biri olan hakem kararlarının tenfizi konusunu da ele alır. Genel Rapor’da tarafların duruşma haklarının ihlal edilmesinin hakem kararının iptaline yol açıp açmayacağı veya böyle bir hakem kararının tenfizinin mahkemeler tarafından reddedilip reddedilmeyeceği değerlendirilir. Genel Rapor, bir grup ülke yargısının New York Sözleşme Madde V(1)(b)’yi forumun adli yargılanma hakkının bir güvencesi olarak yorumladığını ortaya koyar. Bu bakımdan, mahkemelerin New York Sözleşmesi Madde V(1)(b) yorumu ve mahkemelerin uygulayabileceği standartlar konusunda farklılıklar bulunur.
Genel Rapor’un son olarak ele aldığı soru ise tahkim yerinde fiziki duruşma hakkının var olduğu kabul edilirse, bu hakkın ihlalinin tek başına söz konusu kararın tenfizinin reddi için bir sebep teşkil edip etmeyeceğidir. Bu bağlamda, Genel Rapor, Madde V(1)(d)[10] göz önünde bulundurulduğunda, tahkim yeri hukukundaki usule ilişkin bir kuralın ihlal edilmesinin tek başına tenfizin reddi sebebi teşkil edip etmeyeceği konusunda çeşitli farklılar bulunduğunu belirtilir.
Genel Rapor, sadece hakem kurulunun çevrimiçi duruşmaya (fiziki duruşma yerine) devam etme kararına dayanarak bir kararın iptal edilme riskinin çok düşük olduğunu ve böyle bir kararın iptal edildiğine veya herhangi bir hakemin bu nedenle reddedildiğine ilişkin bir karar tespit edilmediğini teyit eder.[11] Genel Rapor’a göre, hakem kararının tenfizinin reddedilmesi veya iptal edilmesi için taraflardan birinin savunma hakkını kullanamaması veya eşit olmayan muameleye maruz kalması gibi başkaca gerekçelerin de bulunması gerekmektedir. Genel Rapor’da, mahkemelerin teknolojik kusurlar, saat dilimi farklılıkları ve suiistimal olasılıkları ile ilgili iddia ve savunmaları reddettiği belirtilir. Her ne kadar bu bulgu mahkeme yargılamasına dayalı olsa da tahkim için de geçerli olabilir.
Sonuç
Özellikle Covid-19 nedeniyle, son iki yıl boyunca, tarafların milletlerarası tahkimde fiziki duruşma hakkına sahip olup olmadıkları hakemler ve taraflarca değerlendirildi. Bu konuyu kapsamlı bir şekilde ele alan Genel Rapor, 78 farklı New York Sözleşmesi taraf ülkelerden alınan yanıtları kapsayan karşılaştırmalı bir anket içermektedir. Bu ulusal raporlar münferiden de yayınlanmaktadır.[12] Her ne kadar Genel Rapor’da da belirtildiği üzere bu konu ile ilgili tartışmalar devam edecek ve tarafların fiziki duruşma haklarının bulunup bulunmadığı konusu pandemi sonrası dönemde (tarafların çevrimiçi duruşma ile fiziksel duruşma arasında gerçekten bir tercih yapabileceği dönemde) test edilecek olsa da[13], Genel Rapor’un önemli bir konuyu ele alan yararlı bir rehber ve taraflar, hakemler ve akademisyenler için değerli bir kaynak olduğu söylenebilir.
- “Sanal” veya “fiziki olmayan” duruşma olarak da ifade edilir. Genel Rapor, s. 2.
- Balıkçı Sezen, Melissa: “Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında 2020 IBA Kuralları”, Erdem & Erdem Hukuk Postası, Mart 2021, https://www.erdem-erdem.av.tr/bilgi-bankasi/milletlerarasi-tahkimde-delil-ikamesi-hakkinda-2020-iba-kurallari
- Rapor, Giacomo Rojas Elgueta, James Hosking ve Yasmine Lahlou tarafından derlenen araştırma sonuçlarına göre hazırlanmıştır. https://www.arbitration-icca.org/right-to-a-physical-hearing-international-arbitration
- https://www.arbitration-icca.org/right-to-a-physical-hearing-general-report
- Genel Rapor, s. 2 ve https://www.arbitration-icca.org/right-to-a-physical-hearing-international-arbitration
- Genel Rapor, s. 8.
- Genel Rapor, s. 10.
- Genel Rapor, s. 11. Venezuela’da bu hak ilk/ön usuli duruşma (first procedural hearing) ile sınırlıdır. İsveç’te ise bu hakkın mevcudiyeti yönündeki görüş azınlık görüşüdür.
- Genel Rapor, s. 14.
- New York Sözleşmesi Madde V(1)(d), hakem mahkemesinin teşekkülünün veya hakemlik usulünün tarafların anlaşmasına ve anlaşma olmayan hallerde hakemliğin cereyan ettiği yer kanunu hükümlerine uygun olmadığı şeklindedir.
- Genel Rapor, s. 39.
- https://www.arbitration-icca.org/right-to-a-physical-hearing-international-arbitration
- Genel Rapor, s. 39.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...