ICC’nin Tahkimin Yürütülmesine İlişkin Kılavuzu Uyarınca ICC Seri Tahkim Kuralları
Belirli uyuşmazlıklar bakımından daha seri bir uyuşmazlık çözümü yolu öngören Seri Tahkim Usulü, ICC Tahkim Kuralları’na (“Kurallar”) Mart 2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılan değişikliklerle kabul edildi. Seri Usule ilişkin düzenlemeler, Kurallar’ın 30. maddesinin yanı sıra, Kurallar Ek VI’da yer alır (hep birlikte “Hükümler” olarak anılacaktır).
Ayrıca, Hükümler’in ve genel olarak Seri Usul’ün uygulanmasına ilişkin oldukça önemli bilgiler, ICC’nin tahkim sürecinin yürütülmesine ilişkin kılavuzunda (ICC Note to Parties and Arbitral Tribunals on the Conduct of Arbitration) (“Kılavuz”) yer almaktadır. Kılavuz’da yer alan bu konudaki açıklamalar, bu ayki makalemizde incelenecektir.
Genel Olarak
Kurallar uyarınca Hükümler, (i) tahkim anlaşmasının 1 Mart 2017’den sonra imzalanmış olması, (ii) uyuşmazlığa konu meblağın 2.000.000 USD’yi aşmaması, ve (iii) tarafların Hükümler’in uygulanmamasını kararlaştırmış olmaması durumunda uygulanır.
ICC Kuralları uyarınca taraflar, Seri Tahkim Hükümleri’nin uygulanmaması konusunda anlaşabilir[1]. Kılavuz uyarınca söz konusu anlaşma, tarafların kendilerini Hükümler’e tabi tutmama konusundaki tercihlerini açık bir şekilde ifade etmelidir. Bu amaçla, tarafların seri usulden farklı süreler konusundaki anlaşmaları veya üç hakemden oluşan hakem heyeti üzerinde anlaşmaları, tarafların Hükümler’in uygulanmaması konusunda anlaşmış olduğu şeklinde yorumlanmayacaktır[2].
Hükümler’in Uygulanması Açısından Uyuşmazlık Konusu Meblağın Belirlenmesi
Kurallar’ın bir parasal sınır belirlemesi bakımından, Hükümler’in uygulanmasına ilişkin uyuşmazlık konusu meblağın belirlenmesi önem taşır. Tutarı belirlenmiş veya kolayca belirlenebilecek olan bir parasal talebin bulunması durumunda, uyuşmazlık konusu meblağın tespit edilmesi önemli sorunlar doğurmayacaktır. Öte yandan, uygulamada görüldüğü üzere, bazı uyuşmazlıklar bakımından uyuşmazlık konusu meblağın belirlenmesi pek kolay olmamaktadır. Bu gibi uygulamada karşılaşılabilecek sorunlar dikkate alındığında, Kılavuz uyuşmazlık konusu meblağın belirlenmesinde tüm tutarı belirlenmiş talepler, karşı talepler, çapraz talepler ve Kurallar’ın 7. maddesi (Davaya Katılma) ve 8. maddesi (Çok Taraflı Davalar) uyarınca ileri sürülecek taleplerin de uyuşmazlık konusu meblağın belirlenmesinde dikkate alınacağını düzenler[3].
ICC tahkiminde, masraf avansının tutarının hesaplanabilmesi bakımından, taleplerin parasal tutarının belirtilmesi talep edilmektedir. Bu doğrultuda, Seri Usul bakımından, taraflarca bu konuda yapılacak belirleme, Sekretarya’nın Hükümler’in uygulanıp uygulanmayacağı konusundaki kararına esas oluşturacaktır.
Hükümler’in uygulanması konusunda itirazların mevcut olması durumunda, bu konudaki karar Divan tarafından, davanın diğer taraflarına bu konudaki görüşlerini belirtmeleri için gerekli fırsat verildikten sonra, verilecektir. Bu konudaki beyanlar, Tahkim Talebi ve Tahkim Talebine Cevap belgesi ile sunulur[4]. Kılavuz’da yer alan önemli bir düzenleme de, taraflardan birinin Hükümler’in uygulanmasını engellemek amacıyla talep ettiği meblağı olduğundan yüksek göstermesi durumunun, hakem mahkemesi tarafından masrafların belirlenmesi konusunda dikkate alınabileceğidir[5].
Hakem Mahkemesinin Oluşumu ve Yargılamanın Yürütülmesi
Seri Usul uyarınca uyuşmazlıkların tek hakem tarafından çözümlenmesine yönelik düzenleme ile, daha seri ve uygun maliyetli bir uyuşmazlık çözümü amaçlanır. Divan, somut olayın özelliklerini dikkate alarak, üç hakemin atanmasına da karar verebilir[6].
Kurallar Ek VI uyarınca, tarafların tahkim anlaşmasında aksini kararlaştırmalarına rağmen, tek hakem atanabilir[7]. Kılavuz uyarınca, taraflar aralarındaki uyuşmazlığın Kurallar uyarınca çözümlenmesi konusunda başvuruda bulunarak, Hükümler’in uygulanması durumunda tahkim anlaşmasında üç hakemin atanması konusundaki düzenlemelerinin Divan’ın tek hakem atama konusundaki takdir yetkisine tabi olduğunu kabul eder[8].
Kurallar’ın görev belgesine ilişkin 23. maddesi, Seri Usul’de uygulanmaz[9]. Ancak, dosyanın hakem heyetine intikal etmesinden itibaren en geç 15 gün içinde, dava yönetimi toplantısı yapılır[10].
Yargılamanın yürütülmesine ilişkin olarak hakem mahkemesi, yargılamanın belirlenen sürelere uygun bir şekilde yürütülmesi bakımından uygun gördüğü usuli önlemleri almak konusunda takdir yetkisine sahiptir. Buna göre, Ek VI uyarınca hakem mahkemesi, belge ibrazı taleplerinde bulunulmamasına karar verebilir, yazılı beyanların ve yazılı tanık beyanlarının sayısını, uzunluğunu ve kapsamını sınırlandırabilir, ve taraflar ile konu hakkında görüşmesinin ardından, uyuşmazlığın sadece sunulan belgeler üzerinden karara bağlanacağına, bir başka deyişle duruşma ve tanık veya uzmanların dinlenmemesine karar verebilir. Bunların yanı sıra, duruşmaların video konferans veya benzeri yöntemlerle yapılması da mümkündür[11].
Nihai Karar
Hükümler uyarınca nihai kararın dava yönetimi toplantısından itibaren altı ay içinde verilmesi gerekir. Kılavuz, bu sürenin ancak sınırlı hallerde ve gerekçelerinin belirtilmek kaydıyla uzatılabileceğini düzenler[12]. Hakem mahkemesinin sürenin uzatılmasını talep etmesi durumunda, Divan’a gerekçeli bir başvuruda bulunması gerekir[13].
Kılavuz, yargılamanın seri bir şekilde yürütülmesinin öneminin altını çizer. Bu bağlamda, hakem mahkemesinin yargılamayı seri bir şekilde yürütmüş olması durumunda, Divan’ın hakemlerin ücretlerini normalde kararlaştırılacak miktardan daha yüksek olarak belirleyebileceği düzenlenir. Yine, hakem mahkemesinin nihai kararı altı aylık süreden daha sonra ibraz etmesi durumunda da, hakemlerin ücretleri düşürülebilir. Kılavuz, taslak kararın incelemeye sunulmasının 7 aya kadar uzaması durumunda, ücretlerin %5-10 oranında, ve taslak kararın sunulmasının 10 aya kadar uzaması durumunda da ücretlerin %20 ve hatta daha fazla bir oranda düşürülebileceğini düzenler[14].
Kılavuz, Hükümler uyarınca verilecek kararların gerekçeli olması gerektiğini düzenler. Hakem mahkemesinin, kararın anlaşılabilmesi için gerekli açıklamanın sağlanmış olması kaydıyla, kararın olaylara veya usule ilişkin kısmını sınırlaması mümkündür[15].
Sonuç
Kurallar uyarınca yürütülecek Seri Usul, belirli bir meblağı aşmayan uyuşmazlıklar bakımından oldukça pratik bir uyuşmazlık çözümü yöntemidir. Hükümler uyarınca, nihai karar tek hakem tarafından dava yönetimi toplantısından itibaren en geç altı ay içinde verilir. Böylece, uyuşmazlık konusu meblağın çok yüksek olmadığı davalar bakımından, uyuşmazlığın Hükümler uyarınca, önemli süreler harcamaktan kaçınılarak çözümlenmesi mümkündür.
[1] Kurallar’ın 30(3)(b) maddesi.
[2] Kılavuz, §60.
[3] Kılavuz, §63.
[4] Kılavuz, §67, §68.
[5] Kılavuz, §70.
[6] Kılavuz, §78.
[7] Kurallar Ek VI’nın 2(1) maddesi.
[8] Kılavuz, §76.
[9] Kurallar Ek VI’nın 3(1) maddesi.
[10] Kurallar Ek VI’nın 3(1) maddesi.
[11] Kurallar Ek VI’nın 3(4) ve 3(5) maddesi.
[12] Kılavuz, §90.
[13] Kılavuz, §82.
[14] Kılavuz, §93, §94.
[15] Kılavuz, §83.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...