CAS Tahkiminde Masraf ve Masraf Avansının Geç Ödemesi
CAS Tahkiminde Genel Olarak Masraflar
Spor Tahkim Mahkemesi (“CAS”) nezdinde görülen bir tahkim davası masrafları temel olarak hakem ücretlerini ve yargılamaya ilişkin genel masrafları içerir. CAS nezdinde bir talepte bulunmak veya temyize başvurmak için, geri ödemesiz 1.000 CHF tutarındaki kalem harcı ödenmelidir[1].
CAS Kalemi, Hakem Heyetinin oluşumunu müteakiben Taraflarca ödenmesi gereken masraf avansına ilişin karar verir. Bu karar, ödemenin miktarına, yöntemine ve ödeme için taraflara tanınan süreye ilişkindir[2]. Buna ek olarak, her bir Taraf kendi şahit, uzman ve tercümanlarının masraflarını karşılamakla mükelleftir. Hakem Heyetinin bir uzman ataması veya tercüman talep etmesi halinde ise Hakem Heyeti maliyetlerin nasıl karşılanacağına da karar verir[3].
Yargılamanın sonunda CAS Kalemi, nihai tahkim masraf tutarını belirler. Bu masraflar arasında CAS Kalem harcı, idari masraflar, hakem ücretleri ve hakemlerin yaptığı masraflar, katip ücreti, CAS giderlerine katkı; tanık, tercüman ve uzman ücretleri ve onlar tarafından yapılan masraflar bulunur. Tahkim yargılaması masraflarına ilişkin hesap tahkim kararında belirtilebilir veya ayrı olarak taraflara gönderilebilir.
Masraf Avansı ve Geç Ödeme
CAS nezdine bir davaya devam edebilmek için, Hakem Heyetinin oluşturulmasının ardından CAS kalemi tarafından belirlenen masraf avansı Taraflarca ödenmelidir. Bu kural hem olağan tahkim usulüne tabi olan talepler hem de temyiz tahkim usulü uyarınca iptale konu talepler bakımından uygulanır[4]. CAS Kalemi, masraf avansı tutarını belirlerken ödeme yöntemini ve süresini de belirler. Masraf avansı Taraflarca eşit olarak ödenir. Bir Tarafın kendi payına düşen masraf avansını ödememesi durumunda, ödemenin diğer tarafça yapılması beklenir. Sporla İlgili Tahkim Kuralları Kodu (CAS Kodu) madde 64.2 uyarınca, kural olarak, ödeme yükünü taşıyan tarafın üzerine düşen masraf avansını ödememesi veya masraf avansını ödemeyen taraf yerine ödememesi halinde, dava geri çekilmiş sayılır ve yargılama sona erer.
Bu çerçevede, CAS yargılamasında masraf avansının geç ödenmesi meselesi, İsviçre Federal Mahkemesi (“İFM”) nezdinde belli hususları gündeme getirmiştir: (i) CAS Hakem Heyetinin yargılamayı sona erdirme kararı İFM nezdinde iptale konu olabilecek bir karar mıdır? (ii) ödemedeki gecikme sonucu CAS yargılamasının sona erdirilmesi ilgili tarafın dinlenme hakkını ihlal etmekte midir? (iii) ödemedeki gecikme sonucu CAS yargılamasının sona erdirilmesi aşırı şekilcilik teşkil etmekte midir? İFM, 2016 yılında 4A_692 / 2016 sayılı dosyada bu sorunları ele almış ve CAS’ın Başvurucunun masraf avansını ödememesi neticesinde geri çekilmiş sayılan temyiz başvurusu kararını incelemiştir.
İFM Kararı 4A_692 / 2016
2016 yılında, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (“WADA”), bir ABD’li jimnastikçi ile ABD Dopingle Mücadele Ajansı (“USADA”) arasında imzalanan “Yaptırım Kabulü” adlı anlaşmayı temyiz etti. Yaptırımın Kabulü, USADA"nın daha fazla kovuşturmayı önlemek için jimnastikçiyi cezalandırmasının ardından imzalanmıştı. Ancak WADA, USADA ile aynı fikirde olmadığı için bu Anlaşma"yı temyiz etti.
Temyiz yargılamasında, CAS tarafından masraf avansının her bir Taraf için 18.000 CHF olarak hesaplandığı bildirildi. Akabinde, Davalılar (USADA ve jimnastikçi) masraf avansının kendi paylarına düşen kısmını ödemedi ve WADA’ya belirli bir süre içerisinde Davalıların masraf avansı payını ödemesi aksi takdirde temyiz başvurusunun geri çekilmiş sayılacağı ve yargılamanın sona ereceği bildirildi.
CAS tarafından tanınan süre içerisinde, WADA idari bir hata nedeniyle Davalıların payına düşen masraf avansının sadece yarısını ödedi. WADA, kısmi ödeme yaptığı hususunda CAS tarafından bilgilendirildi, bunun ardından WADA, kalan masraf avansı tutarını da derhal ödedi. Buna rağmen, USADA ve jimnastikçi masraf avansı ödemesi için öngörülen sürenin geçtiğinden bahisle, yargılamanın sona erdirilmesini talep etti. WADA, niyetinin masraf avansını tam olarak ödemek olduğunu; yapılan eksik ödemenin ve ödenmeyen ikinci yarının daha sonra ödenmesinin yalnızca bir yazışma hatasından kaynaklandığını belirtmesine rağmen, yargılama CAS Temyiz Dairesi Başkanı tarafından Fesih Kararı ile sonlandırıldı. Bu karara karşı, WADA, Fesih Kararının aşırı şekilci olması nedeniyle kamu düzeninin ve dinlenilme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla İFM’ye başvurdu[5].
CAS"ın Fesih Kararına Karşı Temyiz Başvurusunun Kabul Edilebilirliği
Mahkemenin ilk olarak ele aldığı soru, CAS Temyiz Dairesi Başkanı tarafından verilen, bu itibarla Hakem Heyeti tarafından alınmış bir karar olmayan Fesih Kararı’nın İFM nezdinde ileri sürülüp sürülemeyeceği idi. Fesih Kararı’nın, “hakem kararı” olarak adlandırılmamasına ve İsviçre Devletler Özel Hukuku Kanunu"nun (“PILA”) 190. maddesinin açıkça tahkim kararlarından bahsetmesine rağmen İFM, CAS tarafından verilen Fesih Kararı’nın İFM nezdinde iptal davasına konu edilebileceğine karar verdi. Bunun temel nedeni ise, Fesih Kararı’nın tahkim yargılamasını usuli gerekçelerle sona erdirmesi ve bu kararın nihai ve maddi bir karar niteliğinde olmasıydı.
İFM, WADA’nın iptal talebinin kabul edilebilir olduğuna karar vererek Tahkim Mahkemesi/Panel tarafından verilmemiş, CAS Başkan’ı tarafından verilmiş bir kararın tahkim kararı olarak nitelendirilebileceğini kabul etmiş oldu. Bu çerçevede, İFM tarafından WADA’nın iptal talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verilmiştir[6].
Dinlenilme Hakkı
WADA’nın iptal davasındaki temel argümanlarından biri, CAS tarafından WADA’nın ileri sürmüş olduğu somut olayın koşulları dikkate alındığında ilgili hükmün dar yorumlanması gerektiği şeklindeki iddiasının değerlendirilmemesi nedeniyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olmasıdır.
İFM, hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde Hakem Heyeti’nin temel argümanları, olgu ve kanıtları dikkate almasını gerektirdiği, fakat Hakem Heyeti’nin tarafların ileri sürdüğü her bir argümanı değerlendirmek zorunda olmadığını belirtmiştir. İFM ayrıca, Temyiz Bölümü Başkanının CAS Kuralları madde R64.2’yi doğru yorumlayıp yorumlamamasının, kendi incelemesinin kapsamına girmediğini de tespit etmiştir.
Buna ek olarak İFM, CAS Temyiz Bölümü Başkanının davayı sona erdirmesine dayanak ettiği olguların, özellikle CAS’ın belirlediği süreler içinde ödeme yapmayan WADA’nın kendi kusuruna dayanamayacağının Fesih Kararında açıklandığını belirtmiştir. Bu bağlamda İFM, Fesih Kararından önce WADA’nın CAS tarafından geç ödemenin sonuçları konusunda bilgilendirildiğini ve sadece ağır yaptırımdan şikâyet ettiğini açıkladı. Bu sebeple İFM, CAS’ın hukuki dinlenilme hakkına uygun davrandığı sonucuna vardı ve WADA’nın taleplerini reddetti[7].
Aşırı Şekilcilik
WADA ayrıca, CAS’ın geç ödeme sebebiyle tahkim sürecini sona erdirmesini, aşırı derecede şekle bağlı davranmak olarak nitelendirerek bunun İsviçre kamu düzeninin esaslı bir ihlali olduğunu savundu[8]. Bu anlamda İFM, usuli kamu düzeninin şekle aşırı bağlılığı yasaklayıp yasaklamadığını inceledi. İFM doktrinde uygulanabilecek herhangi bir görüş olmaması sebebiyle bu soruyu yanıtsız bıraktı. Öte yandan, CAS’ın WADA’ya aşırı şekilcilik teşkil eden bir uygulaması olmaması sebebiyle bunu tartışmaya gerek olmadığını da belirtti[9]. İFM ayrıca bir yargı merciinin kendi kurallarını sıkı sıkıya uygulaması gerektiğinin altını çizdi. Son olarak WADA’nın iddiasını kabul etmenin kurala aykırı davranmayı teşvik edeceğini ve CAS Kuralları madde R64.2’yi anlamsız kılacağını karara bağladı.
Sonuç
Uyuşmazlıkları CAS nezdinde çözümlenen tarafların Hakem Heyeti ile CAS Kalemi tarafından verilen talimatlara ve öngörülen tarihlere oldukça dikkat etmesi gerektiği açıktır. İFM tarafından da belirtildiği üzere, masraf avansını yatırmakta gecikilmesi durumunda, gecikmenin sebebinden bağımsız olarak geciken taraf yargılamanın sona ermesi sonucu ile karşılaşacaktır. Bu sebeple CAS nezdinde taraflara, masraf ödemek için süre uzatım talebinde bulunmaları önerilmektedir. Öte yandan CAS’ın taraflara masraf avansı yatırmak için ek süre vermekle yükümlü olmadığı da unutulmamalıdır. Sonuçta, tarafların yapacağı en makul şey CAS tarafından belirlenen usuli kuralların ve talimatlarının sıkı sıkıya uygulanmasıdır.
[1] CAS Kuralları madde R64.1.
[2] CAS Kuralları madde R64.2.
[3] CAS Kuralları madde R64.3.
[4] CAS Kuralları madde R64.2.
[5] Despina Mavromati, İFM Kararı 4A_692/2016 – WADA v. X & USADA – Aşırı Şekilcilik, http://sportlegis.com/2017/08/29/4a_6922016/ (Erişim tarihi: Kasım 2019).
[6] Aşırı şekilcilik değil, avansın ödenmemesi sebebiyle yargılamanın sona erdirilmesi (İsviçre Federal Mahkemesi) Prof. Dr. Nathalie Voser (Ortak) ve Dr. Philip Wimalasena (Avukat), https://www.swlegal.ch/media/filer_public/c7/b1/c7b1dff1-1572-42a8-8c37-ae96bf821df4/2017_nathalie_voser__philip_wimalasena_termination_of_proceedings_for_failure_pay_advance_not_excessively_formalisti.pdf (Erişim tarihi: Kasım 2019).
[7] A.g.e.
[8] Şekilcilik genel olarak korumaya değer menfaatin kuralın sıkı uygulanmasını gerektirmediği, esasa uygulanacak kuralın uygulanmasını sürdürülmez biçimde karmaşıklaştırdığı veya mahkemeye erişim hakkını sınırladığı durumlarda aşırı olarak kabul edilir.
[9] İFM’nin CAS önünde masraf avansının geç ödenmesine ilişkin benzer kararı için bkz. 4A_600/2008.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...