Milletlerarası Tahkimde Belge İbrazı Emirlerine Uyulmamasının Sonuçları
Belge ibrazı talepleri ve hakem heyeti tarafından düzenlenen belge ibrazı emirleri, belge talep eden tarafın elinde olmayan belgelere erişim sağlaması ve böylece talepleri veya savunmaları için gerekli delillere ulaşabilmesi bakımından önemli rol oynar. Bu bağlamda, belge ibrazı emirlerine uyulmaması ve bu durumun ortaya çıkardığı sonuçlar, davanın sonucuna etki edebilir. Belge ibrazı emirlerine uyulmamasının ortaya çıkarabileceği sonuçlar, bu makalemizde incelenecektir.
Genel Olarak
Milletlerarası tahkimde belge ibrazı süreçleri, genellikle Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında IBA Kuralları[1] (“IBA Kuralları”) uyarınca yürütülür. IBA Kuralları, milletlerarası tahkim alanında kullanılan kurumsal veya ad hoc tahkim kurallarıyla birlikte uygulanmak üzere taraflarca kabul edilebilir.
Tahkimin milletlerarası niteliği göz önüne alındığında, tarafların farklı kültürlerden gelmesi ve delillerin toplanması konusunda farklı prosedürlere alışkın olmaları söz konusu olabilir. Örneğin, common law hukuk sistemlerine tabi olan taraflar oldukça kapsamlı bir delil toplama prosedürüne alışkınken, Kıta Avrupası hukuk sistemlerine tabi tarafların bu konuda tamamen farklı bir uygulamaya alışkın olduğu görülür. Bu bağlamda, delil toplanması konusunda IBA Kuralları’nın kullanılması, farklı hukuk sistemlerinden gelen taraflar için ortak bir çözüm bulunması bakımından büyük önem taşır[2].
Genel bir açıklama olarak[3] IBA Kuralları, belge ibrazının talep edilmesi için temel şartları düzenler. Bu doğrultuda, talep edilen belgelerin belirli veya belirlenebilecek olması (IBA Kuralları m. 3/3(a)), belgelerin davayla ilgili olması ve davanın sonucuna etki edebilecek nitelikte olması (m. 3/3(b)) ve belgelerin belge talep eden tarafın elinde, muhafazasında veya idaresinde olmaması veya bu belgelerin ibrazının talep eden taraf bakımından ölçüsüz şekilde külfetli olması (m. 3/3(c)) gerekir. Kendisine belge ibrazı talepleri sunulan taraf, belgeleri ibraz edebilir veya taleplere itiraz edebilir (m. 3/5). Tarafın itiraz etmesi durumunda hakemler, tarafları itirazın çözüme kavuşturulması konusunda birbirleriyle görüşmek üzere davet eder. İtirazın çözüme kavuşturulamaması durumunda hakem heyeti, belge ibrazı talebi ve ilgili talebe itirazları birlikte değerlendirerek bir karara varır. Hakem heyetinin belge ibrazı yönünde karar vermesi durumunda, kendisinden belge ibrazı talebinde bulunulan tarafın talep edilen belgeleri ibraz etmesi gerekir (m. 3/7).
Belge ibrazı süreci hakemler için de külfetli olduğundan, bu sürecin etkin olarak yürütülmesini sağlamak için hakemlerin belgelerin davayla ilgili olup olmadığı, belgelerin sunulmasının ölçüsüz şekilde külfetli olup olmadığı veya belgelerin gizli nitelikte olup olmadığına ilişkin konularda karar vermek üzere uzman atanması gibi yollara başvurdukları görülür[4].
Belge İbrazı Emirlerine Uyulmamasının Sonuçları
Belge ibrazı emirlerine uyulmamasının sonuçları hakem heyeti üzerinde olumsuz izlenimler bırakılması, belge sunma talebinde bulunulan tarafın sunmaktan kaçındığı belgenin ilgili tarafın aleyhine olduğuna karar verilmesi ve belge ibrazı emirlerine uymayan tarafın masrafların paylaştırılması konusundaki karar da dikkate alınarak bu tarafın aleyhine karar verilmesi durumudur.
Hakem Heyeti Üzerinde Bırakılan Olumsuz İzlenimler
Bilindiği üzere, alternatif bir uyuşmazlık çözümü yöntemi olan tahkim, tarafların uyuşmazlıkları devlet mahkemeleri yerine hakemler önünde çözmeye yönelik iradeleri üzerine kuruludur. Bu bağlamda, uyuşmazlıklarını tahkim yolu ile çözmek konusunda anlaşmış olan taraflar, etkin bir uyuşmazlık çözümü sağlamak konusunda dürüstlük kuralı çerçevesinde gerekli çabaları sarf etmek zorundadır.
Belge ibrazı emirlerine uyulmamasının yol açabileceği ilk sonuç, bu durumun dava hakkında nihai kararı verecek olan hakem heyeti üzerinde olumsuz bir izlenime yol açabilmesidir. Buna göre, tarafların uzlaşmacı olmayan davranışlarının hakemlerin dikkatini çekecek olduğu tartışmasızdır.
Aleyhe Çıkarımlar
Tarafların ibrazı talep edilen belgeleri sunmamaları durumunda hakem heyetinin ilgili belgelerin, sunmaktan kaçınan taraf aleyhine olduğuna karar vermesi imkanı, IBA Kuralları’nın 9/5. maddesinde düzenlenir. Buna göre, taraflardan birinin ibraz istemi ile talep edilen belgeleri sunmaya itiraz etmemesi ve ibraz edilmesi hakem heyeti tarafından emredilen belgelerin tatmin edici bir açıklama olmaksızın sunulmaktan kaçınılması durumunda, hakem heyeti, belgelerin ilgili tarafın aleyhine olduğu sonucuna varabilir.
Burada altı çizilmesi gereken, hakem heyetinin aleyhe sonuçlar çıkarmaya karar vermesi için, taraflardan birinin talebinin zorunlu olmamasıdır. Buna göre hakemler, delilleri serbestçe değerlendirme yetkileri kapsamında, bu konuda diledikleri kararı vermekte özgürdür.
Aleyhine çıkarımlarda bulunulacak tarafa, savunma hakkının gereği olarak, belge ibrazı talebine itiraz etme olanağının tanınması gerekir. Aleyhe çıkarımlar belge ibrazı konusundaki ispat yükünü tersine çevirdiğinden, bu ispat yükünün ait olduğu tarafın itiraz etme olanağına sahip olması önem taşır[5].
Aleyhe çıkarımlar, belge ibrazını talep eden tarafın talep edilen ve diğer tarafın elinde olan belge aracılığıyla ispat etmeye çalıştığı konunun yeterli olarak ispat edildiği sonucunun çıkarılmasına yol açabilir. Başka bir deyişle, belge ibrazı talebi çerçevesinde belge talep eden tarafın ilgili belgeyi elde edememesi ve bu belgeye atıf yapamaması durumunda, ispat yükünü yerine getirmiş sayılmasına karar verilebilir. Ancak, dolaylı bir ispat aracı olmasından dolayı, aleyhe çıkarımların sınırlı ispat gücüne sahip olduğu ve diğer delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır[6].
Diğer yandan, milletlerarası tahkim uygulamasında genel olarak hakemlerin, hakem kararlarında aleyhe çıkarımlarda bulunduklarını doğrudan belirtmedikleri ve belge ibrazı emirlerine uyulmaması durumunun delillerin değerlendirilmesinde dolaylı olarak rol oynadığı belirtilir[7]. Bu yöndeki uygulamanın nedeni, aleyhe çıkarımların iptal ve tenfiz davalarında sorun yaratma olasılığıdır[8]. İptal ve tenfiz davalarına ilişkin uygulamaların yerel mahkemelerin bu konudaki tutumlarına bağlı olarak değiştiği dikkate alındığında, bu genel uygulama olumlu karşılanabilir.
Masrafların Paylaştırılması Konusunda Aleyhe Kararlar
Delil ikamesi emirlerine uyulmaması durumunda uygulanabilecek IBA Kuralları’nda düzenlenen bir başka hüküm de, delil ikamesi konusunda dürüstlük kuralına uygun davranmayan tarafın delil ikamesi masraflarıyla ilgili kararda dikkate alınabileceğidir (m. 9/7). Buna göre hakem heyeti, ilgili karara uymayan tarafın, delil ikamesi masraflarına tamamen veya kısmen katlanmasına karar verebilir.
Öte yandan, delil ikamesi masrafları davanın değerine oranla daha düşük olduğundan, masrafların belge ibrazı emirlerine uymayan tarafa yüklenmesinin yeterince caydırıcı olmayabileceği, öğretide eleştirilir[9]. Ancak, belge ibrazı emirlerine uyulmamasının, ilgili emre uymayan tarafın uzlaşıcı olmayan tavrı nedeniyle, taraflar ve temsilcilerinin oldukça uzun saatler harcamasına yol açabileceği de dikkate alınmalıdır.
Sonuç
Hakemlerin belge ibrazı konusundaki emirlerine uyulmaması, etkin bir tahkim sürecini engelleyebileceği gibi, tarafların kendilerine düşen ispat yükünü yerine getirememelerine de yol açabilir. Bu bağlamda, sık olarak uygulanmamasına rağmen, aleyhe çıkarımlar belge ibrazı emirlerine uymayan taraflar bakımından en önemli yaptırım olarak karşımıza çıkar. Masraflara ilişkin kararın belge ibrazı emirlerine uymayan taraf aleyhine verilmesi de daha sık olarak başvurulan etkin bir yoldur. Her halükarda, tarafların belge ibrazı konusundaki olumsuz davranışlarının hakem heyeti üzerinde de olumsuz izlenim bırakabileceği ve ilgili tarafın davadaki şanslarını da etkileyebileceği göz önünde tutulmalıdır.
[1] IBA Kuralları’na aşağıdaki linkten ulaşılabilir:
https://www.ibanet.org/Document/Default.aspx?DocumentUid=68336C49-4106-46BF-A1C6-A8F0880444DC.
[2] IBA Kuralları’nın büyük ölçüde common law uygulamasını yansıttığı konusundaki eleştiriler doğrultusunda, IBA Kuralları’na alternatif olarak, Prag Kuralları olarak da anılan Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında Kurallar taslak olarak hazırlanmıştır. Prag Kuralları’nın, 2018 yılı sonunda yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Prag Kuralları hakkında detaylı bilgi için Bkz. “Tahkimde Delil İkamesi Hakkında Prag Kuralları” başlıklı makalemiz. Kaynak: http://www.erdem-erdem.av.tr/yayinlar/hukuk-postasi/delil-ikamesi-hakkinda-prag-kurallari/.
[3] IBA Kuralları hakkında detaylı bilgi için Bkz. Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında IBA Kuralları Uyarınca Belge İbraz İstemi – I, II“ başlıklı makalelerimiz. Kaynak: http://www.erdem-erdem.av.tr/yayinlar/hukuk-postasi/milletlerarasi-tahkimde-delil-ikamesi-hakkinda-iba-kurallari-uyarinca-belge-ibraz-istemi--i/, http://www.erdem-erdem.av.tr/yayinlar/hukuk-postasi/milletlerarasi-tahkimde-delil-ikamesi-hakkinda-iba-kurallari-uyarinca-belge-ibraz-istemi--ii/.
[4] Bu konuda detaylı bilgi için Bkz. Hans van Houtte, Document Production Master and Expert’s Facilitator, in Inside the Black Box: How Arbitral Tribunals Operate and Reach Their Decisions, ASA Special Series No. 42, s. 83 vd.
[5] Vera van Houtte, Adverse Inferences in International Arbitration, Institute Dossier VI, Written Evidence and Discovery in International Arbitration, s. 202 („Vera Van Houtte“). Savunma hakkı konusunda detaylı bilgi için Bkz. Vera van Houtte, s. 208 vd.
[6] Vera van Houtte, s. 214.
[7] Reto Marghitola, Document Production in International Arbitration [Milletlerarası Tahkimde Belge İbrazı], International Arbitration Law Library, Volume 33, Kluwer Law International 2015, s. 174 (Marghitola, Document Production). Kaynak: http://www.kluwerarbitration.com/document/kli-ka-marghitola-2015-ch09?q=%22document%20production%22.
[8] Marghitola, Document Production, s. 174.
[9] Marghitola, Document Production, s. 180.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...