Vergi İade Davalarında Yürütmenin Durdurulması Talebi için Öngörülen Teminat Yükümlülüğü
Giriş
22.01.2022 tarih ve 31727 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7351 sayılı Kanun ile (“7351 Sayılı Kanun”) vergi mevzuatında esaslı değişiklikler yürürlüğe girdi. Vergi mevzuatına yönelik değişikliklerin yanı sıra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) “Yürütmenin Durdurulması” başlıklı 27. maddesinin dördüncü fıkrasına bir ekleme yapıldı.
İYUK’ta yapılan söz konusu değişiklik kapsamında, vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın yüzde ellisi oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceği düzenleme altına alındı. Söz konusu teminat düzenlemesinin, vergi yargısı kapsamında yürütmenin durdurulması müessesesi ile Anayasal haklar açısından irdelenmesi gerekir.
Vergi Yargılamasında Yürütmenin Durdurulması
İYUK m. 27/1 uyarınca, Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz. İYUK m. 27/2 kapsamında, mahkemeler tarafından idari yargılama kapsamında yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi (i) “idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğması” ile (ii) “idari işlemin açıkça hukuka aykırı” olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi koşuluna bağlanır. Ek olarak, anılan madde ile yürütmeyi durdurma kararlarının gerekçeli olma şartı da öngörülür. Öte yandan, İYUK m. 27/6 uyarınca, yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığı verilir. Ancak durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Söz konusu hususlar, idari yargılamadaki yürütmeyi durdurma rejimindeki genel kuralı teşkil eder.
İYUK m. 27/4’te ise, vergi davaları özelinde söz konusu genel kuralın bir istisnası düzenlenir. Anılan düzenleme uyarınca, vergi mahkemelerinde vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemini durdurur.
Ancak İYUK m. 27/4’te ise, istisnanın istisnası olarak ihtirazi kayıt ile verilen beyannamelere istinaden ödenen verginin iadesi talebi ile açılacak davalarda yürütmenin kendiliğinden durmayacağı belirtilir. Dolayısıyla, ihtirazi kayıt ile ödenen verginin iadesi talebi ile açılacak davada, vergi yargılaması için öngörülen kuraldan farklı olarak, mükelleflerin vergi mahkemelerinden ayrıca yürütmenin durdurulmasını talep etmesi gerekir. Bu durumda da vergi mahkemeleri tarafından yürütmenin durdurulması için İYUK m.27/2’deki şartların birlikte gerçekleşmesi gerektiği düzenleme altına alınır.[1]
7351 Sayılı Kanun ile Getirilen Değişiklik
7351 Sayılı Kanun ile İYUK m 27/4’e yeni bir hüküm eklendi. Söz konusu yeni düzenleme kapsamında, vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın %50’si oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceği düzenlenir.
Getirilen düzenlemenin gerekçesinde ise; yürütmenin durdurulması kararları neticesinde yapılan haksız vergi iadelerinin engellenmesi ve bu yolla Hazine kaybının önüne geçilmesinin amaçlandığı belirtilir.
Dolayısıyla, anılan yeni düzenleme kapsamında, bundan böyle mükellefler tarafından haksız ödendiği düşünülen ve ihtirazi kayıt ile beyan edilen beyannamelere istinaden açılacak vergi iadesi talepli davalarda, vergi mahkemelerinden yürütmenin durdurulması talep edilebilmesi adına, öncelikle dava konusu tutarın %50’si oranında teminat gösterilmesi gerekecektir.
Teminat Düzenlemesinin Anayasa Açısından Değerlendirilmesi Gerekliliği
Hukuk devleti ilkesi, idarenin faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygunluğunun yargı denetimine tabi tutulmasını gerektirir. Bu ilkenin hayata geçirilebilmesi, yargısal denetimin etkin şekilde yapılmasına bağlıdır.
Hukuk devleti ilkesinin bir alt ilkesi ise ölçülülüktür. Söz konusu ilke uyarınca, temel hak ve özgürlükler Anayasa m. 13 ve 15 uyarınca, maddede belirtilen şartlar ve “ölçülü olmak” suretiyle sınırlandırılabilir.[2] Dolayısıyla, 7351 sayılı Kanun kapsamında getirilen düzenleme ile dava konusu tutarın %50’si oranında teminat talep edilmesinin “ölçülü” olup olmadığı ve bu anlamda hukuk devleti ilkesine uygun olup olmadığı tartışmalıdır.
Ayrıca, Anayasa m. 36 uyarınca, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile "adil yargılanma" hakkına sahiptir. Vergi iade davalarında bu kadar yüksek tutarda bir teminat öngörülmesinin, vergi mükelleflerini dava açmaktan “caydırıcı” özelliği olacağı aşikardır. Bu anlamda söz konusu düzenleme hak arama hürriyeti açısından da tartışmaya açıktır.
Son olarak, Anayasa m. 35’te mülkiyet hakkının ancak Kanun ile ve kamu yararı amacıyla sınırlandırılabileceği düzenleme altına alınır. Dolayısıyla, mülkiyet hakkına yönelik herhangi bir sınırlamanın da yukarıda özetlenen hukuk devleti ilkesi gereği ölçülü olması şarttır. Bu meyanda, 7351 sayılı Kanun ile getirilen ve özünde mükellefin malvarlığında azalma yaratacak teminat düzenlemesinin, mülkiyet hakkının özüne dokunup dokunmadığının da tereddüt oluşturduğu aşikardır.
Sonuç
7351 sayılı Kanun ile İYUK’ta yapılan değişiklik uyarınca, bundan böyle vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın %50’si oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecektir. Söz konusu düzenlemenin, özellikle ihtirazi kayıt ile beyan üzerine açılan ve konusu vergi iadesi olan davalar açısından önem teşkil edeceği aşikardır.
Anılan yeni İYUK düzenlemesinin, Anayasal ve hatta AİHS düzleminde korunan hukuk devleti ilkesi ile ölçülülük ilkeleri açısından tartışmalı olduğu; bu nedenle de mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakları açısından tereddütler oluşturduğu düşünülür.
- Canyaş, Oytun: Vergi Yargılaması Hukukunda Yürütmeninin Durdurulması Kurumunun Genel Niteliği, Vergi Sorunları Dergisi, Ağustos 2010, Sayı: 263
- Balcı, Mustafa: Teminat İsteme ve İhtiyati Haciz Uygulamalarında Yaşanan Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri, İstanbul, Ocak 2021, sy: 291
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
06.02.2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında 7456 sayılı Kanun (“7456 sayılı Kanun”) 15.07.2023 tarihli ve 32249 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
İdari para cezaları için genel usul kanunu olan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun (“Kanun”) bazı maddelerinin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığı (“Gelir İdaresi Başkanlığı”) tarafından hazırlanan B Seri 18 Sıra No.’lu Tahsilat Genel Tebliği...
12 Mart 2023 tarih ve 32130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (7440 sayılı Kanun) m. 20 ile şirket birleşmelerinde “borcun aşağı itelenmesi”ne (debt push down) ilişkin yeni ve önemli bir vergisel düzenleme...
19.07.2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 7186 sayılı Kanunu m. 17 ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na (“BK”) eklenen geçici m. 32 ile finansal güçlük içinde bulunan ancak finans sektörüne olan borçlarının yeniden yapılandırılması yoluyla faaliyetine devam etmesi olanaklı bulunan firmalara...
09.11.2022 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ("7420 Sayılı Kanun") ile vergi mevzuatında önemli değişiklikler ve düzenlemeler yapıldı. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na...
Serbest Bölgeler, ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla kurulan bölgelerdir. Sayılan amaçların gerçekleştirilebilmesi amacıyla...
15 Nisan 2022 tarih ve 31810 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7394 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun...
Son yıllarda ekonomideki artan dijitalleşme ile birlikte birçok yeni iş modeli ortaya çıkmış ve geleneksel iş modelleri büyük ölçüde değişime uğramıştır. Söz konusu değişim ile birlikte uluslararası işletmelerin elde ettiği gelirlerin vergilendirilmesi konusunda...
Sosyal medya, dijital dünya ve internet teknolojisinin gelişmesi ile birlikte ortaya çıkmış ve günümüzde tüm dünyayı önemli ölçüde etkilemiştir. Yeni medyanın baş aktörlerinden biri de sosyal medya içerik üreticileridir. Söz konusu kişiler, sosyal paylaşım ağları üzerinden reklam gelirleri...
1990’lı yıllarda global ekonomi açısından önemli gelişmeler yaşandı. 1900’ların ikinci yarısına geçilirken, Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası’nın faizleri yükseltmesi ve sıcak paranın yönünü Doğu Asya ülkelerinden batıya çevirmesi, 1998 yılında Asya ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz neticesinde...