Previous Page  266 / 476 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 266 / 476 Next Page
Page Background

Maddenin Uygulanması ve Ortaya Çıkan Sorunlar

Uygulamada görülen ve maddenin yanlış uygulanması sonucunu

doğuran kurgu ise şu şekilde gerçekleşebilir. Bir A ve B kişisi arasın-

da geçerli bir sözleşme uyarınca hukuken geçerli bir borç doğmaktadır

ve A tarafından bu alacak için ayrı bir borç ikrarı düzenlenmektedir. Bu

ilişkiden doğan alacak, B tarafından C’ye muvazaalı bir temlik işlemi

ile devredilmektedir. Daha sonra A, temlik işleminin muvazaalı oldu-

ğunu tespit ederek alacağı C’ye ödemeyi reddetmektedir. C de alacağı-

nı talep etmiş ve mahkeme A’nın borçlu konumunda olduğunu ve BK

m. 18/2 uyarınca muvazaa iddiasını ileri süremeyeceğini ifade ederek

C’in talebini haklı bulmuştur.

Maddenin anılan örnek kapsamında uygulanma şekli, maddenin

konusu, kişisi ve amacı bakımından hatalıdır.

Madde konusu bakımından incelendiğinde görülecektir ki madde-

nin uygulama alanı bulabilmesi için borcun kaynağının muvazaalı bir

işlem olması gerekir. Bu şekilde doğan bir alacak ise daha sonradan

geçerli bir temlik işlemi ile temlik edilecektir. Halbuki örnek olayda

muvazaalı olan borcun kaynağı değil, alacağın temliki işlemidir. Baş-

ka bir ifadeyle muvazaalı olması gereken işlem ile geçerli olması gere-

ken işlemler karıştırılmıştır.

Kişi bakımından madde incelendiğinde ise muvazaa iddiasını ileri

süremeyecek olan kişinin muvazaalı işlemin borçlusu olduğu ifade

edilmektedir. Muvazaa iddiasının ileri sürülemeyeceği kişi ise muvaza-

aya taraf olmayan ve muvazaadan haberdar olmayan iyiniyetli üçüncü

kişidir. Örnek olayda ise borçlu konumunda olan A, muvazaalı işlemin

değil, geçerli bir işlemin borçlusudur. Daha önemli nokta ise şudur ki

alacağı temlik eden C, muvazaadan haberdar olmayan iyiniyetli üçün-

cü kişi değil, bizzat muvazaanın tarafıdır.

Söz konusu maddenin uygulanması sırasında göz önünde bulundu-

rulması gereken en önemli nokta ise, maddenin yönelik olduğu amaçtır.

Şöyle ki, maddenin lafzı ve amacı, muvazaanın taraflarını değil, alaca-

ğı iyi niyetle temellük eden üçüncü kişileri korumaya yöneliktir. Hâlbu-

ki örnek olayda maddenin uygulanmasıyla korunan kişi bizzat muvaza-

anın tarafı olup, alacağı iyi niyetle temellük eden şahıs değildir.

252

HUKUK POSTASI 2012