Muvazaa’ya İlişkin BK m. 18/2 (TBK m. 19/2)’nin Uygulanması
Sırasında Ortaya Çıkan Bazı Sorunlar
*
Av. Süleyman Sevinç
Giriş
Muvazaa, mevcut 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (“BK”) 18. mad-
desinde ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı ye-
ni Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 19. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu iki düzenleme esas itibariyle benzer niteliktedir. Söz konusu düzen-
lemelere göre, bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde
ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını giz-
lemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak ira-
deleri esas alınır. Gerçek iradeleri gizlenerek oluşturulan işlemler de
kesin hükümsüzlük veya yokluk yaptırımıyla karşılaşır. Ancak bu ya-
zıda incelenecek husus, muvazaalı işlemler veya bu işlemlere karşı ka-
bul edilen yaptırımlar değil, özel bir düzenleme niteliği taşıyan BK m.
18/2 veya TBK m. 19/2 hükmüdür.
BK m. 18/2 ve TBK m. 19/2 Hükmü
Bu iki hüküm benzer nitelikte olup iki hüküm arasında sadece ifa-
de farklılığı bulunmaktadır. Söz konusu maddelere göre, yazılı bir borç
ikrarına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı bu işle-
min borçlusu, alacağın kaynağı olan işlemin muvazaalı olduğu savun-
masında bulunamaz. Ancak söz konusu maddenin uygulanmasında
doğru anlaşılmayan bazı hususların bulunduğu görülmektedir.
Söz konusu maddenin uygulanması için öncelikle muvazaanın ta-
rafları arasında yazılı borç ikrarı bulunmalıdır ve bu borç ikrarı muva-
zaalı olmalıdır. Buna ek olarak, muvazaalı ikrardan doğan alacağın iyi-
niyetli üçüncü kişiye temlik edilmesi gerekmektedir. Ancak alacağı
temlik eden kişiye karşı borçlunun muvazaa iddiası ileri sürememesi
için muvazaalı olması gereken işlem borcun kaynağı temel ilişkidir;
alacağın temliki işleminin muvazaalı olmaması gerekir.
BORÇLAR HUKUKU
251
*
Mart 2012 tarihli Makale