Previous Page  265 / 476 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 265 / 476 Next Page
Page Background

Muvazaa’ya İlişkin BK m. 18/2 (TBK m. 19/2)’nin Uygulanması

Sırasında Ortaya Çıkan Bazı Sorunlar

*

Av. Süleyman Sevinç

Giriş

Muvazaa, mevcut 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (“BK”) 18. mad-

desinde ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı ye-

ni Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 19. maddesinde düzenlenmiştir.

Bu iki düzenleme esas itibariyle benzer niteliktedir. Söz konusu düzen-

lemelere göre, bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde

ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını giz-

lemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak ira-

deleri esas alınır. Gerçek iradeleri gizlenerek oluşturulan işlemler de

kesin hükümsüzlük veya yokluk yaptırımıyla karşılaşır. Ancak bu ya-

zıda incelenecek husus, muvazaalı işlemler veya bu işlemlere karşı ka-

bul edilen yaptırımlar değil, özel bir düzenleme niteliği taşıyan BK m.

18/2 veya TBK m. 19/2 hükmüdür.

BK m. 18/2 ve TBK m. 19/2 Hükmü

Bu iki hüküm benzer nitelikte olup iki hüküm arasında sadece ifa-

de farklılığı bulunmaktadır. Söz konusu maddelere göre, yazılı bir borç

ikrarına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı bu işle-

min borçlusu, alacağın kaynağı olan işlemin muvazaalı olduğu savun-

masında bulunamaz. Ancak söz konusu maddenin uygulanmasında

doğru anlaşılmayan bazı hususların bulunduğu görülmektedir.

Söz konusu maddenin uygulanması için öncelikle muvazaanın ta-

rafları arasında yazılı borç ikrarı bulunmalıdır ve bu borç ikrarı muva-

zaalı olmalıdır. Buna ek olarak, muvazaalı ikrardan doğan alacağın iyi-

niyetli üçüncü kişiye temlik edilmesi gerekmektedir. Ancak alacağı

temlik eden kişiye karşı borçlunun muvazaa iddiası ileri sürememesi

için muvazaalı olması gereken işlem borcun kaynağı temel ilişkidir;

alacağın temliki işleminin muvazaalı olmaması gerekir.

BORÇLAR HUKUKU

251

*

Mart 2012 tarihli Makale