Previous Page  217 / 440 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 217 / 440 Next Page
Page Background

BORÇLAR HUKUKU

203

özellikle ekonomik krizleri takip eden dönemlerde, yaygın olarak uygu-

lama alanı bulmuştur.

Emprevizyon teorisi, Yeni BK’nın “Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 138.

maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde metni, aşağıdaki gibidir:

“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngö-

rülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kay-

naklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı

sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük

kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve

borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde

güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa

borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını is-

teme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına

sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme

hakkının yerine fesih hakkını kullanır.”

Görüldüğü üzere kanun metni, Yargıtay kararlarında sayılan ve söz-

leşmelerin uyarlanması için aranan şartları tekrar etmektedir. Söz konusu

şartlar, Yeni BK’nın madde gerekçelerinde de numaralandırılmak sure-

tiyle sayılmıştır. Ayrıca söz konusu madde uyarınca, işlem temelinin çök-

mesi durumu ile karşı karşıya kalan borçlunun seçimlik hakkı bulunmak-

tadır: Hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını talep edebilir,

eğer bu mümkün olmaz ise, sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.

Böylece, uyarlama imkanının mevcut olmadığı durumlar bakımından

sözleşmeden dönme veya sürekli edimli sözleşmelerde, sözleşmeyi fes-

hetme imkanları söz konusu olacaktır. Kaldı ki söz konusu imkân, doktrin

tarafından da kabul edilmekteydi.

Emprevizyon teorisi, Yeni BK ile daha somut temellere oturtulmuş-

tur. Kavramın kanun kapsamında düzenleniyor olmasının, uygulamasını

kolaylaştıracağı tartışmasızdır. Ancak dikkat edilmelidir ki emprevizyon

teorisi, ancak sayılan şartların tümünün bir arada bulunması durumun-

da uygulama alanı bulacaktır. Bu kapsamda, sözleşmeler hukukunda ana

kuralın ahde vefa olduğu, sözleşmelerin değişen kurallara uyarlanması

seçeneğine ise ancak istisnai hallerde başvurulabileceği unutulmamalıdır.