BORÇLAR HUKUKU
199
olarak düzenlenmiş olması halinde, BK’nın 125. maddesi uyarınca bor-
cun muaccel olmasından itibaren on yıllık genel zamanaşımı uygulanır.
YBK’nın 128. maddesine göre, “üçüncü bir kişinin fiilini başkasına
karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle
yükümlüdür”. Görüldüğü üzere, garanti sözleşmelerinin temelini oluştu-
ran “üçüncü kişinin fiilini taahhüt” müessesesi, YBK’da mevcut halinden
farklı düzenlenmemiştir. Aynı zamanda uygulanacak zamanaşımı süre-
sinde de bir değişiklik söz konusu değildir.
Ancak yukarıda belirtildiği üzere, kefalet sözleşmelerine ilişkin hü-
kümlerin uygulama alanının genişletilmesi sebebiyle, kefalet sözleşmesi
bakımından geçerli olan nitelikli geçerlik şartları, ehliyet düzenlemesi ve
eşin rızasına ilişkin hükümler garanti sözleşmelerine de uygulanacaktır.
Kefalet Sözleşmesinin Garanti Sözleşmesinden Ayrılması
Garanti sözleşmelerini kefalet sözleşmelerinden ayıran önemli kri-
terler şunlardır:
a) Asli - Fer’i ve Tali Borç:
Kefalet sözleşmesi ve garanti sözleşmesi
arasındaki temel farklılık, kefalet sözleşmesi ifa için fer’i ve türüne göre
tali bir borç yüklerken, garanti sözleşmesi asli ve bağımsız bir borç do-
ğurmaktadır. Kefalet sözleşmesinde, kefil ancak dayanak sözleşme iliş-
kisi geçerli ve icra edilebilir şekilde var olduğunda sorumlu olmaktadır.
BK’nın 492. maddesi uyarınca,
“asıl borç, her hangi bir sebeple sakıt
olunca kefil beri olur”.
Diğer taraftan, garantörün borcu bağımsız nitelik-
te olup, asıl borçlu ve alacaklı arasındaki temel sözleşme ilişkisinden ayrı
bir nitelik arz eder. Bu anlamda, garanti taahhüdü (sözleşmesi), asıl borç-
lu ve alacaklı arasındaki temel sözleşme ilişkisi geçersiz hale gelse de
yürürlüğünü sürdürür ve dolayısıyla garantör garanti taahhüdü ile üstlen-
diği edimin ifasından alacaklıya karşı sorumlu olmaya devam eder. Diğer
bir deyişle, alacaklıyı tazmin ederken, garantör temel borç ilişkisinden
doğan asıl borçlunun borcunu değil, garanti taahhüdünden kaynaklanan
kendi borcunu yerine getirmektedir.
b) Savunmalar (defi):
BK’nın 497. maddesi uyarınca,
“kefil, asıl
borçluya ait bütün defileri alacaklıya karşı dermeyan etmek hak-
kını haiz ve bununla mükelleftir”.
Ancak, işbu imkân garantöre